Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1313 E. 2019/1222 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1313 Esas
KARAR NO : 2019/1222

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/12/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ: 22/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; 11.10.2017 tarihinde, Esenyurt İlçesi …. Mahallesi, …. Sokak No:…. adresinde,….. mm kablo, müteahhitliğini ……’nin yapmış olduğu altyapı kazı çalışmaları esnasında kopartılmak ve kırılmak sureti ile hasara uğratıldığını, söz konu hasarlar nedeniyle müvekkili Şirketin çalışanı (Tekniker) … tarafından Hasar Tespit Tutanağının düzenlendiğini, olaya ilişkin, Hasar Keşif Tutarı Formu (Malzemeler ve İşçilik Giderleri ayrı ayrı hesaplanarak), E – Fatura, Hasar Tespit Tutanağı, Günlük Şantiye Defteri, Şematik, Saha Tutanağı ve şirketimiz Üst Yazıları dilekçe ile mahkemeye sunulduğunu, hasarlar sebebiyle kuruluşlarının zarara uğramış olduğunu, zararın giderildiğini ancak hasara ilişkin alacaklarının ödenmediğini, açıklanan nedenlerle, davanın kabulünü, 1.092,23-TL şirket zararının hasar tarihi 11.10.2017 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uygulanan değişebilir oranlarda avans faizi, vekâlet ücreti, mahkeme masraflarıyla birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davanın görüm ve çözüm yeri İdare Mahkemeleri olması nedeniyle göreve itiraz ettiklerini,

hasar tesbit tutanağının tek taraflı olarak hazırlandığını, zira belirtilen tarihte idare tarafından ya da herhangi bir müteahhit firma tarafından kazı çalışması yapılmadığı bilgisinin verildiğini, ayrıca bu tarihte müvekkili idareye ulaşmış bir arıza kaydının da mevcut olmadığını, ayrıca hasarla ilgili olarak idareye yapılmış bir tebligatın da bulunmadığını, Belirtilen tarihte bir çalışma yapılıp yapılmadığının ve yapıldı ise kim tarafından yapıldığının …. Alt Yapı Koordinasyon Müdürlüğü’nden sorulmasını talep ettiklerini, faiz başlangıç tarihine itiraz ettiklerini, izah edilen sebepler ile öncelikle haksız ve mesnetsiz davanın usul ve esas yönlerinden reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.

Bilirkişiler tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davacının sunduğu belgelerde meydana geldiği iddia edilen hasarın …… ya da onun adına çalışan müteahhitler tarafından gerçekleştirildiğine dair hiçbir somut delil (görüntü, resim, tanık, haşan verence imzalanmış tutanak vb.) bulunmadığı, mahkemenizce ….. ve Altyapı Koordinasyon müdürlüğüne 12.03.2019 tarihinde davaya konu hasar tarihinde olay yerinde bir çalışma olup olmadığı, olmuşsa kim tarafından yapıldığına dair müzekkere yazılmış, 22.03.2019 tarihli cevap yazısında 11.10.2017 tarihinde ilgili adreste çalışma yapmak için ……’ye altyapı kazı ruhsatı verilmediği belirtilmiş, davacının iddiasına karşın davalının iddia edilen arıza tarihinde belirtilen adreste ne kendilerinin ne de idare müteahhitlerinin çalışma yapmadığını beyan ettiklerini, eldeki mevcut bilgi ve deliller ile meydana gelen arızanın …… ya da müteahhitleri tarafından gerçekleştirildiği kanaatine varılmayacağını beyan ederek raporunu mahkememize ibraz etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı telekominikasyon şirketine ait kablolara davalı tarafça yapılan kazı çalışmaları sırasında zarar verilmesi iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
Davalı tarafça, ilgili birimleri ile yapılan yazışmalar neticesinde belirtilen tarihte idareleri veya müteahhitleri tarafından herhangi bir kazı çalışması yapılmadığını bilgisi verildiği savunulmuştur.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Davacı şirket tarafından hasar sonrası hasar tespit tutanağı tutulmuş ve söz konusu zararların ….. İnşaat firmasına giderildiği ve buna ilişkin tutanak ve belgelerin dava dilekçesine eklendiği görülmüştür.
Dava dilekçesine ekli hasar tespit tutanağı incelendiğinde; 10/10/2017 tarihli hasar tespit tutanağının tutulduğu, hasar yerinin … Mah. ….. Sk. No:…. olarak belirtildiği, hasarı yapanın …… olarak gösterildiği görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bir inşaat mühendisi ve bir elektronik mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinin mahkememizce verilen yerinde inceleme yetkisi kapsamında yapmış oldukları yerinde inceleme neticesinde düzenlemiş oldukları bilikişi raporunda özetle; iddia edilen çalışmaların ve onarımların bitirilmiş olduğu, devam eden hiçbir çalışma ya da onarım olmadığı, tutulan tutanaklarda arıza ya da iddia edilen kazılara ve tamirat çalışmalarına ait resim, görüntü vb. Mevcukt olmadığı, eldeki veriler ile meydana gelen hasarın …… ya da adına çalışan müteahhitler tarafından gerçekleştirildiğine dair hiçbir somut delil bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Söz konusu hasar tespit tutanağını tutan şahıs olduğu anlaşılan ve davacı tarafça tanık olarak bildirilen …’nin yeminli beyanına başvurulmuştur.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davalının dava konusu hasarın meydana geldiği yerde ve tarihte kendileri veya müteahhit firmaları tarafından kazı çalışması yapıldığını kabul etmediği, bu konuda davalı firma veya onun adına müteahhitleri tarafından kazı çalışması yapıldığını ve bu kazı çalışması sonucunda zararın meydana geldiğini ispat mükellefiyetinin davacı tarafa ait olduğu, bu konuda yerinde inceleme yaparak raporunu hazırlayan bilirkişiler tarafından da herhangi bir somut delile ulaşılamadığının bildirildiği, her ne kadar hasar tespit tutanağını tutan …’nin tanık olarak alınan beyanında çalışmanın …… tarafından yapıldığını beyan etmiş olsa da tanığın çalışma yapılan alana çalışma yapılmasından sonra ulaştığı ve tanığın halen davacı firma çalışanı olması hasebiyle başka deilllerle desteklenmedikçe sırf tanık beyanına itibar edilerek hüküm kurulamayacağı, dolayısıyla davacının davasını ispatlayamadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek grekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 35,90.-TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 8,50.-TL karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada yapılan 28,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.092,23.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır