Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1020 E. 2019/1239 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1020 Esas
KARAR NO : 2019/1239

DAVA : Ayıba Bağlı Seçimlik Haklar
DAVA TARİHİ : 19/10/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmeden kaynaklı hakların talebi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; davacı şirketin …… marka model …. plakalı aracı 22.04.2016 tarihinde davalıdan satın aldığını, aracın 0 Km olarak alındığını, gözden geçirilmesi sonucu bir ayıba rastlanmadığını, alındığı günden itibaren en ufak yağmurda fren balata disklerinden ses geldiğini, bu kapsamda değiştirildiklerini, ancak yine sesin giderilemediğini, ayrıca bagaj kapağının ses yaptığını, servisteki müdahaleyle giderilmişse de daha sonra sesin tekrar başladığını, opsiyonel olarak aracı bagaj kapağının açılmasını sağlayan hands free özelliğinin eklendiğini ancak çalışmadığını, ilk alındığında vites şanzıman sorunları yaşandığını, motorunun 19.05.2018 tarihinde servise girdikten 3 ay sonra 13.08.2018 tarihinde komple değiştirildiğini, aracın daha sonra da 16.09.2018 ve 29.09.2018 tarihlerinde arıza yaptığını, aynı sorunların çok kişi tarafından yaşandığını öğrendiklerini, araçtaki ayıpların gizli ayıp olduğunu belirtmiş ve terditli olarak aracın 0 Km misliyle değiştirilmesini veya ayıplı aracın iadesi ile bedelinin avans faizi ile tahsilini veya ayıp oranında bedelden indirim yapılmasını istediklerini belirtmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının talepleri yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, esasa girilmeden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayıp ihbarının zamanında yapılmadığını, davacının seçimlik haklarından ücretsiz onarım hakkını kullandığını, bu nedenle beden indirimi, misliyle değişim veya bedel iadesi seçimlik haklarını kullanamayacağını, üretimden kaynaklanan ve ayıp olarak nitelendirilebilecek bir arızanın olmadığını, arızaların garanti kapsamında orijinal parça kullanılarak giderildiğini, kullanım amacı bakımından değerini veya davacının ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran bir durum olmamakla beraber araçtan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi ve tamirin mümkün olmaması hallerinin söz konusu olmadığını, davacının aracı kullandığını ve halen de kullanmayı sürdürdüğünü, araçtan yararlanmayı ortadan kaldıran veya eksilten bir vasıf eksikliğinin olmadığını, ayıp iddialarını kabul etmemekle birlikte davacının ücretsiz onarım hakkını kullandığını, davanın reddinin gerektiğini, aracın değişimi veya bedel iadesine karar verilmesi halinde davacının araçtan elde ettiği faydaların araç bedelinden mahsubuna veya davalı şirkete iadesine karar verilmesi gerektiğini, bedel iadesi veya bedel indirimi durumunda faiz taleplerinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.
DELİLLER
Uyap araç takyidat bilgileri, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi yazı cevabı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava, satım sözleşmesi konusu aracın ayıplı olduğundan bahisle ayıplı malın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi, mümkün olmaması durumunda ise bedel iadesine ilişkindir.
Davacı taraf dava dilekçesi ile, dava konusu …… marka model …. plakalı aracı 22.04.2016 tarihinde davalıdan 0 (sıfır) km olarak satın aldığını, alındığı günden itibaren fren balata disklerinden ses geldiğini, bagaj kapağının ses yaptığını, opsiyonel olarak aracı bagaj kapağının açılmasını sağlayan hands free özelliğinin eklendiğini ancak çalışmadığını, ilk alındığında vites şanzıman sorunları yaşandığını, servisteki müdahalelere rağmen söz konusu sorunların giderilemediğini, aracın motorunun ise 19.05.2018 tarihinde servise girdikten 3 ay sonra 13.08.2018 tarihinde komple değiştirildiğini, aracın daha sonra da 16.09.2018 ve 29.09.2018 tarihlerinde arıza yaptığını, bu sebeple aracın ayıplı olarak satış işleminin gerçekleştiğini belirterek, öncelikle misli ile değiştirilmesi, olmadığı taktirde tazminata hükmedilmesini talep ettiği görülmektedir.
Davalı taraf ise, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayıp ihbarının zamanında yapılmadığını, davacının seçimlik haklarından ücretsiz onarım hakkını kullandığını, dolayısıyla diğer haklarını kullanamayacağını, araçta üretimden kaynaklanan ve ayıp olarak nitelendirilebilecek bir arızanın olmadığını, arızaların garanti kapsamında orijinal parça kullanılarak giderildiğini, kullanım amacı bakımından değerini veya davacının ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran bir durum olmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan arıza kayıtlarından anlaşıldığı üzere davacının iddia ettiği arızalardan dolayı garanti süresi içerisinde birden fazla kez servis kaydı oluşturulduğu, KDV dahil toplam 121.980,36 TL’lik onarım yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama kapsamında eksik deliller celp edilmiş ve davaya konu araç üzerinde teknik bilirkişiler eliyle bilirkişi incelemesi yaptrılmasına bu amaçla aracın bulunduğu yerde keşif yapılmasına karar verilmiş, mahkememizce yapılan keşif sonrası bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle ; yapılan deneme sürüşündü balatalarda tiz bir sesin geldiği, balata ve bagaj kapağı ses probleminin halen devam ettiği, aracın motor, şanzıman ve adblue arızası verdiği ve bu arızaların giderildiği, motorun değişmesinin araçta 30.000 TL değer kaybına yol açtığı, söz konusu ses problemlerinin tamir ile giderilebileceği, bu işlemlerin araçtan faydalanma halinin süreklilik kazanmasına yol açmayacağının bildirildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda taraflar arasında ticari nitelikte bir satım sözleşmesi bulunmakta olup, TTK 23/son uyarınca;” ….malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. ” hükmünün havi olduğu, TBK Madde 223 uyarınca ise;” Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” hükmünün havi olduğu anlaşılmıştır.
Gerek servis kayıtları ve gerek bilirkişi raporu uyarınca araçtaki bahsi geçen problemlerin kullanım ile anlaşılabilecek gizli ayıp olduğu, basit bir muayene ile tespit edilecek ayıplar olmadığı ve davacı tarafından bu problemlerin çıkması üzerine derhal servise başvurmuş olması gözönünde bulundurulduğundan davacı tarafın TTK 23/son ve TBK 223 uyarınca ayıp ihbar sürelerine uyduğu kabul edilmiş ve davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar teknik bilirkişi heyeti raporunda araçtaki arızaların giderildiği, motorun değişmesinin araçta 30.000 TL değer kaybına yol açtığı, söz konusu ses problemlerinin tamir ile giderilebileceği, bu işlemlerin araçtan faydalanma halinin süreklilik kazanmasına yol açmayacağı yönünde görüş bildirmiş ise de bu görüşe katılmak mümkün değildir. Zira davacı taraf 0 (sıfır) km bir araç satın almış olup, 0 (sıfır) km araç alan bir kişiden söz konusu yoğunluktaki ayıpları kabul etmesi beklenemeyeceği gibi, 0 km araç alan biri bu arızaları bilseydi bedel düşüklüğü dahi olsa bu aracı almayacağı aşikardır. Dolayısıyla önemli parçalarında arıza vermiş olan ve bir kısım problemlerin ise halen devam ettiği bir aracı kullanması davacıdan beklenemez. Dolayısıyla alındığı günden itibaren birden fazla parçasında süreklilik arz edecek şekilde arıza veren bir araçtan faydalanma halinin süreklilik kazanmasına yol açmayacağı yönünde ki görüşe katılmak mümkün değildir. Bu haliyle davacının kabul etme yükümlülüğü altında olmadığı mahkememizin kabulündedir.
Bu sebeplerle araçtaki değer azlığı yerine davacının talebi doğrultusunda misli ile değiştirilmesine yönelik talep haklı kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/10187 Esas ve 2014/7901 Karar)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜ ile;
1-Dava konusu ….. marka/modelli ….. şasi numaralı, ….. motor nolu, …. plakalı aracın AYIPSIZ MİSLİ İLE DEĞİŞTİRİLMESİNE,
Misli ile değiştirilmesinin mümkün olmadığı takdirde İİK.24.maddesi gereğince işlem yapılmasına,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.899,31-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.724,83-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 5.174,48-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 1.1724,83-TL peşin harç ile dosyada yapılan 1.200,00.-TL bilirkişi ücreti ve 123,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.083,73-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.830,00 TLvekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/12/2019
Katip …
¸E-imzalı

Hakim …
¸E-imzalı