Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1319 E. 2019/1220 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1319 Esas
KARAR NO : 2019/1220

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/12/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ: 22/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; 29.08.2017 tarihinde, Küçükçekmece İlçesi …… Mahallesi ….. Caddesi ile ….. Sokak kesişimi adresinde …. Kablo ve …. mm kablo, müteahhitliğini davalı …..’nin yapmış olduğu altyapı kazı çalışmaları esnasında kopartılmak ve kırılmak sureti ile hasara uğratıldığını, söz konu hasarlar nedeniyle müvekkil Şirket çalışanı (Tekniker) … tarafından Hasar Tespit Tutanağı düzenlendiğini, olaya ilişkin, Hasar Keşif Tutarı Formu (Malzemeler ve İşçilik Giderleri ayrı ayrı hesaplanarak), E – Fatura, Hasar Tespit Tutanağı, Günlük Şantiye Defteri, Şematik, Saha Tutanağı ile şirketimiz Üst Yazılarının dilekçemiz ekinde sunulduğunu, hasarlar sebebiyle müvekkili şirketin zarara uğramış olduğunu, zarar giderilmiş ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığını, açıklanan nedenlerle, davanın kabulünü,11.262,19-TL şirket zararınını hasar tarihi olan 29.08.2017 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uygulanan değişebilir oranlarda avans faizi, vekâlet ücreti, mahkeme masraflarıyla birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yapılan adreste müvekkil idare elemanlarınca değil dava dışı İdare müteahhitlerinden ….. İnşaat San. Ve Tic. A.Ş ‘nin çalışmasının olduğunu, hasara neden olan firma dava dışı ….. İnşaat San. Ve Tic. A.Ş olduğunu, Küçükçekmece İlçesi, …… Mah. ….. Caddesi ile ….. Sokak kesişimi adresinde ….. inşaat San. Ve Tic. A.Ş yükleniminde “ Avrupa ….. Bölge 2014 yılı 2. Kısım müteferrik …… Kanal İnşaatı İşi” kapsamında ….. inşaat San. Ve Tic. A.Ş tarafından kanal çalışması yapıldığını, hasarın meydana gelmesinde müvekkili idarenin değil, dava dışı ….. inşaat San. Ve Tic. A.Ş ’ nin kusurunun olduğunu, kaldı ki ilgili müteahhit tarafından gerçekleştirilen çalışmaların sigorta kapsamında olması nedeniyle müvekkili idareye husumetin yönlendirilmesi doğru olmadığını, bu yüzden davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, aleyhimize açılan iş bu davada, müvekkil idarenin dava konusu zararı ödemekle yükümlü tutulabilmesi için zararın varlığı yeterli olmayıp, bu zararın idareye atfı kabil ve isnadının mümkün olması, zararla idari eylem veya işlem arasında illiyet bağının (neden-sonuç ilişkisinin) bulunması şartlarının bir arada gerçekleşmesi zorunlu olduğunu, Zararın idari eylem veya işlemden değil de zarar görenin veya bir başkasının eyleminden doğması halinde, zararla idari eylem arasındaki illiyet bağı kesilir ve zararın idari eyleme ve idare tüzel kişiliğine bağlanması imkanı ortadan kalktığını,dava dilekçesinde olayın ardından mahallinde hasar tesbit tutanağı düzenlendiğini beyan ettiğini, düzenlenen hasar tesbit tutanağı tek taraflı olarak hazırlanmış olup, kabul edilebilmesi mümkün olmadığını, zira dava hasar alacağından kaynaklanan maddi tazminat davası olması nedeniyle yasanın öngördüğü faiz yasal faiz olduğunu, açıklanan nedenlerle, davanın öncelikle, Müvekkili İdarenin söz konusu hasar ile doğrudan veya dolaylı olarak bir ilgisinin bulunmaması hasebiyle HUSUMET yönünden, davacı vekilinin Müvekkili İdarenin doğrudan veya dolaylı olarak sebep olmadığı bir hasarın bedelini talep edemeyeceği hasebiyle ESAS yönünden reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;03.05.2019 tarihinde yaptığımız keşif sırasında iddia edilen çalışmalara ait hiçbir çalışmanın bulunmadığı varsa bitirilmiş olduğu tespit edildiği, davacı tarafından 29.08.2017 tarihinde meydana geldiği iddia edilen hasarın …… tarafından yapıldığına dair tutanaklara dayanan davaya ilişkin, davalı …… hasarın kendisinin değil sözleşme yaptığı ve …… adına çalışan …..İnş. San. ve Dış. Tic. A.Ş tarafından gerçekleştirildiği belirttiği,hasar içeriğinin, hasara uğrayan yerde göçen menholün tamiri, menholler arası kablonun Deva Raychem tamir kiti ile tamiri ve ek yapılması, menhollerin yükseltilmesi içerikli olduğu, çeşitli ek parçaları, konnektör, briket yapımı, dolgu, hasar ve anza tespiti gibi yapılması ve kullanılması gerekli malzeme ve işler olduğu, hasar onanm bedelinin o günkü piyasa koşullarında normal değerlerde olduğu, hesaplamalarda …..’un birim fiyat tarifelerinin dikkate alındığı, Yerleşik Yargıtay içtihatları gereği, davalı …… yetkililerinin sözleşme imzalayarak iş yaptırdığı ….. İnş. San. ve Dış. Tic. A.Ş çalışmaları ve çalışanları üzerinde gözetim ve denetim yükümlülüğü bulunduğu, davalı ……’nin hasara kendisinin sebep olmadığını iddia ettiği, bu firmalar ile müşterek müteselsil sorumlu tutulması gerektiği, hasarın giderilmesi için 5.498,91TL malzeme, 5.070,13TL işçilik, 693,15TL işletme zararı olmak üzere toplam 11.262,19TL olduğu bu tutarın o günkü piyasa koşulları için makul olduğu, Yargıtay içtihatları gereği, yerleşik ödeme tarihine kadar avans faizi uygulanması hususunun kabul gördüğü kanaatine vardığını beyan ederek raporunu mahkememize ibraz etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı telekominikasyon şirketine ait kablolara davalı tarafça yapılan kazı çalışmaları sırasında zarar verilmesi iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
Davalı tarafça söz konusu yerde taraflarınca değil idarelerinin müteahhitlerinden olan dava dışı firmanın çalışması olduğunu, hasarın meydana gelmesinde idarelerinin değil dava dışı bu girmanın kusurunun mevcut olduğu, idareleri ile bu firma arasındaki sözleşme hükümlerinde sorumsuzluk hükümleri nedeni ile husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, idareleri ile dava dışı firma arasındaki sözleşmenin istisna sözleşmesi olması nedeni ile davanın husumet neden ile reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Davacı şirket tarafından hasar sonrası hasar tespit tutanağı tutulmuş ve söz konusu zararların ……… İnşaat firmasına giderildiği ve buna ilişkin tutanak ve belgelerin dava dilekçesine eklendiği görülmüştür.
Dava dilekçesine ekli hasar tespit tutanağı incelendiğinde; 29/08/2017 tarihli hasar tespit tutanağının tutulduğu, hasar yerinin Küçükçekmece/…… Mah. ….. Cad. İle ….. Sokak kesişimi olarak belirtildiği, hasarı yapanın …… olarak gösterildiği görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bir inşaat mühendisi ve bir elektronik mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinin mahkememizce verilen yerinde inceleme yetkisi kapsamında yapmış oldukları yerinde inceleme neticesinde düzenlemiş oldukları bilikişi raporunda özetle; iddia edilen çalışmaların ve onarımların bitirilmiş olduğu, tutulan tutanaklarda ne arıza ne de iddia edilen kazılara ve tamirat çalışmalarına ait resim, görüntü mevcut olmadığı, yol ve tretuar üzerinde bulunan menhol ve ek odalarının bölgede yer altı telekom tesisinin varlığını işaret etmiş olması, buna rağmen gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünün gösterilmediği, davalı şirketin alt yapı kazı müsaadesi alıp çalışmalara başladığına dair dosyada hiçbir bilgi ve belge olmadığı, altyapı kazı müsaadesi alınmış olsa ilgili belediyece bölgede altyapısı olabilecek ….., …… gibi kuruluşlara yönlendirilerek kazı yapacağı, bölgede alt yapısı olan kuruluşların haberdar edileceği, kazı yapan davalı tarafın uyarılacağı, alınacak olan kazı müsaadesi belgesi ile kazı yapılacağı esnada …..’dan gözcü talep edilmesi veya önceden ….. yetkilileri ile birlikte güzergahın incelenmesinin yapılabilecek olduğu, davalı tarafın kazı işlemleri ve altyapı sistemleri (yağmur suyu ve atıksı) davacı tarafın altyapı sistemlerinden daha aşağıda bulunduğundan davalı taraf çalışmaları için davacı tarafın alt yapısının daha altına inilmesi gerektiği, bu sebeple yapılan iş ile hasar arasında illiyet bağı bulunmadığı, hasarın giderilme bedelinin toplam 11.262,19 TL olduğu ve bu tutarın o günkü piyasa koşulları için makul olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Söz konusu hasar tespit tutanağını tutan şahıs olduğu anlaşılan ve davacı tarafça tanık olarak bildirilen …’nin yeminli beyanına başvurulmuştur.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacıya ait kabloların ve kablo hattının davalı idare tarafından yüklenici firmaya verilen alt yapı çalışmaları sırasında hasar gördüğü, bu hasarın davacı tarafça 3.şahıs bir firmaya ücreti mukabilinde gidertildiği, ödenen ücretin o günkü piyata koşulları için makul olduğu, davalı idarenin yapılan alt yapı çalışmalarını inkar etmeyip bu çalışmaların kendileri tarafından sözleşmeyle yüklenici firmaya verilmesi nedeni ile yüklenici firma tarafından yapıldığını belirttiği, davalının belediyeye bağlı bir kuruluş olduğu, alt yapı çalışmaları sırasında çalışmanın mevzuata uygun olarak düzgün bir şekilde yapılıp yapılmaması hususunda denetim ve gözetim yükümlülüğü blunduğu, ancak ne bizzat davalı idare tarafından ne de yüklenici firma tarafından kazı müsaadesi alındığı, aynı yerde alt yapısı bulunan davacı firma ve diğer kuruluşlara bilgi verilmeden ve önlem alınmadan kazı çalışması yapılmasından ve bu çalışma esnasında davacının zarar görmesinden dolayı illiyet bağının ve davalının kusurunun bulunduğu, davalı idarenin kendi sorumluluğu altındaki kamusal faaliyet niteliğinde olan alt yapı çalışması işini sözleşme ile yüklenici firmaya vererek yüklenici firma tarafından işin yapılması sırasında verilen zararları giderim sorumluluğundan kurtulamayacağı, bu konudaki sözleşmedeki sorumluk hükümlerinin sözleşmelerdin nispiliği ilkesi uyarınca sözleşmeye yabancı olan 3.kişi durumunda bulunan davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, bu doğrultuda davacının tazminat isteminde haklı olduğu, her iki tarafın da tacir olması sıfatını haiz olması ve meydana gelen zararın davacının ticari alanı çerçevesinde meydana gelmesi nedeni ile ticari faiz talebinin yerinde olduğu, yine haksız fiil hukukunun genel ilkeleri doğrultusunda haksız fiil tarihinden itibaren faiz istenebileceği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE
11.262,19 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 29/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 769,32.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 192,34.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 100,00.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 576,95.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 192,34.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan 1.355,60.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
9-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
23/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır