Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/794 E. 2020/323 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/794 Esas
KARAR NO : 2020/323

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2017
KARAR TARİHİ : 25/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı …, müvekkil şirkette atanmış müdür olarak çalışmakta iken şirketin tür değiştirmesi ile 01.08.2016 tarihinde şirket genel müdürü olarak çalışmaya devam ettiğini, …’ın, 100.000 Amerikan doları veya 100.000 Amerikan doları karşılığı Euro ve Türk lirasına kadar şirketi borç, alacak veya taahhüt altına sokacak her türlü işlemlerde münferiden temsil ve ilzam etmesine, bu bedeli aşan işlemlerde ise … ile müştereken temsil ve ilzam etmelerine karar verildiğini, …’ın görevde olduğu dönem içinde; “99.402,26 USD bedelli malın (yedek parça) yurt dışında bulunan …… Limited isimli şirkete satışı için anlaşma yaptığını, bu anlaşma kapsamında malın şevki için alıcı firmanın belirttiği …… çekici plakalı ….. dorse plakalı araca yükleme yaptığını, bu aracın malları Estonya merkezli …… Ltd. şirketine malları ulaştırmak üzere 17.08.2015 tarihinde yola çıktığını, bu tırın şoförünün …… olduğunu, müşteriye ürünlerin teslim edilmemiş olduğunu ve malların kaybolduğunu, o tarihten bu yana da ürünlerden herhangi bir bilgi edinilemediğini bildirerek Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduğu, Savcılığın ….. soruşturma sayılı dosyaya ilişkin ülke sınırları içinde gerçekleşmeyen olay sebebiyle “Kovuşturmaya yer Olmadığına” karar verildiğini, …….. Müdürlüğü’ne de aynı şikayet açıklaması ile başvurulduğu ancak bu başvurudanda tırın akıbeti ile ilgili olumlu sonuç alınamadığı, yükleme yapılan tır bilgilerinin Alıcı tarafından bildirildiğine dair her hangi bir belge de mevcut olmadığını, Bahse konu ürün her ne kadar …. Sigorta A.Ş nezdinde sigorta poliçesinde “Sebebi belirsiz açıklanamayan kaybolmalar” teminat harici tutulduğundan 03.10.2016 tarihli cevabi yazı ile sigorta şirketi tazmin müracaatını reddettiğini, Davalı, Cumhuriyet Savcılığında ve …….. Müdürlüğü’nde yer alan ifadelerinde olayı “müşterinin belirttiği tıra yükleme yapıldığı” şeklinde bildirmiş iken, nakliye şirketine karşı dava zamanaşımı süresi olan 1 yıl geçtikten sonra, bu defa Savcılığa verilen ifadenin aksine, “kayıp tırın diğer davalı ….. Ltd. Sti. tarafından temin edildiğinden” bahisle nakliye firmasına ve sigorta şirketine ihtarname keşide edildiği ancak nakliye şirketinin ihtarnameye cevap vermediğini, Davalının, “nakliye şirketinin mali durumu iyi olmadığından dava kazanılsa bile tahsil sıkıntısı yaşanacağına, bu yüzden zararın tazmini için, araca ve mala ne olduğunun ortaya çıkarılması yönünde yurt dışında gerekli takip ve müracaatı yaptığına” dair ifadeleri tespit edilmişse de, yurt dışında bu yönde her hangi bir iş veya işlem yaptığına, dair evraka da rastlanılmadığına, …… Taşımacılık Turizm ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile yapılan yazılı bir anlaşma olmadığını, ancak 9.Mart 2015 tarihli e-mail ile “Gümrüklü Taşıma Teklifi” gönderilmiş ve kayıp tırın plaka ve yükleme bilgilerinin bu davalı tarafından bildirildiğine dair e-mail olduğunu, Kayıp tırın içerisindeki ürünler 99.402,26-USD değerinde olduğunu ve pasaport fotokopisi karşılığı tanınmayan bir şoföre teslim edildiğini, haklı davamızın kabulü ile 99.402,26 (Doksandokuzbindörtyüziki) Amerikan Doları’nın tahsil tarihindeki kur değeri üzerinden davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Diğer davalı …, …. Anonim Şirketi’nin müdürü olduğu dönemde, Estonya’da bulunan ….. Limited Şirketi’ne ulaştırılmak üzere Litvanya merkezli …. isimli alıcı firmaya ürün satışını gerçekleştirdiğini, Davacı yan taşıyıcı firmanın müvekkil şirket olduğunu iddia etse de Türk Ticaret Kanunu 850. Maddesinde “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişidir…” denilmek suretiyle taşıyıcının taşıma sözleşmesiyle taahhüt altına girdiğini, davacı şirket ile müvekkil şirket arasında herhangi bir taşıma sözleşmesi, fatura, gümrük kaydı, taşıma senedi veya yük senedi bulunmadığını, müvekkil şirketin taşıyıcı olarak hukuki sorumluluğunun doğması mümkün olmadığını, diğer davalı …, ürünlerin yüklendiği aracın 17.08.2015 tarihinde yola çıkmasından itibaren araçtan hiçbir haber alınamadığı ve yabancı ülkeye teslim edilmesi gereken ürünlerin teslim edilmediği gerekçesiyle nakliye firması şoförü ……. hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş ve 22.02.2016 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı ve …… başvuru numaralı ……. Müdürlüğü’nde alman ifadelerinde ‘alıcı firma ile aralarındaki anlaşmaya göre alıcı firmasının belirlediği yabancı nakliye firmasına ürünleri yüklediğini” belirttiğini, hiçbir yerde müvekkil şirketin adı dahi geçmediğini, ayrıca ….. adlı şahsın müvekkil şirketle hiçbir ilişkisi bulmadığını, Davalı şirket, 2001 yılından beri uluslararası taşımacılık faaliyetini yerine getirdiğini, davacı şirket ile belirli dönemlerde ticari iş yaptığını, dava dilekçesinde sunulan 09.03.2015 tarihli mail aracılığıyla müvekkil şirket, davacı şirkete gümrüklü taşıma teklifi gönderdiğini, sonrasında müvekkile herhangi bir geri dönüş yapılmadığından aralarında ilişki kurulmadığını, Müvekkili davacı şirkete 13.08.2015 tarihinde”aralarındaki hatır ilişkisine istinaden malların yüklendiği tırı gümrükte kontrol etmek için tırın plakalarını tevit eden bir mail attığını, davacı tarafın müvekkilin iyi niyetin suiistimal ederek sorumlu olmadığı bir zararın tazminini istediğini, ayrıca müvekkil şirket ile davacı şirket arasında iş ilişkisi halen devam ettiğini, Davacı yan, dava dilekçesinde müvekkil şirketin diğer davalı ile işbirliği içinde hareket ettiğini ve zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu söylese de bu iddianın somut dayanağı bulunmadığını, Davanın reddine, yapılacak yargılama sonucunda hukuki dayanaktan yoksun, maddi gerçekler ile bağdaşmayan, haksız ve kötün niyetli olarak açılmış davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkette genel müdür yardımcısı olarak çalıştığını, TTK m.560 ile düzenlenen zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının ürün satışı yaptığı dava dışı alıcı ….. firmasının taşımasını üstlendiği ürünler için bulduğu taşıyıcıya yükün teslim edildiğini, davalı şirket ile taşıma konusunda anlaşan da alıcı-ithalatçı olduğunu, taşıma aracının yolculuk sırasında Romanya’da kaybolduğunu, zararın taşıma zararı olduğunu, davalının özen ve sadakat yükümlülüklerini hiçbir şekilde ihlal etmediğini, şirket asıl yetkilisi ve sahibi-ana hissedarı …….’nın sigorta ve dava süreçlerini savsadığını, bunda davalının sorumluluğu bulunmadığını, işçi alacakları için açılan dava karşısında davacının kötüniyetle hareket ettiği hususları ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
DELİLLER
Davacı ve davalı tanık beyanları, mali müşavir , finansçı ve taşıma alanında uzman bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, taşıma konusu emtiaların çalınmazı nedeniyle uğramış olduğu zararın tazmini talebine ilişkindir.
Somut olayda, davalılardan …’ın davacı şirketin genel müdürü olarak çalıştığı dönemde 99.402.26 USD bedelli malın (yedek parça) yurt dışında bulanan …. firmasına satışı için anlaşma yaptığı, bu anlaşma kapsamında malın sevki için alıcı firmanın belirttiği ……. çekici plakalı ….. dorse plakalı araca yükleme yaptığı ancak malların alıcıya teslim edilmedikleri ve kayboldukları, davalı …… Taşımacılık Turizm ve Dış Tic. Ltd. Şti ile yapılan yazılı bir anlaşma olmadığı, ancak 9 Mart 2015 tarihli e-mail ile “Gümrükte Taşıma Teklifi” gönderilmiş ve kayıp tırın plaka ve yükleme bilgilerinin bu davalı tarafından bildirildiğine dair e-mail olduğu hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacı taraf, şirket yetkilisi olan davalı …’ın diğer davalı şirket ile beraber hareket etmek suretiyle dava konusu taşımayı usulüne göre yapmadığını, bu nedenle zarara uğratıldığını iddia etmekte ve kaybolan malların değeri o1an 99.402,26 USD’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmektedir.
Davalı şirket ise davacı ile arasında herhangi bir taşıma sözleşmesinin bulunmadığını, malların tesliminin yapıldığı şoförün çalışanları olmadığını, davacı şirkete 13.08.2015 tarihinde aralarındaki hatır ilişkisine istinaden malların yüklendiği tırın gümrükte kontrol etmek için tırın plakalarını teyit eden bir mail gönderildiğini, diğer davalı ile beraber hareket etmesinin söz konusu olmadığını savunmuştur.
Davalı … ise, özen ve sadakat yükümlülüklerini hiçbir şekilde ihlal etmediğini, meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağını, dava dışı alıcı ……. firmasının bulduğu taşıyıcıya yükün teslim edildiğini, taşıma aracının yolculuk sırasında Romanya’da kaybolduğunu, zararın taşıma zararı olduğunu, davacı şirket asıl yetkilisi ve sahibi …’nın sigorta ve dava süreçlerini savsadığını, bunda davalının sorumluluğu bulunmadığını, işçi alacakları için açılan dava karşısında davacının kötüniyetle hareket ettiğini savunmuştur.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü adına tarafların bildirmiş olduğu tanıkların beyanlarına başvurulmuş, dinlenen tanık beyanları uyarınca; ihracat departmanın taşıma işlerini organize ettiği ve şirket sahibi … ile davalı …’a sadece bilgi verildiği, taşıma işinden bizzat davalı …’ın sorumlu olduğu sonucunun çıkmadığı gibi davalıların birlikte hareket ederek davacıyı zarara uğrattığı bilgisi de verilmemiştir. Kaldı ki çalınma olayının gerçekleşmesi üzerin yurt dışında hukuki yollara başvurulmak için davalı …’ın çaba içerisine girdiği ancak şirket sahibinin bunu ekonomik görmeyerek karşı çıkması neticesinde bu yola başvurulmadığı bilgisi verilmiştir.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü adına teknik bilirkişilerden oluşan heyetten kök ve ek rapor alınmış, ek rapor sonucu tanık beyanları ve dosya kapsamına uygun görülmeyerek, kök rapor ve ek rapordaki muhalefet şerhinde yer alan tespitlere üstünlük tanınmıştır.
Buna göre, TTK m.921-926-927. Maddeleri uyarınca davacının göndereni olduğu yük bakımından husumet yöneltmesi gereken kişi taşıyıcı ve taşıma işini organize eden ve taşıyıcı gibi sorumlu tutulabilecek taşıma işleri komisyoncularıdır. Eğer haksız fiil mertebesinde bir kusur ve tedbirsizlik içinde ise davacı kendi çalışanına da sorumluluk tevcih edebilir.
Dosyada mübrez CMR taşıma senedinde davalı …… firmasının ünvanının yer almadığı, yükün doğrudan alıcıya değil, bir lojistik merkezine gönderilmiş olduğu, bu yükün dava dışı …… firmasına satıldığının da CMR taşıma senedinden anlaşılmadığı ve emtia nakliyat sigortasını yaptıranın da davacı … firması olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından, davacının davalı şirkete navlun ödemesi yaptığı da anlaşılamamaktadır. Davalı şirketin “Gümrükte Taşıma Teklifi” göndermiş olması ve kayıp tırın plaka ve yükleme bilgilerini e-mail ile bildirmesi sorumlu tutulması için yeterli görülmemiştir. Dolayısıyla TTK m.921-926-927. Maddeleri uyarınca söz konusu taşımada davalı şirketin akdi taahhüdü veya navlun tahsilatı söz konusu olmadığından sorumlu görülmemiştir. Diğer davalı …’ın da taşıma sürecinde kusurlu olduğu davacı tarafından ortaya konamamış ve mahkememizce dosya kapsamı itibariyle yapılan değerlendirmede sorumluluğunu gerektirir kusurlu bir eylemi tespit edilememiştir.
Bu açıklamalar ışığında, meydana gelen ziyan nedeniyle davalıların sorumlu olmadığı takdir ve sonucuna varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 5.856,51-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı25/06/2020

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı