Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/393 E. 2019/156 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/393 Esas
KARAR NO : 2019/156

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/04/2017-26/04/2017
KARAR TARİHİ : 14/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) ve mahkememizle birleşen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirketin davalıdan sözleşme yapılarak aldığı ipliklerin ayıplı olduğunu, bu ipleklerle üretilen ve satılan kumaşların boyamaya gönderildiğini ve gizli ayıbın ortaya çıktığını, müvekkil şirketin bu zararının yegane sorumlusunun davalı şirket olduğunu, ayıplı iplik satılarak müvekkili şirketin zararına sebep olduğunu bu durumun piyasadaki saygınlığının azalmasına sebep olduğunu, müvekkil şirketin uğramış olduğu 471.900,96-TL maddi, piyasadaki prestijine sebep olunan kayba karşılık sembolik anlamda 5.000,00-TL manevi olmak üzere toplam 476.900,96-TL alacağın dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiz, vekalet ücreti ve yargılama gideriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacı tarafa sözlü anlaşma ile toplamda 7.342 kg iplik sattıklarını, davacı tarafın dayandığı sipariş belgelerinde herhangibir imzalarının bulunmadığını, davacı tarafın bedelini ödememek için malın ayıplı olduğu iddiasını sürdüğünü, İTÜ’den alınan raporda bir ayıbın bulunmadığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan alacağı olan 41.952,70 USD bedellinin tahsili için Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, borçlunun borca ve takibe itiraz ettiğini, itiraz dilekçesinin kendilerine tebliğ ettirmediklerini, takibe konu borcun müvekkil şirket tarafından satılan ipliklerin bedellerine ilişkin faturalardan ve buna bağlı olarak oluşturulan bakiye cari hesap ilişkisinden kaynaklandığını, borcun davalı şirket tarafından söz konusu mutabakat yazısının onaylanarak mutabık ibaresinin düşüldükten sonra imza ve kaşe atıldığını, yapılan tüm uyarılara rağmen davalının borcunu ödemediğini, bu nedenlerle Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasında yapılan haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamına, alacağın tahsiline, davalının temerrüde düştüğü takip tarihinden itibarin işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, %20 ‘den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bir müşterisine kumaş satmak üzere anlaştığını, kumaşta kullanmak üzere davacı şirketten iplik satın almaya karar verdiğini, bu hususta davacı şirketten iplik siparişi verdiğini, satış sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin kumaşları ördürdüğünü, daha sonra boyattığını, boyamadan çıkan kumaşlarda davacıdan alınan 70/20 pes-Gide iplik kaynaklı boya sonrası Iycra erimesi hataları olduğunun görüldüğünü, hatanın derhal davalı şirket satın alma yetkilisi ve sorumlusu….. tarafından davacı şirkete 28/10/2016 tarihinde saat 15:35 te mail ile bildirildiğini, müvekkili tarafından yaptırılan analizlerde ipliklerin aynı lottan olmaması, ürünün raf ömrünün dolduğunu, ham halindeki kumaşta fark edilmeyen ancak boyama sonrası ortaya çıkan gizli nitelikli ayıp olduğunun ortaya çıktığını, bu tarihten sonra karşılıklı mailler ile yazışmaların devam ettiğini, davacının boyama hatası olduğu hususunda ısrar ettiğini, müvekkili ile davacı tarafından ayrı ayrı rapor alındığını, ancak iki rapor arasında çelişki olduğunu, davacının sattığı ayıplı iplik sebebiyle müvekkili şirketin kumaş haline getirdiği, satamadığı ve ancak hurda olarak değerlendirebileceği durumda ve kalitede olan ürünlerle, müşterisinden gönderilen reklamasyon faturası ile toplam 471.900,96 TL maddi zararının meydana geldiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER
Bakıköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası, alınan bilirkişi raporları, İTÜ Araştırma Laboratuvarından alınan inceleme raporu, hesap ekstreleri, sevk irsaliyeleri, faturalar ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, sözleşmeye dayalı yükleniciye karşı açılan eksik ve ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkin, birleşen dava ise yüklenicinin bakiye iş bedelinin tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67 )
Birleşen dava itirazın iptaline ilişkin olup, Bakırköy ….. İcra …. esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı ….Tic.Ltd.Şti. tarafından borçlu ….. A.Ş.’ye yönelik 152.707,83 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Somut olayda iş sahibi ….. A.Ş. İle yüklenici ….Tic.Ltd.Şti. Arasında TBK 470 uyarınca sözlü olarak eser sözleşmesi akdedildiği, tarafların akdi ilişkiyi inkar etmediği, bu sözleşme kapsamında yüklenicinin 7.342 kg iplik üreterek iş sahibine teslim ettiği, asıl dava ile davacı iş sahibi üretilen kumaşların ayıplı olduğundan bahisle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, birleşen davada ise yüklenici olan davacı bakiye bedelini talep ettiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 470. maddesine göre eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Buna göre yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
BK’nın 360. maddesi ile TBK’nın 475. maddesine göre, yapılan şeyin, iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet kurallarına göre kabule zorlanamayacağı oranda kusurlu veya sözleşme şartlarına aykırı olması halinde eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibi, o şeyi kabulden kaçınabilir veya yükleniciden zarar ve ziyanının tazmin edilmesini isteyebilir. Eserdeki ayıp, yukarıda açıklandığı gibi önemli değilse iş sahibi, işin kıymetinin noksanı oranında fiyatı tenzil edebilir veya aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını da isteyebilir.
Kural olarak, eser sözleşmelerinde işin yapıldığını ve teslim edildiğini kanıtlamak yükleniciye, eserin ayıplı olduğunu kanıtlama külfeti ise iş sahibine aittir. İş bedelinin ödenmesi için açılmış olan bir davada, iş sahibi kendisini ancak ayıpları ispatla kurtarabilir; eserin sözleşmeye uygunluğuna sadece itiraz yeterli değildir. Ayıp, eser sahibine teslim edilen eserin niteliklerinde, sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına göre teslim edilmesi gereken eserin özellikleriyle karşılaştırıldığında, ortaya çıkan sapmadır. Kısaca ayıp, teslim edilenle, teslim edilmesi gereken arasındaki farktır (YAVUZ, Nihat: Ayıplı İfa, Seçkin Yayınevi, 2. Baskı, Ankara 2010, sh. 437-438-447). Buna göre, ayıbın ortaya çıkarılması için iş sahibi tarafından teslim edilen ile sözleşmede kararlaştırılanın karşılaştırılması ve eksiklikler bulunması halinde teslim edilen eserin ayıplı olduğunun kabulü gereklidir.
Bu açıklamalar ışığında; asıl davada iş sahibi olan davacı kumaşların hatalı olduğundan bahisle ayıptan kaynaklı maddi ve manevi zararını talep etmektedir. Mahkememizce sözleşmeye konu iplikler üzerinde gerek keşfen ve gerekse laboratuvar ortamında teknik bilirkişiler eliyle incelendiği, 29.01.2019 tarihli ve laboratuvar sonuçlarına dayalı 3 kişilik tekstil mühendisi heyet raporu uyarınca sözleşmeye konu ipliklerin ayıplı olmadığı, dolayısıyla iş sahibinin ayıba dayalı taleplerinin yerinde olmadığı takdir ve sonucuna varılarak asıl davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davanın ise sözleşme bedeline ilişkin olduğu, takibe konu bedelin ödenmediğinin iki tarafın da kabulünde olduğu anlaşılmakla, birleşen davanın kabulüne ve haksız itirazın iptali ile takibin aynen devamına dair karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar birleşen davada davacı taraf icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de, alacağın likit olmadığı, yargılama kapsamında alacağın sabit olduğu anlaşılmakla icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 8.144,28-TL peşin harcın mahsubu ile fazla yatan 8.099,88-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 1.830,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 33.026,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
7-Birleşen davanın KABULÜ ile,
Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Alacak yargılama gerektirdiğinden likit olmaması sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin reddine,
8-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.431,00-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 2.607,87-TL peşin harc ile icra veznesine yatırılan 763,54 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 7.059,59-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL başvurma harcı ve 2.607,87-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
10-Davacı tarafından dosyada yapılan 28,00 TL posta giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
11-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.966,63 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/02/2019

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı