Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1261 E. 2020/449 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1261 Esas
KARAR NO : 2020/449

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/09/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 10/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE;Davalı …… Tekstil Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin 04/09/2018 tarihli 4.464,42 USD bedelli kur farkı faturası nedeni ile 32.674,62 TL davacı şirkete borçlandığını, davacı firmanın dava konusu faturaya ilişkin kendisine düşen tüm edimlerini ifa etmesine rağmen davalı şirketin söz konusu borcunu ödemeyerek davacı şirketin alacağını sürüncemede bıraktığını, fark faturasının davalı şirket çalışanlarından …… isimli kişiye imzası karşılığında teslim edildiğini, davalı şirketin Bakırköy …. Noterliği’nin 19/09/2018 tarihli ve …… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tarflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul ettiğini, Bakırköy …. Noterliği’nce 24/09/2018 tarihinde ……. yevmiye numarası ile davacı tarafından fatura tekrar gönderilerek davalıya teslim edildiğini, davacı tarafından Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafın işbu icra dosyasına itiraz ettiğini öne sürülerek itirazın iptalini, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;Davacı … davalı şirketin 3 yıldır süregelen ticari ilişki içinde olduğunu, bu 3 yıllık süre boyunca kur farkından doğan herhangi bir uygulama olmadığını, davacının takip dayanağı kur farkından doğan herhangi bir uygulama olmadığını, davacının takip dayanağı kur farkı faturasının nasıl hesaplandığı ve nasıl bir alacak meydana getirdiğinin anlaşılamadağını, davalı şirket tarafından “Kumaş Satın Alma Formu” ile davacıdan kumaş alındığını, bu formlarda taraflar arasında tespit ve kabul edilegelen miktar, alacak ve döviz fiyatının baştan belirlendiğini, davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderilen mutabakat formlarından da görüleceği üzere tarafların cari hesap ve faturalarında mutabık olduğunu, davacı şirketin davalı şirketten herhangi bir alacağı veya davacı şirket ile davalı şirket arasında kur farkı konusunda herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacı şirket tarafından 04/09/2018 tarihli kur farkı açıklamalı faturanın davalıya iadeli taahhütlü mektupla gönderildiğini, davalı şirket tarafından da 12/09/2018 tarihinde iade edildiğini, davalı şirketin asıl alacak borcu bulunmadığı için işleyecek faiz borcunun da bulunmadığını öne sürerek davanın reddni, ve reddedilen miktar üzerinden en az %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67 )
Uyuşmazlık, davacının davalıdan faturaya dayalı kur farkı isteme hakkının olup olmadığına ilişkindir.
Takip talebine davalının süresinde itiraz ettiği, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava ettiği görülmüştür.
Y. 19 HD
ESAS SAYISI : 2018/1227
KARAR SAYISI : 2019/1611 emsal sayılı kararında;
“Taraflar arasındaki uyuşmazlık kur farkı alacağından kaynaklanmaktadır. Davacı tarafından düzenlenen faturaların Amerikan Doları cinsinden olduğu görülmekle kural olarak kur farkı istenebilmesi mümkün ise de; dava konusu uyuşmazlıkta davalının çekle ödemede bulunduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekirken, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”
Y. 19 HD
ESAS NO : 2017/4782
KARAR NO : 2018/5802 emsal sayılı kararında;
“Dava, kur farkı alacağından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan bedel yabancı para cinsinden olup, davacı alacağının tahsili için davalı tarafından verilen çekleri teslim almış olmakla çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemez. Davacı tüm alacağının bu bedel üzerinden ödenmesini kabul etmiş bulunmaktadır. Bu nedenle davanın reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
Y.19. HD
ESAS NO : 2016/6067
KARAR NO : 2017/842 emsal sayılı kararında;
“Dava yabancı para cinsinden doğan satış ilişkinden kaynaklanan kur farkı alacağının tahsili için başlatılan icra takibinde yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ödemelerini çek ile yapmıştır. Bu ödemelerde kur farkı istenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.”
Dosyanın yapılan incelemesi sonucunda; davacının kur farkı faturası nedeniyle ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresi içerisinde takibe itiraz ederek sunduğu cevap dilekçesinde davacı taraf ile 3 yıldır süregelen ticari ilişkilerinde kur farkından doğan herhangi bir uygulama olmadığı savunması ile borca itiraz ettiği, dosya delillerin toplandığı, mali müşavir Dr. Öğr. Üyesi …… ‘ten rapor alındığı, düzenlenen raporda taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacak bakiyesinin muhasabesel olarak kalmadığı, davacı tarafından faturaların USD cinsinden düzenlenerek üzerinde yer alan döviz kurları ile TL ye çevrilerek muhasebe kayıtlarına işlendiği, davalı tarafından yapılan ödemelerin USD ‘ye çevrilmesinde, ödeme tarihinden bir önceki iş günü saat 15.30 ‘da belirlenen gösterge niteliğindeki TCMB USD efektif satış kuru kullanılarak hesaplama yapıldığı, davacı tarafından düzenlenen kur farkı hesaplamasında çekin alındığı tarihin değil vade tarihinin dikkate alındığı, dosyamızda ödemelerin TL tutarlı çekler ile yapıldığının görüldüğü, Y. 19 HD’nin emsal ilamları da dikkate alındığında, davacı tarafından düzenlenen faturaların Amerikan Doları cinsinden olduğu, kural olarak kur farkı istenebilmesi mümkün olduğu, ancak dava konusu uyuşmazlıkta davalının çekle ödemede bulunduğu, bu hususta bir ihtilaf bulunmadığı, çekin bir ödeme vasıtası olduğu, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabileceği, buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabul edilmesi gerektiği, ayrıca davacının kötüniyeti sübut bulmadığından davalının icra kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-Davacının kötü niyeti subut bulmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 394,40.-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 340,00.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.901,19 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır