Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1279 E. 2020/382 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1279 Esas
KARAR NO : 2020/382

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ : 08/07/2020

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2018/1263 ESAS VE 2019/472 KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/04/2019

KARARIN YAZILMA
TARİHİ : 09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE;Çek sahibi ……’un KKTC işletme sahibi olduğunu ve müvekkilinin sürekli iş yaptığı ticari müşterisi olduğunu, takibe konu olan çekin mal gönderilmesi karşılığında avans olarak alındığını, davalı alacaklının imalatçı olduğunu, müvekkili ile arasında imalatçı-tedarikçi ilişkisi olduğunu, davalı alacaklıdan mal alıp kendi müşterilerine komisyon karşılığı mal tedarik ettiğini, müvekkilinin çek sahibi …… ile mal alımı için anlaştığını ve çeki avans olarak aldığını, ……’a ait avans çekinin KKTC çeki olması nedeni ile davalı alacaklı müvekkilden bu çeke istinaden teminat adı altında 30.11.2018 vade tarihi 50.000,00 TL’lik bono istediğini, davalı alacaklının belirlenen ürünleri müvekkile teslim etmediğini, ürünleri teslim etmediği gibi bahse konu çeki de icra işlemine koyduğunu, açıklanan nedenlerle Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasının teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını, takip borçlu müvekkilinin avans için verdiği çekin , ticaret konusu ürünlerin teslim edilmediği, dolayısıyla davaya konu çekin bedelsiz kalması nedeniyle takibin iptalini ve kötü niyetli olan alacaklıdan %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;Davacı iddialarının tamamen hayal ürünü, maddi ve hukuki gerekçelerden uzak ve yoksun olduğunu, davaya konu 50.000,00 TL tutarındaki bono’nun teminat karşılığı olmadığını, verilen borca karşılık olduğunu, müvekkili …’un gerçek kişi olduğunu, tacir olmadığını belirterek davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenilmesini talep etmiştir.
Birleşen Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasında bulunan DAVA dilekçesinde ÖZETLE; Davalının müvekkili hakkında Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasında takip başlattığını, takibe konu olan ……’a ait 70.000 TL bedelli çeke karşılık teminat olarak müvekkili tarafından verildiğini, öncelikle Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasının teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını, mahkeme aksi kanaatte ise teminat yatırılarak tedbiren durdurulmasını, takip borçlusu müvekkilinin avans için verdiği çekin, ticaret konusu ürünlerin teslim edilmediği, dolayısıyla davaa konu çekin bedelsiz kalması nedeniyle takibin iptaline ve kötü niyetli olan alacaklıdan %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyasında bulunan CEVAP dilekçesinde ÖZETLE; Davacı tarafın iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın icra takibine konu bonoyu teminat olarak veridğini iddia etmesine rağmen bu iddiasına yönelik belge sunmadığını, müvekkilinin gerçek kişi olduğunu ve tacir olmadığını, müvekkili tarafından davacı borçluya elden borç para verildiğini, borçlunun davacı ödemeyi gerçekleştirememesi üzerine …… bankasına ait 50.000,00 TL değerindeki çeki müvekkiline veriğini bu çekin karşılıksız çıkması üzerine 08/09/2018 düzenleme tarihli davaya konu 50.000,00 TL değerindeki senedi müvekkiline verdiğini, iddia edildiği gibi senedin ve dava konusunun Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyası ile alakasının olmadığını, takip konusu bonodan dolayı borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını belirterek davacının davasının reddine, ihtiyati tedbir talebinin yeniden incelenerek kaldırılmasına, davacının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl davada davacı dava dilekçesinde özetle; Komisyon karşılğı mal alıp sattığını bu hususta davalıdan mal alıp dava dışı …… ‘a gönderilmesi karşılığında anlaşma yaptığını, bu nedenle avans olarak …… almış olduğu çeki yine avans olarak davalıya verdiğnii, ancak mallar teslim edilmediği gibi çekin de icra takbine konulduğunu belirterek bedelsiz kalan çek yönünden icra takibinin iptaline karar verilmesine davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir
Asıl davada davalı cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu çekin avans olarak verildiğini davacının yazılı olarak ispat etmesi gerektiğini, çekin bankaya ibraz edilip karşılıksız kaşesi vurdurulduğunu, ödeme emri tebliğ edilene kadar mahlların teslimine ilişkin hiçi bir bildirimde bulunulmadağını, davacı tarafın tüm iddalarının senetle ispta etmesi belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın , Bakırköy …… İcra müdürlüğnüün ……. esas sayılı dosyasında icra takibine konu çekin davacı tarafından avans olarak davalıya verilip verilmediği, davalı tarafından ürün teslim yapılıp yapılmadığı, taraflar arasında alacak borç ilişkisinin bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Birleşen davada, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kendisi hakkında Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasında takip başlattığını, takibe konu olan 50.000 TL’lik çekin …… a ait 70.000 TL bedelli çeke karşılık teminat olarak tarafından verildiğini beyanla bedelsiz kalan senet yönünden yürütülen icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili birleşen davada, davacı tarafın iddialarını yazılı olarak ispat etmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada 70.000 TL bedelli çek ile, birleşen davada 50.000 TL bedelli bono yönünden taraflar arasındaki alacaklılık borçluluk durumunu ve bu çeklerin teminat ya da avans olarak verilip verilmediği hususlarının tartışılması gerekmektedir.
Kıymetli evrak ve bu bağlamda bir kambiyo senedi olarak bono, içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemediği ve başkalarına da devredilemediği vasıflı ve soyut bir borç ikrarıdır. (TTK. 776) Bononun keşidecisi, bonoda gösterdiği belirli bir bedeli kayıtsız ve şartsız olarak bizzat ödemek konusunda soyut bir vaadde bulunmaktadır. Soyutluk (mücerretlik) ise senedin içerdiği hakkın doğumuna sebep olan temel hukuki ilişkinin senet metninden anlaşılamaması anlamına gelir. Soyutluğun senede yüklediği ilk özellik, hamilin artık senette gösterilen alacağın alacaklısı olduğu konusunda, senetten başka bir delil sunmasına gerek bulunmaması; alacağını sadece bu senetle ispatlayabilmesidir (Öztan, s.173; Poroy, R./Tekinalp, Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 15.b., İstanbul 2001, s.25).
Bonolar kural olarak, birer kredi vasıtasıdır. Aksine sözleşme veya âdet bulunmadıkça edimlerin aynı anda ve karşılıklı olarak ifa edilmesine ilişkin genel ilkenin (TBK m.97) bir istisnası olarak, alt hukuki ilişkinin karşı edimini alan borçlu, para borcunu derhal ödemek yerine bir bono düzenleyerek karşı âkide verebilir. Hatta bu ödemeleri taksitler hâlinde ve ardışık vadelerde düzenlediği bonolara bağlayabilir. Böylelikle bono, keşidecisine ödeme konusunda zaman kazandırırken, lehdarına da ciro suretiyle ticari ilişkisini sürdürmek olanağı sağlar.
Uygulamada bonoların TEMİNAT AMACIYLA DA düzenlendiği görülmektedir. Gerçekten de taraflar arasındaki alt ilişkiden bir borç doğup doğmayacağı ve doğacaksa bunun tutarının ne olduğunun belli olmadığı hâllerde dahi taraflar bono düzenleyebilir ya da mevcut bir bonoyu bu amaçla ciro edebilirler (TTK m.689). Hemen belirtmek gerekir ki, kambiyo senetleri kural olarak mevcut bir borç için düzenlendiklerinden, teminat maksadıyla düzenlenmeleri istisnaidir ve bu durumun da soyutlukla yakından ilişkisi bulunmaktadır. Nitekim bono metnine teminat amacıyla verildiğinin yazılması hâlinde senedin soyutluğu ortadan kalkmakta ve devir kabiliyeti sınırlanmakta, TEMİNAT İBARENİN YAZILMAMASI HÂLİNDE İSE keşidecinin teminat iddiasının ispatlanması, lehdarla sınırlı olmak üzere, yazılı delile ihtiyaç göstermektedir; lehdar dışındaki kambiyo alacaklılarına karşı teminat iddiası ise, bunlar bonoyu kötü niyetle veya ağır kusur ile iktisap etmiş olmadıkça, ileri sürülememektedir (kıyasen TTK m.680).
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, asıl davada davacı lehdar ile davalı ciranta arasındaki ilişkide çekin mal alımına karşılık avans olarak verildiği iddiasının yazılı olarak davacı tarafından ispatlanması gerektiği, bu hususta ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, ancak davalının 24.09.2019 havale tarihli dilekçe ile, çekin alltındaki alım-satım ilişkisine konu olan malları davacıya gönderdiğini iddia ederek ispat yükünü üzerine aldığı, böylelikle teslim hususunun davalı tarafca ispat edilmesi gerektiği, bu kapsamda her ne kadar dosyaya kargo fişi sunulmuş ise de, kargo fişine konu olan malların alım-satım sözleşmesine konu olan mallar ile aynı olup olmadığı yönünde destekleyici maddi bir delilin bulunmadığı, tarafların ticari defterlerin incelenmesi neticesinde dosyaya sunulan iki ayrı bilirkişi raporunda da alım-satım sözleşmesine konu faturalara, sevk irsaliyesine ilişkin bir kayıt bulunmadığı gibi davaya konu çekin kaydının da bulunmadığı, ispat yükü üzerinde olan davalının basiretli bir tacir gibi dvaranarak VUK kanunu uyarınca sattığı mallara ilişkin olarak 7 gün içerisinde fatura düzenlemesi gerektiği, oysa bu yönde bir kaydın ticari defterlerde bulunmadığı, ispat yükünü üzerine alan davalının yemin deliline de dayanmadığı, teslim hususunun böylelikle ispatlanamadığı anlaşılmakla asıl davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden ise, davaya konu 50.000 TL bedelli senedin asıl davaya konu 70.000 TL bedelli çeke teminat olarak verildiğinin iddia edildiği, davacının keşideci, davalının ise bu ilişkide lehdar olduğu, senet üzerinde teminat ibaresi yer almadığı gibi taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, keşideci olan davacının teminat iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiği ancak bu yönde dosyaya yansıyan yazılı bir delil olmadığı, diğer yandan senet üzerinde nakten kaydının yeraldığı, davalının şahsi borç nedeniyle senet alındığı yönündeki iddasının senedin veriliş nedenini talil etmediği, dolayısıyla ispat yükünün yer değiştirmediği, ispat yükü üzerinde olan davacının teminat iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varılmakla birleşen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KABULÜ ile,
Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında icra takibine konu 30.07.2018 keşide tarihli, ….. seri numaralı, 70.000,00 TL bedelli çek yönünden davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Kötüniyet iddiası ispatlanamadığından tazminat talebinin REDDİNE,
3-Birleşen davanın REDDİNE,
4-Kötüniyet iddiası ispatlanamadığından tazminat talebinin REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.879,43.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.219,86.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 3.659,57.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı, 1.219,86.-TL peşin harç ile dosyada yapılan 1.200,00.-TL bilirkişi ücreti ve 171,00.-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.371,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.086,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
9-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40.-TL red karar harcının, vezneye yatırılan 865,44.-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 811,04.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
10-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.387,97 TL.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
12-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır