Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1058 E. 2020/370 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1058 Esas
KARAR NO : 2020/370

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2018
KARAR TARİHİ : 06/07/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 27/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Davalının, düzenlendiği tarihlerde teslim alarak defterlerine işlediği ve bir itirazları da bulunmadığı faturalardan dolayı borçlu olduğunu, Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasında 34.286,09 TL asıl alacak ve faizleri ile birlikte 37.334,74 TL fatura alacağına ilişkin ilamsız icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasını istediğini, müvekkilinin tamir işleri yaptığı ve malzeme temin etmiş olduğu, işlerin kargo vasıtasıyla teslim alınıp teslim edildiğini, bunlara ilişkin faturalarında gene kargo ile teslim edildiğini, davacı ve davalının ticari defterleri incelendiğinde yapılan ticari işlerin, malların satış, tamir ve teslim tarihlerinin görüleceğini, söz konusu faturalara ait düzenleme ve sevk tarihlerinden sonra davalı tarafından faturalara itiraz edilmediğini, bu durumda müvekkilin edimini ifa etmiş sayılacağını ve alacağın muaccel hale geldiğini, açıklanan nedenler ile borçlu davalının Küçükçekmece ….. icra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasındaki itirazlarının iptalini, takibin devamını, ödemede temerrüde düşmesi nedeniyle faize de itirazının iptalini ve takip miktarı alacağın %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı …… Makina tarafından borçlu …… A.Ş şirketine yönelik 37.334,74 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; İncelenen davacı yana ait 2017 ve 2018 yılına ait ticari defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun olarak tasdik edildiği, alacağı oluşturan faturaların yasal süresinde ticari defterlere kaydedildiği, davacı tarafından yapılan takip talebinde 29.08.2018 tarihi itibariyle davalı yandan 34.286,09 TL asıl alacak ve 3.048,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 37.334,69 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defter ve belgelerini sunmadığı belirtilmiştir.

DELİLLEİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça davalı tarafa verilen tamir hizmeti nedeni ile doğan alacağın tahsili istemi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafın mahkememizce getirtilen ticaret sicili kaydına göre adına ticari işletme kaydı bulunduğu, yine getirtilen vergi dairesi kayıtlarına göre bilanço esasına göre defter tuttuğu anlaşılmakla davacının gerçek kişi tacir sıfatının bulunması nedeni ile davanın nispi ticari dava olduğu ve mahkememizin görevli mahkeme olduğu saptanmıştır.
Davalı tarafa dava dilekçesi, ön inceleme duruşma günü, defter inceleme günü ve bilirkişi raporu tebliğ edilerek hukuki dinlenilme hakkı tanınmış ancak davalı taraf cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Davacı tarafça gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı tarafça ticari defterlerini sunmaktan imtina etmiştir. SMMM bilirkişinin davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlenen07/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacı defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle asıl alacak yönünden 34.286,09 TL tutarında alacağı bulunduğunun saptandığı bildirilmiştir. (Takip talebinde talep edilen alan asıl alacak meblağları toplamının da 34.286,09 TL olduğu anlaşılmıştır).
Davalının bağlı bulunduğu vergi dairesinden 2017-2018 yılları fatura dönemine ait BA formları getirtilerek dosyaya alınmıştır. BA formlarından da davalının dava konusu faturalara konu hizmeti aldığı ve faturaları vergi dairesine bildirdiği saptanmıştır.
Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandıında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır” denilmiştir.
Öte yandan; davalının icra takibine itiraz dilekçesinde; davalı şirket ile davacı şirket arasında cari hesap ilişkisinden kaynaklı farklar bulunduğunu belirterek davacı ile aralarındaki ticari ilişkiyi ve verilen hizmeti inkar etmediği de anlaşılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile BA form kayıtları ve takibe itiraz dilekçesindeki beyanları göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalı tarafın borcu ödediğini ispat etmesi gerektiği halde edemediği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın asıl alacak yönünden kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne, işlemiş faiz yönünden davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediği anlaşılmakla işlemiş faiz yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının Küçükçekmece ….. İcra dairesinin ….. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin takipte talep edilen asıl alacak toplamı(34.286,09 TL) üzerinden devamına,
İşlenmiş faiz yönünden Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
Davacının icra inkar tazminatı talebinin davalının itirazında haksız çıkması ve alacağın likit olması nedeniyle kabulü ile, devamına karar verilen asıl alacağın %20 si oranıdan hesaplanan 6.857,22 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Devamına karar verilen asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.342,08.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 450,92.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 186,67.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.704,49.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 450,92.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 966,30.-TL toplam yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 887,39 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.142,91.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır