Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/106 E. 2019/51 K. 21.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/106 Esas
KARAR NO : 2019/51

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 14/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili tarafından sunulan 25/01/2018 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; “Müvekkil … tarafından… no.lu özel işyeri Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan …. Ltd. Şti.ye ait “…. Mah. … …. Ada No:…. İç kapı No: …. Bağcılar – İstanbul” adresindeki işyerine 13.06.2017 tarihinde giren kimliği belirsiz şahıs veya şahıslarca yapılan hırsızlık sonucunda sigortalı işyerinde bulunan 48 koli çakmak emtiasının çalındığını, ….’nın Güneşli Polis Merkezi Amirliğinde vermiş olduğu ifadesinde; “13.06.2017 günü saat 19:20 sıralarında işyerinin kepengini kilitleyerek ayrıldığını, aynı gün saat 23:30 sıralarında … Güvenliğinin kendisini arayarak işyerinin otomatik kepenginin zorlanmış olduğunu söylemeleri üzerine işyerine gittiğini, otomatik kepengin kırılmış ve açılmış olduğunu görmesi üzerine 155’i aradığını, … marka ….model 48 koli toplamda 46000 adet çakmağın çalınmış olduğunu tespit ettiğini, çalınan malların değerinin 26,500,00.-TL olduğunu beyan ettiğini, Olay Yeri İnceleme Raporu’nda “işyeri giriş kapısındaki alüminyum otomatik kilit kısmının zorlanarak kızağından çıkmış olduğunu, alarm kutusunun yerinden sökülerek kırılmış olduğunun görüldüğünün belirtildiğini, sigorta eksperi tarafından 13.07.2017 tarihinde düzenlenen sigorta ekspertiz raporunda; “ hadisenin, 13.06.2017 saat 20:25 sularında, …. tipi araçla gelen 4 kişi tarafından gerçekleştirildiğini, zarar miktarının 20.274,00.-TL olduğu” yönünde görüş belirtildiği, müvekkil Şirketin dava konusu olay nedeniyle 20.274,00.-TL sigorta tazminatının sigortalısına 31.07.2017 tarihinde ödendiğini, çalınma site güvenliğinin üyelerinden toplanan aidatlarla davalı…. Kooperatifi tarafından kooperatifin maaşlı çalışanları olan güvenlik elemanları tarafından sağlandığını, davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış ise de, davalının itiraz nedeniyle icra takibi durmuş olduğundan, müvekkil şirket alacağın tahsili için işbu rücuen tazminat davasının açılması zarureti hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile 20.274,00.-TL sigorta tazminatının ödeme tarihi olan 31.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri İle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinden özetle; davacı tarafından açılan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyasından Ödeme emrinin 24.11.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde itirazda bulunulduğunu, müvekkili Kooperatifin hali hazırda yapı kooperatifi olarak faaliyet gösterdiğini, Toplu Yapı Yönetim Planı’nın 10. maddesinin 5. fıkrasının 3. Bendinin; “Güvenlik görevlilerimiz bölgelerinde gözlemci olarak bulunarak olumsuz ve şüpheli olayları izlemek, olaydan emniyet birimlerini anında haberdar ederek müdahale edilmesini sağlamakla yükümlü olduğunu, güvenliğin genel görevi genel anlamda tüm sahadaki işyerlerini koruma ve gözetmek ve oluşacak olayları önlemede caydırıcı rol oynadığını, güvenliğin ve Site yönetiminde oluşacak hırsızlık, zarar ve ziyandan sorumlu tutulamayacağı gibi çalınan mal, eşya ve oluşan zarar ve ziyanı da tazmin etmekle yükümlü değildir.” şeklinde düzenlendiğini, … Ticaret Merkezi’nde 7200 adet işyeri bulunduğunu, Pazar günü, resmi ve dini bayramlar dışında her gün 06:00 21:00 saatleri arasında kamuya açık bir iş merkezi olduğu, kamuya açık olduğu saatlerde giriş kapılarında herhangi bir kayıt tutulmadığını, sitenin içinde metro istasyonu ve İETT durakları bulunduğunu, toplu taşıma ile de siteye ulaşım sağlandığını, sitenin saat 21:00’de kamuya kapatıldığı giriş ve çıkışlar bu saatten sonra 11 no’lu kapıdan yapılmakta ve sadece acil işi olan site içerisinde faaliyet gösteren üyeler ve kiracılar kayıt altına alınarak içeri alındığını, sitenin kapalı olduğu saatlerde ise 11 no’lu kapı haricinde bütün kapılar kapatıldığını, Site girişinde ve içerisinde herkesin görebileceği şekilde tabelalarla hem site sakinleri hem de ziyaretçiler hırsızlık olaylarına karşı uyarıldığını, oluşabilecek zararlardan dolayı site yönetiminin sorumluluğunun bulunmadığı açıkça belirtildiğini, rücu davasına konu edilen hırsızlık olayının 13.06.2017 tarihinde saat 20:00 sıralarında gerçekleştiğini, bu saatte sitenin 17 kapısı da açık konumda ve herkesin giriş çıkış yapabileceği şekilde ticari faaliyet gösterildiğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi saat 19:00 sonrası sadece 3 adet giriş çıkış kapısının faal olması söz konusu olmadığını, Güvenlik Görevlilerinin yapmış olduğu kontroller şuasında hırsızlık yapılan işyerini otomatik kepenklerinin zorlanarak açıldığı ve alarm sisteminin devre dışı bırakıldığı tespit edildiğini, rücu davasına konu edilen hırsızlık olayında Müvekkil Kooperatife atfedilecek kusur bulunmadığını, haklı itirazın kabulünü, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddii, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüldetilınesine karar verilmesi talep etmiştir.

Dava, Özel İşyeri paket sigortası poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.

Sitenin güvenliği üyelerden toplanan aidatlarla davalı tarafından sağlanmaktadır. Davacının sigortalısı davalıdan güvenlik hizmeti almaktadır.

Davacı şirket TTK’nun 1301. (1472).maddesine dayanan ve sigortalısına halef olarak iş bu rücu davasını açmış bulunmaktadır. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında, sigortacı halefiyet hukuku ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahiptir. Bu nedenle dava dışı sigortalı ile davalı arasında dava görülmüş olsa idi hangi mahkeme davaya bakmaya görevli ise davacı sigortacının da açacağı davaya bakmaya aynı mahkeme görevlidir. Davalı tacir olmadığından sigortalının davalıya açacağı davada Asliye Hukuk Mahkemesinde görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gereklidir.

6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde kooperatifler “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar” olarak tarif edilmiştir. Maddede kooperatifin ortaklık (şirket) olduğu belirtilmiş ise de, bu ortaklığın “ticari nitelikte bir ortaklık” olduğu yönünde bir açıklama ve belirleme yapılmamıştır.

Maddedeki tariften anlaşılacağı üzere kooperatiflerde amaç, diğer ticaret şirketlerinden farklı olarak kazanç elde etmek ve bunu ortakları arasında paylaşmak olmayıp, ortakların ekonomik menfaatlerini, özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak ve gidermektir. Kooperatifler, kâr zarar amacından ziyade sosyal yönü ağır basan ortaklıklardır. Bu tanıma göre kooperatiflerin tacir kabul edilmesi ve tacir sıfatının sonuçlarıyla sorumlu tutulması mümkün değildir.

6102 sayılı TTK’nın 124/1. maddesinde “kooperatifler” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifler “şahıs şirketleri” ve “sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin “ticaret şirketi” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Benzer hükümler, 6762 sayılı eski TTK’da da bulunmasına rağmen (md 18, 136), Yargıtay’ın kararlılık kazanan uygulamasında kooperatifler tacir olarak kabul edilmemiştir.( 15. HD. 10.07.2018 E: 2017/96, K: 2989 )

Yukarıda açıklandığı üzere, davalı yan kooperatif olup tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir.

Tüm bu bu nedenlerle de mahkememizin bu davaya bakmakta görevli olmadığına görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna kanaat getirilmiştir.

G.D. :Gerekçesi kararda açıklanacağı üzere;
Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.

Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
21/01/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır