Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/381 E. 2018/155 K. 26.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/381 Esas
KARAR NO : 2018/155

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/04/2017
KARAR TARİHİ : 26/02/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 20/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Rücuen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Dava dışı… A.Ş. firmasının müvekkillerinin nezdinde sigorta poliçesi mevcut olduğunu, Sigortalının müteahhit olduğu … konut inşaatında 06/10/2015 tarihli hırsızlık olayı nedeniyle sigortalıya 73.162,00 TL ödeme yapıldığını, hırsızlık olayında davalı güvenlik firmasının sorumluluğu olduğunu ve kusuru bulunduğunu belirterek 73.163,00 TL maddi tazminatın faiziyle davalıdan tahsilini, ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Söz konusu hırsızlık olayında müvekkillerinin kusuru bulunmadığını, ihtiyati tedbire ve faize itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini, ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, masraflar ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Ticaret sicil kayıtları, keşif, bilirkişi raporu tanık ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, TTK’nın 1472. maddesi uyarınca inşaat sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, dava dışı …A.Ş ile davacı sigorta şirketi nezdinde … numaralı 28.09.2015/30.04.2016 vade tarihli İnşaat Sigorta Poliçesinin mevcut olduğu, dava dışı sigortalının müteahhit olduğu … Konut inşaatında 06.10.2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle davacı tarafından sigortalısına 23.11.2015 tarihinde 73.162 TL ödeme yapıldığı, bahse konu alanın güvenliğinin 01.02.2014 tarihli sözleşme ile davalı firmaya bırakıldığı noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı taraf, sigortalı ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin 5. maddesinde; “Sözleşme süresi içinde gerçekleşen her türlü hizmet kusurundan kaynaklı zararlar yüklenici tarafından karşılanır.” hükmüne dayanarak meydana gelen hırsızlıktan davalının sorumlu olduğunu, bu nedenle yapılan 73.163.00 TL ödemenin TTK’nın 1472. maddesi uyarınca davalıdan tahsilini talep ettiği; davalı taraf savunmasında ise, davaya konu olan hırsızlık olayında, kendi şirketlerine izafe edilebilecek bir kusur olmadığını, şirketin sorumlu olduğu saha içinde bütün güvenlik tedbirlerinin alındığını, hırsızlık olayının otopark içinde bulunan depoda meydana geldiğini, Başakşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan Olay Yeri İnceleme Raporunda, otopark alanı içinde bulunan depo bölümünde depo giriş kapısının sac olduğu ve kapıların içeriye doğru açık halde olduğu, kapıların üzerinde asma kilit olmadığı ve kilit aksamlarının olmadığının tespit edildiğini, dolayısıyla dava dışı … A.Ş.’nin hırsızlık olayının yaşandığı depoda kendi alması gereken güvenlik önlemlerini yeteri kadar almadığından bahisle davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce kusur ve hasar tespiti amacıyla bilirkişi marifetiyle keşif yapılmış ve teknik bilirkişilerden kusur ve hasara ilişkin rapor alınmıştır. Ayrıca kusur tespiti açısından tanık beyanlarına başvurulmuştur. Buna göre davalı şirketin …. İli … İlçesi …’de … parselde bulunan … binası inşaatının şantiye sahası ile satış merkezi, kamp, depo ve atölye sahaları içerisindeki her türlü bina, mal, malzeme, araç, iş makinesi, diğer makine, alet edevat, inşaat malzemeleri, inşaatlar ve şantiye tesislerinin, gözetim, denetim, koruma, kollanması ve şantiye sahasına giriş-çıkış kontrol ile genel güvenlik uygulamaları şeklinde görev yapmak için …A.Ş ile sözleşme yapmış olmasına rağmen, 06.10.2015 günü saat:12.00 sıralarında, şantiye deposundan idari amir …’ın ifadesinde belirttiği yangın malzemelerinin çalındığı, depo sorumluları olan …ve …’nun saat 12.00’de beraber nöbet yerini terk ederek öğle yemeğine gittikleri ve saat 13.10’de döndükleri, bu arada depo girişinin nöbetçisiz ve kontrolsüz kaldığı, olayın meydana geldiği sırada mevcut güvenlik zafiyetinin hırsızlık hadisesinin kolayca gerçekleşmesine zemin hazırladığı, ayrıca şantiyenin fiziki olarak yetersiz olan giriş -çıkış kapılarında tek görevlinin yetersiz kaldığı ve tam olarak kontrol edilemediği bu şekilde hırsızlık amacıyla şantiyeye girişe ve iş yerinden hırsızlık olayına engel olunamadığı anlaşıldığından hırsızlık olayında, %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, dava dışı sigortalı… A.Ş’nin ise; Başakşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Grup Amirliği tarafından düzenlenen Olay Yeri İnceleme Raporunda da belirtildiği üzere, depo kapısının saç bir kapı olması ve kapıda asma kilit ve kilit aksamının olmaması, Güvenlik kamera örüntüleri uyarınca şantiyenin dışarı açılan kapısında bariyerin olmaması ve bu nedenle araçların hiç durmadan şantiyeden çıkabilmekte olması ve nitekim kamera görüntülerinden elde edilen fotoğraflardan ve kamera görüntülerinden de hırsızlık yapan aracın da bu şekilde çıkıp gitmiş olması nedeniyle meydana gelen hırsızlık olayında dava dışı sigortalının da % 30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Aynı heyet raporunda; Zayi olan mallar ile ilgili olarak ekspertiz raporunda hesaplanan hasar maliyetinin piyasa rayiçlerine uygun olduğu, kusur nisabına göre davalı tarafın meydana gelen zararın 51.213,4 TL’lik kısmından sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
İşbu davanın hukuki dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 112. maddesi olup, buna göre; ” Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” Bu hüküm uyarınca tazminatı talebinin asli unsurlarından olan zarar ve kusur unsurunun somut olayda gerçekleştiği ve davalının kusurlu eyleminin hırsızlık olayına sebebiyet verdiğinden zarar ile kusur arasında illiyet bağı bulunduğu anlaşılmıştır. Ancak olayın gerçekleşmesinde sözleşmenin tarafı olan dava dışı sigortalının da kusurunun bulunduğu, dolayısıyla tarafların kusuru oranında tazminat miktarı belirlenmiş ve buna göre davanın kısmen kabulü ile 51.213,40 TL tazminatın ödeme tarihi olan 23.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
51.213,40 TL ‘nin ödeme tarihi olan 23.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.498,38.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1,249,45.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 2.248,93.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40.-TL başvurma harcı ile 1.249,45.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.882,30 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.317,59.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 110,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 33,00.-TL’sının davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.983,47.-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.633,95.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/02/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır