Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/208 E. 2019/1114 K. 25.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/208 Esas
KARAR NO : 2019/1114

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2017
KARAR TARİHİ : 25/11/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 20/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan 02/03/2017 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili şirket tarafınan davalı hakkında taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacak nedeni ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas numarası ile 50.698 TL tutarında ilamsız icra takibinin başlatıldığını, borçlu şirkete gönderilen ödeme emrinin davalı tarafa 25/01/2017 tarihinden tebellüğ edildiğini, söz konusu ödeme emrine borçlu şirket vekili tarafından haksız ve kötü niyetli olarak kısmi itiraz edildiğini, ve itiraz edilen kısım yönünden icra takibinin durdurulduğunu, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının haksız ve kötüniyetli olarak yaptığı kısmi itirazının iptali ile icra takibinin devamını, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacı ile müvekkili şirket ile yıllardır süren ticari ilişkiler ile cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davacı yan, müvekkili şirkete fason olarak örme kumaş imalatı yapılıp, bu kumaşlar müvekkil şirket tarafından kendi müşterilerine satıldığını, davacı yanın örmüş olduğu 700 kg kumaşlar defolu olarak örüldüğünü ve müşterileri tarafından müvekkili şirkete iade edildiğini, müvekkili şirket, kumaşların defolu olduğunu ve kumaşları kontrol etmek suretiyle teslim alması gerektiğini sözlü ve yazılı olarak davacı yana bildirdiğini, müvekkili şirket, bozuk olan bu kumaşlar için davacı yana 13/02/2017 tarih ve ….. sıra nolu iade faturası kesildiğini, davacı yan bu faturayı kabul etmeyip iade ettiğini, kumaşların bozuk olmadığı konusunda ısrarcı olan fakat müvekkils şirketin deposuna gelmeyip, inceleme yapmayan davacı yan yetkilileri, bu durumu kabullenemediğinden, aralarındaki cari hesap sözleşmesi gereğince, cari hesap dönemi daha bitmeden, alacağı olan miktarı ilamsız takip yoluyla müvekkil şirketten talep ettiğini, yapılan bu takibe defolu çıkan kumaşların bedeli olan 20.193,04TL ile 2013 yılından kalan bir kısım alacak olan 4.176 TL’lik kısmı ve 25,00TL’lik faiz ve işleyecek faizler yönünden itiraz ettiklerini, cari hesap dönemi sona ermeden takip başlatılamayacağını, davalının alacağına karşılık takas mahsup definde bulunduklarını, borçlunun itiraz edilen kısım dışındaki borcunun ödenmiş olması ve başkaca bir borçz bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …. esas Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu …’ne yönelik 50.723,71 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca kısmî itirazda bulunduğu (defolu çıkan kumaş bedeli olan 20.193,04 TL ile cari hesap alacağı 4.175,00 TL toplamı olan 24.368,04 TL lik kısım yönünden itirazda bulundukları) yapılan itiraz üzerine takibin itiraz edilen kısım yönünden durduğu, işbu davanın yapılan kısmi itiraz üzerine durdurulan alacak meblağına ilişkin olduğu, davanın İİK nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Dosyada mevcut Bakırköy …… Noterliğinin 10/03/2917 tarih ….. yevmiye sayılı Makine Mühendisi ….. tarafından düzenlenen uzman tespit raporu başlıklı raporda, davacının davalıya sattığı 700 kg tekstil ürünlerinde imalat kusurları bulunduğunun belinlendiği, aynı Noterliğin aynı tarih ve yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı tarafça davacı tarafa 700 kg kumaşın defolu oluğundan bahisle alacaktan düşüldüğünün bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile dava konusu tekstil ürünleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bir üniversite öğretim üyesi(Yrd.Doç.Dr……), bir SMMM (…..) ve bir makina mühendisinden (…..) oluşan 3 kişilik 16/03/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; dava konusu ürünlerde gizli ayıp niteliğinde imalat kusurları bulunduğu, uyuşmazlığa konu fatura kapsamındaki KDV dahil 20.193,04 TL tutarındaki fatura bedelinin cari hesap borcundan tenkisinin gerektiği, davalının cari hesap ilişkisinden kaynaklı bakiye borcunun 4.175,00 TL olduğu (ayıplı ürün kanaatinin mahkemece kabul edilmemesi durumunda ise bakiye borcun 24.368,04 TL olduğu) bildirilmiştir.
Mahkememizce görülen lüzum ve taraf itirazları üzerine aynı bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmış, dosyaya sunulan 21/09/2018 tarihli ek raporda özetle; “…kök rapordaki 4.175,00 TL alacak bakiyesinin devirden gediği bu bedelin kayıtlarının 2013 yılında yılında yapılan düzeltme ve hatta öncesinden oluştuğu ek incelemede ayrıntısı verildiği üzere tespit edildiğinden davacının kök raporumuzda kayıtlarında bulunan 4.175 TL bakiye kadar alacaklı olamayacağı tespit edildi…bu nedenle de yapılan inceleme esnasında mutabakatsızlığın davaya konu 20.193,04 TL lik reklamasyon faturasından ibaret olduğu anlaşıldı” şeklinde rapor tanzim edildiği, raporda diğer hususlarda kök rapora atıfta bulunulduğu görülmüştür.
Taraf itirazları ve mahkememizce görülen lüzum üzerine mahkememizce yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeniden bilirkişi raporu aldırılmış, bir üniversite öğretim üyesi(……, bir SMMM (…..) ve bir tekstil bilirkişisinden (….) oluşan 3 kişilik 16/03/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacının haklılığının kabulü durumunda 20.193,04 TL davalıdan talep edebileceği, bu tutar haricinde taraflar arasında alacak/borç bakiyesinin olmadığı, davalı firmanın deposunda hazır bulunan 700 kg örme kumaş üzerinde raporda ayrıntısı verildiği üzere yapılan tespit ve incelemeler neticesinde tekstil ürünlerinin tamamının üretimden kaynaklanan ayıplı mal oldukları kanaatine varıldığı, mahkemenin ürünlerin defolu olduğunu takdir ettiği durumda davalının davacıya borcu bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafça fason olarak üretilerek davalı tarafa satılan kumaş ürünleri nedeni ile davacının davalıdan bakiye alacağı bulunduğundan bahisle başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, üreterek teslim ettiği kumaş ürünleri nedeni ile davalıdan alacaklı olduğunu ileri sürerken davalı taraf ise teslim edilen 700 kg kumaş ürününün ayıplı olduğundan bahisle borçlu bulunmadığını savunmaktadır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporları uyarınca tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesinden, taraflar arasındaki mutabakatsızlığın söz konusu 700 kg kumaş ürünlerine tekabül eden 20.193,04 TL’den kaynaklandığı, bu tutar haricinde taraflar arasında alacak/borç bakiyesinin olmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla, davacı tarafın itirazın iptalini talep ettiği 4.175,00 TL kısım yönünden alacağını ispatlamayamaması nedeni ile bu kısım yönünde davanın bu sebeple reddine karar vermek gerekmiştir.
İtirazın iptali talep edilen 20.193,04 TL’lik kısım yönünden yapılan yargılamada ise, davalı taraf gerek ödeme emrine itiraz dilekçesinde gerekse cevap dilekçesinde ayıplı mal savunmasında bulunduğundan bu miktara tekabül eden 700 kg kumaş ürünlerinin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği, davalının süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davacının alacağı bulunup bulunmadığı yönündeki uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında satım sözleşmesi bulunmaktadır. Dosyada mevcut ilk bilirkişi heyetinin kök raporunda söz konusu 700 kg kumaş ürününde imalat kusurlarından kaynaklı “Gizli” ayıp bulunduğu saptanmıştır. TTK’nun 23.maddesinin son cümlesinde “Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223. maddesinin ikinci fıkrası uygulanır” denilmek suretiyle basit bir inceleme ile ortaya çıkarılamayacak gizli ayıp durumunda TBK’nun 223.maddesinin 2.fıkrasına atıf yapılmıştır. Davalı tarafın dosyada mevcut noter tespiti ve ihtarnamesi uyarınca sonradan öğrendiği gizli ayıbı zaman geçirmeksizin davacı satıcıya bildirdiği ve seçimlik hakkını kullandığı(alacağı cari hesaptan düştüklerini bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullandıkları değerlendirilmiştir) anlaşılmaktadır. Dolayısıyla söz konusu ürünlerin ayıplı bulunması nedeni ile davacının davalıdan 20.193,04 TL’lik kısım yönünden de alacağı bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40.-TL red karar harcından, mahkememiz veznesine yatırılan 865,80 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 821,40 TL harcın karar kesinleşince ve talep edilmesi halinde iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 11,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret üzerinden hesaplanan 5.926,78 TL nispi vekalet harcının davacı tarafından tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK. 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
25/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır