Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/80 E. 2018/1153 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/80 Esas
KARAR NO : 2018/1153

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2017
KARAR TARİHİ : 05/12/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 28/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 25/01/2017 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirketin, davalı şirketten Mart-Temmuz 2016 tarihlerinde, davalı şirket talepleri doğrultusunda siparişler aldığını, müvekkili şirketin, sözleşmedeki ilk parti ürünleri ürettiği ve davalı şirkete teslim ettiği; bedelinin ise sorunsuz bir şekilde müvekkili hesabına vadesinde geçildiğini, müvekkili davacı şirketin, yukarıda bahsi geçen siparişle beraber 4 adet daha sipariş aldığını, müvekkili şirketin ilgili 4 adet siparişin kumaşları, aksesuarları vs satın aldığı ve hazır bekletiliyor durumda iken bir kısım siparişlerin davalı tarafından gerekçesiz bir biçimde iptal edildiğini, iptal edilen siparişler yerine başka siparişler geçileceğinin dendiği ancak yeni siparişlerin gelmediğini, geriye kalan tüm siparişlerin davalı … şirketi tarafından kontrollerinin yapıldığını, okeylendiğini, müvekkili şirketin imalathanesinde üretilerek davalı …. adına fatura edildiğini, davalı şirketin, ürünleri teslim aldıktan sonra “müşterimiz malları beğenmedi, bir kısmını almadı” diyerek ve ellerinde müvekkili şirkete verilmek üzere müşterilerinden alınan ve malların bozuk olduğuna dair bir belge ve bilgi yok iken dürüstlük kuralına aykırı olarak müvekkili şirketin başka siparişler nedeniyle doğan 11.880,00 Euro’luk kısmına ilişkin cari hesap alacağına el konulduğunu, mamafih davalı şirketin, beyanen bozuk dedikleri malların ödemesini de müvekkili şirkete bilahare yaptığını, faturasının ekte olduğunu, fakat müvekkili şirketin aşağıda belirtilen başkaca alacaklarının ödenmediğini, davacı müvekkili şirketin, davalı şirket ile arasında cari hesaptan doğan 11.960,00Euro + 2.654,20 USD alacağın bulunduğu ekstrelerin ekte sunulduğunu, ayrıca taraflar arası TL cari hesap ekstresinin de bilgi amaçlı sunulduğunu, bu hesapta da müvekkili şirketin davalı firmaya 7.195,30TL borçlu göründüğünü, müvekkili şirketin davalı şirketten Mayıs-Haziran 2016 tarihlerinde alması gereken USD alacağını, davalının Aralık ayında kısmi ödediğini, bakiye alacaklarının bir kısmını yani 2.654,20USD lik kısmını kendilerince alacaklarına mahsup ettiğini, müvekkili şirketin bu mahsuplaşmayı kabul etmediği; zira davalı şirketin müvekkili şirkete Mayıs ve Haziran ayında ödemesi gereken USD bazındaki ödemeyi vadesinde ödememiş olup 6 ay gecikmeli şekilde ödediğini, şayet davalı şirket müvekkili şirkete USD borcunu ödemiş olsa idi müvekkili firmanın da davalı şirkete TL borcunu ödemiş olacağını, bu ihtilafların dışında davalı … firmasının üretiminde sorun olduğunu iddia ettiği malın faturası (davacı şirketin kestiği 216 no.lu fatura) ile davalı … firmasının kestiği aynı tutarlı 486 no.lu fatura ve tekrar müvekkili şirketin kestiği …. no.lu fatura ile davalı şirketin işbu faturalara esas müvekkiline ödediği bedelin banka dekontlarının bulunduğunu, ayrıca müvekkili şirket tarafından siparişler için satın alınıp da davalı şirket tarafından iptal edilen mallarla ilgili müvekkili şirket uhdesinde kalan kumaşların listesinin bulunduğunu, bu kumaşların evsafı, kg ve ederinin aşağıda aktarıldığı gibi olduğunu, müvekkili şirket uhdesinde kalan bu kumaşlar için da davalı … şirketinden aylık 500,00TL işgaliye ücreti talep edildiğini, 6 aydır müvekkili şirkette bulunup davalı tarafından alınmayan bu kumaşlar için şimdiye kadar 6×500,00=3.000,00TL işgaliye parası talep edildiğini, bundan sonraki her ayda TÜFE oranları baz alınarak nihai karar ile birlikte işgaliye ücretinin de değerlendirilmesinin talep edildiğini, müvekkili şirketin yukarıda yer verilen alacağına kavuşmak için davalı-borçlu şirkete Bakırköy … Noterliği’nin 09.12.2016 tarih, …. yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek davalıya tebliğ ettiğini, işbu taleplerinin davalı tarafında reddedildiğini, bunun üzerine borçlu hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı-borçlunun borca itiraz ettiğini, bunun üzerine huzurdaki davanın ikame edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı … …. şirketi nezdinde kalan 11.960,00EURO + 8.054,20USD + 44.323,00TL cari hesap + 3.000,00TL meblağın bir bütün olarak … firmasından alınarak davacı müvekkile verilmesine, davalı şirketin itirazında haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle İİK 67.maddesi gereği %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, alacaklarının TL olan kısmına ihtarname tarihinden itibaren başlamak üzere Merkez Bankası’nın en yüksek mevduat faizinin uygulanması; döviz olan kısmına ise Merkez Bankası’nın en yüksek döviz faizinin uygulanmasına, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Takibe konu alacağın varlığını ve miktarını ispat yükünün davacı üzerinde olduğu; davacının, müvekkilinden alacağını ve miktarını tevsik edici belge ve bilgiyi dosyaya sunmadığını, davacı tarafın, ispat yükü kendisinde olmasında rağmen müvekkilinden 11.960,00EURO + 2.654,20USD tutarında cari hesap farkı alacağı ile müvekkilce kendisinden teslim alınmadığı belirtilen kumaşların 44.323,20TL + 5.400,00USD bedeline dair dosyaya yeterli bilgi belge sunmadığını, davacının, bahsi geçen kumaşların ait olduğu siparişler ve siparişlerin iptal sebebine değinmediğini, soyut anlatımlarla müvekkilinden alacak talebinde bulunduğunu, davacının, müvekkili şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, ispat yükü davacıda olduğu halde davacının davalı müvekkilinden alacaklı olmadığına ilişkin beyanların aşağıda yer aldığını, davacının müvekkili şirketten 11.960,00EURO + 2.654,20USD tutarında cari hesap alacağı bulunmadığını, 2.654,20USD alacak iddiası yönünden müvekkili ile davacı arasında EURO, USD, TL olmak üzere 3 farklı kur üzerinden cari hesap ilişkisi bulunduğu ve bu hususun taraflar arası tartışma konusu olmadığını, muhatabın, USD cari hesabı uyarınca müvekkilinden 2.624,20USD alacaklı olduğu iddiasının maddi temelden yoksun olduğunu, zira müvekkilinin, TL cari hesabında davacıdan alacaklı olduğu 7.195,35TL’yi taraflar arası USD hesaba virman yaptığı ve davacıya olan bakiye USD borcunu banka havalesi yolu ile ödeyerek hem TL hem de USD hesaplarında davacıya karşı borçsuz duruma geldiğini, nitekim davacının, dava dilekçesi ekinde sunduğu TL cari hesabında müvekkiline halen 7.195,35TL tutarında borçlu gözüktüğünü, 11.960,00 EURO alacak iddiası yönünden taraflar arasındaki cari hesapta 11.960,00 EURO tutarında fark bulunmasının nedeninin, davacının müvekkiline ürettiği bir takım elbiselerde ayıp olması nedeni ile müvekkili tarafından davacıya düzenlenen reklamasyon faturasının davacı taraf ticari kayıtlarında yer almaması olduğunu, işbu reklamasyon faturasına konu sürecin aşağıda aktarıldığı şekilde geliştiğini, İspanya’da mukim …. unvanlı şirketin, İngiltere’de mukim …. unvanlı şirkete 17.12.2015 tarihinde kadın elbisesi siparişi verdiğini, …. firmasının da söz konusu siparişi müvekkilinden tedarik etmek istediği ve 18.12.2015 tarihinde sipariş ettiğini, müvekkilinin de aynı gün söz konusu ürünlerin üretimini davacıya sipariş ettiğini, sipariş verilen ürünler üretilmeye başlanmadan evvel üretilecek ürünlere ilişkin hazırlanan numunelerin davacı tarafından müvekkiline gönderildiğini, gönderilen bu ürünlerin kalite testlerinin yapıldığı ve sonuçların derhal davacıya bildirildiğini, müvekkilinin yaptığı bu bildirimlerde, davacının ürettiği numunelerin taraflar arasındaki mutabakata aykırı olduğu ve beklentileri karşılamadığının (ayıplı olduğu) bildirildiğini, 26.02.2016 tarihine gelindiğinde, davacının ürettiği elbiselerin birçoğunda “çekme” problemi olduğunun ortaya çıktığını, bahsi geçen ayıptan davacının sorumlu olduğunun davacı tarafından da aynı tarihte kabul edildiğini, ancak siparişlerin tesliminde gecikme yaşanması nedeniyle büyük zarar meydana geldiğini, davacının, ürünlerin ayıplı olmasına rağmen nihai alıcılara ulaştırılması riskini üzerine aldığını, varılan mutabakatın aşağıdaki gibi olduğunu, 10 cm’ye kadar çekme gösteren ürünlerin yüklenip nihai alıcıya teslim edilmesinden doğan risk davacıya ait olacağını, davacı, 10 cm’in üzerinde çekme gösteren hiçbir ürünün yüklemesini yapıp nihai alıcıya teslim etmeyeceğini, taraflar arasındaki 26.02.2016 tarihli yazışmada davacı yetkilisi tarafından müvekkiline gönderilen mailde, “Ürünler tek tek kontrol edilecek ve 10 cm üzerinde gelen ürünler ayrılacaktır. Bu şekilde kendi riskimizde yüklenmesini teyit ediyoruz.” dendiğini, davacının ürettiği elbiselerde 02.03.2016 tarihinde yapılan testlerde de davacının ürettiği elbiselerin ayıplı olduğu ve bu elbiselerden 10 cm’ye kadar olan çekme olanlarının yüklenerek nihai alıcılara teslim edilmesinde doğabilecek yükümlülüklerden davacının sorumlu olduğunun aşağıda yer alan ifadelerle belirtildiğini, siyah rengin boy ölçülerinde 10 cm ile 14’ler var siyah renk açılıp kontrol edileceğini, siyah rengin boy ölçülerinde 3 cm ile 10cm’ler var oylu tekstilin (davacının) riskinden ofisin bilgisinde yüklendiğini, davacı tarafından müvekkiline gönderilen 26.02.2016 tarihli mailde her ne kadar 10 cm’den fazla çekme gösteren ürünlerin yüklenip nihai alıcıya telim edilmeyeceği taahhüt edilmişse de bu taahhüde aykırı davranarak 30cm’e kadar çekme gösteren elbiseleri yükleyerek nihai alıcıya teslim ettiğinin anlaşıldığını, .. firması yetkilisi tarafından …. firmasına gönderilen 01.04.2016 tarihli mailde, aynı beden (S, M, L, Ekstra L) elbiselerin boyutlarında, 30cm’e varan oldukça büyük farklılıklar olduğunun belirtildiğini, buna ilişkin fotoğrafında maile eklendiğini, sözü geçen fotoğrafta görüleceği üzere aynı beden iki elbisenin boyutlarının neredeyse mukayese edilemeyecek biçimde birbirinden farklı olduğunu, aynı tarihte, … firmasından gelen mailin davacıya iletilerek müvekkiline verilen taahhüde aykırı davranıldığının bildirildiği ve nihai müşterinin söz konusu ayıp nedeni ile alacağı kararı davacıya bildireceğinin söylendiğini, davacının ürettiği ürünlerin ayıplı olması nedeniyle müşterinin müvekkiline 26.200,72Euro tutarında reklamasyon faturası kestiğini, bu reklamasyon bedelinin davacıya yansıtılacağının davacıya bildirildiğini, müvekkili tarafından bu reklamasyon bedeli davacıya yansıtılırken, davacının üretim sırasında fazla kumaş kullanmak zorunda kaldığı iddiasıyla müvekkilinden zamanında talep etmiş olduğu 3.979,80 EURO kumaş fark bedelini mahsup etmeyi kabul ettiğini, müvekkili tarafından davacıya ödemesi kabul edilen 3.979,80 EURO tutarın ödenme sebebinin kumaş farkı talebi konusunda bir uyuşmazlık ortaya çıkmasını ve böylece siparişlerin daha da gecikmesini önlemeye çalışmak olduğunu, her ne kadar müvekkili şirketin, davacıya 22.200,92Euro (26.200,72Euro – 3.979,80Euro) zarar/reklamasyon bedeli yansıtacağını bildirmiş olsa da davacı ile olan ticari ilişkisini gözeterek bu tutardan daha azını 11.000,00 EURO+KDV bedeli yansıtarak reklamasyon faturası düzenlediğini, müvekkili zararının sipariş iptali nedeniyle kar ve itibar kaybına katlanmak zorunda kaldığını, bu zararları tazmin amacıyla davacıya karşı olan her türlü hukuki haklarının saklı olduğunu, müvekkili şirketin, her halükarda davacıya yansıtma hakkı olmasına rağmen henüz yansıtmamış olduğu 11.200,92Euro+KDV (22.200,92Euro – 11.000,00Euro) tutarında davacıya karşı takas mahsup def’inin ileri sürüldüğünü, davacının, müvekkilince kendisinden teslim alınmadığını belirttiği kumaşlara ilişkin talebi (44.323,20TL+5.400,00USD) yönünden davacının bu talebinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin, bahsi geçen “Happy” kodlu elbiselere ilişkin siparişe paralel olarak davacıya, yine …. ve …. firmalarının siparişine istinaden “…” kodlu kırmızı renk kadın bluzu siparişi de verdiğini, ancak davacının bahsi geçen “Happy” kodlu elbiseleri ayıplı bir biçimde … firmasına teslim etmesi üzerine …. firmasının “….” kodlu bluzların siparişini iptal ettiğini, müvekkilinin bu durumu derhal davacıya bildirerek kumaşların kesimini durdurmasını ve kumaşları keserek bluz haline getirmemesini söylediğini, davacının da aynı gün müvekkiline gönderdiği mail ile kumaşların dikimine başlanmadığı ve başlamayacağını teyit ettiğini, davacının kendi kusuru ile siparişlerin iptali sonrasında, iptal edilen siparişlere ilişkin müvekkiline karşı hak talep etmesinin hukuki temeli bulunmadığını, davacının, iptal edilen siparişe konu kumaşları henüz kesmediği ve dikmediğini, dolayısıyla ürünlerin kumaş halinde bulunduğunun sabit olduğunu, davacının bedelini talep ettiği kumaşların, alıcıya özel olarak üretilen kumaşlar olmayıp bir başka alıcıya satılabilecek durumda olduğunu, dolayısıyla davacının başka alıcıya satıp zararını ortadan kaldırabilecek durumda iken bunu yapmayıp zararına kendisinin sebep olduğunu, (TBK 114/ii, TBK 51. Ve 52. Maddeleri); dolayısıyla müvekkilinin davacıya karşı sorumlu olduğunu kabul etmemekle birlikte davacının kendi zararına kendisinin sebep olması ışığında öncelikle tazminatın kaldırılmasını, eğer bu talepleri Mahkemece kabul edilmez ise tazminat miktarında indirim yapılmasının talep edildiğini, davacının faiz talebinin haksız olduğunu, davacının takip talebinde TL alacağı yönünden “reeskont faizi” talebinde bulunduğunu, dava dilekçesinde ise faiz talebini “Merkez Bankası en yüksek mevduat faizi” olarak belirttiğini, itirazın iptali davasında alacaklının takip talebindeki talebi ile bağlı olduğunu, davacının talebinde belirttiği “reeskont faizi” istemesinin de hukuken mümkün olmadığını, davacının takip talebinde belirtmiş olduğu miktarın üzerinde ve ayrıca ileriye yönelik depo masrafı talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının siparişi iptal edilen “….” kodlu ürünleri deposunda tuttuğunu belirterek takip talebinde 2.500,00TL olarak gösterilen depo masrafının dava dilekçesinde 3.000,00TL olarak gösterildiğini ve davanın devam ettiği her ay için ayrıca müvekkilinden 500,00TL talep ettiğini, davacının depo masrafı olarak takip talebinde yer alan 2.500,00TL yi aşar miktarda talepte bulunmasının hukuken mümkün olmadığını, davacının icra inkar tazminatı talebinin haksız olup davacının, takipte itiraza uğrayan alacağın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına çarptırılmasının talep edildiğini belirterek davanın reddine, davacının, takipte itiraza uğrayan alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına çarptırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca cevaba cevap, 2. cevap dilekçeleri, delil listeleri ve ekleri dosyaya sunulmuş, bu bağlamda dava dayanağı olan Bakırköy 16. İcra Dairesinin 2017/68 Esas sayılı dosyası dosyamız arasına celp edilmiş, dosyanın incelenmesinde ; alacaklısının … , borçlusunun … olduğu, borç miktarının 120.339,79.-TL olduğu, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, iş bu davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Dosyada ön inceleme aşaması tamamlanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, Bakırköy 42. Noterliğinden ihtarnamenin bir sureti,
Davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarında tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bu kapsamda bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda ÖZETLE; Dava konusu uyuşmazlık çerçevesinde gerek davacı şirket ve gerekse davalı şirket tarafından incelemeye ibraz olunan 2016-2017 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutuldukları anlaşılmakla, anılan ticari defterlerin taraflar lehine delil kabiliyetlerinin Mahkemenin takdirinde bulunduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin tartışmasız görüldüğü, anılan ticari ilişkinin her iki taraf kayıtlarında TL, EURO ve USD para birimleri ile ayrı ayrı hesap ekstreleri kapsamında takip edildiği, davacı şirket ticari defter ve belgeleri kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; davacı şirketin 04.01.2017 takip tarihi itibarıyla, EURO Hesap Ekstresinde 80,00EURO tutarında davalı şirketten alacaklı; davacı şirketin 25.01.2017 dava tarihi itibarıyla; EURO Hesap Ekstresinde 11.960,00EURO tutarında davalı şirketten alacaklı; davalı şirketin 04.01.2017 takip ve 25.01.2017 dava tarihi itibarıyla; USD Hesap Ekstresinde tutarında davalı şirketten 2.654,20USD alacaklı; TL Hesap Ekstresinde davalı şirkete 7.195,30TL borçlu olduğu, davalı şirket ticari defter ve belgeleri kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; davalı şirketin 04.01.2017 takip tarihi itibarıyla; EURO Hesap Ekstresinde davalı şirketin davacı şirkete 79,99EURO borçlu; davalı şirketin 25.01.2017 dava tarihi itibarıyla; EURO Hesap Ekstresinde 11.960,00EURO tutarında davacı şirkete borçlu; davalı şirketin 04.01.2017 takip ve 25.01.2017 dava tarihi itibarıyla; USD Hesap Ekstresinde tutarında davalı şirkete borçlu bulunmadığı, TL Hesap Ekstresinde davacı şirketten 7.195,30TL alacaklı olduğu, davalı şirketin davacı şirkete olan 2.654,20USD tutarında USD Hesap Ekstresi borcundan davalının davacı şirketten olan TL Hesap Ekstresi 7.195,30TL alacağını 01.12.2016 tarihinde mahsup ettiği, bu nedenle davalı şirket ticari defter ve belgelerine göre davalı şirketin davacı şirkete USD borcu ve TL alacak bakiyelerinin sıfırlandığı, davalı şirketin davacı şirkete yurtdışı firmalara gönderilmek üzere sipariş ettiği ve gönderildiği anlaşılan ürünlerde ayıp olduğu gerekçesi ile dava dışı firma tarafından davalı şirkete 58.848,00EURO bedelli reklamasyon faturası düzenlendiği, bu reklamasyon bedelinin 26.200,72EURO tutarlı kısmının davacı şirketçe üretilen ürünlerin reklamasyon bedelini içerdiği, davalı şirketin ise cevap dilekçesinde yer alan beyanları kapsamında davacı şirkete fatura etmesi gereken tutar 26.200,72Euro iken taraflar arası ticari ilişki gözetilerek bunun 11.960,00EURO kısmının fatura (14.07.2016 tarih, 495no.lu) edilerek davalının davacıya olan borcundan mahsup edildiği; ancak 14.07.2016 tarih, 495 no.lu, 11.960,00EURO bedelli faturanın davacı şirket tarafından kabul edilmediği, dava konusu somut olayda anahtar noktanın, davacı ile davalı arasındaki ürün alım ve imalatı ile akabinde eser sözleşmesi kapsamında teslim edilen ürünlerde ayıp olup olmadığının belirlenmesi olduğu anlaşılmakla öncelikle işbu ürünlerin ayıplı olup olmadığı yönünde teknik tespit yaptırma hususunun Mahkemenin takdirinde bulunduğu, ürünlerin ayıplı olup olmadığının tespiti sonrasında davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen 11.960,00EURO bedelli reklamasyon faturasının taraflar lehine/aleyhine değerlendirilebileceği, buna bağlı olarak da iptal edilen siparişlere ilişkin davacı uhdesinde kaldığı beyan edilen 5.400,00USD bedelli ve 44.323,20TL bedelli kumaşların özel üretim olup olmadığı, başka alıcılara satılıp satılamayacağı ile davacı zararının önlenebilir olup olmadığı ile icra takibinde talep edilen talep edilen 2.500,00TL işgaliye tutarı hususunun da teknik tespite muhtaç kaldığı, dava dosyası kapsamında taraflarca sunulu teknik belgelerin alanında uzman bir bilirkişi marifeti ile değerlendirilmesi konusunda takdir Mahkemeye ait olup, bu hususta karar verilmesi halinde yapılacak teknik tespitler sonrası varılan sonuçların mali yansımalarına ilişkin tarafımca ek rapor tanziminin de Mahkemenn takdirinde bulunduğu rapor edilmiştir.
Dosya, tekstil mühendisine tevdii edilerek mali müşavir raporu da dikkate alınarak faturada belirtilen ürünler üzerinde her fatura için ayrı ayrı incelenerek rapor tanzim edilmesi istenilmiş, bu kapsamda tekstil mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda ÖZETLE; Davacının davalıya teslim etmiş olduğu Happy model bayan elbiselerinin kabul edilebilen limit üzerinde ayıplı olduğu iddiasının ispata muhtaç olduğu, bu durumda davalının ayıp iddiasıyla davacıya 11.880 EURO reklamasyon yansıtamayacağı, davacının 400 kg Varaklı bordo kumaş, 413 kg beyaz süprem kumaş ve 1.639 kg Ekru şeker kasar süprem kumaşı davalının sipariş edip sonra iptal ettiği …. model ürünün imalatı için tedarik ettiği, beyaz ve ekru şeker kasar süprem kumaşın piyasada başka firmalar tarafından da kullanıldığı, varaklı bordo kumaşın davalının siparişine özel olarak imal edildiği, davanın iptal edilen …. model ürün siparişi için tedarik ettiği kumaşlar nedeniyle zararının 2.500 $ + 8.208 TL olduğu rapor edilmiştir.
Dosya kapsamı, davacı ve davalı tarafın beyanları, bilirkişi raporu göz önüne alındığında yukarıda özetlenen dava dilekçesi itibariyle davacı tarafından mahkememize, davacı şirketin, davalı şirketten davalı şirket talepleri doğrultusunda siparişler aldığını, ilk parti ürünleri ürettiği ve davalı şirkete teslim ettiği; 4 adet daha sipariş aldığını, bir kısım siparişlerin davalı tarafından gerekçesiz bir biçimde iptal edildiğini, zararın oluştuğunu icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine durduğunu belirterek mahkememize İİK 67 ve devamı maddeleri kapsamında itirazın iptali davası açılmış olduğu görülmektedir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde Takibe konu alacağın varlığını ve miktarını ispat yükünün davacı üzerinde olduğu; davacının, davalı şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, ispat yükü davacıda olduğunu, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Tarafların sunmuş oldukları deliller ile birlikte Ticari defter kayıt ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememizce kabul edilmiştir.
Dava konusu ürünler sebebiyle dosya tekstil bilirkişisine tevdi edilmiş, tekstil bilirkişisi tarafından yapılan inceleme neticesinde rapor hazırlanarak mahkememize sunulmuş, mahkememiz denetime elverişli olan rapor kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamında, davacı ile davalı arasında eser sözleşmesi kapsamında ticari ilişki bulunduğu hususu tarafların kabulündedir. Dava konusu itibariyle davacının icra takibi itibariyle alacaklı olup olmadığı hususunun belirlenmesidir.
Tekstil bilirkişisi tarafından yapılan tespit ve incelemeler neticesinde Davacının davalıya teslim ettiği Happy model bayan elbiselerinin davalının ayıp iddiası itibariyle yerinde olmadığı anlaşılmış olup, bu ürünler sebebiyle davacının davalıya reklamasyon kesmenin yerinde olmayacağı anlaşılmıştır.
Bununla birlikte yine bilirkişi raporu itibariyle davalı tarafından siparişq edilen Varaklı bordo kumaş, beyan süprem kumaş, ekru şeker kasar süprem kumaşları davacı tarafından hazır edildiği , özel sipariş olması sebebiyle davalıya yönelik hazır edildiği, davalının ürünleri teslim almayarak temerrrüde düştüğü anlaşıldığından davacının sipariş ile hazırladığı ürünler sebebiyle meydana gelen zararın davalı tarafından karşılanması gerektiği, bilirkişi raporu itibariyle davacı taraf sözkonusu ürünleri iç piyasaya satması halinde bakiye zararının talep edilebileceğinden 2500 usd ve 8208 TL zararının davalının sorumluluğunda olduğu anlaşıldığından bu miktar itibaryle zararın giderilmesi gerektiği kanaati gelmiştir.
Davacı her nekadar 2.500. TL depo bedeli talep etmekte isede, davacı taraf ürünleri hazırlayıp davalıya göndermesi gerekmekte olup, ayrı bir depolama ve depolama ücretinin sözkonusu olamayacağı anlaşıldığından depo bedeli talebinin yerinde olmaması sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaati gelmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle davacının davalıya hazırladığı ancak teslim almadığı ürünler sebebiyle oluşan 2.500 USD ve 8.208 TL olmak üzere kabulüne karar verilmesi gerektiği, fazlaya ilişkin taleplerinin zarar ispatlanamamış olması sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği, Davanın kabul edilen miktarı itibariyle alacak likit ve bilinebilir mahiyette olduğu anlaşıldığından 3.431,60.-TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmesi gerektiği kanaati gelmiş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
Davacının davasının 2.500 USD ve 8.208 TL olmak üzere KABULÜ ile
Bakırköy 16. İcra Dairesinin 2017/68 Esas sayılı dosyasındaki itirazın bu bedeller üzerinden iptali ile takibin bu bedeller üzerinden DEVAMINA,
Davacının davasının 11.960 EURO , 5.554 USD, 38.615,20.-TL (36.115,20 TL alacak miktarı, 2.500 TL depo bedeli) kısmının REDDİNE,
Davanın kabul edilen miktarı itibariyle alacak likit ve bilinebilir mahiyette olduğu anlaşıldığından 3.431,60.-TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davalı tarafın icra inkar tazminat taleplerinin davacının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından reddine,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.172,06.-TL karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 1.453,41.-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 281,35.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 31,40.-TL başvurma harcı ile 1.172,06.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 136,10.-TL posta gideri ve 1.300,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.436,10.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 201,05.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 11.004,54.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/12/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.*