Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/311 E. 2021/1186 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/311 Esas
KARAR NO : 2021/1186

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/03/2017
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 31/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalılardan ………. Sigorta Şirketi tarafından KZMM poliçesi uyarınca rizikosu üstlenilen ……… plakalı araç ile, diğer davalı ……… Sigorta tarafından KZMM poliçeli ……… plakalı aracın kusurlu olarak sebebiyet verdiği zincirleme kazada, ……… plakalı 3. Araçta yolcu olarak bulunan davacı ……… ‘un yaralanarak bedeni zarara uğradığını, davacının kazada herhangi bir kusuru bulunmadığını, KTK 92. Maddesinde zarar gören kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararların sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakıldığını, tüm bedeni zararların poliçe teminatı içerisinde bulunması ayrıca sorumluluğun belirlenmesini KTK 85. maddesi ile değerlendirilmesini, adli yardım taleplerinin kabulüne davacının maluliyeti sebebiyle geçici ve sürekli maluliyet dönemi ile bakıcı gideri tazminatına ilişkin fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1.500,00 TL Maddi Tazminatın davalı sigorta şirketleri açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ………. Sigorta A.ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan ……… plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde …….. sayılı poliçe ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, davacının iddiasını ispatlar Kalıcı/Geçici Maluliyet Oranını gösterir raporun mevcut olmadığını, maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp …….. İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, 25.02.2011 tarihinden itibaren geçerli olan mevzuat değişikliği sebebiyle müvekkili şirketin tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerine ilişkin sorumluluğunun ortadan kalktığını, davacı tarafin, sigortalının kusurunu ve kusuru ile maluliyeti arasında illiyet bağı bulunduğunu usulen ispat etmesi gerektiğini, davacının avans faizi talebinin reddi gerektiğini beyan ederek davanın usulden ve esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……… Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının dava açmadan evvel müvekkili şirkete talebi ile ilgili gerekli tüm evraklarla birlikte yazılı başvuru yapması gerekirken davalı şirket tarafından istenilen belgelerin davacı tarafından ibraz edilmediğinden ödeme yapılmadığını, bu nedenle davacının doğrudan doğruya dava açmasının kanuna aykırı olduğunu ve davalı şirket açısından reddedilmesini talep ettiklerini, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat ve tedavi taleplerinin teminat dahilinde olmadığını, davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, tarafların kusurlarının tespiti için Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınması gerektiğini, davacının iddia ettiği sürekli sakatlık halinin Adli Tıp Kurumu ……… İhtisas Dairesinden alınacak raporla ispatlanması gerektiğini, davacının müterafik kusurunun tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin Yasal Faiz olduğunu, davanın usulden reddini, müvekkil şirketin sorumlu bulunması durumunda çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağına, davacının kullanılması zorunlu olan emniyet kemeri kullanmaması nedeniyle hesaplanacak tazminattan indirim yapılmasına, davacının tedavi ve geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerinin reddine, SGK’na yazı yazılarak davacıya yapılan ödemenin tamamının sorulmasını ve tazminat hesaplanması halinde bu tutarın düşürülmesine, her halükarda haksız ve mesnetsiz davanın reddine, vekalet ücretleri ve yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, HMK’nun 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası şeklinde açılmış trafik kazası nedeni ile maddi tazminat davasıdır.
Davacı tarafça; 13/11/2016 tarihinde meydana gelen ve davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu ……… plakalı araç ile ZMMS poliçesi davalı ………. Sigorta AŞ tarafından yapılmış ……… plakalı araç ve ZMMS poliçesi davalı ……… Sigorta AŞ (…….. Sigorta AŞ) tarafından yapılmış ……… plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda davacının yaralanması nedeni ile davalılardan maddi tazminat istemi ile işbu davanın açıldığı anlaşılmış, davacı tarafça mahkememizce verilen süre üzerine açıklama dilekçesi sunularak dava dilekçesinde 1.500,00 TL olarak talep edilen maddi tazminatın 500,00 TL’sinin bakıcı tazminatı ve 1.000,00 TL’sinin sürekli işgöremezlik tazminatı olarak talep ettiklerini beyan ettikleri görülmüştür (Davacı vekili tarafından daha sonraki tarihli dilekçelerle talep kalemleri ve miktarları açısından farklı talepte bulunulduğu görülmüş, ancak sonraki dilekçelerin geçerli olmayacağı, verilen ilk dilekçeye göre talebin açık hale getiriltiği kanaatine varılmıştır).
Davalı vekilleri tarafından sunulan cevap dilekçeleri ile davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte görülen trafik kayıtları, sigorta poliçeleri ve hasar dosyaları, hastane kayıtları, ceza mahkemesi dosyası ve sair tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Mahkememizin, aynı trafik kazası ile ilgili ……… plakalı araç sahibi tarafından açılan …….. Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları dosya içerisine alınmış, mahkememizce 04/05/2018 tarihli bilirkişi raporu alınmış, davacının ……… plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu, davacının kendisine kusur atfedilebilecek bir davranışı bulunmadığı, müteselsil sorumluluk ilkesi gereğince diğer araç sürücülerinin kusur oranlarını davacının hak edeceği tazminata bir etkisi olmayacağı anlaşılmakla yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
SGK’ya yazılan müzekkereye Avcılar Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından verilen 13/12/2019 tarihli cevapta, davacıya istirahatli kaldığı 12/11/2016-19/08/2018 tarihleri arasında 24.415,62 TL geçici işgöremezlik ödemesi yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
Davacının maluliyet durumu hakkında Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmış, ATK ……… İhtisas Kurulunun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazama Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlediği 29/04/2019 tarihli raporda davacının % 36,2 oranında meslekte kazanma günücü kaybettiği, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği görülmüştür.
İtiraz üzerine ATK …….. İhtisas Kurulundan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre 29/04/2020 tarihli rapor aldırılmış, bu raporda ise davacının tüm vücut engellilik oranının % 8 olarak tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrasında, taraf itirazı da nazara alınarak davacının maluliyet durumunun maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliği hükümleri doğrultusunda değerlendirilerek yeniden rapor tanzimi için ATK ……. İhtisas Kuruluna yeniden müzekkere yazılmış, düzenlenen 11/01/2021 tarihli raporda, Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az % 60’ının kaybedilip kaybedilmediğine ilişkin değerlendirme yapılabileceğinden kurulun 29/04/2019 tarihli ……… karar nolu mütalaasına eklenecek bir husus bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.

Alınan ATK raporları ile davacı tarafça sunulan sağlık kurulu raporu arasında çelişki bulunması nedeni ile (sağlık kurulu raporunda davacının engellilik oranının % 27 olarak tespit edildiği görülmekle) bu çelişkinin giderilmesi için ATK Üst Kurulundan rapor alınmasına karar verilmiş, ATK İkinci Üst Kurulunun ……… tarihli raporunda özetle; davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre tüm vücut engellilik oranının % 14 olduğu, davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazama Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre % 56 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının bildirildiği görülmüştür. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrasında yargı uygulamalarında, maluliyet oranı açısından kaza tarihine göre Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerinin geçerli olabilececeği belirtilmekle (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 11/11/2021 tarih 2021/6197-8738 E-K sayılı kararı) mahkememizce davacının maluliyet oranının bu yönetmeliğe göre ATK İkinci Üst Kurulunun 25/03/2021 tarihli raporunda belirtilen % 14 olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce aktüerya bilirkişisinden rapor aldırılmış ve itirazlar üzerine bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır. Sunulan 03/10/2021 tarihli bilirkişi ek raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla bu raporun davacının sürekli işgöremezlik oranını %14 olarak kabul edilerek yapılan 1.seçenekli hesaplamaya itibar edilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan talep artırım dilekçesi ile sürekli işgöremezlik tazminat taleplerini 148.328,92 TL olarak ve bakıcı gideri tazminatı taleplerini 5.507,82 TL olarak talep ettikleri görülmüştür.
Davalı ……… Sigorta AŞ tarafından talep artırım dilekçesine karşı zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; gerek TBK’nun 72/1.maddesi uyarınca eylemin suç teşkil etmesi nedeniyle ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmesi gerekse davanın belirsiz alacak davası olması nedeni ile zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Davalıların sorumlulukları 2918 sayılı kanunun 85.maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar…İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur”, bu kanunun 86.maddesinde “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir” ve yine bu kanunun 88.maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” hükümlerine dayanmakta olup, dava konusu trafik kazası nedeniyle davalı zorunlu mali mesuliyet sigortacılarının müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları, davacının tazminattan indirim gerektirir müterafik kusuru bulunmadığı anlaşılmıştır.

Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davalıların davacının dava konusu kaza nedeni ile uğradığı sürekli işgöremezlik zararı ve 4 ay boyunca iyileşememesi neden ile ihtiyaç duyacağı bakıcı giderinden müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları, davacı tarafça talep edilen tazminat miktarlarının poliçe limitleri dahilinde olduğu, alınan ve denetime-hüküm kurmaya elverişli bulunan aktüerya bilirkişisi raporunda saptanan maddi tazminat miktarları yönünden SGK tarafından yapılan ödeme düşülerek davanın kabulü gerektiği, davalı davalıların davacının başvuru tarihini takip eden 8 işgünü sonu olan 21/12/2016 tarihinde temerrüde düştüklerinden bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
148.328,92 TL sürekli iş göremezlik zararı ve 5.507,82 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 153.836,74 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 21/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.508,59.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 561,90.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 561,90.-TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.600,11.-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 18.564,49.-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı ……… Sigorta vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/12/2021

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır