Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/42 E. 2019/1079 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/42 ESAS
KARAR NO : 2019/1079 KARAR

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2017
KARAR TARİHİ : 21/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Merkezi İstanbul’da bulunan ve konfeksiyon sektöründe faaliyet gösteren Davalı şirketin ürettiği vatka ve kolbalığı gibi ürünleri yurtdışına da ihraç ettiğini, bu kapsamda ürettiği ürünleri Almanya’ya pazarlamak üzere müvekkili firma ile 2011 yılında çalışmaya başladığını, bu süreçte davalının, müvekkiline hizmet bedeli olarak aylık 3.000-Euro ödeme yaptığını, daha sonra taraflar arasında 09/04/2013 tarihinde imzalanan acentelik sözleşmesi ile müvekkilinin Davalının Almanya acentesi olarak faaliyet göstermeye başladığını, bu sözleşme kapsamında müvekkilinin aracılık ettiği tüm satışların üzerinden %10 komisyon alacağı kararlaştırıldığını, Müvekkilinin, birkaç yıllık çalışması ile davalıya, Almanya pazarında ciddi bir müşteri potansiyeli sağladığını, özellikle Almanya’nın en tanınmış tekstil şirketleri arasında sayılan …… şirketi ile anlaşma sağlayarak Davalının, Almanya pazarındaki satışlarını ciddi derecede arttırdığını, müvekkilinin Almanya’da faaliyet gösteren …… adlı tekstil şirketi ile de sürekli iş anlaşması sağlamasının Davalıya ciddi ticari avantajlar sağladığını, davalının, 20/01/2016 tarihinde müvekkiline bir yazı göndererek sözleşmeden kaynaklı hiçbir haklı neden göstermeksizin, aralarındaki acentelik sözleşmesini 30/04/2016 tarihi itibariyle feshettiklerini bildirdiğini, müvekkilinin Davalının acenteliğini üstlendiği süreçte acente olarak üzerine düşen tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve davalı için ciddi bir pazar oluşturduğunu, bu süreçten sonra Davalının Almanya’daki ticaretini müvekkilinin oluştruduğu Pazar üzerinden sürdüreceğinin açıkça ortada olduğunu, Davalı şirketin haksız feshi nedeniyle müvekkili açısından ciddi zararlar meydana geldiğini, sözleşme’nin 10.maddesi 4.bendine göre müvekkiline sözleşmenin sona ermesinden sonra 2 yıllık rekabet yasağı getirdiğini, bu maddeye göre müvekkilinin sözleşmenin sona erme tarihi olan 30/04/2016 tarihinden itibaren 2 yıl rekabet etmeme yasağı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin tazminat hakkı olduğunu, her ne kadar davalı taraf rekabet yasağından vazgeçtiğini yazılı olarak müvekkiline bildirse dahi Alman Ticaret Kanunu (HGB) madde 90a’ya göre müvekkilinin 6 aylık tazminat hakkı doğduğunu, bu tazminat hakkının hesabında 2 yıl için yukarıdaki komisyon ücreti göz önüne alındığında 45.000,00 Euro olduğunun tespit edildiğini, bu rakamın 6 aylık tazminat hakkı ile oranlandığında 11.250,00 Euro çıktığını, bu tazminatın sözleşmenin feshi tarihinde müvekkiline ödenmesinin gerektiğini, Davanın kabulüne, Sözleşme süresince ödenmeyen toplam 37.754,55Euro komisyon ücretinin ticari faizi ile birlikte Davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine, Müvekkilinin, Davalıya Almanya’da sağladığı sürekli müşteriler sayesinde gelecekte elde edeceği menfaat göz önünde bulundurularak 45.000 Euro denkleştirme tazminatının ticari faizi ile birlikte Davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine, sözleşmeden doğan rekabet sınırlaması nedeniyle müvekkiline 11.250Euro tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Davacı iddialarının aksine davacının …..’a tek bir müşteri kazandırmadığı gibi sorumlu olduğu pazar alanında müşteri çevresini genişletebilecek ciddi hiçbir çalışması bulunmadığını, Halihazırda …..’ın Almanya’da ticari anlamda kayda değer tek müşterisi olan …… ile ilişkisinin davalı ile sabit ücretle çalışma konusunda anlaştıkları Ekim 2011 tarihinden yaklaşık 1,5 yıl öncesine, 2010 yılı başlarına dayandığını, davacının aksi yönde savlarının gerçek dışı olduğunu, Davacının, 2011 ile 2016 tarihleri arasında tek bir yeni müşteri bulamadığı gibi müvekkil şirketin bulduğu …… firmasının her geçen yıl siparişlerinin azalması nazara alındığında davacı adına başarısızlık olarak nitelendirilebileceği, Sonuç olarak, sabit ücretle çalışmaya başlandığı 2011 yılından 09/04/2013 tarihli akdin feshedildiği 30/04/2016 yılına kadar geçen 5 yıllık süreç içerisinde Davacının müvekkili şirkete maddi hiçbir kazandırımının olmadığını, davacının yarattığı ileriye dönük beklennti ortamı içerisinde hak etmediği ücreti aldığını, Davacının, müvekkili ile çalıştığı yaklaşık 4 yıllık sürede hiçbir vaadini yerine getirmediğini, müşteri çevresini genişletmediği gibi müvekkili şirkete tek bir yeni müşteri kazandırmadığı yanı sıra çalışılan süre içerisinde müvekkili şirketi Almanya pazarına ilişkin bilgilendirmediğini, faaliyetleri ile ilgili rapor sunmadığını, işinde gereken özeni göstermediğini, müvekkili şirkete verilen yanlış bilgi ve önerilerle de müvekkili şirketin zarar görmesine neden olduğunu, müvekkilinin davacı eylemleri sonucunda uğradığı tüm zararları talep ve tahsil ahkkı saklı kalmak kaydı ile haksız ve dayanaksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretini davacıya yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği, görülmüştür.
DELİLLER
Bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı, davalı ile imzalamış olduğu 09/04/2013 tarihli acentelik sözleşmesinden kaynaklanan ödenmemiş, eksik ödenmiş komisyon alacağı ve davalıya oluşturduğu müşteri portföyü nedeniyle denkleştirme tazminatı ile sözleşmeden kaynaklanan rekabet sınırlaması nedeniyle tazminat talebinde bulunmuş, davalı ise davacının belirtilen tazminatları hak etmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tarafların kabulünde olan 09/04/2013 tarihli sözleşmenin, davalı tarafından haklı olarak feshedilip edilmediği, haksız fesih sözkonusu ise davacının davaya konu alacak ve tazminatlardan sorumlu olup olmadığı, sözleşmenin niteliği ve hangi ülke hukukunun uygulanacağı toplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce gerek tarafların iddia ve savunmaları, gerek dosya kapsamında sunulan deliller ve gerekse tarafların ticari kayıtları üzerinde yaptırılan incelemeler neticesinde dosyaya sunulan 05/06/2018 , 29/03/2019 ve 07/10/2019 tarihli bilirkişi raporlarının tarafların iddia ve savunmalarını karşıladığı, raporlarda yapılan değerlendirme ve tespitlerin taraflar arasındaki sözleşmeye , dosyaya sunulan delillere uygun düştüğü, böylelikle denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu anlaşılmış olup, aşağıdaki şekilde değerlendirmeye geçilmiştir.
Taraflar arasında 09/04/2013 tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre davacının acente sıfatıyla komisyon oranının % 10 olarak belirlendiği, 09/04/2013 tarihli sözleşmenin davalı tarafça 20/01/2016 tarihli fesih bildirimi ile 30/04/2016 tarihinden geçerli olmak üzere feshedildiğinin bildirildiği, anılan sözleşmenin 11.maddesine göre sözleşmenin 3. İle 5. yılları içerisinde 3 aylık mühlet içerisinde feshedileceğinin belirtildiği, bu durumda sözleşmenin fesih ihbar süresine uyulmak suretiyle feshedildiği, bu nedenle fesih bildiriminin geçerli olduğunun kabulü gerektiği, diğer yandan yine sözleşme hükümlerine göre, fesih bildiriminin hüküm ifade ettiği tarihe kadar sözleşmenin geçerli olduğu, bu süre içerisinde var ise sözleşmeden kaynaklanan komisyon bedelleri ile denkleştirme tazminatının davacı lehine hesaplanması gerektiği, ancak gerek 05/06/2018 tarihli kök rapor ve gerekse ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan 29/03/2019 tarihli rapor ile bu raporları teyit eden 07/10/2019 tarihli ek raporda yapılan değerlendirmeler birlikte dikkate alındığında, davacı tarafından davalı şirkete düzenlenen tüm faturaların ödendiği, davacının davalıdan faturadan kaynaklı bir alacağının bulunmadığı, ödenmeyen komisyon alacağı iddia edilmiş olmasına rağmen bu tutarın hangi satıştan kaynaklanan komisyon alacağına ve hangi faturaya dayandığı hususunda dosyaya sunulan somut bir bilgi, belge ve delil bulunmadığı, davacı tarafça davalı şirkete müşteri olarak kazandırıldığı ileri sürülen …… şirketine davalı tarafından satış yapıldığı halde komisyon alacağının tahsil edilmediği iddia edilmiş ise de, davacı beyanlarına göre 2015 yılında 45.640,00 Euro olarak tahsil edildiği ifade edilen toplam komisyon tutarının davalı kayıtları ile de doğrulandığı, yine davacının davalıya kazandırdığı iddia edilen ….. A.G. şirketi ile ilgili olarak hangi müşterinin ne kadar komisyon elde edildiğine ilişkin dosyaya yansıyan somut bilgi, belge ve delil bulunmadığı, özetle davacının Ocak-Nisan 2016 tarihleri arasındaki paylara ilişkin komisyon alacağının ödenmediğini ve yine sözleşmenin 5. maddesine göre kararlaştırılan 2015 yılına ilişkin komisyon alacağının eksik ödendiği iddialarının yerinde olmadığı, zira alacak iddiasında bulunan davacının bu iddiasını ispata yönelik bilgi, belge ve delil sunmadığı ve dolayısıyla üzerine düşen ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği anlaşılmıştır.
Diğer yandan davacının denkleştirme tazminatı talebinde de bulunduğu, bu hususta ispat yükünün davacı acente üzerinde olduğu, Alman Ticaret Kanunu HGB 89b hükmü ile TTK 122.madde hükümlerine birbirine paralel düzenlemeler içerdiği, söz konusu hükümler uyarınca acentenin bu tazminatı hak kazanabilmesi için yeni müşteri kazandırması gerektiği gibi, kazandırılan yeni müşterilerle acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde edilmesi gerektiği, kazandırılan müşterilerin % 50’si ile ticari ilişkiye devam edilmesi halinde önemli menfaat elde etme şartının gerçekleşmiş olacağı, bu kapsamda davacı tarafın …… şirketinin davalıya kazandırdığını ve bu nedenle denkleştirme tazminatı ödenmesi gerektiğini iddia ettiği, ancak tarafların incelenen ticari kayıtlarına göre, …… şirketi ile davalı arasında davacının acentelik sözleşmesinden öncesine dayanan bir ticari ilişki bulunduğu, bu husus dikkate alındığında …… şirketinin davacı tarafından davalıya kazandırıldığına ilişkin somut bir delil de bulunmadığı, kaldı ki davacının tazminata hak kazanabilmesi için birden fazla müşteri kazandırması gerektiği, somut olayda bu hususun da gerçekleşmediği, dolayısıyla davacının denkleştirme tazminatı talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Ayrıca davacının sözleşmenin 10.maddesine göre rekabet sınırlaması kapsamında tazminat alacağı talebinde bulunduğu, TTK.’nın 123.maddesi ile paralellik taşıyan Alman Ticaret Kanunu (HGB) 90a hükmünün, “…sözleşme ilişkisinin sona ermesine kadar, rekabet sınırlaması uygulamasından yazılı olarak vazgeçilebilir. Bu halde vazgeçme beyanından itibaren 6 ayın geçmesi ile tazminat ödeme yükümlülüğü kalkar. Taraflardan biri diğer tarafın kusurlu davranışı nedeniyle haklı sebeplerle sözleşme ilişkisini feshederse, fesihten itibaren bir ay içerisinde rekabet sözleşmesi ile bağlı olmadığını diğer tarafa yazılı olarak bildirebilir….” şeklinde düzenleme içerdiği, somut davada davalı tarafın rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükmünden vazgeçtiği ve bu hususun davacı tarafa bildirdiği, bu nedenle davacının bir zararının doğmayacağı kanaatine varılmakla, davacının bu yöndeki talebi de yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 6.559,68TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 6.515,28-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 28.996,72 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/11/2019

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı