Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1202 E. 2018/426 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1202 Esas
KARAR NO : 2018/426

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 19/04/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 11/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkilleri olan şirketin sektörün önde gelen şirketlerinden olduğunu ,… tarafından müvekkileri olan şirketin benzeri isimde şirket kurulduğunu ,şirket çorluda kurulduğu için şirketin kuruluşundan müvekkillerinin yanına taşıdığında öğrendiklerini ,müvekkileri şirketin yönetim kurulu üyesi olan …’in müvekkilleri şirkete hiç gelmediğini , … ile irtibatı olduğunu ,davalı şirket bünyesinde görev yaptığını ,….’in müvekkilleri şirkete ait ticari sırları ve bazı çalışanları davalı şirkete götürdüğünü ,müvekkilerinin müşterilerini almaya çalıştığını bu şekilde haksız rekabet içine girdiğini davanın açılış zamanında belirsiz alacak olarak açıldığını belirterek haksız rekabetin tespitini ve bu tespit ile çıkan maddi durumun kaldırılmasını davalı ile müvekkilinin eski çalışanları arasındaki iş akdinin sona erdirilmesini davalının ticari ünvanının uygun şekilde değiştirilmesini tecavüz sonucu olan davalının üretimine konu ürünlerin ortadan kaldırılmasını dava tarihi itibari ile 10.000 maddi 50.000 manevi tazminata hükmedilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davanın belirsiz alacak olarak açılamayacağını ,davacının şirket kuruluşundan geç geç haberi olduğu iddiasının dayanaktan yoksun olduğunu ,şirket isimleri arasında benzerlik olmadığını ve bu ismin kullanılabileceğini ,müvekkilerinin davacı şirketin ortağı olduğunu davalı ile ilişkisi olmadığını ,işçilerin ayartıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını bunun sgk ile tespitinin gerektiğini ayrıca bu durumun haksız rekabete yol açmayacağı ,müvekkilleri şirket ile davacı şirketin ayrı ilçelerde olduğunu ,davacı tarafın tüzel kişilik olduğunu bu nedenle manevi tazminat talep edemeyeceğini belirterek davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın m. 1. uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş bulunup, görev konusu kamu düzenine ilişkindir ve yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınmalıdır.
Somut olayda davacı taraf kendilerinin kullandığı “renk plast” markasına benzer olan “…” markasının davalı şirket tarafından kullanılmak suretiyle haksız rekabete yol açtığını iddia ettiği, davalı taraf ise davacının kullandığı markanın öncesinde başka bir firma tarafından tescilli olarak kullanıldığını, kendilerinin de davacı şirketten ayrıldıktan 9 yıl sonra söz konusu marka ile faaliyete başladıklarını ve marka tescil başvurusunda bulunduklarından bahisle davanın reddini talep ettikleri anlaşılmıştır. Davaya konu uyuşmazlık marka hakkının korunması ve yapılan tecavüzün mennine yönelik olması sebebiyle mülga 556 sayılı KHK’nın m. 71’de yer alan hüküm uyarınca ihtisas mahkemesi olan fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin görevi kapsamında kalmaktadır. Bu nedenle davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine ve HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY FİKRİ SİNAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 19/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır