Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/14 E. 2020/303 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/14 Esas
KARAR NO : 2020/303

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 18/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası ile; 27/11/2017 keşide tarihli 240.000,00-TL, 27/11//2017 keşide tarihli 103.000,00 TL, 27/11/2017 keşide tarihli 85.000,00 TL, 27/11/2017 tarihli 265.000,00 TL’lik çekleri takibe koyduğunu, söz konusu çekler incelendiğinde çeklerin …… tarafından imzalandığını, oysa şirketin imza yetkilisinin ….. olduğunu bu yüzden imza itirazında bulunduklarını, Müvekkili şirketin paylarının 20/02/2017 tarihinde ….. tarafından alındığını, şirketi temsile de aynı kişinin yetkili olduğunu, alacaklı görünen … ile müvekkili arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, işlemin şirketi zarara uğratmak için yetkisiz eski hissedar ……’ ün elinde bulundurduğu çekleri kötü niyetli olarak kullanması ile yapıldığını, Çeklerdeki imzanın şirket yetkilisi tarafından atılmadığının dolayısı ile Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’ nün ….. E. sayılı dosyasından ve takip konusu çekten ve ferilerinden dolayı borçlarının olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkilinin, davalı şirketin kat karşılığı müteahhit sıfatıyla İstanbul, Ümraniye, ….. Mah. …. ada, ….. pafta, ….. parselde …… blok olarak inşa ettiği taşınmazlardan B ve C bloklardan birer daire satın almak üzere anlaştığını ve anlaşmaları gereğince dairelerin bedeli olan toplam 693.000,00 TL’ yi peşin olarak davacı şirkete ödediğini, söz konusu yazılı anlaşmanın 30/10/2016 tarihinde yapılmış olup o tarihte şirketin sahibi dava dışı …… olduğunu, Dairelerin tapuda devir işlemlerinin yapılması hemen mümkün olmadığı için ödenen satış bedelinin karşılığında davacı şirket tarafından müvekkili kişiye tapuları verdiğinde iade edilmek üzere, 13/09/2017 keşide tarihli (27/l 1/2017 olarak düzeltilmiştir), 240.000,00 TL, 11/09//2017 keşide tarihli(27/l1/2017 olarak düzeltilmiştir) 103.000,00 TL, 15/09/2017 keşide tarihli(27/11/2017 olarak düzeltilmiştir) 85.000,00TL, 30/12/2017 tarihli(29/11/2017 olarak düzeltilmiştir) 265.000,00 TL’ lik toplam 4 adet çek verildiğini, Anlaşmanın yapıldığı tarihte şirketin el değiştirmediğini, şirketin devir edilmesi söylenmesine rağmen şirketi devralan kişi keşide edilen çeklerle ilgili hiçbir bildirimde bulunmadığını, hâlbuki söz konusu çek karnelerinde kesilen çeklerin koçanlarının da devralan tarafından incelenmesi gerektiğini, Bankaya ibraz edildiğinde karşılıksız çeklerin çıkması üzerine davacı şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ nün ….. E. sayılı dosyası ile kambiyo takibine başlanıp usulüne uygun olarak tebligat yapıldığını ve borçlu şirket tarafından İcra Hâkimliğine itiraz edilmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosya sureti, Bakırköy CBS ….. Soruşturma dosyası sureti, ticaret sicil müdürlüğünden şirket kayıtları, Bakırköy …… Ağır Ceza Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosya sureti, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, icra takibine konu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira, davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir
Bu açıklamalardan da anlaşıldığı üzere İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak takip alacaklısı olan davalıya aittir. Menfi tespitin konusu adi veyahut kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti olması halinde durum değişir. Bu durumda ispat külfeti davacıda olup davacı HMK 201. maddesi uyarınca senetlere karşı ileri sürdüğü iddiaları yazılı delille kanıtlamak zorundadır.
Somut olayda davacı şirket adına olan dava konusu çeklerin davalı tarafından Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğu, davacı tarafından şirket adına atılan imzaların yetkili temsilci ….. tarafından atılmadığı, hisselerini devreden önceki temsilci …… tarafından atıldığından bahisle İ.İ.K 72/3 uyarınca takibe konu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda, çeklerdeki imzanın …… tarafından atıldığı tarafların kabulünde olup, bu hususta uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, çeklerin devirden önce ve …… yetkili temsilci iken atılıp atılmadığı ve bu kapsamda söz konusu çeklerden davacı şirketin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya içerisinde mübrez İTSM kayıtları uyarınca davacı şirketin tüm hisselerinin 20.03.2017 yılında ….. tarafından ……’den satın alındığı ve aynı tarihli ortaklar kurulu kararı ile …… ‘nun şirketin tek imza yetkilisi olarak atanmıştır.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasına konu çeklerin keşide tarihlerinin ise şirket hisse devrinden ve ortaklar kurulu kararından sonra 27/11/2017 tarihidir. Davalı taraf söz konusu çeklerin hisse devrinden önce ileri tarihli olarak verildiğini iddia etmiştir.
Davalı alacaklı ….., Bakırköy ….. Ağır Ceza Mahkemesinin ….. Esas sayılı ceza dosyasında vermiş olduğu savunmasında, takibe konu çeklerin üzerinde dava dışı …… tarafından çeklerin vadesi üzerinde 3 kez düzeltme yapıldığını, çeklerin devirden sonra düzenlenip verildiğini öğrendiğini beyan etmiştir.
Dava dışı ……, mahkememize hitaben yazdığı beyan dilekçesinde; şirket devrinden sonra davalı ile bir araya geldiğini, geçmişe yönelik olarak 30.10.2016 tarihli sözleşmeyi hazırladıklarını, çeklerin vadesini uzattığında, şirketi devrettiğini ….. ‘in bildiğini, çeklerin …… şirketi ile bir ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda takip, kambiyo senedine dayalı olduğu için ispat külfeti davacıda olup, davacı söz konusu çeklerin şirket devrinden sonra düzenlendiğini ve şirket adına imzalayan ……’ün yetkisiz olduğunu ileri sürmüş ve sunmuş olduğu İTSM kayıtları uyarınca iddiaların ispatlamıştır. Davalı taraf ise çeklerin ileri tarihli olarak düzenlendiğini iddia etmiş, ancak bu hususu ispat edemediği gibi Ağır Ceza mahkemesinde vermiş olduğu savunmasında çeklerin devirden sonra verildiğini bildiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple söz konusu çeklerin devirden sonra yetkisiz temsilci tarafından düzenlenip, imzalanmış olması sebebiyle davacı taraf çeklerden dolayı sorumluluğu olmayıp, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip ve takibe konu;
27/11/2017 keşide tarihli 240.000,00 TL,
27/11/2017 keşide tarihli 103.000,00 TL,
27/11/2017 keşide tarihli 85.000,00 TL,
27/11/2017 keşide tarihli 265.000,00 TL’lik çeklerden dolayı davacı şirketin BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 52.019,02-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 13.004,076-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 39.014,26-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 13.004,76-TL peşin harç ile dosyada yapılan 700,00-TL bilirkişi ücreti ve 130,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 13.866,16-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 55.125,70 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/06/2020

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı