Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/480 E. 2018/271 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/480 Esas
KARAR NO : 2018/271

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/05/2017
KARAR TARİHİ : 21/03/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 17/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 22/05/2017 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirketin çikolata ürettiğini, satışını ve pazarlamasını yaptığını, davalı ile arasında 2015 yılından beri ticari ilişkisi bulunduğunu, davalı şirketin siparişi üzerine çikolata ürünlerini davalıya teslim ettiğini, müvekkilinin yaptığı işlerle ilgili olarak düzenli şekilde faturalar tanzim ettiğini, davacı müvekkilinin kesmiş olduğu faturaların ihraç kayıtlı olduğunu, tarafların ticari ilişkilerinde dolar üzerinden anlaşma sağladığını, faturaların ihraç kayıtlı olması nedeniyle katma değer vergilerinin davalı yandan tahsil edilemediğini, her ne kadar davalı şirket adresi hatay ili olsa da, para borçlarının ifa zamanında alacaklının ikametgahının bulunduğu yerde ödenmesi gerektiğini, dava konusunun belirli bir miktar paranın tahsiline yönelik olmasının nazara alınarak TBK’nın 89. Maddesi gereğince Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkisinin kesin olduğu, davacının, cari hesap şeklinde çalıştığı davalı şirket ödemelere uzun süre ara vermiş ve bu arada da fatura muhteviyatına herhangi bir itirazı olmadığını, davalının müvekkili şirkete yapmış olduğu ödeme bedellerinin ise incelemede görüldüğü üzere 873,223 TL olduğunu, faturaların bedellerinin KDV’ler düşüldüğü zaman 915.157 TL olduğunu, arada 41.258 TL cari hesap alacağının kaldığını, davalının likit ve muayyen alacığının mevcut olduğunu bildiğini, faturalara itiraz etmemesine karşın, kalan bakiye ödemesini yapmadığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 41.253,33.-TL alacaklarının dava tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacının, dava dilekçesinde taraflar arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, çikolata ürünlerinin müvekkil şirkete teslim edildiğini, düzenli olarak faturalar tanzim edildiğini, faturalara müvekkil şirketin herhangi bir itirazı olmadığını, faturaların ihraç kayıtlı olduğunu, tarafların dolar üzerinden anlaşma sağladığını, faturaların ihraç kayıtlı olması sebebiyle katma değer vergilerinin müvekkili şirketten tahsil edilmediğini, müvekkil şirketçe ödemelere ara verildiğini 41.253 TL cari hesap alacağı kaldığını iddia ettiğini, taraflar arasında ticari ilişki mevcutsa öncelikle bu ilişkinin davacı tarafça ispatının gerektiğini, ticari ilişkinin var olduğu varsayılsa bile müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak üzerine düşen edim yükümlülüğünü zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı tarafın müvekkili şirkete ekte sunmuş olunan e-posta ile bir takım ödemelerde indirim sağladığını ve müvekkilinin şirket tarafından da ödemelerinin buna göre yapıldığını, e-posta ile birlikte gönderilen proformaları da dilekçenin ekinde mahkemeye sunulduğunu, müvekkili şirketin davacı şirkete borcu olduğu iddiasının kötü niyetli bir iddia olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketin teslim ettiği ürünlerin para borçlarını ifa etmiş olması sebebiyle davacının cari hesap alacağının olmasının mümkün olmadığını, taraflara ait ticari defterlerin incelenmesi durumunda bu durumun ortaya çıkacağını, davacı dilekçesinde cari hesap tablosuna dayanılmaktaysa da cari hesapların geçerliliğinin bulunmadığını, 6102 Sayılı TBK nın 89/1 maddesinde cari hesap sözleşmesi tanımlandıktan sonra 89/2 maddenin cari hesap sözleşmesinin yazılı yapılmadığı sürece geçerli olmayacağını hükmü altına aldığını, sözleşmenin yazılı yapılmasının geçerlilik şartı olduğunu, taraflar arasında yazılı akdedilen bu tarz bir sözleşmenin mevcut olmadığını, ayrıca taraflar arasındaki ilişkiye bakıldığında sadece davacı tarafın alacaklı olduğunu, müvekkili şirketin ise borçlu olduğu göz önüne alındığına cari hesap sözleşmesinden bahsetmenin mümkün olmadığını, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1977/11-213E. 1978/856K.20.10.1970 Tarih) bir an için taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin mevcut olduğunun kabul edilmesi halinde dahi cari hesap ilişkisi devam ediyor olacağından hesap gereği alacaklı tarafça sözleşmenin feshedilip hesabın kat edilmeden bakiye alacağının talep edilemeyeceğini, bu noktada davacı tarafça müvekkili şirkete herhangi bir ihtarname gönderilmediğinin belirtildiğini, ayrıca davacının takibe konu yaptığı faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, dosyada herhangi bir fatura teslim tutanağının yer almadığını, oysa davacı tarafça icra takibine girişilmesi için öncelikle ticari ilişki sonucunun düzenlendiği iddia olunan faturaların müvekkili şirkete tebliği gerektiğini, (Yargıtay 11.H.D. 2012/18036E. 2013/16007K.18.09.2013T.) öte yandan ihraç kayıtlı faturaların zaten 2065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/c maddesi gereği müvekkili taraftan tahsil edilmesinin hukuka aykırı olacağını, müvekkilinin yasal süresi içinde malları yurt dışına ihraç etmiş olduğunu, davacının artık KDV alacaklarının vergi dairesinden alabileceğini, davacının bu yönde bir talebi varsa bu talebini ilgili vergi dairesine yapması gerektiğini, bir an için davacının müvekkili şirketten alacağı varsayılsa bile bu alacağın ticari defterlerden ve vergi dairesi kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davacının iddia ettiği kadar olmadığını, davacının alacağını fahiş miktarda gösterdiği ve haksız zenginlemeye çalıştığını, TL, sonuç ve istem kısmında 41.253,33 TL göstermesinin iddianın kanıtı olduğu, bu nedenle davacının belirtmiş olduğu alacak miktarının kabul edilmediğini belirterek haksız ve hukuka aykırı açılmış davanın öncelikle yetki itirazları ile reddine aksi halde esastan reddine karar verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarında tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bu kapsamda bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda ÖZETLE; davacı şirket tarafından, dava konusu uyuşmazlık kapsamında incelemeye ibraz olunan 2015-2016-2017 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutuldukları anlaşılmakla, anılan ticari defterlerin davacı şirket lehine delil kabiliyetlerinin Mahkemenin takdirinde bulunduğu, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen 5 adet faturadan, “3055 Sayılı KDV Kanunu Hükümleri Kapsamında İhraç Kayıtlı Satıldığından Katma Değer Vergisi Tahsil Edilmemiştir.” ibaresinin yer aldığı 3 adet ihraç kayıtlı faturanın KDV hariç bedellerinin davalı adına “borç” kaydedildiğini, davacı şirketin dava konusu bedele esas tutarın KDV alacağı olmadığını, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen ve huzurdaki dava konusu bedele esas faturaların davacı şirket ticari defterlerine zamanında ve usulüne uygun olarak davalı şirket adına “borç”; davalı şirket tarafından yapılan ödemelerin ise “alacak” kaydedildiği, yapılan bu kayıtlar neticesinde davacı şirket ticari defterlerine göre huzurdaki dava tarihi itibarıyla davalı şirketin davacı şirkete 41.253,91TL borçlu olduğunun görüldüğü rapor edilmiştir.
Dosya kapsamı, davacı ve davalı tarafın beyanları, bilirkişi raporu göz önüne alındığında yukarıda özetlenen dava dilekçesi itibariyle davacı tarafıni çikolata ürettiğini, satışını ve pazarlamasını yaptığını, davalı ile arasında 2015 yılından beri ticari ilişkisi bulunduğunu, davalı şirketin siparişi üzerine çikolata ürünlerini davalıya teslim ettiğini, faturalar tanzim ettiğini, , tarafların ticari ilişkilerinde dolar üzerinden anlaşma sağladığını, faturaların ihraç kayıtlı olması nedeniyle katma değer vergilerinin davalı yandan tahsil edilemediğini, ticari ilişki kapsamında davalının davacı şirkete yapmış olduğu ödemelerin 873,223 TL olduğunu, faturaların bedellerinin KDV’ler düşüldüğü zaman 915.157 TL olduğunu, arada 41.258 TL cari hesap alacağının kaldığını belirterek alacak davası açtıkları, davalı taraf cevap dilekçesi ile Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde , taraflar arasında ticari ilişki mevcutsa öncelikle bu ilişkinin davacı tarafça ispatının gerektiğini, davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak üzerine düşen edim yükümlülüğünü zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini,belirterek davanını reddine talep etmiş olup, taraflar arasında ki uyuşmazlığın aralarında ki faturaya dayalı alışveriş kapsamında davacının alacaklı olup olmadığının belirlenmesi olduğu görülmektedir.
Davalı taraf taraflar arasında ticari ilişkiyi olmadığını beyan etmiş isede, toplanan deliller, fatura ve ödemeler birlikte değerlendirildiğinde davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Tarafların sunmuş oldukları deliller ile birlikte dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan rapor mahkememizce denetime elverişli olması sebebiyle kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle alınan bilirkişi raporu da dikkate alınarak davacının davalıdan 41.253,91 TLalacaklı olduğu ticari defter ve kayıtlardan anlaşılmış olduğundan davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaati gelmiş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜ ile;
41.253,93.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.818,06.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 704,52.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 2.113,54.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yatırılan 31,40.-TL başvurma harcı, 704,52.-TL peşin harç ile dosyada yapılan 600,00.-TL bilirkişi ücreti ve 109,50.-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.445,42.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.887,93.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/03/2018

Katip …

Hakim …