Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1035 E. 2018/151 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1035 Esas
KARAR NO : 2018/151

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2015
KARAR TARİHİ : 22/02/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2002 yılından beri gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı ile aralarında yapılan sözleşme ile 06/2010-12/2011 tarihleri arasında davalıdan elektrik satın aldığını, düzenlenen faturalarda elektrik bedeli dışında herhangi bir hizmet karşılığı olmayan kayıp kaçak elektrik bedelleri, dağıtım bedeli, iletim sistemlerini kullanma bedeli ve perakende satış hizmet bedeli adı altında kalemler bulunduğunu, bu bedellerin müvekkili şirketten tahsil edildiğini, kayıp kaçak bedelinin 01/01/2011 tarihinden önceki faturalarda perakende satış bedeli içerisinde yer aldığını ve bu şekilde tahsil edildiğini, EPDK tarafından basına duyurulduğunu, müvekkilinden de 2003 yılından itibaren perakende satış bedeli gibi başka at altında tahsilat yapıldığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Daire kararlarında da açıkça belirtildiği üzere bu bedellerin dağıtım şirketleri tarafından tahsil edilmesinin hukuki bir dayanağı bulunmadığını, bu bedellerin haksız olarak kendilerinden alındığını belirterek 06/2010-12/2011 tarihleri arasındaki kayıp kaçak, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmet bedelinin tespit edilerek şimdilik 5.000 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 07/03/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini arttırarak toplam 414.027,43-TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, ancak faturalarda miktar belli olduğundan usulen bu şekilde açılamayacağını, davacının bu şekilde ödeme yaptığına dair herhangi bir delil sunmadığını, müvekkilinin elektrik dağıtım şirketi olmayıp, elektrik satışı yaptığını, belirtilen kayıp kaçak, sayaç okuma vs.bedelleri kendi adına tahsil etmediğini, … adına bu bedelleri topladığını, bedeller mevzuat gereğince EPDK nun tarifelerine göre tahsil edildiğini, kayıp kaçak bedelinin elektrik sistemi alt yapı ve iletimi esnasında doğan kayıpların telafisi için alındığını, ürünün üretiminden tüketiciye ulaştırılmasına kadar bir fire vermesinin söz konusu olduğunu, ayrıca davacının kesilen faturaları süresinde ve usulüne uygun ibraz etmediğinden içeriğini kabul etmiş sayılacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; herhangi bir hakka dayanmadan tahsil edildiği belirtilen kayıp kaçak, iletim, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar dayanmış oldukları delillerini dosyaya ibraz etmişlerdir.
Davacının yapmış olduğu ödemelere ilişkin kayıtlar … Bankası …Şubesinden celp edilmiştir. Tarafların karşılıklı iddiaları, alacak borç durumu, kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedelinin faturalardaki miktarının tespiti için alanında uzman bilirkişilerden heyet oluşturularak rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi heyeti ibraz etmiş 21/01/2016 tarihli raporunda özet olarak; davacı adına düzenlenen 20 adet toplam fatura bulunduğunu, okunabilen 18 adet faturada 435.587,62 TL dağıtım bedeli, 171.930,30-TL iletim bedeli, 350.870,71-TL kayıp kaçak bedeli, 38.667,77 TL perakende satış hizmet bedeli olmak üzere KDV leri ile birlikte toplam 1.207.838,19-TL tahsilat yapılmış olduğunu beyan etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamından; davacı, davalı ile aralarında bulunan sözleşme gereğince davalıdan elektrik enerjisi satın aldığını, elektrik enerjisi faturasında elektrik bedeli dışında kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ve perakende satış hizmet bedeli talep edildiğini, elektrik bedeli dışındaki kalemlerin tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek bu bedellerin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacının taleplerinin öncelikle hukuku olarak değerlendirilmesi ve bu bedellerin davalı tarafından tahsilinde hukukilik bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Davalı taraf bu bedelleri EPDK nun çıkarttığı tebliğlere dayanarak tahsil ettiğini ileri sürmektedir. EPDK nun elektrik piyasasında elektrik fiyatlarını belirlemede yasa ile tanınmış bir yetkisi bulunmamaktadır. Ancak yasa ile tanınan bu yetkinin EPDK tarafından çıkartılan tebliğler ile sınırsız olarak belirleme yetkisi bulunmamaktadır. EPDK da çıkarttığı tebliğlerde yasa ile verilen yetki hukuk kaideleri yönünden hak ve nesafet uygulanarak belirleme yükümlülüğü altındadır. Tebliğlerin, kanunların uygulanmasını gösterme gibi bir vasfı bulunmaktadır. Kanuna aykırı olması düşünülemez bu açıdan EPDK tarafından tebliğ ile bu yetki elektrik üretim ve dağıtım şirketlerine verilse de bunun kanuna uygun olarak verilip verilmediğinin denetlenmesi mümkündür. EPDK nun tebliğ ile elektrik üretim ve dağıtım şirketlerine vermiş olduğu kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ve perakende satış hizmet bedelinin tahsiline ilişkin yasalda açıklık bulunmamaktadır. Hak ve nesafet hususları dikkate alındığında elektrik bedeli dışında bu bedellerin alıcıya yüklenilmesinde hukuka uygun bir yön bulunmamaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih ve 2013/7-2454 esas, 2014/679 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere ödemesini düzenli olarak yerine getiren abonelerden, kaçak kullanan abonelerin ödemediği bedeli yüklenerek ödenmesinde hakkaniyete uygun bir yön bulunmamaktadır. Tüm bu hususlar dikkate alındığında davacı tarafından talep edilen ve davalının tahsil etmiş olduğu kayıp kaçak elektrik bedeli, iletim bedeli ve dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedelinin haksız olarak alındığı anlaşıldığından, davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesi gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesi ile 2.000 TL kayıp kaçak bedeli talep ettiği, 07/03/2016 tarihli ıslah dilekçesinin bu yöndeki talebini arttırarak 414.027,43-TL ye çıkarttığı anlaşıldığından, usulüne uygun ve denetime elverişli rapor içeriği de dikkate alınarak davacının davasının kabulü ile 414.027,43-TL kayıp kaçak bedeli, 1.000 TL iletim bedeli, 1.000 TL dağıtım bedeli, 1.000 TL perakende satış hizmet bedeli olmak üzere toplam 417.027,43-TL TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5.000 TL yönünden dava tarihinden, kalan kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren tarafların tacir niteliği de dikkate alınarak avans faizi yürütülmesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas , … Karar sayılı kararı ile bozma kararı verilerek dosya mahkememize iade olunmuş, mahkememizce yeni esas sırasına kaydı yapılmış ve bozma ilamına uyulma kararı verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya kapsamı, davacı ve davalı tarafın beyanları, bilirkişi raporu göz önüne alındığında yukarıda özetlenen dava dilekçesi itibariyle davacı taraf elektrik enerjisini davalı şirketten temin etmekte olduklarını, her ay düzenli olarak fatura tahakkuk ettirildiğini vekendilerince ödendiğini belirttiği faturalarda kayıp kaçak bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin iadesinin talep ederek ödenen bedellerin istirdatını talep ettiği görülmektedir.
Dosya bütün halinde bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor mahkememizce denetime elverişli olması sebebiyle kabul edilmiştir.
Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafından mahkememize açılan davanın elektrik abonesinden tahsil edilen kayıp-kaçak ve diğer bedellerin istirdatı istemine ilişkindir.
Yargıtay … Hukuk Mahkemesinin … Esas ve … karar nolu ilamı ile “….Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, uyuşmazlığın temyiz yolu ile Dairemize geldiği aşamada 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişede etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak bedeli ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.” şeklinde verilen yargıtay bozma ilamı itibariyle, mahkememizce yargıtay içtihatlarında belirtir şekilde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacının davalı dan 6719 sayılı kanun yürürlüğe girmeden önce ki dönemlerde alcağının bulunduğu ancak 6719 sayılı kanunun uygulanması ile alacak iddiasının bulunamayacağı görülmektedir.
Davacı tarafından davanın açıldığı ve talep ettiği dönem itibariyle davalı tarafın düzenlenen elektrik faturası ile birlikte kayıp-kaçak bedeli ve benzeri talepte bulunamayacakları Yargıtay genel kurul kararı itibariyle davacının istirdat davası ile yatırdığı bedelleri talep etme hakkı bulunmakta iken çıkartılan 6719 sayılı kanunun kapsamında yapılan değişikli “kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” düzenlemesi sebebiyle davacının davalıdan dava konusu itibariyle yapılan inceleme neticesinde alacağının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava açıldıktan sonra yasal düzenleme sebebiyle davacının davalıdan alacağının oluşmadığı anlaşıldığından, yargılama aşamasında ki değişiklik sebebiyle davacının davasının konusuz kalmış olması sebebiyle davacının davasının konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaati gelmiş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KONUSUZ KALMIŞ OLMASI SEBEBİYLE KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90.-TL karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 85,39.-TL peşin harç ile 7.037,00.-TL ıslah harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye kalan 7.086,49.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine, (Bozmadan önce davalı tarafça yatırılan 21.355,74.-TL karar harcının karar kesinleşince ve talebi halinde davalı tarafa iadesine,)
Davacı tarafından yatırılan 27,70.-TL başvurma harcı, 35,90.-TL peşin harç ile dosyada yapılan 257,40.-TL posta gideri ve 1.350,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.671,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal sürede Yargıtay Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/02/2018

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı