Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1138 E. 2019/174 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1138 Esas
KARAR NO : 2019/174

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 20/02/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 20/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; 01/09/2016 tarihinde dava dışı sigortalı ….’a ait ….. plaka sayılı aracın park halinde iken inşaattan düşen kalıpların aracın tavan kısmına zarar verdiğini ve sigortalısına yaptıkları ödemenin, ödemenin yapıldığı tarih olarak belirttikleri 01/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan rücuen tahsilini talep ettiğini, 4.012,00 TL sigorta rücu tazminatının, ödeme tarihi olan 01/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiğini, müvekkil ….. A.Ş. dava konusu olay nedeniyle sigortalısına, 01/11/2016 tarihinde 4.102,00 TL sigorta tazminatı ödediğini, müvekkil …. A.Ş. sigortalısına yapmış olduğu ödeme nedeniyle TTK.md.1472 gereğince sigortalının haklarına halef olduğundan 4.102,00 TL alacak için zarar sorumlusuna karşı rücu hakkının doğduğunu, müvekkili şirket tarafından ödenen sigorta tazminatının rücuen tahsili için dava öncesinde davalya rücu başvurusunda bulunulmuş ise de davalı müvekkil şirkete herhangibir ödemede bulunmadığından ve davalı tarafın tacir, sigortalı ticari aracın da ticari faaliyeti sırasında dava konusu zarar meydana gelmiş olduğundan müvekkil şirket alacağının tazmini için davalıdan 4.102,00 TL sigorta rücu tazminatının ödeme tarihi olan 01/11/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;Davacı taraf müvekkil şirkete rücuen tahsil için dava öncesinde başvuruda bulunduğunu iddia etse de müvekkil şirkete herhangibir başvurunun yapılmadığını, ekspertiz raporlarının ise uygulamada yine tek taraflı beyanlar esas alınarak hazırlandığını, davacı tarafın kusur ve zarar arasındaki illiyet bağını somut, tartışmasız ve tek taraflı beyana göre hazırlamayan deliller ile ispatlaması gerektiğinden davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli ….. Esas ve ,…. Karar sayılı kararında bu husus, “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının, muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde (6762 sayılı TTK’nun 1301. md.) “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında davalı alacaklı sigorta şirketi meydana gelen zararı sigorta poliçesi gereğince ödeyerek zarara sebebiyet verenden ödediği bu zararı rucüen icra takibi ile talep etmiş olup, temel ilişkiye bakıldığında, zarara uğrayan ile davalı arasında haksız fiilden kaynaklanan bir uyuşmazlık söz konusudur. Haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlık nedeniyle B.K.49 ve devamı maddelerinin uygulanması söz konusudur ve uyuşmazlık genel hükümlere tabidir. Zarara uğrayan ve davacı arasında ticari bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Sigorta şirketi de söz konusu takibi zarar veren yerine geçerek rucüen açtığından halefiyet ilkesi gereği eğer zarar gören dava açsaydı, nerede görülecek ise bu davanın da orada görülmesi gerekecektir.
Neticeten; temel ilişki haksız fiilden kaynaklanan tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunmadığından ve ticaret kanununda düzenlenen bir husustan kaynaklanmadığından çıkan uyuşmazlığın genel hükümlere tabi olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Rucüen talepte bulunan da ilgili kişinin yerine geçtiğinde aynı esasların cari olduğunu kabul etmek gerekir. Temel ilişkiye bakıldığında yetkili ve görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (T.C.Yargıtay 17. H.D. ESAS NO: 2016/7638 KARAR NO: 2016/6004)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE.
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
İşbu karar duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda verildiğinden ve talep olmadan gerekçeli karar tebliğe çıkarılamayacağından gider avansından gerekli harcama yapılarak; davanın karara bağlandığı ve talep halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğe çıkarılabileceği hususlarının tüm taraflara tebliğine.
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, dosya üzerinden verilen görevsizlik kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalıkiçinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 20/02/2019
Katip …
¸E-imzalı

Hakim …
¸E-imzalı