Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1038 E. 2022/169 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1038 Esas
KARAR NO : 2022/169

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/10/2018
KARAR TARİHİ : 28/02/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 30/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; davacı ile davalı ……… ile elektrik, doğalgaz vb fatura tahsilatı konusunda 01.06.2017 tarihinde anlaştıklarını ve bayi üyelik sözleşmesi gerçekleştirdiklerini, davacının ……… ‘a 01.06.2017-06.12.2017 tarihine kadar fatura ödemeleri için 3.146,126,76 TL avans ödemesi yaptığını, davalının ise 3.087.626,76 TL fatura tahsilatı gerçekleştirerek müvekkil şirkete aracılık yaptığını, aradaki fark olan 58.500 TL ‘lik hizmeti davalının ifa etmediğini belirttiğini, 58.500 TL tutarındaki alacağın davalıdan tahsilini ve bu alacağa icra takibi tarihinden (25.01.2018) itibaren avansiticari faiz oranının uygulanmasını yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;Davalı davacı ile aralarındaki sistemin nasıl işlediğini, davacının 19.12.2017 tarihindeki ……… no.lu faturayı işlemediği için 58.500 TL borçlu olarak görüldüğünü, faturanın ekte olduğunu, bu faturanın işlenmesi durumunda borcunun olmayacağını, davacının faturaların ödendiğini teyit etmeden yeni bir havale çıkışı yapmadığını, dolayısıyla 58.500 TL lik bir birikimin olamayacağını, binlerce fatura ödendiğini bu iş hacmi icerisinde bir tane bile ödenmeyen fatura ile ilgili müşteri şikayeti olmadığını belirtmiştir.

Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor sonuç kısmında özetle ;17/03/2020 tarihli ……….. Bankası cevabına göre 28.11.2017 tarihinde sadece şahsına ait cep telefonu ödemesi yapıldığı görüldüğünü, 28.07.2020 tarihli ……….. Bankası cevabına göre; Yapılan araştırma sonucunda bankaya ait 01/06/2017 -06/12/2017 tarihlerinde …….. Şb 2 ve ……… Şb ……. ATM lerden …….. ve …….. cep telefonu ile ATM ‘lerden ve mobil bankacılık kanalı ile yapılan fatura ödemeleri tespit edilmediğini, 04.08.2021 tarihli ………… Bankasından gelen CD incelemesine göre; ………… Bankası …….. Şubesindeki ………. ATM cihazlarından ………. ve ………. GSM nümaraları ile 26.08.2017 ile 06.12.2017 tarihleri arasında 4.015 adet işlem kaydı tutulduğu ve toplamda 273.974,98 TL’lik işlem yapıldığının tespit edildiğini, belirtilen ödemelerin, hangi firmanın Elektrik ya da Doğalgaz borcuna karşılık yapıldığının belli olmadığını, davalının çalıştığı başka firmalara ait ödemeler olması da mümkün olduğunu, 685 adet faturanın ödeme dekontlarının var olup olmadığını, ………… Bankasından gelen kavıtlardan çıkarmanın mümkün olmadığını, binlerce satırdan oluşan banka kayıtlarından, ödemelerin her bir müşteri ve kurum için ayrı ayrı çıkartılması, banka ile birlikte çok daha detaylı çalışmayı gerektirdiğini, işin tanımına bakıldığında başka firmalardan ön ödeme alarak onlar adına faturalarını yatırmak ve bunun karşılığında onlardan hizmet bedeli almak olan bir firmanın; yaptığı ödemeleri makbuz veya dekontlarıyla ispatlaması gerektiğini, öte yandan Elektrik ya da Doğalgaz gibi kurumlar zaten ödenmiş olan faturaları için ikinci bir tahsilat yapamayacaklarını belirtmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşme nedeni ile alacak davasıdır.
Davalı tarafın uyuşmazlık döneminde bilanço esasına göre defter tuttuğu, dolayısıyla her iki tarafın da tacir olup uyuşmazlığın da tarafların ticari işletmelerinden kaynaklandığı anlaşılmakla davanın nispi ticari davalardan olması hasebiyle mahkememizin davaya bakmakta görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; davacının internet üzerinden kontör satışı, fatura tahsilatı, iletişim, reklamcılık, pazarlama sektöründe ticaret yapan ve 6300 bayisi olan bir şirket olduğunu, davalı ile fatura tahsilatı hususunda 01/06/2017 tarihinde anlaştıklarını ve bayi üye sözleşmesi yaptıklarını, bu surette davalının bayi olarak yetkilendirilerek 01/06/2017-06/12/2017 tarihleri arasında yetkilendirilerek fatura tahsilatlarında aracılık yapması için 3.146.126,76 TL fatura ödemeleri için avans ödemesi gönderdiklerini, davalının ise 3.087.626,76 TL’lik fatura tahsilatı gerçekleştirerek kendilerine aracılık ettiğini, davalıya 01/12/2017 tarihinden itibaren fatura ödeme işlemlerinin gerçekleştirilmesi için gönderilen toplam 11 kalem 58.500,00 TL’lik hizmetin davalı tarafça ifa edilmediğini, bu nedenle bu alacağın icra takibinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalı aleyhine dava konusu alacağın tahsili istemi ile Bakırköy ……… İcra Müdürlüğünün ……… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, ancak davanın itirazın iptali davası olarak değil, alacak davası şeklinde açıldığı, icra dosyasında ödeme emrinin davalıya 16/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça cevaben; sözleşme tarihi içerisinde binlerce fatura ödediğini, davaya konu fatura tutarın kronolojisinin belirtilen şekilde olduğunu, 06/12/2017 tarihinden sonra fatura ödenmesi için davacı firmadan fatura listesi ve havale gönderimi yapılmadığını, kendisinin de 58.500,00 TL havale tutarı karşılığı faturaların hizmet bedeli faturasını kestiğini ve davacıya gönderdiğini, davacının bu faturayı işlemediği için borçlu göründüğünü, davacının attıkları her havale sonrasında göndermiş oldukları faturaların ödenmesini beklediklerini ve faturaların ödendiğini teyit etmeden yeni bir havale çıkışı yapmadıklarını, dolayısıyla 58.500,00 TL’lik bir bakiye birikimi olamayacağını, 3.146.126,76 TL’lik işlem hacmi içerisinde bir tane bile ödenmeyen fatura ile ilgili müşteri şikayeti olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi uyarınca davacı tarafça davalıya faturaların ödenmesi için gönderilen paralardan davalı tarafça bir kısım faturaların ödenmemesi nedeni ile bakiye alacağın bulunup bulunmadığı hususunda olup, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve dava-cevap dilekçelerinden, gönderilen paralara istinaden fatura ödemelerinin yapıldığı hususunda ispat yükünün davalı tarafa ait olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte bulunan tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
HMK’nun 222.maddesinin 1.fıkrası “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” şeklinde olup, tarafların tacir sıfatını taşımaları ve TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunmaları nedeni ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Mali müşavir bilirkişisinin davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlediği 20/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ve kayıtların birbirini doğruladığı ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 58.500,00 tutarında alacaklı göründüğünün saptandığı bildirilmiştir.
Davalı defterleri üzerinde talimat yoluyla aldırılan 29/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davalının 2017 yılı Yevmiye defteri 6102 sayılı TTK’nun 64.maddesine istinaden kapanış tasdik işleminin yaptırılmadığı, defteri kebir ve envanter defteri sunulmadığının, davalının yevmiye defterinin kendi lehine delil vasfı taşımadığının, davalının 2017 yılı yevmiye defteri incelendiğinde davalının davacıdan 559,32-TL alacağı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Davalı vekiline, ilk alınan bilirkişi raporuna istinaden itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu ödeme dekontlarını sunmak üzere 2 haftalık kesin mehil verilmiş, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan dilekçe ile ……….. Bankası ATM lerdinden yapılan ödemelerin bankadan talep edilmesine ilişkin başvuru dilekçesinin ve kargo teslim alındı belgelerinin sunulması üzerine dilekçede bildirilen bankalara dilekçede belirtilen telefon numaraları da yazılarak müzekkere yazılarak davalı tarafça ATMlerden ve mobil bankacılık kanalıyla yapılan fatura ödemelerinin listesinin gönderilmesinin istenilmiş ve bankalarca verilen cevaplar dosya arasına alınmıştır. Davalı vekili tarafından, banka ATM’lerinden yapılan ödemelerde TC numarası ile telefon numaraları eşleştirilerek ödeme yapıldığını bildirerek talep dilekçelerindeki TC numaraları ve telefon numaralı bildirilerek yeniden müzekkere yazılması talep edilmiş ise de, dilekçede bildirilen TC numaralarının tarafa ait olmaması nedeniyle bu talebi mahkememizce reddedilmiştir.
Mahkememizce iletişim uzmanı bilirkişisinden davalının yatırmadığı faturanın bulunup bulunmadığı ve varsa meblağları, davalının davacıdan 58.500 TL kesinti yapıp yapamayacağı husunda TTK’nun 20.maddesi de göz önünde bulundurularak ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, dosyaya sunulan 15/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ……….. Bankası cevabına göre 28.11.2017 tarihinde sadece şahsına ait cep telefonu ödemesi yapıldığının görüldüğü, ……….. Bankası cevabına göre ; yapılan araştırma sonucunda bankaya ait 01/06/2017-06/12/2017 tarihlerinde ……… Şb …….. ve ………. Şb ……… ATM lerden ……… ve …….. cep telefonu ile ATM İlerden ve mobil bankacılık kanalı ile yapılan fatura ödemeleri tespit edilemediği, ………… Bankasından gelen CD incelemesine göre; ………… Bankası …….. Şubesindeki …….. ATM cihazlarından …….. ve …….. GSM nümaraları ile 26.08.2017 ile 06.12.2017 tarihleri arasında 4.015 adet işlem kaydı tutulduğu ve toplamda 273.974,98 TL”lik işlem yapıldığı tespit edildiği, belirtilen ödemelerin, hangi firmanın Elektrik ya da Doğalgaz borcuna karşılık yapıldığının belli olmadığı, davalının çalıştığı başka firmalara ait ödemeler olmasının da mümkün olduğu, 685 adet faturanın ödeme dekontlarının var olup olmadığını, eldeki ………… Bankasından gelen kayıtlardan çıkarmanın mümkün olmadığının bildirildiği görülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerine göre davalıdan 58.500,00 TL bakiye alacaklı göründüğü, davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde talimat yoluyla aldırılan bilirkişi raporunda davalı tarafın her ne kadar davacı taraftan 559,32-TL alacaklı bulunduğu görülmekte ise de, davalı tarafın 2017 yılı yevmiye defterinin 6102 sayılı TTK’nun 64.maddesine istinaden kapanış tasdik işleminin yaptırılmamış olunması ve bu yıla ait defteri kebir ve envanter defteri sunulmamış olması nedeni ile davalı tarafın ticari defter kayıtlarının davalı lehine delil olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, TTK’nun 222/3.maddesi uyarınca davacı tarafça usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerin davacı taraf lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği, ayrıca davalı tarafça davacının gönderdiği paraların fatura ödemelerinin yapıldığı savunulması karşısında bu savunmanın davalı tarafça ispatının gerektiği, oysa ki gerek gelen banka cevaplarının bu savunmayı doğrular nitelikte bir veri içermediği, iletişim uzmanı bilirkişinin raporunda da böyle bir tespitin yapılmasının mümkün bulunmadığının bildirildiği, dolayısıyla davalının bu savunmasını ispat edemediği, davacı vekili tarafından duruşma ve dilekçelerdeki beyanlarda davalı tarafça 53 adet 4.759,02 TL tutarındaki faturaların ödendiğinin kabul edilmiş olunması nedeni ile davanın bu meblağ dışında kalan 53.740,98TL asıl alacak yönünden kabulünün gerektiği, davacı tarafça alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanması talep edilmiş ise de, davanın itirazın iptali davası olmayıp alacak davası olması nedeni ile takip tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceği, ancak takip tarihinde davalıya gönderilen ödeme emrinin davalıyı temerrüde düşürmüş olması ve ödeme emrinde 7 günlük yasal ödeme süresi verilmiş olunması nedeni ile davalının temerrüt tarihi olarak bu sürenin hitamı olan 23/02/2018 tarihinden itibaren faiz uygulanabileceği, alacağın ticari işten kaynaklanması nedeni ile ticari avans faizi talebinin de yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne yönelik aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
53.740,98 TL alacağın temerrüt tarihi olan 23/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.671,05.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 999,04.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 999,04.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.827,00.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 1.678,37 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan toplam 625,25.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 50,86 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.786,33 -TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.759,02.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/02/2022

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır