Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/998 E. 2020/725 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/998 Esas
KARAR NO : 2020/725

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2017
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde ÖZETLE; Usule ve esası anayasaya ve kanunlara aykırı gayri ciddi illegal protokolün hüsniyetle davranılmayarak şirketi zarara uğratan müdür tarafından tanzim edilen protokol ilişkin alacak davası olduğunu, protokolün anayasaya kanunlara aykırı olduğunu, ikili sözleşmelerin kanunlara aykırı düzenlenemeyeceğini, bu nedenle müvekkili tarafından teslim edilen çeklerin iadesi ile tahsilata konu yapılmasından dolayı icra takiplerinin durdurulmasını, ödemeden men kararı verilmesini, ödenmiş olan ancak satışı veyahut ödenen bedel karşılığı hisse ödemeyi yapmış olan müvekkiline iadesine karar verilmesini, mümkün değil ise protokolün iptaline karar verilerek müvekkilinin ödemiş olduğu 900.000 TL ‘nin bu meblağ paraları toplamış olduğu Ağır Ceza Mahkemesinde müvekkili olan bahse konu taşınmazın üzerine yaptırılması esnasında Maketten satış yapılmış olan mağdurlara ödenmesi üzerine Ağır Ceza Mahkemesi dosyasına aktarılması şirket sahibinin talebi olduğunu, şirkete değil …’a verilen paraları topladığı mağdurlara ödenmesi taleplerinin samimiyetinin de göz önüne alınarak alacak davalarının kabulü ile değerlendirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 28.12.2017 tarihli dava dilekçesinin ıslahı dilekçesinde ÖZETLE: Şekil şartlarına uygun olmayan bila tarihli davacı ile davalı arasında düzenlenmiş olan protokolün usule ve kanuna aykırı ve geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayanarak edimini yerine getirenlerin verdiklerini alma hakkının olduğunu, müvekkilinin alacağı için Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya ile icra takibinin yapıldığını, bu takibe borçlu tarafından haksız şekilde itiraz edildiğini, bunun üzerine Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. E.sayılı alacak davasının ikame edildiğini ve … Karar sayılı ilam ile davanın görev yönünden reddedildiğini, yetkili ve görevli sayın mahkemede iş bu davanın derdest olduğunu, taraflar arasında şekil şartlarını taşımayan geçersiz protokol yapıldığını ve müvekkilinin alacaklarının doğduğunu, müvekkilinin de bu geçersiz sözleşme nedeni ile 600.000,00 TL nakit ödemeyi davalıya yaptığını, müvekkilinin ayrıca 106.000,00 TL’den fazla da sözleşme nedeni ile iş ve harcama yaptığını, bu harcamalardan da fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 106.000,00 TL’yi talep ettiğini, bu işlerin ayrıntısının “hafriyat yapıldığını, fore kazık çakıldığını, demir vs. malzemeler alındığını” şeklinde olduğunu, dava dışı …. firmasının, davalı ile … ili … İlçesi, … ada … parsel 18.04.2011 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin düzenlediği 18.05.2011 tarihinde ise inşaat ruhsatının alındığını ve bunun üzerinde ….’ın hukuki haklarının derdest olduğu halde … firmasına satışı ve dahi müteahhit davacının başka müteahhit firma üzerinden yapımı sürdüreceğinin protokole konu edildiğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin fesih edilmeden ikili sözleşmeler yapılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu ayrıca müvekkili şirket taşınmazı satın alıp inşaat için harcama yaparken müvekkiline bahsedilmeyen yüksek gerilim nedeni ile inşaatın belediyece durdurulduğunu, müvekkilinin geçersiz sözleşme nedeni ile toplamda 706.000,00 TL para verdiğini ve harcama yaptığını, ancak inşaat yapılan işlerin parasal karşılığını alma hakkı olduğu için yapılan işlerin hesaplanması ile ortaya çıkacak bakiye alacak için de ek davanın açılacağını, davalının ise kötü niyetli olarak müvekkilinin parasını ödemediğini, anılan nedenler ile davanın ikame edildiğini, ancak dava açılırken yeterli bilgi olmadan hazırlanan dava dilekçesi eksiklikler ihtiva ettiğinden ve davalının uhdesinde bulunan çekler de zamanaşımına uğradığından bu çeklerin istirdadının talep edilmesinin müvekkili açısından faydasının kalmadığını, verilen para ve yapılan harcama netleştirildikten sonra dava dilekçesinin ıslah edilme zorunluluğunun doğduğunu, haklı davanın kabulü ile davalıya verilen 600.000,00 TL nakit, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 106.000,00 TL yapılan iş bedeli olmak üzere toplam 706.000,00 TL’nin paranın veriliş tarihi itibariyle, yapılan işin de yapılış tarihi itibari ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yapılan işin tutarının hesaplanarak bakiye alacaklı ile ilgili hakların saklı tutulmasına, müvekkilinin davayı kazanması halinde alacağına ulaşması mümkün olmama ihtimaline binaen HMK’nın 389 ve devamı maddelerine gör davalının tespit edilecek makine, araç ve taşınmazlarının kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, muhakeme masrafları ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; Husumet yönünden itirazlarının mevcut olduğu görülmüş olup, Esas yönünden ise, öncelikle davacı yanın davasının, ne davası olduğu da izaha muhtaç olduğu, alacak davası denildiği sanki itirazın iptali gibi icra dosyasına ödenen peşin harcı mahsubu için başvurulduğunu, ayrıca dava dilekçesinin de talep ve talebin neye bağlı olduğunun belli olmadığı, izah sonrası detaylı beyan haklarının da ayrıca saklı tutulduğunu, Protokolün 2. Sayfasının 4 ve 5 paragrafın gereği sözleşmenin tasfiye hükümleri uygulandığını, … Yapı’n ödenen bedelleri iade etmeyeceği ve bedellerin hiçbir nam ve adı altında iade edilmeyeceği hatta iadesinin talep dahi edilemeyeceğini peşinen anlaşılmasına dair hükümlerin devreye konulduğunu, dolayısıyla davacı yanın hiçbir bedel iade hakkının olmadığını, ayrıca davacı yan müvekkil gibi birçok insanı mağdur ettiğini davalı şirket yetkilisinin uzunca bir süre cezaevinde kaldığını, iş bu davayı her ne kadar mağdurlara ödeneceği şeklinde bir ifade kullanılmışsa da, bunun kendileriyle bir alakalarının olmadığını müvekkil dâhil birçok kişiyi mağdur eden davacı yanın istediği mağdura da para ödemekte serbest olduğunu, öncelikle tensip kararı gereği davanın HMK 150 gereği usuli olarak açılmamış sayılmasına karar verilmesini, usuli husumet itirazlarımız gereği davanın reddine, yine esasa ilişkin itirazlarımız uyarınca davanın reddine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas, …., …., …, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. Esas, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası yazı cevapları, Esenyurt Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğü, Bakırköy … . Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, İstanbul Ticaret Odası Sicil Müdürlüğü’nün ticaret sicil kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, adi yazılı taşınmaz satım protokolü uyarınca ödenen bedelin iadesi ve yapılan masrafın iadesi talebine ilişkindir.
Somut olayda Davalı … İnşaat Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, dava dışı …. İnşaat Turizm Gıda ve Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve davacı … arasında adi yazılı protokol yapıldığı, bu protokol uyarınca … ili, … İlçesi, … ada … parsel sayılı taşınmazın davacı şirkete 2.700.000 TL bedele satımı konusunda tarafların anlaştığı, bu bedelin 100.000 TL’sinin peşin olarak ödeneceği, kalanın ise 4 adet toplam 2.600.000 TL miktarlı çekler ile ödeneceği, çeklerden birinin karşılıksız çıkması halinde tapu devrinin yapılmayacağı ve tahsil edilen bedellerin de iade edilmeyeceği kararlaştırılmıştır.
Davacı taraf talebinde, taraflar arasında bir arsa alımı yapılacağını, akabinde iş yapılacağını ve arsa sahibinin ruhsatı ile devam edileceğini, davalının müteahhitlik yaptığını, bir arsa üzerindeki müteahhitlik haklarını müvekkiline devrettiğini ve bunun karşılığında bir bedel ödemesinin yapıldığını, ancak arsanın üzerinde yüksek gerilim hattı olduğunun anlaşıldığını, belediyenin inşaatı durdurduğunu ve arsanın anlamsız kaldığını iddia ederek, ıslah dilekçesi uyarınca davalıya ödenen 600.000,00 TL ödeme ile 106.000,00 TL tutarındaki harcamanın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf savunmasında ise; arsanın üzerinde yüksek gerilim hattı ile ilgili bir problemin yaşanmadığını, davacının satım ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve bu nedenle taraflara arasından sözleşmenin müvekkilince tasfiyeye sokulduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Sunulan belgeler ile mali müşavir bilirkişi eliyle tarafların ticari defterlerinde yapılan incelemenin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, protokol kapsamında davacı tarafından davalıya toplamda 600.000,00 TL tutarında ödemenin yapılmış olduğu tespit edilmiştir.
Davacının … ada, … parsel 1509,08 m2 yüzölçümlü arsaya bina yapılması için harcama yaptığına ilişkin olarak teknik bilirkişi eliyle inceleme yaptırılmış ve davacı tarafından inşaat yapımı için Hafriyat, Fore Kazık, Fore Kazıklara Demirli ve Betonlu (Betonarmeli) başlık kirişi yapılması işinin yapıldığı ve işin yapım tarihi itibariyle bedelinin 124.835,78 TL olduğu hesaplanmıştır. Davacı tarafın bu konudaki talebi 106.000,00 TL olup, hesaplanan miktarın altında kalmaktadır.
Kural olarak tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığı sürece geçersizdir.(TMK’nın 706, TBK.237 md., Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60.maddesi) Resmi şekle uykırı olarak yapılan bu sözleşmeler geçersiz olduğu için de taraflarına hak ve borç doğurmaz. Ancak taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Zira haklı bir sebep olmaksızın başkası zararına mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür. Tapuya kayıtlı olan taşınmazlar için düzenlenen adi yazılı sözleşmelere dayanarak taraflar birbirlerinden cezai şart isteyemeyecekleri gibi, bir tarafın kusurunu ileri sürerek iadeden kaçınamaz. Dolayısıyla taşınmaz satışına ilişkin adi yazılı sözleşme gereğini yerine getirmek istemeyen taraf, diğer tarafa aldıklarını geri vermek ve diğer taraftan da verdiklerini geri alma hakkına haizdir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 17.04.2018 tarih 2015/25671 E., 2018/4589 K. Sayılı kararı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 13.09.2017 tarih 2016/2155 E., 2017/11830 K.sayılı kararı, 19. Hukuk Dairesinin 15.12.2016 tarih 2016/192 E., 2016/15825 K.sayılı kararı)
Bu açıklamalar ışığında taraflar arasında aktedilen protokol taşınmaz satışına ilişkin olup, geçerlilik şartı olan resmi şekilde düzenlenmediği için geçersizdir. Sözleşme geçersiz olduğu için bu sözleşmede yer alan cezai şarta ilişkin hükümler de aynı şekilde geçersizdir. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre taraflar verdiklerini geri alma hakkına sahip olduklarından, davacının peşinat olarak verdiği 600.000,00.TL’yi ve taşınmaza yaptığı 106.000,00 TL masrafı davalıdan talep etmesi haklı görülerek davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVACININ DAVASININ KABULÜ İLE,
1-706.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 48.226,86-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 365,60-TL peşin harç ve 10.700,00-TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 37.161,26-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 31,40.-TL başvurma harcı, 365,60-TL peşin harç, 10.700,00 TL ıslah harcı ile dosyada yapılan 1.400,00-TL bilirkişi ücreti ve 219,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 12.716,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 52.350,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır