Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/98 E. 2021/188 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/98 Esas
KARAR NO : 2021/188

DAVA : İflas (İflasın Açılması)
DAVA TARİHİ : 31/01/2017
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Açılması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacı banka ile dava dışı ……. Dokumacılık ve Emprimecilik A.Ş. Arasında 18/01/2006 – 09/01/2006 tarihli ……. nolu 9.008.513,44 EURO limitli kredi sözleşmesi düzenlendiğini, davalıların garantör sıfatıyla ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, Kredi Sözleşmesi uyarınca sebebi ile hesabın kat edildiğini, Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasında iflas takibi yapılarak 11 Örnek nolu iflas ödeme emri tebliğ edildiğini, haksız itiraz edildiğini, borcun ödenmediğini, itirazın iptaline, depo emrinin tebliğine, borcun ödenmemesi halinde davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Kasım 2017 ve Aralık aylarında toplam 289.424,00 EURO ödemeden sonra, davalı ……..’nın Bağımsız Denetçi raporunda 31/12/2017 tarihli finansal tablolarında davacı bankaya anapara borcunun 1.650.000,00 Euro olduğunu, 32 Sayılı Kararnamenin, davacının Türk şirketi olmaması sebebiyle uygulanamayacağını bildirdiğini, davanın reddini ve yargılama giderlerini davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü şirket kayıtları, Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava, İ.İ.K 155 ve devamı maddeleri uyarınca genel iflas yoluyla takibe yönelik itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir.
Davalı şirketler, yasal süresinde iflas ödeme emrine karşı esas yönünden itiraz etmiş ve iflas ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın kaldırılması ve iflas davasının açıldığı anlaşılmıştır.
İtirazın kaldırılması ve iflas davaları öncelikle davacının alacaklı, davalının ise borçlu olduğuna ilişkin bir maddi hukuk yargılamasını, sonrasında şartların mevcudiyeti halinde borçlu – davalının iflasına karar verilen davalardandır. Somut olayda davacı ile dava dışı ……. Dokumacılık ve Emprimecilik A.Ş arasında ……. numaralı, 08-09/01/2006 tarihli yazılı kredi sözleşmenin akdedildiği ve bu sözleşmeyi garantör olarak davalıların imzaladıkları, davacı tarafın iş bu sözleşmeye dayanarak alacaklı olduğunu ileri sürerek iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla uyuşmazlık, söz konusu sözleşme kapsamında davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı, yargı yetkisinin Türk Mahkemelerine ait olup-olmadığı noktasında toplanmaktadır. Öncelikle yabancı unsur içerdiği sabit olan bu davada davalı tarafın bu husustaki itirazı da gözönünde bulundurularak mahkememizin milletlerarası yetkisinin olup olmadığı hususunun halli gerekir.
İflas davalarında Türk Mahkemeleri İİK nun 154/ son maddesi uyarınca kesin yetkilidir. Bu yetki kamu düzeniyle ilgilidir. Ancak, itirazın kaldırılması suretiyle iflas davalarında, öncelikle alacaklı olduğunu iddia eden davacının alacaklı olduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Taraflarca imzalanan sözleşmede “Bu taahhütten kaynaklanan tüm hak ve yükümlülükler, her bakımdan, münhasıran Federal Almanya Cumhuriyeti Kanunlarının hükmü altında olacaktır. Yargı yeri Stuttgart, Federal Almanya Cumhuriyeti’dir. Buna rağmen, herhangi başka bir mahkemede de bana karşı dava açılabilir.” hükmü öngörülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmede taraflarca alacak borç miktarının belirlenmesi bakımından Alman Hukuku ve Stuttgart Mahkemelerinin yetkili kılındığı tarafların kabulündedir. Bu itibarla davacı, alacaklı olduğunu ve miktarını somut olayda Stuttgart Mahkemesinde açacağı alacak davası ile MÖHUK 47. Maddesi uyarınca net olarak belirlemeli ve kesinleştirdikten sonra iflas yollarından birisiyle alacağının tahsili yoluna gitmelidir. Davacının öncelikle anılan yargı yerlerinde alacağının varlığını ispatlayacak bir karar alması ve bununla Türkiye de borçlu aleyhine iflas yoluyla takip yapması ve iflas davası açması gerekir iken; taraflar arasındaki hukuk ve yetkili yargı yeri seçimini ortadan kaldıracak ve özellikle alacağın başka bir yer hukukuna tabi kılınması sonucunu doğuracak şekilde doğrudan iflas takibi yapması ve bunu dayanak göstererek iflas davası açması yerinde olmadığından huzurdaki davanın bu gerekçelerle reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu uyuşmazlık açısından mahkememiz yetkili olmadığından davanın mahkememizin milletlerarası yetkisizliği nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 31,40-TL peşin harçtan mahsubu bakiye kalan 27,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin ve müdahil vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/02/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır