Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1119 E. 2020/221 K. 09.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1119 Esas
KARAR NO : 2020/221

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2017
KARAR TARİHİ : 09/03/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 08/04/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalının, davacı şirketin eski hissedarı ve yetkilisi olduğunu, davacı şirketteki hisselerinin tamamını Bakırköy … Noterliğinin 16.05.2016 tarih ve … yevmiye nolu LİMİTED ŞİRKET PAY DEVRİ SÖZLEŞMESİ ile ….’A devir ve temlik ettiğini, haksız ve kötü niyetli davalının, iş bu hisselerin devrini “şirket resmi kayıtlarına işlenmemiş ve bilançolarında gözükmeyen borçlar haricinde, şirketin aktifine ve pasifine ilişkin tüm hak ve borçlarıyla birlikte …. isimli kişiye 247.500,00 TL bedel karşılığında devir ettim” ihtirazı kayıtla devir ve temlik ettiğini, davalı davacının şirketteki hisselerini devrettiği tarih itibariyle davacı şirkete 137.440,49 TL borçlu olup borcunu ödemediğini, davacının hisselerini devrettiği tarih itibariyle davalının, davacı şirkete borçlu olduğunu belirterek alacak miktarının belirlenmesine, arttırılmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL alacağın pay devir tarihi olan 16.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı şirket basiretli bir tacir olup ticari defterlerinde sabit olduğunu iddia ettiği bir alacak için 20.000,00 TL miktarlı bir dava açılamayacağını, belirli bir alacak olması halinde, davacının sonradan arttırılmak suretiyle diyerek belirsiz bir alacak davası açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilin davacı şirkete böyle bir borcu bulunmadığını, davalı …’ın,…. Kurumsal Hizmetler Sağlık Gıda İnş. Enerji Taah. San. Tic. Ve Ltd. Şti. ‘nin yetkilisi, temsilcisi ve hissedarı iken, hisselerini 16.05.2016 tarihinde aktif ve pasifiyle …’a devir ve temlik ettiğini, devirden sonra, davacı şirket ve şirket yetkilileri ile müvekkil …. aralarında karşılıklı olarak gerek hukuki ve gerekse cezai bir çok dava söz konusu olduğunu, bu nedenle davacı şirket yetkilileri davalıya zarar verme maksadıyla ticari defterlerinde her türlü hile ve desiseyi yapabileceğini belirterek davacının haksız ve dayanaktan yoksun davasının reddine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRDİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava alacak davası olup, davacı şirket davalının şirketin ortağı ve yetkilisi iken şirkete borçlandığından bahisle alacağının tahsilini talep etmektedir.
Davalının, davacı şirketin ortağı ve yetkilisi iken şirketteki hisselerini Bakırköy … Noterliğinin 16.05.2016 tarih ve … yevmiye nolu pay devir sözleşmesi ile dava dışı ….’A devir ve temlik ettiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamakta olup, davacı şirketin devirden önce davalının şirkete 137.440,49 TL borçlu bulunduğunu iddia ve talep ederek işbu davayı açtığı, borcun dayanağının davalının davacı şirket yetkilisi iken davacı şirketten aldığı paralar olduğunun ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Dolayısıyla iddia edilen alacağın söz konusu hisse devri ile bir ilgisi bulunmadığı, davalının davacı şirketten şahsen borç aldığı ileri sürülerek talepte bulunulduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Davalı taraf cevabında, davalı tarafından şirket hisselerinin devrinden sonra davacı şirket ve şirket yetkilileri ile davalı arasında karşılıklı olarak gerek hukuki ve gerekse cezai bir çok dava söz konusu olduğunu, bu nedenle davacı şirket yetkililerinin davalıya zarar verme maksadıyla ticari defterlerinde her türlü hile ve desiseyi yapabileceğini savunduğu görülmüştür.
Mahkememizce davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, SMMM bilirkişisinin 19/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin usulüne uygun olarak tutulmuş bulunan ticari defterlerine göre hisse devir tarihinde davacının davalıdan 137.440,49 TL alacaklı olduğunun saptandığı bildirilmiştir.
Davalı tarafın rapora itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor aldırılmış, bilirkişi tarafından sunulan 04/02/2019 tarihli ek raporda özetle; davalının itiraz etmiş olduğu 2015 yılı hesap hareketlerinin sonucunda oluşan bakiyenin davalının yetkili olduğu dönemde vermiş olduğu kurumlar vergisi beyannamesi ile (yönetici sorumluluğu gereği) bilgisi dahilinde olduğu bildirilmiş ve neticeten kök rapordaki görüşün muhafaza edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafın ek rapora itirazları üzerine, itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetine MM ve şirketler alanında uzman bilirkişilerin dahil edilerek yeniden rapor düzenlenilmesi istenilmiş, bu kez üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi heyeti raporunda itirazların ayrıntılı olarak değerlendirilerek kök rapordaki görüşün muhafaza edildiği görülmüştür.
Davacı tarafın bilirkişi raporu doğrultusunda davayı ıslah ettiği görülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davalının davacı şirketin ortağı ve yetkilisi iken hisselerini 16.05.2016 tarihli hisse devir sözleşmesi ile devrederek şirketten ayrıldığı, davacı şirketin ticari defter ve belgelerine göre davalının davacı şirkete devir tarihi itibariyle 137.440,49 TL borçlu bulunduğunun saptandığı, davalı taraf davaya cevabında her ne kadar davacı şirketin ticari defterlerin davalıya zarar verme maksadıyla ticari defterlerinde her türlü hile ve desiseyi yapabileceğini yani şirket kayıtlarının kötüniyetli olarak değiştirilmiş olabileceğini ileri sürmüş ise de söz konusu kayıtların davalının şirketin tek yetkilisi olduğu dönemde yapılmış kayıtlar olması ve defterlerin tasdikinin yaptırılmış olması nedeni ile davalının bu savunmasına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, davalının kendi yetkili olduğu dönemde yapılmış defter kayıtlarının yanlış olduğunu ileri sürmesinin kabul edilemeyeceği, davalı taraf bilirkişi raporlarına itirazında özellikle şirket defterlerinde davalıya borç para olarak görünen kayıtların aslında şirketin personel maaşları, şirketin çek ödemeleri, şirketin …., …., …., …. gibi kurum fatura ödemeleri için kullanılan paralar olduğunu ileri sürmüş ise de davalının cevap dilekçesinde bu yönde bir savunma bulunmadığı, davacı tarafın bu savunmaya açık bir muvafakatinin de bulunmadığı, dolayısıyla bu yöndeki itirazın savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğu, kaldı ki davalı tarafın bu ödemelerin davalıya yapılan borç ödemesi olmadığı aslında personel maaşı, çek ödemesi ve fatura ödemesi olduğu yönündeki savunmasını doğrulayan herhangi bir delil ibraz edemediği, defterlerde 131-Ortaklardan alacaklar hesabı kısmında kayıtlı bulunan ödemelerin davalının davacı şirketten borç olarak aldığı paraları ifade ettiği, davalı yanın bunun aksini ispat edemediği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davanın kısmi dava olması nedeni ile ıslahla artırılan meblağ yönünden ıslah tarihinde itibaren ticari faize hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
137.440,49 TL alacağın 20.000 TL’lik kısmının dava tarihi olan 05/12/2017, 117.440,49 TL’lik kısmının ıslah bakiye harcının yatırıldığı tarih olan 01/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 9.388,55.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 2.347,14.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 7.041,41.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40.-TL başvurma harcı ve 2.347,14.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 2.431,56.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.006,85.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 09/03/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır