Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/535 E. 2020/333 K. 29.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/535 Esas
KARAR NO : 2020/333

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/06/2017
KARAR TARİHİ : 29/06/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 29/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; 08/01/2017 tarihinde davacı aracının arızalandığını, farları ve sellektörleri yakıp arabadan indiğini, aracın kenarlarına üçgen reflektörleri koyarken davalının müvekkiline çarptığını ve müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin iş adamı olduğunu ve kazadan dolayı işinin başına geçemediğini, derin üzüntü duyduğunu belirterek dava tarihi itibari ile 20.000 TL maddi tazminatın ve 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; kusur tespiti yapılması gerektiğini, maluliyet tespitinin gerektiğini, iş göremezlik ve manevi tazminatın poliçe dışı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı gerçek kişi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kazada kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası beklenen manevi desteği verdiğini, davacının işyerinin borca batık olduğundan kapatılmış olduğunu belirterek davanın reddini talep etmişitr.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının 08/01/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda yaralanmasından dolayı davalı gerçek kişi ve sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğundan bahisle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Dosyaya sunulan 20/02/2020 tarihli sulh protokolü uyarınca davacı ile davalı … şirketinin sulh oldukları, davalı … tarafından sunulan 06/03/2020 tarihli dilekçe ile davacı taraftan herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunmayacaklarını bildirdikleri görülmüş, işbu nedenle maddi tazminat talebi yönünden davanın konusuz kalması nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Kazaya karışan …. plakalı aracın trafik tescil kaydı dosya arasına alınmış, incelenmesinde aracın kaza tarihinde davalı sürücü adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı gerçek kişinin kolluğa sosyoekonomik durum araştırması yaptırılarak tutanaklar dosya arasına alınmıştır.
Poliçe ve hasar dosyası getirtilerek dosya arasına alınmıştır.
Ceza dosyası uyaptan celp olunarak dosya arasına alınmıştır.
Hastane kayıtları getirtilerek dosya arasına alınmıştır.
Davacı tanığının beyanı alınmıştır.
Davacının maluliyet durumu ile ilgili Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesinden rapor aldırılmış, 31/12/2018 tarihli …. sayılı rapora göre davacının dava konusu kaza sonucunda özür oranının % 53 olduğu ve davacının iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Tarafların kusur oranları ile ilgili Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor aldırılmış, sunulan 16/05/2019 tarihli rapora göre kazanın oluşumunda davacının % 40, davalının ise % 60 oranında kusurlu bulunduğu bildirilmiştir. Kazanın raporda belirtildiği şekilde meydana geldiği ve raporda yapılan değerlendirmenin doğru olduğu, kusur raporunun hükme esas alınabileceği kanaatine varılmıştır.
Aktüerya bilirkişisinden 01/11/2019 tarihli kök ve 07/02/2020 tarihli ek raporlar aldırılmış ancak maddi tazminat talebinin konusuz kalması nedeni ile bu raporlar hükme esas alınmamıştır.
Davalı taraf her ne kadar mahkememizin görevsiz mahkeme olduğunu ileri sürmüş ise de, davalılardan sigorta şirketinin ZMMS poliçesini yapan şirket olması nedeni ile TTK’nda düzenlenen husustan dolayı davanın mutlak ticari davalardan olması nedeni ile mahkememiz dava tarihi itibariyle görevli olduğundan bu yöndeki itiraza itibar edilmemiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacının dava konusu kaza nedeni ile yaralandığı ve ATK raporunda da belirtildiği üzere % 53 özür oranında malul kaldığı ve iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin anlaşıldığı, davalı gerçek kişinin gerek sürücü gerekse malik/işleten olması nedeni ile davacını uğradığı kaza nedeni ile kusuru oranında sorumlu bulunduğu, davalı gerçek kişinin kusur oranının % 60 olduğu, davacı ile davalı … arasında yapılan sulh uyarınca davacının maddi tazminat talebinin tam olarak karşılandığı ve bu nedenle maddi tazminat talebi yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen kabul doğrultusunda, davacının manevi tazminat talebinin değerlendirilmesinde; 6098 sayılı T.B.K’nun 56/1. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de su götürmez. Bu ilkeler ve olayın oluş şekli, kusur durumu (davalının kusuru % 60 olarak kabul edilmiştir), maluliyet oranı ve iyileşme süresi (davacının % 53 gibi yüksek sayılabilecek bir oranda malul kalması ve 9 ay gibi yine uzun sayılabilecek bir süre iş ve güçten kalması göz önünde bulundurulmuştur), tarafların sosyal ve ekonomik durumu değerlendirilerek davacı lehine takdiren 25.000,00 TL manevi tazminat takdir olunmuş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin sulh sözleşmesi uyarınca konusuz kaldığı anlaşılmakla bu konuda esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.707,75.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 239,09.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.468,66.-TL karar harcının davalı gerçek kişiden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40.-TL başvurma harcı ve 239,09.-TL peşin harcın davalı gerçek kişiden tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan 1.285,76.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 459,20 TL’sinin davalı gerçek kişiden tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmaısına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.750,00.-TL vekalet ücretinin davalı gerçek kişiden tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.750,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davalı gerçek kişi vekili ve davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/06/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır