Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/279 E. 2018/343 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/279 Esas
KARAR NO : 2018/343

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2016
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 20/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 06/05/2016 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili şirketin davalı şirket nezdinde … ve … nolu abone numarası ile abone olduğunu, müvekkili şirketin elektrik tüketimlerine ilişkin faturalarda kayıp bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ve TRT vs pay bedelleri adı altında çeşitli bedellerin müvekkilinden haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil ettiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Hukuk Dairelerinin kararları ile bu tür tahsilatların Enerji Piyasası Kanununun 4 maddesi ile belirlenen Elektrik Piyasası Düzenleme Kuruluna sınırsız fiyat belirleme hak ve yetkisi tanımadığı ve ilgili tüzel kişilerin bu bedelleri abonelerinden tahsil etmesinin hukuka aykırı olduğunun kabul edildiğini ileri sürerek ödenen faturalarda gizlenmiş/gizlenmemiş olan dava konusu alacak kalemlerinin davalı kurumdan tespit edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00.-TL’sinin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; taraflar arasında düzenlenen elektrik satış sözleşmesinin 12 maddesinde taraflar arasında doğabilecek her türlü uyuşmazlıkta Bakırköy Mahkemelerinin yetkili kılındığını ileri sürerek mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, ayrıca davacının bedelini ödediği faturaları ibraz ederek davanın …, … AŞ ve TRT’ye ihbarını talep etmiş, müvekkilinin satış lisansı nedeniyle abonelik ilişkisinin kurulduğunu, dava konusu kalemlerin dağıtım şirketlerine ödenmek üzere tahsil edildiğini, dağıtım şirketinin … AŞ olduğunu, bu nedenle davada husumetin bu şirkete yöneltilmesi gerektiğini, faturalara yansıtılan kayıp kaçak ve diğer kalemlerin mevzuat kapsamında tahsil edildiğini, davacının tacir olması nedeniyle süresinde itiraz edilmeyen fatura ve içeriklerini kabul etmiş sayılacağını savunarak davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle, yetki itirazının reddi halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas , …Karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine dosya mahkememize gelmekle, mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
İhbar olunanlar … A.Ş. vekilleri aracılığıyla davaya cevap dilekçesi sundukları görüldü.
Dosya kapsamı, davacı ve davalı tarafın beyanları, bilirkişi raporları göz önüne alındığında yukarıda özetlenen dava dilekçesi itibariyle davacı taraf elektrik enerjisini davalı şirketten temin etmekte olduklarını, her ay düzenli olarak fatura tahakkuk ettirildiğini vekendilerince ödendiğini belirttiği faturalarda kayıp kaçak bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin iadesinin talep ederek ödenen bedellerin istirdatını talep ettiği görülmektedir.
Dava, taraflar arasında düzenlenen Elektrik Satış Sözleşmesi nedeniyle enerji tüketim bedelinin yanı sıra fatura içeriğinde yer alan kayıp bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ve TRT vs pay bedelleri adı altında tahsil edilen bedellerin iadesi davasıdır.
Yargıtay 3 Hukuk Mahkemesinin 2016/17103 Esas ve 2017/8850 karar nolu ilamı ile “….Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, uyuşmazlığın temyiz yolu ile Dairemize geldiği aşamada 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişede etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak bedeli ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.” şeklinde verilen yargıtay bozma ilamı itibariyle, mahkememizce yargıtay içtihatlarında belirtir şekilde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacının davalı dan 6719 sayılı kanun yürürlüğe girmeden önce ki dönemlerde alcağının bulunduğu ancak 6719 sayılı kanunun uygulanması ile alacak iddiasının bulunamayacağı görülmektedir.
Davacı tarafından davanın açıldığı ve talep ettiği dönem itibariyle davalı tarafın düzenlenen elektrik faturası ile birlikte kayıp-kaçak bedeli ve benzeri talepte bulunamayacakları Yargıtay genel kurul kararı itibariyle davacının istirdat davası ile yatırdığı bedelleri talep etme hakkı bulunmakta iken çıkartılan 6719 sayılı kanunun kapsamında yapılan değişikli “kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” düzenlemesi sebebiyle davacının davalıdan dava konusu itibariyle yapılan inceleme neticesinde alacağının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava açıldıktan sonra yasal düzenleme sebebiyle davacının davalıdan alacağının oluşmadığı anlaşıldığından, yargılama aşamasında ki değişiklik sebebiyle davacının davasının konusuz kalmış olması sebebiyle davacının davasının konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaati gelmiş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının konusuz kalmış olması sebebiyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90.-TL karar harcının, vezneye yatırılan 85,39.-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye kalan 49,49.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ve 85,39.-TL peşin harç, 250,00.-TL posta gideri ve 600,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 964,59.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/04/2018

Katip …

Hakim ….