Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/937 E. 2019/954 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/937 Esas
KARAR NO : 2019/954

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2017
KARAR TARİHİ : 21/10/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 20/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan 13/10/2017 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE;Müvekkilinin yurtdışına konfeksiyon ürünleri imal edip ihraç eden bir şirket olduğunu, davalının da nakış işleri yapan bir firma olduğunu, Müvekkilinin davalıya kesilmiş elbiseleri teslim ederek verdiği kalıba uygun olarak nakış yapması işi konusunda anlaşmış ve mallar davalıya teslim edilmiş olduğunu, davalının nakış yaptığı ürünler Fransa ülkesinde bulunan …. firmasına ihraç edildiğini, alıcı firma nakışların elbisenin tam ortasına denk gelmediği gerekçesi ile 2850 adedi iade ettiğini, ihraç edilmeyen 623 adet ürünle birlikte bu şekilde ayıplı ürün adedi 3473 olduğunu, ayıbın konusu davalının kendisine verilen kalıplara uygun olacak şekilde nakışı elbisenin tam ortasına gelecek şekilde yapmaması olduğunu, ayıp öğrenilir öğrenilmez davalı ile derhal irtibata geçildiğini ve ayıp ihbarı yapıldığını, zararın karşılanması konusunda defalarca görüşüldüğünü, sonuç alınamadığını, davalının ayıplı işinden dolayı müşteri karşısında müvekkilinin itibarının sarsıldığını, ayıplı ürünler müvekkilinin deposunda olduğunu, dava konusu ürünlerin tanesi 6.50 EURO ya ihraç edildiğini, ayıplı hali ile pazarcılara tanesi ancak 6,00 TL den satılabildiğini, Bu ikinci el satış bedelinde zarardan düşüldüğünü, ikinci el satış fiyatı düşüldükten sonra 3.473 elbiseden dolayı müvekkilinin zararının 73.200,00 TL olduğunu, davacı haketmemiş olsa bile icra takibi başlatmış olduğunu, böyle bir alacağı olmamasına rağmen bir an böyle bir alacağı olduğunu varsayarsak bu alacağı da talebimizden düşülerek talepte bulunduklarını, Bakırköy … İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı dosyadan icraya konulan faturadan kaynaklı 11.680,97 TL alacak düşüldükten sonra 61.500.00TL nin ödenmesi gerektiğini, davalının icra konusu alacağını ispatlayamaması halinde bu kısımla ilgili talebini saklı tuttuklarını, davalıya Bakırköy ….Noterliği 16/08/2017 Tarih ….. Nolu ihtarname gönderildiğini, netice alınamadığını, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, davalının kendisine teslim edilen elbiselere ayıplı nakış yapmasından dolayı uğranılan 61.520,00 TL zararın ihtar tarihi olan 16/08/2017 den işleyecek reeskont avansı faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava dilekçesinde özetle;müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı şirketin faturadan kaynaklı borçlu olduğunu, alacağın tahsili için Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi açıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, öncelikle mahkememiz dosyasının Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından iş bu davaya sunduğu cevap dilekçesinde ÖZETLE; yukarıda esas numarası bulunan davanın tamamen haksız, asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, öncelikle davacı vekilinin delilleri taraflarına tebliğ olmadığını, dosyadan temin edilen belgelerin okunaklı olmadığını, bu doğrultuda davacının dayandığı tüm delilerinin, okunaklı bir suretinin ve yabancı dilde yazılmış tüm evrakların da tercümelerinin yapılarak dosyaya sunulması ve tarafımıza da tebliğini istediklerini, öncelikle tarafların tacir olduğunu,Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince; “AYIP İDDİASININ NE ŞEKİLDE VE HANGİ SÜREDE “yapılması gerektiği hususu açık olduğunu, davacı tarafından müvekkiline yasanın ve içtihatların belirttiği şekil ve sürede yapılmış hiçbir ayıp ihbarının bulunmadığını, artık başkaca hiçbir hususu araştırmaya gerek olmaksızın, davacının ürünleri kabul etmiş sayıldığı ve öncelikle bu nedenle müvekkilinden herhangi bir talepte bulunulması mümkün olmadığından davanın reddi gerektiğini, davacının usul ve yasaya uygun olmayan tanık dinletme talebini kabul etmediklerini, davacının ayıp iddiası var ise ;öncelikle “AYIP”ı yasada belirlenen süre içerisinde ve yasanın öngördüğü şekilde ihbar ettiğini yazılı delillerle ispat etmesi gerektiğini, başkaca hiçbir incelemeye girişilmeksizin süresinde ve usulüne uygun bir ayıp ihbarında bulunulmadığından hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini, müvekkili tarafından davacıya yapılan nakış işinin, davacının verdiği ölçü ve yerleşim kalıpları esas alınmak suretiyle ve yine davacı tarafından kesilerek teslim edilmiş ön beden kumaşlar üzerine uygulanmak suretiyle, nakışın işlenmesi suretiyle yapılarak davacıya teslim edildiğini, davacı tarafından gönderilen ihtarnamesinde nakışların tam ortalanmadığı için tüm malın iade edildiği iddialarına karşı beyanda bulunmak gerekir ise ; davacıya Bakırköy … Noterliği’nden 22/08./2017 tarihinde …. gönderdiğimiz cevabi ihtarnamemizi de aynen tekrarla,yasal süreler içerisinde ve usul ve yasanın aradığı şekilde bir ayıp ihbarında bulunulmadığının belirtildiğini, eğer üründe bir ayıp olduğu iddiası var ise bu hususun müvekkiliyle uzaktan yakından ilgisinin olmadığının belirtildiğini, bilirkişi incelemesi ile bu hususun ortaya çıkacağını, davacı tarafından usul ve yasaya uygun süre ve şekilde yapılmış bir ayıp ihbarının olmaması olgusunun da açıkça gösterdiği üzere, usul ve yasa gereği müvekkilinden hiçbir nam ve ad altında bir talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkiline olan borcunu ödememek gayreti ve kötüniyeti içerisinde olduğunu, müvekkilinin iyiniyetli girişimlerle davacıdan tamamen haklı ve hukuki alacağını ödemesini talep ettiğini, ancak yanıtsız kalmasını takiben de alacağının tahsili için, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi açılmış olduğunu, davacının haksız ve dayanaksız itirazı ile duran takibin devamı için davacı aleyhine itirazın iptali davası açacaklarını, dosya numarasını bildireceklerini, sunulan ve yargılama aşamasında ispatlanacak nedenlerle, davacının haksız ve dayanaksız davasının reddine,yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin yurt dışına konfeksiyon ürünleri imal edip ihraç eden bir firma olduğunu, davacıya kesimi yapılmış elbiseleri teslim ederek verdiği kalıba uygun olarak nakış yapması konusunda anlaştıklarını ve malların davalıya teslim edildiğini, davalı nakış işini yapıp ürünleri müvekkile teslim ettiğini, ürünün incelemesi ihraç edilmeden önce müvekkil şirket kalite kontrolcüsü tarafından SGS, INTERTEK, BREAU şirketlerinin standartlarına göre inceleme yaptığını, dünyada en kabul görmüş SGS nin standartları göre rastgele numune olarak alınan 125 üründen 7 Adet majör hata (yırtık vb. Çok önemli hatalar), 10 adet Minör hata (davamızdaki gibi nakış kayması, dikiş hatası, iplik hatası gibi hatalar) var ise ürünler ayıplı ve testten geçmemiş sayılacağını, ayrıca 1,5 cm’ye kadar ki kaymalar tolere edilebilir kaymalar olduğunu, standartlara göre ürün geçmemişse ürünün ayıplı sayılacağını, müvekkilin kalite kontrolcüsü tarafından alınan numunulere göre ürünler testi geçtiğini, müvekkil şirkette dünya çapında kabul edilmiş standartlara göre kalite kontrolü yapmış ve hatalar belirlenen sayının altında kaldığından mal Fransa Ülkesinde bulunan ….. firmasına ihraç edildiğini,ihracat yapılan firma ürünleri kontrol ettiğinde ise müvekkilin aldığı numunelerden farklı sonuç çıktığını,firmanın rastgele aldığı numunelerde testi geçmediğini, ve ayıplı sayıldığını iade alınan mallar tek tek incelendiğinde ayıp oranının fazla olduğu anlaşıldığını, asıl davanın kabulünü, birleşen davanın reddini lehimize %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER:
İcra dosyası Uyap üzerinden getirtilerek dosya arasına alınmışır.
Asıl dava dilekçesi ekinde sunulan ihtarname, faturalar, sevk irsaliyeleri, dekont ve diğer belgeler incelenmiştir.
Birleşen dava dosyasında dava dilekçesine ekli bulunan ihtarname, cevabi ihtarname ile fatura suretleri incelenmiştir.
Taraf vekillerince yargılama aşamasında dosyaya sunulan tüm faturalar, yazışmalar ve belgeler incelenmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri ile dava konusu olan mallar üzerinde teknik inceleme ve değerlendirme gerektiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, SMMM bilirkişi ve tekstil mühendisi bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 03/10/2018 tarihli bilikişi raporunda özetle; asıl dava davacısının ticari defter kayıtlarında 31/12/2017 tarihi itibariyle asıl dava davalısı tarafa 11.680,97 TL borçlu görüldüğü, asıl dava davalısının ticari defter kayıtlarında 31/12/2017 tarihi itibariyle asıl dava davacısı taraftan 11.680,97 TL alacaklı görüldüğü, dava konusu ürünlerde mezurayla ölçülerek anlaşılabilecek açık ayıp bulunduğu, taraflar arasında eser sözleşmesi mevcut olduğu, asıl dava davacısının müşterilerinin ürünleri iadesi sonrası yaptığı ayıp ihbarının Borçlar Kanunu ve işin olağan akışına göre süresinde olmadığı bildirilmiştir.
Rapora yapılan itiraz üzerine ve mahkememizce de gerekli görülmekle yeniden bilirkişi incelemesine başvurulmuş, dosyaya 3 tekstil mühendisi tarafından sunulan bilirkişi heyetinin 27/02/2019 tarihli raporunda ilk bilirkişi raporundaki değerlendirme gibi dava konusu ürünlerde açık ayıp bulunduğu, asıl dava dava davalısı tarafından nakış yapılan kumaş parçalarının asıl dava davacısı tarafından kabul edilerek dikilidği, dikilen bayan elbiselerinin davacı çalışanları tarafından kalite kontrolü yapılarak kabul edildiği ve yurt dışı müşterisine satıldığı, davacının müşterisinin ürünleri iadesi sonrası yaptığı ayıp ihbarının Borçlar Kanuna ve işin olağan akışına göre süresinde olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.

GEREKÇE:
Mahkememizde görülmekte olan asıl davada davacı taraf davalı tarafça üzerine nakış yapılarakkendisine verilen ürünlerin yurtdışı müşterisi tarafından iade edildiğini ve ürünlerin ayıplı olması nedeni ile uğradıkları zararların tazminini talep etmişler, mahkememiz dosyası ile birleşen dava dosyasında ise davacısının davalı şirketle aralarındaki kumaş nakış işleme işi nedeni ile davalı taraftan bakiye alacaklarının talep edilmesine ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ettikleri görülmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kumaş nakış işleme işi nedeni ile birleşen dava davacısının birleşen dava davalısından alacaklı olup olmadığı, söz konusu kumaş ürünlerinde ayıp olup olmadığı, ayıp var ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve ayıptan dolayı asıl dava davacısının asıl dava davalısından alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa bu alacağın talep edilip edilemeyeceği, mahsup edilmesinin gerekip gerekmediği noktalarındadır.
Mahkememizce gerek tarafların ticari defter ve belgeleri gerekse dava konusu kumaş ürünleri üzerinde SMMM ve tekstil mühendislerinden bilirkişi raporları aldırılmış, 11.680,97 TL alacağın her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, ticari defterlere göre birleşen dava davacısının birleşehn dava davalısından 11.680,97 TL alacaklı olduğu tespit edilmişir. Birleşen dava davalısının bu miktarda borcunun bulunmadığını ileri sürmekten ziyade, söz konusu ayıplı ürünler nedeni ile diğer taraftan alacaklı bulunduğunu ileri sürdüğü, keza taraflar arasındaki sözleşme uyarınca ürünlerin bedeli ile ilgili açık bir itirazının bulunmadığı, dolayısıyla kendi ticari defterlerinde de kayıtlı bulunan bu meblağ oranında diğer tarafa borçlu bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Birleşen davada ayıp iddiası nedeni ile alacak/mahsup talebine gelince; bilirkişi raporlarından dava konusu ürünler üzerindeki ayıbın açık ayıp niteliğinde bulunduğu saptanmış olup, asıl dava davacısının TBK 474.madde uyarınca gözden geçirme ve uygun süre içerisinde bildirme yükümlülüğünü yerine getirmediği, aynı kanunun 477/1.maddesi uyarınca eserin kabul edilmiş sayılması nedeni ile yüklenicinin sorumluluktan kurtulduğu kanaatine varılmıştır.
Birleşen davada davacısının davalısına gönderdiği ihtarname nedeni ile 26/08/2017 tarihinde temerüdün gerçekleştiği, temerrüt tarihi ile takip tarihi arasındaki gün için işlemiş faizin 102,97 TL olduğu (söz konusu dönem için ticari avans faizinin yıllık % 9,75 TL olduğu görülmekle mahkememizce temerrüt tarihinden takip tarihi arasındaki 33 gün için hesaplama yapılmıştır) anlaşılmış, birleşen davada işlemiş faiz yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmişir.
Açıklanan nedenlerle asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş; birleşen davada alacağın miktarının likit olması nedeni ile borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilmesi yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Asıl davanın REDDİNE
1-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 1.050,601-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından dosyada yapılan 107,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
4-Davalı/birleşen dava davacısı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.117,20.-TL vekalet ücretinin davacı/birleşen dava davalısından tahsili ile davalı/birleşen dava davacısına verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
B-Birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacı/birleşen dava davalısının Bakırköy 17.İcra Müdürlüğünün 2017/15082 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 11.680,97 TL asıl alacak ve 102,97 TL işlemiş faiz üzerinden devamına,
İşlemiş faiz yönünden fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun uyarınca ticari avans faizi uygulanmasına,
İcra İnkar tazminatı talebinin KABULÜ ile asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davacı/birleşen dava davalısından alınarak davalı/birleşen dava davacısına verilmesine,
Reddedilen kısım yönünden kötü niyet ispat edilemediğinden birleşen dava davacısı aleyhine kötü niyet tazminatına yer olmadığına,
1-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 797,93.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 203,87.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 594,06.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 203,87.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır