Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1112 E. 2019/87 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1112 Esas
KARAR NO : 2019/87

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 03/09/2013
KARAR TARİHİ : 24/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle, 04/06/2013 tarihli genel kurulda gerçek bir toplantı yapılmadan genel kurul tutanağına ekli hazirun cetvelinin davacılara poliklinik odalarında imzalatıldığını, bilançolara ve finansal tablolara davacıların erişimine izin verilmediği, kar payının dağıtılmadığını ileri sürerek davalı şirketin 04/06/2013 tarihinde yapılmış görünen genel kurulunun ve alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde özetle; Davacıların yok hükmünde olduğunu iddia ettiği 04.06.2013 tarihinde yapılan genel kurula davacıların bizzat katıldığını, genel kurulda davacıların genel kurul kararına muhalefet şerhi koymadıklarını, genel kurul müvekkil şirketin tüm ortaklarının %100 katılımıyla yapıldığını, davacıların gerek genel kurulda muhalif oy kullanmaması ve gerekse tüm ortakların %100 oyuyla genel kurul kararının alınması sebebiyle davacı iddialarının hukuka aykırı olduğunu, esasa ilişkin cevaplarımız doğrultusunda hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Açılan bu dava Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin…. esas sayılı dosyasında görülürken 6545 sayılı kanun ile değişik 5235 sayılı kanun ve HSYK nın 08/09/2014 tarihli kararı gereğince de Bakırköy … .Asliye Ticaret Mahkemesinin mahkememiz ile birleşmesi sonucu mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.

DELİLLER:
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen şirketin sicil dosyasına, davaya konu 04/06/2013 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağına, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile TTK 446 vd maddelerine göre genel kurul iptali davasıdır
Mahkememizin …Esas ve …Karar sayılı ilamı ile”… anonim şirketlerde genel kurul toplantılarında yasada belirtilen usulün izlenmesi gerektiği, toplantıya bakanlık temsilcisinin katılmasının zorunlu olduğu, tutanağın TTK 422 maddeye göre bakanlık temsilcisi tarafından imzalanmaması halinde geçersiz bulunduğu, davaya konu toplantı tutanağının başlangıcında “bakanlık temsilcisi talep edilmeksizin” toplantının yapıldığının belirtildiği, bu durumda toplantının ve alınan kararların geçersiz, yok hükmünde olduğunun tespitine” dair karar verildiği, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay … H. D …Esas ve … Karar sayılı bozma ilamı ile ” olayda uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nun 407.maddesinin 3.fıkrası, aynı kanunun 333 üncü maddesi ve Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 32. Maddesi gereğince davalı şirketin dava konusu genel kurul kararlarının alındığı toplantıda Bakanlık temsilcisinin hazır bulunması zorunluluğunun olmadığı, bu nedenle genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğuna karar verilmesi isabetsiz olduğundan..” bahisle bozma kararı verilerek dosyanın gönderildiği ve iş bu esasa kaydının yapılarak bozmaya uygun yargılama yapılmıştır.
Davacı taraf iş bu dava ile; 4/6/2013 tarihinde bir genel kurul yapılmadığı, genel kurul tutanağının poliklinik odalarında imzalandığı, genel kurul toplantısına ait bir davet yapılmadığı, faaliyet raporu, denetçi raporu ve bilançoları incelenmek üzere kendilerine sunulmadığı, bilanço ve gelir gider hesaplarının gerçeği yansıtmadığı, hiç gerekmemesine rağmen Maddi Duran Varlık kalemi için 2011 yılında 2.505.040.-TL, 2012 yılında ise 3.102.772.-TL amortisman ayrıldığı, söz konusu amortismanların şirket kayıtlanna ve muhasebe ilkelerine aykırı olduğu, ortaklardan alınan herhangi bir borç olmamasına rağmen 2011 yılında 3.272.757.-TL, 2012 yılında 1.781.752.-TL ortaklardan borç alındığının gözüktüğü, şirketin gelirlerinin düşük gösterildiği, yüksek kar yedeği olan şirketin muhasebe oyunlarıyla zarar ediyor gösterildiği, şayet zarar varsa bunun öncelikle geçmiş yıl karlarından mahsup edilmesi gerektiği, bunun genel kabul görmüş muhasebe ilkelerinin gereği olduğu, ancak bu yapılmayarak, şirket karının gizlenmeye çalışıldığı, alınan 7 nolu karar ile 3 yıllığına … ve …’in denetçi seçildiği, ancak …’in Yönetim Kurulu üyesi olan …’in oğlu, …’in ise …’in kardeşi olduğu, TTK.md.400/l-a uyarınca kanunun emredici hükmünün yok sayıldığı, şirketi yıllardır zarar ettiren yönetim kurulu üyelerine aylık 4.000 – 5.000 TL ücret ödenmesinin, şirketin içinin boşaltılması ve kaynaklanılın tüketilmesi anlamına geldiği sebeplerini ileri sürdüğü, bu kapsamda teknik bilirkişiler eliyle davalı şirketin kayıt ve belgelerinin incelenmiştir. Buna göre; davacı iddialarının 7 nolu genel kurul kararı dışındaki iddiaların dayanaksız ve ispata muhtaç olduğu, davacı tarafından iddialarını ispatlar nitelikte delil dosyaya sunamadığı anlaşılmakla 7 nolu karar dışındaki iddiaların reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Söz konusu genel kurulda alınan 7 nolu denetçi seçimine ilişkin alınan karar yönünden yapılan incelemede; 3 yıllığına denetçi olarak atanan …’in Yönetim Kurulu üyesi olan …’in oğlu, …’in ise …’in kardeşi olduğu, TTK 400/1-c maddesi uyarınca denetlenecek şirketin yönetim kurulu üyesinin veya bir yöneticisinin alt veya üst soyundan biri, eşi veya üçüncü derece dâhil, üçüncü dereceye kadar kan veya kayın hısımlarının denetçi olamayacağı, dolayısıyla denetçi olarak atanan kişilerin denetçi olma yasağının bulunduğu, bu sebeple davalı şirketin 04/06/2013 tarihli genel kurulunda alınan 7 nolu denetçi seçimine ilişkin kararın TTK.’nın 447/c hükmü uyarınca butlan olduğu takdir ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile,
Davalı şirketin 04/06/2013 tarihli genel kurulunda alınan 7 nolu denetçi seçimine ilişkin kararın TTK.’nın 447/c hükmü uyarınca BUTLAN OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 24,30-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 20,10-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan 24,30-TL başvurma harcı ile 24,30-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 138-TL posta gideri ve 1.600,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.738,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 30,00 TL posta giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal sürede Temyiz Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/01/2019

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı