Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1337 E. 2020/244 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1337 Esas
KARAR NO : 2020/244

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/03/2020
KARARIN YAZILMA
TARİHİ : 26/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Taraflar arasında yapılan satış sözleşmelerine istinaden devam eden iplik alış verişi sonucu müvekkil şirketin davalı şirketten 114.280,22 USD cari hesap alacağı oluştuğunu, davalı şirket ile yapılan görüşmeler sonuçsuz kalınca davalı şirket aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine davalı şirket tarafından itiraz edildiğini, bunun sonucunda icra takibinin durduğunu, yetkili icra dairesinin Küçükçekmece İcrası olduğunu ileri sürmüş ve herhangi bir asıl veya faiz borcunun bulunmadığını ileri sürerek itiraz ettiğini, iki şirket arasında 2 yıldır, taraflar arasında yapılan satış sözleşmelerine istinaden devam eden bir ticari hesap alacağının ödenmemesinden kaynaklandığını, dava dosyası münderecatı incelendiğinde taraflar arasındaki satış ve cari hesap ilişkisi çok net bir şekilde görüleceğini, taraflar arasında da devam eden iplik alışverişi süresince ödenmeyen iplik bedelleri, ödenmeyen çekler ve sözleşme gereğince döviz kaynaklı kesilen faturalar için verilen çeklerden doğan kur farkları sonucu hesap alacaklarının ortaya çıktığını, haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, ayrıca %20 inkâr tazminatına mahkûm edilmesine ve icra takibinin devamına, mahkeme masrafları ve ücreti vekâletinde davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;İtirazın iptali davasının görülebilmesi için ortada yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takibin bulunması gerektiği hususunda hiç bir kuşku bulunmadığını, davada yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takip bulunmamakla öncelikle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gereği bulunduğunu, davacı vekili taraflar arasında sözleşme bulunduğunu iddia ederek takibin yetkili yerde başlatıldığını ileri sürmüş ise de ortada ne bir sözleşme ne de müvekkili taahhüt altına sokan bir belge bulunmadığını, davacının sunmuş olduğu kendi antetlerini içeren fotokopi evrak suretinde dahi müvekkil şirket yetkilisinin imzaları bulunmadığını, evrakların yalnızca iki sayfasında müvekkilin kaşesi görüldüğünü, bu kaşeler üzerindeki imzalar da müvekkil şirket yetkililerine ait olmadığını, davacın dilekçesi ekinde dosyaya sunmuş olduğu ve sözleşme olarak nitelediği fotokopi evrakları, evraklardaki imzaları ve içeriklerini reddettiklerini, davacıya bu evrakların asıllarını dosyaya sunmasını talep ettiklerini, müvekkil ile davacı şirket geçmişte açık hesap şeklinde çalışma olmuş ve müvekkilin ödemediği bir mal bedeli, ödemediği kıymetli evrakı ve temerrütte düşmüş sair bir ödeme mükellefiyeti bulunmadığını, hâlihazırda müvekkilin davacı şirkete hiç bir borcu bulunmadığını, davacının alacak talepleri tamamen haksız ve yersiz olduğunu, taraflar arasında müvekkilin davacı şirkete kur farkı ödeyeceğine ilişkin bir teamül de bulunmamakta olduğunu, davacı vekilinin bu yöndeki iddiası asılsız olduğunu, kabulü mümkün olmadığını, davacı tarafın tamamen haksız bir şekilde müvekkile kur farkı ve benzeri nitelikte dayanağı olmayan e-faturalar düzenlediğini, müvekkilde her defasında bu faturalara karşılık yine e-fatura olarak iade faturalar düzenlediğini, davacının haksız faturalandırma işleminin sonu gelmeyince müvekkil bu kez Bakırköy …. Noterliğinin 10.10.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile dayanağı olmayan e-faturaları kabul etmediğini davacı tarafa bildirildiğini, taraflar arasında bir teamül bulunmamakta olduğunu, davacı şirket haksız bir dayatma içerisinde olduğunu, normal faturalandırmanın yoğun olduğu dönemde davacı tarafından düzenlenen 28.02.2018 tarihli … numaralı ve 1.395.32 TL meblağlı bir adet faturanın gözden kaçmış olduğunu, daha sonra fark edilen bu fatura, bedelin düşüklüğü nedeniyle davacı tarafa iade edilmediğini, dava şartı yokluğundan davanın reddine, davacı davasında haksız ve kötü niyetli olmakla talep ettiği alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Bakırköy … İcra Dairesi … İcra dosyası, bilirkişi raporu, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, iplik alım-satım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67 )
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı … tarafından borçlu …ne yönelik 114.280,22 USD asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Somut olayda davacı taraf, davalı ile aralarında iplik alım-satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğunu, iplik alışverişinden kaynaklı ödenmeyen iplik bedelleri ve kur farkından kaynaklı alacağının bulunduğunu iddia ettiği, davalı taraf ise her hangi bir borcunun bulunmadığını, aralarında kur farkının ödeneceğine ilişkin bir anlaşmanın ve uygulamanın bulunmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur. Bu kapsamda taraflar arasında ki uyuşmazlık; taraflar arasındaki iplik alışverişine ilişkin ticari ilişki kapsamında alacağın varlığı, davacı tarafın kur farkı alacağının olup olmadığı, kur farkı alacağına ilişkin olarak taraflar arasında sözlü veya yazılı bir anlaşma olup olmadığı, sektörel anlamda benzer ticari ilişkilerden kur farkı alacağının talep edilebileceğine ilişkin teammül bulunup bulunmadığı, icra müdürlüğünün yetkisi noktasında toplanmaktadır.
İcra müdürlüğünün yetkisine ilişkin itirazın yapılan incelemesinde; Taraflar arasındaki temel ilişkinin ticari nitelikte alım-satım sözleşmesine dayanmakta olup, davacı taraf ödenmeyen kur farkından kaynaklı cari hesap bakiye alacağının tahsiline ilişkin söz konusu takibi başlattığı, davalı tarafın ise süresinde icra müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunduğu, ancak takip ve dava konusunun para alacağı olması sebebiyle BK 89/1 maddesi uyarınca davacı alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yer icra dairesinin de yetkili olduğu ve davacının adresi itibariyle yetkili icra müdürlüğünün Bakırköy İcra Dairelerinin sınırları içerisinde kaldığı, dolayısıyla yetki itirazının yerinde olmadığı kabul edilmiş ve bu itirazı reddolunmuştur.
Takip ve dava konusu alacağın varlığına ilişkin olarak tarafların beyan ettiği deliller celp olunmuş, mali müşavir ve sektörel bilirkişiler eliyle tarafların ticari kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmış, tanzim edilen ek ve kök raporlar dosyaya sunulmuş ve mahkememizce yapılan teknik tespitler yerinde görülerek kök ve ek rapor hükme esas alınmıştır.
Buna göre; davacı ve davalı tarafın 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehlerine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (16.10.2018) itibariyle davacının davalıdan 120.01.023 USD kodlu hesabında 560.758,82 TL (114.280,22 USD) alacaklı olduğu ve 120.01.023 TL kodlu hesabında (-)159.380,18 TL borçlu olduğu davacının ticari defterlerinde kayıtlı davalı alacağının mahsubu gerekeceğinden davacının davalıdan takip tarihi (16.10.2018) itibariyle (560.758,82 + (-) 159.380,18) = 401.378,64 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise takip tarihi (16.10.2018) itibariyle davalının davacıya 64.041,09 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki cari hesap ekstrelerinin incelenmesi neticesinde davalının davacıya USD döviz cinsinden ödemeler yapmış olduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki ticaretin döviz cinsinden olduğuna dair teamülün oluştuğu, kaldı ki taraflar arasında ki iplik birim fiyatlarının USD olarak belirlendiğinin sipariş formlarından, üzerinde kur farkı yansıtılacağı notu yazan davacı tarafından davalıya USD olarak kesilmiş faturalardan, 27.06.2018 tarihli davacının davalıya kur farkı yansıtma bildirim e-mail yazışmasından ve tekstil sektöründeki döviz cinsinden kesilen faturalardaki uygulamaların birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacının davalıya USD döviz cinsinden kestiği faturalarla ilgili fatura kesim tarihiyle ödeme tarihi arasındaki USD kur farkını talep edebileceği kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki cari hesap farkına sebep olan faturalar incelendiğinde davacının davalıya düzenlemiş olduğu 2 adet ve toplamda 337.501,03 TL tutarındaki “ÇEK KUR FARKI” açıklamalı faturalardan kaynaklı olduğu, mezkur faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmekle birlikte mezkur fatura içeriklerinin “ÇEK KUR FARKI” olması ve taraflar arasındaki ticaretin yukarıda izah edilen nedenlerle döviz cinsinden olduğuna dair teamülün oluştuğu dolayısıyla davacının davalıya düzenlemiş olduğu kur farkı faturalarının taraflar arasındaki ticarete uygun şekilde düzenlenmiş olduğu kabul edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında; davacının ticari defterlerinde davalı ile USD döviz cinsinden olan cari hesap hareketlerini 120.01.023 USD kodlu hesabında kaydetmiş olduğu ve takip tarihi (16.10.2018) itibariyle davacının davalıdan 560.758,82 TL (114.280,22 USD) alacağının bulunduğu, taraflar arasındaki ticaretin döviz cinsinden olduğuna dair teamül oluştuğundan ilgili hesapta görülen 114.280,22 USD tutarındaki bakiyeye takip tarihi itibariyle yapılan kur değerlemesi neticesinde 114.280,22 USD davacının davalıdan alacaklı olduğu ancak davacının ticari defterlerinde davalı ile Türk Lirası cinsinden olan cari hesap hareketlerini kaydetmiş olduğu 120.01.023 TL kodlu hesapta takip tarihi (16.10.2018) tarihi itibariyle davacının davalıya (-)159.380,18 TL borçlu olduğu, davacının davalıdan olan alacağının davacının davalıya olan borcundan mahsup edilmesi gerekeceği, mahsup edilecek 159.380,18 TL’nin kura çevrilmiş halinin 27.335,59 USD olduğu ve bu miktarın 114.280,22 USD’den mahsubu neticesinde davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 86.944,63 USD alacaklı olduğu takdir ve sonucuna varılarak, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine ve İİK nun 67/2 maddesi gereğince alacağın likit olması itirazın haksız olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalı tarafın Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile, 86.944,63 USD asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren USD cinsinden mevduata T.C. Merkez Bankasının uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte TAKİBİN DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit olduğundan ve itiraz kısmen haksız olduğundan asıl alacağın takip tarihindeki TL kur karşılığının(5,8305 TL) %20 si oranındaki 101.386,12 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 34.625,46-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 7.983,26 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 26.642,00 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ile 7.983,26-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 135-TL posta gideri ve 1.600,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.735,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.318,00-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 42.394,36-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 18.742,16-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
9-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/03/2020

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı