Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/439 E. 2018/1211 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/439 Esas
KARAR NO : 2018/1211

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2017
KARAR TARİHİ : 19/12/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 28/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 09/05/2017 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirketin, davalı firmaya 2015 yılından itibaren boyalı kumaş satıp, cari hesap borçlarını vadeli çeklerle tahsil ettiğini, davalıdan alınan vadeli çeklerin banka teminatlarında ve borç ödemelerinde kullanıldığını, 2016 yılı sonlarına doğru, davalı şirketin müvekkili şirkete olan borçlarını ödememeye, çeklerini vermemeye başladığı ve müvekkili şirketin de davalı ile olan çalışmalarını askıya aldığını, müvekkili şirketin davalı ile ticari faaliyetleri sona erdikten sonra, davalının müvekkili şirkete anlamsız, orantısız reklamasyon faturaları kestiğini, zararı olduğunu ileri sürerek müvekkili şirkete ödemesi gereken borçlarını ödememeye, çeklerini vermemeye başladığı; müvekkili şirkete baskı yaparak borç miktarını düşürmeye çalıştığını, müvekkili şirketin kesilen faturalarını haksız olduğu için iade ettiğini, kesilen faturaların davalı tarafça tekrar müvekkiline iade edildiğini, müvekkili şirket tarafından, Kadıköy … Noterliği 02.01.2017 tarih, …. no.lu ihtarnamesini keşide ederek davalıya haksız iade faturalarının kayıtlara alınmayacağını, bakiye borcun ödenmemesi durumunda icra takibi başlatıp dava açacağını ihtar ettiğini, borçların ödenmemesi nedeniyle Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün….Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğunu, takip sonrasında davalı-borçlunun, müvekkili şirkete 200.000,00TL civarında ödeme yaptığını, bakiye 221.380,69TL’nin halen ödenmediğini, bu nedenle huzurdaki davanın açıldığını, davalının 2016 yılı sonlarına doğru ödemelerini geciktirmeye ve ödeme yapmamaya başladığını, müvekkilinin ödeme çeklerini alamadığı ve piyasadan borçlunun ödeme güçlüğü içinde olduğuna dair duyumlar aldığını, bu duyumlardan tedirgin olduğu ve davalı siparişlerini yapmamaya başladığını, davalının da, siparişlerin süresinde yapılmadığı ve zararı olduğunu belirterek müvekkili şirkete reklamasyon faturaları kesip gönderdiğini, müvekkili şirketin bu faturaları kabul etmeyerek iade ettiğini, davalı tarafın yapılan görüşmelerde, reklamasyon faturalarındaki zararın ve geciken malın neden kesilip mamul haline geldiğini açıklayamadığını, davalının ödemediği ihtilafa konu faturaların 30.11.2016 tarih, …., 76.616,34TL, 17.12.2016 tarih, …., 137.467,80TL, 19.12.2016 tarih, …., 6.547,81TL, 31.12.2016 tarih, …., 745,74TL, olduğunu belirterek 221.380,69TL fatura alacağına ilişkin itirazın iptali, takibin devamı, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, takibe konu edilen, takipten sonra müvekkile ödenen 194.046,50TL’yi süresinde ödemeyerek, haklarında takip yapılmasına sebebiyet verilmesi nedeni ile icra masraflarının 194.046,50TL’si için icra masraf, vekalet ücreti ve harçların hesaplanarak davalıdan tahsili için fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 1.000,00TL tutarın talep edildiği, müvekkili ile davalı arasındaki faturaların, ödeme tarihleri ile kıyaslanarak 90 günü aşan ödemeler için vade farkının tespiti, fazlaya dair haklar saklı tutularak şimdilik 1.000,00TL’nin talep edildiğini, uzaması muhtemel yargı süreci göz önüne alınarak müvekkilinin alacaklarının tahsili amacı ile hakkın ve teminat karşılığı ihtiyati haciz/tedbir kararı verilmesine, 2. ve 3. Bentlerde bahsedilen 2.000,00TL için fazlaya ait hakları saklı tutularak 1.bentte belirtilen 221.380,69TL’nin dava masraf, faizleri ile birlikte müvekkile ödenmesi, davalının itirazının iptali, takibin devamı, 221.380,69TL’nin %20’si oranında inkar tazminatına hükmedilmesi, ihtiyati haciz/tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı tarafın, 2 ve 3 no .lu alacak talebini belirsiz olarak açtığı; öncelikle herhangi bir hak kaybı yaşanmaması için belirsiz alacak davası olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak; davacı şirketle 2015 yılından itibaren sipariş esasına dayalı olarak eser sözleşmesi hükümleri kapsamında boyalı kumaş alım satımı gerçekleştirildiğini, müvekkili şirket tarafından her bir siparişe ilişkin Mamul Kumaş Satın Alma Sözleşmesi düzenlenerek davacı şirkete gönderildiğini, bu sözleşme kapsamında davacı şirketçe kabul edilen siparişlerin hazırlanarak kumaş olarak müvekkili şirkete teslim edildiğini, siparişe esas olan her bir mamul kumaşın cinsi, kalitesi, sipariş numarası, renk adı, kumaşa yapılacak işlemler, sipariş miktarı, fiyatı, en ve gramajı ile termin tarihlerinin tek tek ifade edildiğini, aynı sözleşmede termin gecikmesi nedeniyle uğranılacak zararın tedarikçiye yansıtılacağının belirtildiği; ödemenin de 120 gün vadeli+15 gün opsiyonlu çekle yapılacağının kararlaştırıldığını, siparişe esas olan Mamul Kumaş Satın Alma Sözleşmesindeki sipariş şartlarına göre kararlaştırılan fiyattan farklı fatura kesilmesi halinde müvekkili şirket tarafından fiyat farkı faturası düzenlendiği, termin tarihinde gecikilerek kumaşların teslim edilmesi halinde ise müvekkili şirketin yurtdışı müşterisinin kesmiş olduğu reklamasyon faturasına dayanılarak reklamasyon faturası tahakkuk ettirildiğini, her iki tarafın ticari kayıtları incelendiğinde süregelen ticari ilişki içinde bu tip fiyat farkı ve reklamasyon faturalarının davacı şirket tarafından kabul edilerek defter kayıtlarına işlediğinin tespit edileceğini, davacı tarafın da ifade ettiği üzere faturanın müvekkile teslim edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde 120 gün vadeyi taşıyacak şekilde fatura bedellerinin davacı şirkete ödenerek kapatıldığını, bu kapsamda müvekkili tarafından davacının terminde gecikmesi nedeniyle düzenlenen 04.11.2016 tarihli, 137.467,80TL bedelli reklamasyon faturasının davacı tarafça ticari defter kayıtlarına alındığı ve itiraz süresinin geçtiğini, ancak buna rağmen davacı şirket tarafından 17.12.2016 tarihli, 137.467,80TL bedelli e-fatura düzenlenerek içeriği anlaşılmayacak şekilde 20.12.2016 tarihinde müvekkil şirkete gönderildiğini, bu faturaya müvekkili tarafından süresi içinde itiraz edilerek ihtar ekinde davacıya iade edildiğini, bu fatura üzerinden uyuşmazlığın başladığını, bu defa davacı tarafça 30.11.2016 tarihli 76.619,34TL ve 19.12.2016 tarihli 6.547,81TL bedelli faturalar düzenlenerek e-fatura olarak 23.12.2016 tarihinde müvekkili şirkete gönderildiğini, bu faturaların da yasal dayanaktan yoksun olması nedeniyle hem bedellerine hem de içeriğine itiraz edilerek Beyoğlu …Noterliğinin 23.12.2016 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, yine davacı şirket tarafından 31.12.2016 tarihli 745,74TL bedelli fatura düzenlenerek e-fatura olarak 05.01.2017 tarihinde müvekkili şirkete gönderildiğini, taraflarınca da bu fatura içeriğine yasal süresi içinde Beyoğlu …Noterliği’nin 10.01.2017 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, davacı şirketin terminde gecikmesi nedeniyle daha önce kabul ettiği halde haksız fatura düzenleyerek reklamasyon bedellerini cari hesaptan çıkarmak istemesi nedeniyle taraflar arası ticari ilişkinin giderek bozulduğu ve davacı tarafça haksız yere ödeme vadesi dolmadığı halde müvekkili şirketin cari hesaptaki vadeli olan alacağının talep edildiğini, nu yönde Beyoğlu ….Noterliği’nin 11.01.2017 tarih, …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkil şirketin cari hesap kayıtlarına göre bakiye borç miktarı bildirilerek mutabık kalınan ödeme zamanına uygun olacak şekilde vadeli çeklerin hazır olduğunun ifade edildiği; müvekkil tarafından hazırlanan bu çeklerin davacı tarafça alınmak suretiyle cari hesap borcunun tamamen kapatıldığını, her iki taraf ticari defterleri incelendiğinde, davacı tarafça düzenlenen faturaların müvekkili şirkete teslim tarihinden itibaren 15 gün opsiyonlu +120 gün vade içerisinde tüm fatura bedellerinin ödendiği, vade bakımından müvekkili şirketin üstüne düşen yükümlülüğünü yerine getirdiğinin tespit edileceğini, davacının teslim tarihindeki sapmaları nedeni ile müvekkili şirket aleyhine yurtdışı firmalardan düzenlenen reklamasyon faturalarından kaynaklanan zararının davacı tarafa yansıtıldığı; hal böyle olmasına rağmen davacı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin, söz konusu ödeme emrinin kendisine tebliğinden önce cari hesapta kayıtlı olan ve henüz vadesi gelmeyen borcunun tamamına ilişkin (130.993,00TL + 2.353,00Euro + 14.633,00Usd) taraflarca mutabık kalınan vadeye uygun olarak vadeli çekler düzenleyerek hazırlamış olup, hazırlanan bu çeklerin davacı tarafça kabul edilerek teslim alınmak suretiyle cari hesaptaki borcunun tamamının kapatıldığını, davacı tarafça ödenmediği ileri sürülen fatura bedellerinin tamamının içeriğine itiraz edildiğini belirterek haksız ve yasaya aykırı olan ihtiyati haciz/tedbir talebinin reddine, davacının usule aykırı olarak açmış olduğu belirsiz davanın usulden reddine, haksız davanın esastan reddine, müvekkili şirket aleyhine kötü niyetle takip yapıldığından davacı tarafın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca cevaba cevap, 2. cevap dilekçeleri, delil listeleri ve ekleri dosyaya sunulmuş, bu bağlamda dava dayanağı olan Küçükçekmece … İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası dosyamız arasına celp edilmiş, dosyanın incelenmesinde ; alacaklısının … , borçlusunun … olduğu, borç miktarının 415.427,19.-TL olduğu, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, iş bu davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarında tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bu kapsamda bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda ÖZETLE; Dava konusu uyuşmazlık kapsamında gerek davacı şirket ve gerekse davalı şirket tarafından incelemeye ibraz olunan 2016-2017 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutuldukları anlaşılmakla, ticari defterlerin taraflar lehine delil kabiliyetlerinin Mahkemenin takdirinde bulunduğu, taraflar arası uyuşmazlığın, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen, davalı şirket ticari defterlerinde davacı adına borç kaydedilmek suretiyle davacı alacak tutarından mahsup edilen 221.380,29TL bedelli 4 adet reklamasyon ve fiyat fark faturasından (e-fatura) kaynaklandığı, faturaların davacı şirket tarafından kabul edilerek, ticari defterlerine kaydedildiği, ancak daha sonra bu faturalara karşılık aynı miktarlarda iade faturası düzenleyerek davalı şirkete gönderdiği, dolayısıyla davacı şirket ticari defterlerinde davalı adına daha önce alacak kaydı yapılan ve davalı borç tutarından mahsup edilen faturaların daha sonra iade faturası düzenlenerek davalı borç tutarına eklendiği, taraflar arasındaki Mamul Kumaş Satın Alma Sözleşmesi ve kumaşların teslim tarihlerine göre davalı tarafça düzenlenen reklamasyon faturalarının sektörel uygulamaya ve taraflar arasındaki Mamul Kumaş Satın Alma Sözleşmesine uygun olduğu, davacı tarafça da bu faturalara yasal süresi içinde itiraz edilmeyerek kabul edildikten sonra bu faturaların iadesinin yapıldığı, ancak takip ve dava konusu bedele esas 4 adet faturanın e-fatura olduğu; sistem üzerinden gönderilen/alınan faturaların yine sistem üzerinden B/A/mahsup kayıtlarının yapıldığı ve davalı şirket tarafından süresi içinde iade faturalarına itiraz edildiği taraflar arası noter ihtarnameleri ile de sabit olduğu, davacı şirket tarafından ibraz olunan ticari defterler kapsamında takip tarihi itibarıyla davalı borç tutarının 355.341,88TL, dava tarihi itibarıyla ise 221.240,12TL olarak görüldüğü, davalı şirket tarafından ibraz edilen ticari defterler kapsamında ise takip tarihi itibarıyla davacı alacak tutarının 194.184,07TL, dava tarihi itibarıyla ise “sıfır” olduğu yani dava tarihi itibarıyla davacının alacak bakiyesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki Mamul Kumaş Satın Alma Sözleşmesi’nde 120 gün vadeli + 15 gün opsiyon kararlaştırıldığından yapılan icra takibinin henüz vade dolmadan yapıldığı, davalı şirketçe yapılan ödemelerin de sözleşmede kararlaştırılan 120 gün vade + 15 gün opsiyon süresine uygun olduğu bu nedenle icra takip tarihinden sonra ancak ödeme emrinin tebliğinden önce yapılan ödeme nedeniyle 194.046,50 TL için icra masraf, vekalet ücreti ve harçların davalıya yüklenip yüklenemeyeceği hususunun Mahkemenin takdir ve yetkisinde olduğu, davacı tarafça düzenlenen faturalara göre davalının yapmış olduğu ödemelerin ortalama süresinin sözleşmede kararlaştırılan 120 gün + 15 gün opsiyon = 135 günlük vade süresini geçmediği bu sürenin de taraflar arasındaki Mamul Kumaş Satın Alma Sözleşmesi’ne uygun olduğu, davacının vade farkı talep edip edemeyeceği hususunun Mahkemenin takdir ve yetkisinde olduğu rapor edilmiştir.
Dosya kapsamı, davacı ve davalı tarafın beyanları, bilirkişi raporu göz önüne alındığında davacı tarafından taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davacı tarafından düzenlenen faturalar kapsamında alacağın ödenmemesi üzerine davacı tarafından ilamsız icra takibi başlatıldığı davalının itirazı ile takibin durması üzerine mahkememize iik 67 ve devamı maddeleri kapsamında itirazın iptali davası açıldığı görülmektedir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu mahkememizce denetime elverişli olması sebebiyle mahkememizce kabul edilmiştir.
Dosyaya sunulan deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında imzalanan mamul kumaş Satın alma sözleşme gereğince 120 gün vade ve 15 gün opsiyon süresinin bulunduğu, davacı taraf icra takibini vade süresi ile opsiyon süresi itibariyle süre dolmadan, alacak temerrüddü oluşmadan icra takibine konulduğu anlaşıldığından, henüz temerrüd süresi dolmadan takibin başlatılamayacağından davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiği kanaati gelmiş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının REDDİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 1.737,65.-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye kalan 1.701,75.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 12,50.-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 19.352,84.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/12/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.*