Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1246 E. 2019/1000 K. 04.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1246 Esas
KARAR NO : 2019/1000

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2018
KARAR TARİHİ : 04/11/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 04/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Tarafların davalıya ait ürünlerin reklamlarının yayınlanması konusunda anlaştığı, bu durumun yayın ordinosu ile sabit olduğunu, müvekkilin hizmeti tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, toplamda 7.434 TL üç adet fatura düzenlediklerini, davalının faturalara itiraz etmediğini, davalı şirketin cari hesaba istinaden 11.800 TL ödeme yaptığını, kısmi ödeme yaptıktan sonra kalan bakiye 5.605 TL için Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine takip başlatıldığını, takibe itiraz edilerek takibin durduğunu aynı zamanda davalının İcra dairesinin yetkisine karşı yaptığı itirazların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek İtirazın iptaline, takibin devamına davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına ve yargılama giderleri ile vekaleti ücretin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Yetki itirazları olduğunu, müvekkillerine başlatılan İcra Müdürlüğünün de yetkisiz olduğunu, müvekkilleri şirket ile davacı şirket arasında hiçbir sözleşme olmadığını, ordino belgelerinde imzası olmadığını, faturaların hukuki sonuç doğurmayacağını, müvekkil şirketin davacı şirkete borcu olmadığını belirterek dava yetkisiz mahkemede açıldığından usulden reddine, kabul görmez ise İtirazın iptali davasının esastan reddine ve takip tutarının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve yargılama giderleri ile vekaleti ücretin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İcra dosyası Uyaptan getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Dava dilekçesi ekindeki ordino kayıtları, dergi sayfa çıktıları ve faturalar incelenmiştir.
Mahkememizce tacir olan her iki tarafın ticari defter ve belgeleri ile davacı tarafça sunulan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya sunulan bir SMMM ve bir sektör bilirkişisinden(medya-iletişim ve reklamcılık alanında) oluşan bilirkişi heyetinin 22/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 5.605,00 TL alacaklı olduğu, dava konusu faturaların davalının ticari defterlerine de işlendiği ve davalı ticari defterlerine göre davalının davacıya 5.074,00 TL borçlu olduğunun görüldüğü, aradaki 531,00 TL lik farkın kaynağının davalının 2016 yılına borç devri sıfır olarak görülmekte iken davacı kayıtlarında 18.585,00 TL olarak görülmesi olduğu, davalının davacı ile 2016 yılına sıfır devir bakiye ile ticari ilişkiye başladığı halde aldığı hizmet faturalarına karşılık banka havalesi ve diğer faktöring ödemeleri ile birlikte daha fazlaca ödeme yaptığının tespit edildiği, bu durumun davalının 2016 yılına devir ettiği sıfır bakiye ile uyuşmadığı ve esasında davacıya daha fazla borçlu olduğunu gösterdiği, davacının davalı ürünlerinin reklamlarını yaptığı ve edimini ifa ettiği belirtilmiştir.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalıya yayın hakkı sahibi bulunduğu dergide davalıya ait ürünlerin reklamlarının yayınlanması konusunda anlaşmaları sonucunda verilen bu hizmetten dolayı davalıdan alacaklı bulunduğundan bahisle başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davalarında takibin yetkili icra dairesinde başlatılmış olması özel dava şartıdır. Bu konuda davalı/borçlunun borca itiraz dilekçesinde icra dairesinin de yetkisine itiraz ettiği görülmekle öncelikli olarak bu hususun tartışılması gerekmiştir. İcra takibinde talep edilen ve davamızın konusunu oluşturan alacak sözleşmeye dayalı para alacağı olup, para alacaklarının ifa yeri 6098 sayılı TBK’nun 89.maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yeridir. Bir başka deyişle para borçları götürülecek borçlardandır. İİK’nun 50 ve HMK’nun 10.maddeleri uyarınca sözleşmenin yerine getirileceği yer icra dairesinin de yetkili bulunduğunun açık olması karşısında davacı alacaklının kendi yerleşim yerinde takip yapması usul ve yasaya uygun olup, davalı/borçlunun icra dairesinin yetkisine yaptığı itiraza itibar edilmeyerek bu konudaki özel dava şartının mevcut bulunduğu mahkememizce saptanmıştır.
Keza davalı taraf her ne kadar cevap dilekçesinde ilk itiraz olarak mahkememizin yetkisine de itiraz etmiş ise de yukarıda belirtilen aynı gerekçelerle bu itirazı da mahkememizce kabul görmemiştir.
Davalı taraf cevabında, davacı tarafça edimin ifa edilmediğini ileri sürmüştür. Taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden davalının ürünlerinin davacıya ait dergide reklamının yapılması hususunda anlaştıkları sabittir. Keza yine dergi sayfalarında söz konusu reklamların yapıldığı görülmekte olup, yayıncı/reklamcı bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetinin raporunda da davacı ediminin yerine getirildiği saptanmıştır. Davalı, dava konusu faturaları kendi ticari defterlerine kayıt etmekle, sözleşme konusu davacı ediminin yerine getirilmediğini ispatlaması gerekmektedir. Ancak sunulan tüm delillerden davacı kendi edimini yerine getirdiğini ispatlamıştır. Yine, tarafların ticari defterleri arasındaki 531,00 TL lik farkın kaynağının davalının 2016 yılına borç devri sıfır olarak görülmekte iken davacı kayıtlarında 18.585,00 TL olarak görülmesi olduğu, davalının davacı ile 2016 yılına sıfır devir bakiye ile ticari ilişkiye başladığı halde aldığı hizmet faturalarına karşılık banka havalesi ve diğer faktöring ödemeleri ile birlikte daha fazlaca ödeme yaptığı bilirkişi raporu ile saptanmış olup, bu husus davalının 2016 yılına devir ettiği sıfır bakiye ile uyuşmadığı ve esasında davacıya daha fazla borçlu olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, davalın borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne ve alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalının Küçükçekmece …. İcra müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin aynen devamına,
Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 382,88.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 95,72.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 287,16.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 95,72.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.290,20.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
04/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır