Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1088 E. 2021/1043 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1088 Esas
KARAR NO : 2021/1043

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2017
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; davacılardan … ile davalı arasında imzalanan 11.08.2017 tarihli sözleşme ile belirlenen inşaat işleri için davalıya 15.08.2017 tarihinde 30.000,00TL., 20.08.2017 tarihinde 50.000,00 TL., 09.09.2017 tarihinde 30.09.2017 tarihli müşteri çekinin davacı …’in cirosu ile 97.000,00 TL. olmak üzere toplamda 177.000,00 TL. ödeme yapıldığını, ayrıca diğer davacı tarafından 30.11.2017 vade tarihli 156.000,00TL. bedelli bono verildiğini, işin sözleşmede yazılı 30.09.2017 tarihinde teslim edilmediğini, dava konusu bononun tahsil için bankaya verildiğini, sözleşmede yazılı ürün ve malzemeler yerine kalitesiz malzeme kullanılıp işin yarıda bırakıldığını, sözlü uyarılardan sonuç alınamadığını, noter kanalı ile tespit yaptırıldığını, davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle davacılardan …’in yaptırdığı inşaattan dava dışı iki kişiye topraktan satılan iki adet ön satış sözleşmesinin iptal olduğunu, bu sözleşmelerin tarafları olan ……. ve ……. isimli kişilere makbuz karşılığında toplamda 70.000,00 TL. ceza şart ödemek zorunda kaldığını, bu zararların da davalı tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; davalıya keşide edilen senetlerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, sözleşmenin iptalini, 30.11.2017 vade tarihli 156.000,00 TL. bedellin senedin iptalini, davalıya yapılan toplam 177.000,00 TL. ödemenin istirdadına, 70.000,00 TL. zararlarının davalıdan tahsiline, senedin ödenmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER:
Tanık anlatımları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, 11.08.2017 tarihli eser sözleşmesi mahiyetindeki adi yazılı sözleşmenin feshi ile, sözleşme kapsamında verilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti, ödenen bedellerin iadesi ve sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir.
Somut olayda davacı (iş sahibi) … ile davalı (yüklenici) … arasında bir kısım inşaat işlerinin yapımı konusunda eser sözleşmesi mahiyetinde olan 11.08.2017 tarihli adi yazılı sözleşmenin akdedildiği, sözleşmede yapılacak işlerin tek tek belirlendiği, işin bitim süresinin 30.09.2017 tarihi olarak kararlaştırıldığı ve sözleşme bedelinin götürü olarak toplam 325.000 TL + KDV olarak karalaştırıldığı anlaşılmıştır. Davacı taraf, sözleşmede yazılı işlerin halen tamamlanmaması ve yapılan bir kısım işlerinde ayıplı olması sebebiyle sözleşmeden dönülerek ödenen bedellerin iadesi, ödeme amaçlı verilen bononun iptali ve işlerin gecikmesi dolayısıyla ödemiş olduğu 70.000 TL cezai şartın tazminat olarak kendisine ödenmesini talep etmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından sözleşmeye uygun olarak işlerin tamamlanmadığı ve yapılan bir kısım işlerin de ayıplı olduğu ileri sürüldüğünden, teknik bilirkişiler eliyle dosya kapsamı itibariyle incelemeler yapılmış ve hazırlanan kök raporlar dosya içerisine alınmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından dava konusu sözleşme eki fiyat teklifi icmalinde her bir imalat kalemi ve buna ilişkin birim fiyatlar belirlendiği için, sözleşme götürü bedelli bir sözleşme olarak değil, birim fiyat esasına dayalı bir sözleşme olarak değerlendirilmiş ve fiyat teklifi toplamı sözleşme bedeli ile uyuşmadığından, 1-325.000/325.730=0,0022 tenzilat birim fiyat teklifi fiyatlarına uygulanarak sözleşmeye esas birim fiyatlar tespit edilmiştir. Buna göre dava konusu sözleşme uyarınca davalı yüklenicinin sözleşme uyarınca tamamladığı işlerden ötürü 223.363,31TL(KDV dahil) iş bedeline hak kazandığı, ancak davalı yüklenici işin bedeline ilişkin olarak fatura düzenlemediği, bu nedenle işin KDV hariç toplam ederinin 189.290,94 TL olduğu rapor edilmiştir. Mahkememizce bu tespitler yerinde görülerek hükme esas alınmıştır.
Davalı tarafından davacılardan … hakkında Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı dosyasında 18.05.2018 tarihinde dava konusu bonodan kaynaklı 156.000,00 TL. asıl alacak ve 7.000,77 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 163.000,77 TL. alacak için kambiyo takiplerine özgü icra takibi başlatıldığı, dava konusu 05.09.2017 düzenleme tarihli, 30.11.2017 vade tarihli 156.000,00TL. bedelli bononun borçlusu olarak davacı …’in, lehtarı olarak ise davalının gözüktüğü, bono üzerinde veriliş nedenine ilişkin bir açıklamanın yer almadığı, sözleşmede de söz konusu bonoya ilişkin açık bir düzenleme olmadığı anlaşılmıştır. Ancak davalı asil, isticvap beyanında söz konusu bononun iş bu sözleşmeden dolayı verildiğini ikrar etmiştir.
Sözleşme kapsamında yapılan ödemelere ilişkin olarak; tarafların isticvap beyanı uyarınca 30.000 TL’lik nakit ödeme ve 97.000 TL’lik tahsil edilen çek tarafların kabulünde olduğu için sözleşme kapsamında yapılan ödemeler olarak kabul edilmiştir. Davacı taraf her ne kadar 50.000 TL’lik ek ödeme iddiasında bulunmuş ise de bu hususu yazılı delil ile ortaya koyamadığı ve davalı asilin isticvap beyanında bu ödemeyi kabul etmediği, dosyaya sunulan bir kısım ödeme belgelerinin ise bu sözleşmeye istinaden yapıldığının anlaşılamaması sebebiyle esas alınamayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Bu tespitler ışığında sözleşme kapsamında, davacı tarafın davalı yükleniciye 127.000 TL ödeme yaptığı ve ayrıca 05.09.2017 düzenleme tarihli, 30.11.2017 vade tarihli 156.000,00TL. bedelli bonoyu verdiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında anlaşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 470. maddesine göre eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Buna göre yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. TBK’nın 475. maddesine göre, yapılan şeyin, iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet kurallarına göre kabule zorlanamayacağı oranda kusurlu veya sözleşme şartlarına aykırı olması halinde eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibi, o şeyi kabulden kaçınabilir veya yükleniciden zarar ve ziyanının tazmin edilmesini isteyebilir. Eserdeki ayıp, yukarıda açıklandığı gibi önemli değilse iş sahibi, işin kıymetinin noksanı oranında fiyatı tenzil edebilir veya aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını da isteyebilir.
TBK’nın 474. maddesi ayıp nedeniyle yüklenicinin sorumluluğunu düzenlemektedir. Bu yasal düzenleme uyarınca ihbar sürelerinin işlemesi için eserin tamamlanıp teslimi gerekmektedir. Ancak somut olayda davalı yüklenici, yüklendiği işi sözleşme ve eklerine uygun şekilde ve sözleşmede yazılı olan 30.09.2017 tarihinde tamamlayıp teslim ettiğini ispat edemediği için ayıp ihbar süreleri somut olayda söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla bilirkişi heyeti tarafından tespit edilen ayıpların belirlenen bedellerden tenzil edilmiş olması yerinde görülmüştür.
Somut olayda davacının tek taraflı beyanı ile haklı nedenle sözleşmeyi feshetmesine ilişkin yapılan inceleme de; davalı yüklenici açılan davaya yanıt vermediği gibi, yüklendiği işi sözleşme ve eklerine uygun şekilde ve sözleşmede yazılı olan 30.09.2017 tarihinde tamamlayıp teslim ettiğini iddia edip kanıtlamış olmadığından, davacının sözleşmeyi fesih etmesinde kusuru söz konusu değildir.
Eser sözleşmelerinde sona erme üzerine, her iki tarafın da talep edebileceği tasfiyenin dayanağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/III. maddesidir. Bu maddeye göre sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracağı yani, sözleşme hiç yapılmamış gibi başa dönüleceğinden, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceklerdir.
Bu durumda taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin tasfiyesi gerektiğinden sözleşmenin fesih anına kadar davalı yüklenici gerçekleştirdiği imalatlarla ilgili bedele hak kazanacaktır. Dava konusu sözleşme uyarınca davalı yüklenicinin tamamladığı işlerden ötürü 223.363,31TL(KDV dahil) iş bedeline hak kazandığı, ancak davalı yüklenici işin bedeline ilişkin olarak fatura düzenlemediği, bu nedenle işin KDV hariç toplam ederinin 189.290,94 TL olduğu kabul edilmiştir. Belirlenen bu miktardan, davacıların yapmış olduğu toplam 127.000 TL’lik ödemenin tenzili neticesinde davalı yüklenicinin 62.290,24 TL bakiye alacağının bulunduğu hesaplanmıştır. Dolayısıyla davacının istirdat talebi yerinde görülmemiştir. Buna göre; Büyükçekmece……. İcra Müdürlüğünün ……. E. sayılı dosyasına konu 05.09.2017 düzenleme tarihli, 30.11.2017 vade tarihli 156.000,00TL. bedelli bononun 93.709,76 TL’lik(156.000,00TL-62.290,24 TL) kısmında davacıların borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Dava dosyasında işin süresinde teslim edilmemesi üzerine davacı iş sahibinin dava konusu binadan iki ayrı bağımsız bölüm alanlara ayrı ayrı 35.000,00 TL. gecikme tazminatı ödediğini ileri sürerek, ödediği bu miktarın TBK 125/3 uyarınca tazminat olarak davalıdan tahsilini talep etmiş ise de; bu bedelleri ödediğine ilişkin dosyaya bir kanıt sunamadığından bu talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Taraflar arasındaki 11/08/2017 tarihli sözleşmenin feshi ile sözleşme kapsamında verilen 30/11/2017 vadeli 156.000 TL bedelli dava konusu bononun 93.709,76 TL’lik kısmında davacıların borçlu olmadığının tespitine,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.656,36-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 2.664,09 TL peşin harç, 4.218,14 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 6.882,23 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.864,13 TL ‘nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 2.664,09 TL peşin harç ve 4.218,14 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 6.913,63 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 314,00 TL keşif harcı, bilirkişi ücreti ve yazışma gideri olarak 3.840,00 TL olmak üzere toplam 4.154,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.578,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 2.100,00 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.302,00TL’sinin davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 18.770,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 25.740,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı asillerin ve davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır