Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1210 E. 2020/193 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1210 Esas
KARAR NO : 2020/193

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2014
KARAR TARİHİ : 26/02/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 27/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 27/10/2014 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirketin tekstil ürünlerinin imali, satışı ve pazarlanması işiyle iştigal ettiğini, davalı firmaya 1.000 adet ürünün fatura ve sevk irsaliyesi ile satımın yapılarak teslim edildiğini, davalı şirketin malları aldıktan uzun süre sonra noter marifetiyle ihtarname göndererek pantolonlarda imalat hataları bulunduğu bu yüzden faturayı kabul etmediklerini buna istinaden iade faturasının ihtarname ile gönderildiğini, kendilerince noter marifetiyle müvekkili firmaya ayıp ihbarının TTK da öngörülen süre ve şekilde yapılmadığını, fatura içeriğine süresinde itiraz edilmediğini, 3 gün içinde fatura bedelinin kendilerine ödenmesini talep ve cevabi ihtar ettiklerini, davalı yanın ödemeyi yapmadığını, TTK. 21/2 ve 25/1-c ve 25/3. maddelerindeki faturaya itiraz ve ayıplı mallara ilişkin açık maddelerin mevcut olduğunu, ayıp konusunda Yargıtay’ın içtihatlarının mevcut olduğunu, davalı yanın ayıp ihbarını süresinde ve kanunun aradığı şekil ve şartlarda yapmadığını bu nedenlerle 39.304,65 TL alacaklarının davalıdan tahsiline, alacaklarına 05.05.2012 tarihinden itibaren reeskont avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı şirketin 3 adet faturaya istinaden toplamı 43.098,28 TL. üzerinden müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini, davaya konu fatura içeriği borç müvekkili tarafından kabul edilmeyip bu tutara itiraz edilerek diğer faturalar yönünden borçlarını ödemiş olduklarını, itiraz olunan tutar üzerinden itirazın iptali davası açıldığını ancak dosyanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, müvekkilinin …….. isimli markanın ihtiyacı olan 1.000 adet pantolonu davacı üreticiye üretimi ve ihracatı konusunda sözlü ve yazılı anlaşma sağladıklarını, davaya konu fatura alacağı muhteviyatı ürünlerin ….. ve …… sipariş kodlu pantolonlar olduğu, davacı firmaca üretimi tamamlanan pantolonların müvekkili şirket yetkililerince kalite kontrollerinin gerçekleştirildiğini, bulunan ayıpların davacı şirket görevlisinin imzası tahtında tutanak altına alınarak ayıp ihbarının malların teslim alınması esnasında derhal yapıldığını, ayıplar nedeniyle malların müşterileri firma tarafından kabul edilmemesi durumunda sorumluluğun imalatçı/davacı yanda olacağı açıklanmış ve davacı şirketin sorumluluğu üstlenmesi üzerine imalatçı sorumluluğunda sevk şerhi tutanağa işlendikten sonra malların yurtdışına sevkinin gerçekleştiğini, mallardaki ayıpların teslim alındığı aynı gün yapılarak her iki şirket görevlisi çalışanlarınca imza ile tutanak altına alındığını, yurtdışı alıcı tarafından ayıplar belirlenip ve malların kabul edilmeyeceğinin müvekkiline bildirildiğini, durum davacı şirket yetkilisine bildirilip malları iade almayı isteyip istemedikleri sorulmuş ve toplanma ile Türkiye’ye geri getirme masraflarının davacı yana ait olacağının bildirildiğini ve ancak davacı yanın kendi üretici hatasını kabul etmediğini, davacı toplanma ve iade masraflarını kabul etmediği için malların Danimarka’daki nakliyeci deposunda toplandığını, kendi alıcı firmalarının mal bedellerini ödemeyerek mal bedeli ödenmeksizin belge düzenlendiğini, kendilerince 36.393,19 TL. mal bedeli ve 4.091,65 TL. yurtdışı ara nakliye bedeli olarak 43.396,30 TL.’nın davacı şirkete fatura edildiğini, müvekkil şirketçe keşide edilen faturanın noter ihtarnamesi ekinde davacı şirkete gönderildiğini, fatura içeriğini kabul etmeyen davacı mallardaki ayıbın TTK. da öngörülen süre ve şekilde yapılmadığı iddiasıyla faturayı noter ihtarı ile iade ettiğini, müvekkili şirketin kalite kontrolünün yapıldığı 05.05.2012 tarihinde mevcut ayıpları tespit ettiğini ve tutanak altına alarak davacı yana ihbar ettiğini, içeriği itibariyle ayıptan karşı tarafı haberdar olmasını sağlamaya elverişli her türlü ihbarın ayıp ihbarı olarak kabülünün mümkün olduğunun Yargıtay içtihatlarınca da sabit olduğunu, ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun olarak yapıldığını, bu nedenlerle haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca cevaba cevap ve 2. cevap dilekçeleri ile birlikte delil listeleri ve ekleri dosyaya ibraz olunmuş, mahkememizce Bakırköy …. Noterliği’nden, Bursa …. Noterliği’nden ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden bir kısım evrak ve belgeler dosyamız arasına celp edilerek incelenmiştir.
Dosyada ön inceleme aşaması tamamlanarak tahkikat aşamasına geçilmiş ve mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarında tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bu kapsamda bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda ÖZETLE; Davacı ve davalı yanın, 2012 yılına ait Ticari Defterlerinin HMK. ve TTK. hükümlerindeki unsurlara uygun olduğu, davacı yanın, kendi 2012 yılı kendi ticari defterlerine göre, davalı yandan dava tarihi itibariyle 49.092,46 TL. Alacaklı olduğu kayıtlı olmakla birlikte, davalı yanca icra kanalı ile davacıya yapılan ödeme de davacı yanca kayıt altına alınması gerektiği ve bu işlem sonrasında davacı yanın davalı yandan 44.822,99 TL. Alacaklı olacağı ve huzurdaki davaya konu fatura bedeli olan 39.304,56 TL’. tutarlı 05.05.2012 tarihli faturanın bu alacağın içerisine dahil olduğu, davalı yanın, kendi 2012 yılı kendi ticari defterlerine göre, davacı yandan dava tarihi itibariyle 22.263,56 TL.Alacaklı olduğu, her iki taraf dava tarihi itibariyle kendi ticari defterlerinde birbirlerinden Alacaklı olduklarına dair kayıt gerçekleştirmiş oldukları, taraflar arasındaki hesabi farkın 61.568,12 TL. olduğunu ve davacı yanın huzurdaki dava kapsamında Alacağının mevcut olup olmayacağının belirlenebilmesi için raporumuzun 13. maddesinde belirtilen iki hususun değerlendirilmesinin Mahkemenin takdirlerinde olduğu rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebinden ibarettir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; ….. Esas ….. karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay …. Hukuk Dairesinin ….. esas, …… karar sayılı kararı ile ”… davacı yüklenici tarafından imal edilen pantolonların bahsi geçen 05.05.2012 tarihli “Kalite Kontrol Raporu”nda belirlenen ayıpları taşıdığı ve bu belgenin davacı tarafı bağladığı kabul edilerek iş bedelinden indirim yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. İş bedelinden indirim yapılması konusunda gerek Dairemizin gerekse Yargıtay’ın uygulaması “nisbi metod” yönündedir. Bu nedenlerle mahkemece, indirim bedeli nisbi metoda göre belirlenip davacı alacağından mahsup edilmek suretiyle iş bedelinin hesaplanarak hüküm altına alınmasından ibarettir. Aksi düşüncelerle verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuş kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ve dosya yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

Somut davada, davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici vekili; davacının tekstil ürünleri imâli, satışı ve pazarlaması ile ilgilendiğini, davacı tarafından üretilen 1000 adet pantolonun 05.05.2012 tarih ve …. fatura no ile aynı tarihte ve ….. sayılı sevk irsaliyesi ile davalıya teslim edildiğini, ancak davalı şirketin malları teslim aldıktan sonra Bursa ….. Noterliği’nin 14.06.2012 tarih ve …. yevmiye nolu 20.06.2012 tarihinde davacıya tebliğ edilen ihtarnameyi gönderdiğini, ihtarnamede üretilen mallarda imalât hataları olduğu, ticari tedavül kabiliyetleri olmadığından bahsedildiği, davalıya keşide edilen 05.05.2012 tarihli faturayı kabul etmediklerini, bu nedenle 43.369,30 TL’lik faturanın ihtarname ile iade edildiğini, davalıya karşı ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede, imalât hataları bulunduğuna dair iddiaları kabul etmediklerini, pantolonların 05.05.2012 tarihli ve aynı tarihli sevk irsaliyeli fatura ile teslim edildiğini, ayıp ihbarının TTK’da öngörülen süre ve şekilde yapılmadığını, fatura içeriğine süresinde itiraz edilmediğini, bu nedenle karşı ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde fatura bedeli olan 39.304,65 TL‘nin ödenmesini talep ettiklerini, ancak fatura bedelinin ödenmediğini, malların teslim tarihinin 05.05.2012, faturaya itiraz tarihinin ise 14.06.2012, itirazın davacıya tebliğinin ise 20.06.2012 olduğunu, ihbarın kanunun aradığı şekilde ve süresinde olmadığını, üretilip teslim edilen mallarda herhangi bir kusur bulunmadığını, 39.304,65 TL’nin 05.05.2012 tarihinden itibaren faiz işletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iş sahibi vekili ise; mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının 17.04.2012 tarih ….. nolu 2.728,00 TL tutarlı, 25.04.2013 tarih ve ….. nolu 1.064,82 TL tutarlı, 05.05.2012 tarih ve ….. nolu 39.304,65 TL tutarlı 3 faturaya istinaden 43.098,28 TL bedeliyle Bakırköy ….. İcra Dairesi’nde ….. nolu takip dosyası ile ilâmsız icra takibinde bulunduğunu, takibe konu edilen 05.05.2012 tarihli 39.304,65 TL tutarlı fatura içeriğinin kabul edilmediğini, ancak 3.793,06 TL asıl alacak ve bu alacak üzerinden hesaplanan toplam 4.269,47 TL borcun kabul edildiğini ve icra dosyasına yatırıldığını, davacı tarafından 39.304,65 TL üzerinden Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas nolu dosyası üzerinden itirazın iptâli davası açıldığını ancak dosyanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davalının merkezi Danimarka’da bulunan bir şirketin satışını yaptığı pantolonların ihtiyacı olan 1.000 adet pantolonu Danimarka’ya ihraç edebilmek için üretimi konusunda davacı ile anlaşmanın sözlü ve mail yolu ile sağlandığını, pantolonların üretiminin tamamlanmasını müteakip, malların yurt dışına sevkiyatı öncesinde davalı şirket elemanı kontrol görevlisi tarafından kalite kontrollerinin gerçekleştirildiğini, bu eksikliklerin derhal tutanak altına alındığı, ayıp ihbarının malların teslim alınması esnasında derhal yapıldığını, mallar üzerindeki ayıplar nedeniyle malların müşteri firma tarafından kabul edilmemesi halinde sorumluluğun davacıya ait olduğu hususunda açıklamada bulunulduğu, davacının sorumluluğu üstlendiği bunun üzerine imalâtçı sorumluluğunda sevk şerhi ile aynı tutanağa düşüldükten sonra malların yurt dışına sevkinin gerçekleştiği, ayıp ihbarının süresinde ve TTK’da öngörülen şekilde yapılmadığına dair iddianın kötüniyetli olduğu, mallardaki ayıpların açıkça ve derhal gözle görünür olduğundan mallar kontrol edilir edilmez derhal davacıya ayıp ihbarının yapıldığı ve 05.05.2012 tarihli tutanak ile davacı ve davalı şirket çalışanları tarafından tutanak altına alındığı, malın yurt dışı alıcısı tarafından kabul edilmemesi halindeki sorumluluğun davacı tarafından kabul edildiği, yapılan ayıp ihbarının şekle tabii bulunmadığı savunulmuştur.
Taraflar arasında sözlü olarak eser sözleşmesinin kurulduğu ve bu sözleşme gereğince sözleşmeye konu pantolonların dikilerek davalı iş sahibine teslim edildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, bu hususta 39.304,65 TL bedelli faturanın düzenlendiğini, bu fatura nedeniyle taraflar arasında karşılıklı ihtarnamelerin gönderildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı yüklenici tarafından dikilen pantolonlarda ayıp bulunup bulunmadığı ve bu ayıplardan dolayı bedelden indirim yapılıp yapılmayacağı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, kurulduğu tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470.) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır.
Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 359. maddesinin 1 fıkrasında bulunan “İmal olunan şeyin tesliminden sonra iş sahibi, işlerin mutat cereyanına göre imkanını bulur bulmaz o şeyi muayeneye ve kusurları varsa bunları müteahhide bildirmeye mecburdur.” hükmü gereğince ayıp ihbarı yapılması gerekli bulunmaktadır. Davalı taraf ayıp ihbarının 05.05.2012 tarihli tutanakla ayıp ihbarının yapıldığını savunmakta, davacı taraf ise bu tutanakta bulunan imzanın kendilerini bağlamadığını ileri sürmektedir. Dosyaya ibraz edilen 05.05.2012 tarihli “Kalite Kontrol Formu” başlıklı belgede davacı çalışanının imzası bulunmakta olup, işin niteliği gereği bu imza ile davacı tarafın bağlı olduğu kanaatine varılmıştır.

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

Bu kapsamda, davacı yüklenici tarafından imal edilen pantolonların bahsi geçen 05.05.2012 tarihli “Kalite Kontrol Raporu”nda belirlenen ayıpları taşıdığı ve bu belgenin davacı tarafı bağladığı kabul edilerek iş bedelinden indirim yapılması gerektiği kanaatiyle, İş bedelinden indirim yapılması konusunda Yargıtay’ın yerleşik uygulaması olan “nisbi metod” yöntemine göre hesap yağılması amacıyla dosya bir tekstil mühendisi ve bir mali müşavirden oluşan heyete tevdi edilmiş, sunulan raporda yapılan hesaplama denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bulunmuştur.
Buna göre, taraflar arasında kararlaştırılan satış bedelinin ürün başına 36.39319 (KDV hariç) TL olduğu, ayıplı ürüne ait rayiç bedelin 28 TL olduğu, ürünün ayıpsız bedelinin ise 37 TL olduğu, nispi metot hesabına göre yapılan hesaplama neticesinde 1000 adet sipariş olduğu göz önüne alınarak indirilmiş ücretin KDV dahil 29.744,05.-TL olacağı, diğer yandan davacının davalıya Bakırköy …… Noterliğinin 21/06/2012 tarih ve ….. yevmiye numaralı ihtarı ile 39.304,65.-TL bedelli faturanın 3 gün içinde ödenmesini ihtar ettiği, davalı tarafın ihtarnameye 22/06/2012 tarihinde tebellüğ ettiği, bu nedenle faiz başlangıcının 28/06/2012 tarihi olması gerektiği ve bu tarihten itibaren ticari avans faizine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
29.744,05 TL’nin temerrüt tarihi olan 28/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.031,81.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 671,25.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.360,56.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (Bozmadan önce 2.013,65.-TL harcın davalıdan tahsili için Vergi Dairesine Harç Tahsil Müzekkeresi yazıldığı anlaşılmakla, fazla tahsil edilen 653,09.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davalı tarafa iadesi için Vergi Dairesine müzekkere yazılmasına,)
3-Davacı tarafından yatırılan 25,20.-TL başvurma harcı ile 671,25.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 202,90.-TL posta gideri ve 950,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.152,90.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 876,20.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 95,25.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 22,86.-TL’sının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.461,61.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal sürede Temyiz Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.*