Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1004 E. 2019/52 K. 21.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1004 Esas
KARAR NO : 2019/52

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/11/2017
KARAR TARİHİ : 21/01/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 14/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; …..Sigorta A.Ş. ile ….. Ltd.Şti. arasında nakliyat emtia abonman sigorta sözleşmesinin akdedilmiş olduğunu akdedilen bu sigorta sözleşmesinin ….. sayılı sigorta poliçesine bağlanmış olduğunu,….. Ltd.Şti.nin Almanya’da mukim ….. firmasından medikal malzeme (nefrostomi seti) satın almış olduğunu, emtianın Frankfurt’dan Ankara’ya taşınma işi için ….. sayılı hava yolu yük senedi (“….”) tahtında davalı …. tarafından taahhüt edilmiş ve davalı …. “hava yolu taşıyıcısı” sıfatını kazanmış olduğunu, ancak Almanya’da hasarsız olarak davalı …. tarafından tesellüm edilen emtianın varma yeri olan Ankara’da hasarlı olarak teslim edildiğini, emtianın hasarlı olarak alıcısına ulaşması üzerine 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu gereğince ekspertiz incelemesi yaptırıldığını bu ekspertiz incelemesi sonucunda emtianın bulunduğu kolilerin iki adedinde ıslanma ve yırtılmaların meydana geldiğini, söz konusu koliler içerisinde bulunan …… lot numaralı ürünlere de su sirayetinin söz konusu olduğunun tespit edildiğini emtianın zayii olduğunu, emtianın onarımının mümkün olmadığını, düzenlenen ekspertiz raporunda nakliye sırasında sigortalı emtiada meydana gelen bu zararın 2.584,12 TL olduğunun belirtildiğini bu bunun üzerine gerçek zarar miktarının sigortalı şirkete 03.08.2017 tarihinde sigorta tazminatı olarak ödenmiş olduğunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi gereğince sigortalının haklarına yasal halef konularak hava taşıyıcısına karşı huzurdaki davanın ikame edilmiş olduğunu ve davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, sigorta tazminatı olarak ödenen 2.584,00 TL’nin davalı ….. dan tahsili ile davacı ………Sigorta A.Ş. ‘ye ödenmesine, asıl olacak olan 2.584,00 TL’ye ödeme tarihi olan 03.08.2017 tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan en yüksek avans oranında faiz işletilmesine karar verilmesini talep ettiklerini belirtmişlerdir.

Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Usule ilişkin olarak, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, hava taşıma hukukundan kaynaklanan ihtilaflarda taraf sıfatı hava yükü senedinde adları yazılı olan gönderici alıcı ve taşıyıcıya ait olduğunu Montreal Konvansiyonu’nun 12. ve 13. maddelerinin bu hususu açık bir biçimde düzenlendiğini, davacı şirket veya sigortalısı şirketin mezkur hava yükü senedinde taraf olarak gözükmediğinden huzurdaki dava da davacının taraf olmasının mümkün olmadığını, esasa ilişkin olarak ihbar yükümlülüğün yerine getirilmediğini 1999 tarihli Montreal sözleşmesinin 31. maddesinin 4. fıkrasına göre “Eğer yukarıda bahsedilen süreler içerisinde bir şirkette bulunulmazsa taşıyıcının kötü niyetli olması dışında taşıyıcı aleyhinde bir dava olamaz” hükmünün bulunduğunu, bu hüküm gereğince davacının süresi içerisinde konvansiyon da belirtilen şartlar da yazılı bir ihbarda bulunmadığı göz önünde alınarak davanın reddinin gerekmekte olduğunu, maldaki meydana geldiği iddia olunan hasardan davalı müvekkil ortaklığının sorumlu tutulamayacağını, huzurdaki dava da davacı vekilince kargodaki hasarın vekil ortaklığın uhdesinde iken gerçekleştiğinin ispatlanabilmiş olmadığını, diğer bir ifadeyle davacı vekilince meydana geldiği iddia olunan hasarın vekil ortaklığın hakimiyet sahasında yani uçak ile içerisinde oluştuğunu kanıtlanamadığından müvekkil ortaklığın taşıyıcı sıfatı ile sorumluluğunun bulunmadığını, bir an için davacının iddiasında haklı olduğu düşünülse dahi müvekkil ortaklığın sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davacı tarafından istenebilecek faiz miktarının sınırını aşamayacağını sınırı aşmamak kaydıyla davacı tarafından ancak karar tarihinden itibaren faiz talep olunabileceğini belirtmişlerdir.

Dava, hava yolu taşıyıcısının sorumluluğundan kaynaklı zarardan doğan rücu davasıdır.

Sigorta,Lojistik ve Taşıma Uzmanı Bilirkişi ….. ve Medikal Cihazlar Uzmanı Bilirkişi ….. tarafından düzenlenen 02/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle
Somut olayda Montreal Konvansiyonu hükümlerine tabi bir taşıma sözleşmesi akdedildiği, taşıma süreci sonunda taşınan emtiadan kısmi hasar oluştuğu ve bu hasarın davalı tarafından tutulan tutanak ile teyit edildiği, dosyaya sunulan ve Sigortacılık Kanunu hükümlerine uygun hazırlanan Sigorta ekspertiz raporunun da hasarı teyit ettiği, sigortacı ödemesinin ve dayanak sigorta poliçesi ile alınan sigorta ekspertiz raporu birlikte değerlendirildiğinde davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, hasarın ihbarı için 14 günlük süre içinde davalıya ayrıca bildirim gerekmediği, hasar tutanağının davalıya bildirim yerine geçeceği, davacı ödemesinin işbu rapor tazmini tarihi itibarı ile sınırlı sorumluluk limitleri dahilinde kaldığı, davacının 2.584,12 TL ödemesinin tamamını davalıya rücu edebileceği, sonuç ve kanaatlerine varıldığı belirtilmiştir.

Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, alınan bilirkişi raporu, tüm dosya içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde;

Davacı, hava yolu taşıyıcısının sorumluluğundan kaynaklı zararı sigortalısına ödediğini belirterek rücunu talep etmiştir.

İhtilafa konu taşıma Almanya-Ankara arasında yapılmış uluslararası bir taşımadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığa her iki ülkede taraf olmakla Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gereklidir.

1999 tarihli Montreal sözleşmesinin 31. Maddesinin 2. Fıkrasına göre ‘Hasar durumunda teslim almaya yetkili şahıs hasarın fark edilmesinden sonra derhal…ve kargo halinde de anılan tarihten itibaren 14 gün içerisinden taşıyıcıya şikayette bulunmalıdır. Gecikme durumunda şikayet, kargonun kendi kullanımına verilmiş olmasından itibaren 21 gün içerisinde yapılmalıdır. 31. Maddenin 3. Fıkrasına göre ‘Her şikayet, yazılı olmalı ve sözü edilen süreler içerisinde verilmeli yada gönderilmelidir.’ hükümlerini havidir. Davacı, hasara ilişkin dava tarihinden önce ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğinden davacının rücu hakkı bulunmamaktadır.

Tüm bu nedenlerle; Davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 44,13.-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, eksik kalan 0,27 TL peşin harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.584,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/01/2019

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır