Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/965 E. 2018/966 K. 15.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/965 Esas
KARAR NO : 2018/966

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/10/2016
KARAR TARİHİ : 15/10/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 05/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili İstanbul Anadolu Ticaret mahkemesine vermiş olduğu 26/06/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile, davacıların çocukları ….’un sevk ve idaresindeki ….. plaka sayılı aracın 27.02.2013 tarihinde davalı …. Sigortaya ZMMS poliçesi ile sigortalı olan …..plaka sayılı araca çarparak kaza yaptığını ve ….’un hayatını kaybettiğini belirterek davacılar için 1.000,00.TL maddi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, 30.000,00.TL manevi tazminatın ise davalı … Şirketi ile …’dan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle, kusur oranını kabul etmediklerini, tazminat miktarının tespiti gerektiğini, faize itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle, kazada kusuru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin sunduğu cevap dilekçesinde özetle, kazada kusurları olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu ….. Ticaret Mahkemesi 07/05/2015 tarih ….. E. ….. K. Sayılı ilamı ile kazanın Çatalca-Saray Devlet Karayolunda meydana geldiği, kazanın meydana geldiği yerin yargı sınırları dışında olduğu, davalı ….. Sigorta’nın merkezinin Esentepe/İstanbul adresi olduğu, davalı … ile diğer davalı …’ın Ankara ili huhutlarında olduğu, davacıların ise Çatalca/İstanbul adresinde oturdukları, dolayısıyla davaya bakma görev ve yetkisinin davalı şirketin itirazı da nazara alınarak Ankara Ticaret Mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine yetkisizlik kararı vermiştir.
Akabinde Ankara …… Asliye Ticaret Mahkemesi dava konusu kazanın Çatalca’da meydana geldiği, davacı zarar görenlerin ikametgah adreslerinin Çatalca olduğu, birden çok davalının ikametgahlarının faklı adresler olduğu, dolayısıyla Çatalca Mahkemesinin HMK’nın 7/1 maddesi gereğince münhasır yetkili mahkeme olduğu gerekçesiyle dosyanın Çatalca Asliye Hukuk (Ticaret ) mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Çatalca……Asliye Hukuk Mahkemesince ise
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 23/10/2008 tarih ve 360 sayılı kararı ile; Bakırköy Ticaret Mahkemesinin yargı çevresi Eyüp ve Gaziosmanpaşa Adliyelerinin yargı çevresi hariç olmak üzere Bakırköy ve Silivri Ağır Ceza Mahkemesi (Marmara Ereğlisi yargı çevresi hariç olmak üzere) yargı çevresi olarak belirlendiği, mahkemelerinin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapma yetkisi bulunmadığı belirtilerek Bakırköy Nöbetçi Ticaret Mahkemesine görevsizlik niteliğinde olmak üzere gönderme kararı verilmiştir.
DELİLLER:
Bilirkişi raporu, tanık, hasar dosyası örneği, Çatalca İlçe Emniyet Müdürlüğünün ehliyet tespit yazısı, Çatalca CBS …. sayılı dosyası sureti, sosyal ve ekonomik durum tespit yazıları, SGK hizmet dökümleri ve ödeme belgeleri sureti, SGM kayıtları, Çatalca İlçe Emniyet araç sorgu çıktısı, ticaret sicil kayıtları, araç kayıtları ve tüm dosya kapsamı
GEREKÇE
İş bu dava, trafik kazası neticesinde desteğin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Somut olayda; davacıların çocukları olan destek ….’un sevk ve idaresindeki ….. plaka sayılı aracın 27.02.2013 tarihinde davalı …. Sigortaya ZMMS poliçesi ile sigortalı olan davalı …’ın kullandığı …..plaka sayılı araca arkadan çarparak kaza yaptığı ve destek ….’un hayatını kaybettiği, desteğin alkollü olduğu ve gerek ceza dosyasında ve gerekse de mahkememizce alınan kusura ilişkin raporlarda desteğin %100 oranında tamamen kusurlu olduğu tespit edilmiş ve mahkememizce de bu tespit ve değerlendirmeler yerinde görülerek hükme esas alınmıştır.
Kusur tespiti neticesinde uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK.dan doğan, kusursuz (tehlike) sorumluluğu nedeniyle sürücünün vefatı halinde desteğinden yoksun kalanların tazminat taleplerinde, ölen desteğin müterafik kusurunun tazminattan indirim sebebi teşkil edip etmeyeceği, desteğin kusurunun işleten ve araç ZMSS.ini düzenleyen sigorta şirketini ne şekilde etkileyeceğine ilişkindir.
Konu ile ilgili yasal düzenlemeler gözden geçirildiğinde; 6098 sayılı TBK.nun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği”, TBK. 52/1 maddesinde ” zarar görenin zararı doğuran fiile razı olması veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olması veya tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırması halinde hakim tazminatı indirebileceği veya tamanen kaldırabileceği”, TBK 53/3 maddesinde “ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların” ölüm halinde uğranılan zararlardan bulunduğu, 2918 sayılı KTK 85/1 maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşübbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı”, 2918 sayılı KTK 85/son maddesinde ” işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu”, olduğu, 2918 sayılı KTK 86/2 maddesinde “sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, kazanın oluşumunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse hakimin durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebileceği”, 2918 sayılı KTK 91/1 maddesinde “işletenlerin bu kanununun 85. Maddesinin 1 fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu” bulunduğu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının sigortanın kapsamı başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tamınlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
Destekten yoksunluk tazminatı, ölüm nedeniyle ortaya çıkan, miras hukukundan bağımsız, yansıma yolu ile uğranılan maddi zararın tazmini amacını güden bir taleptir.(… S:46 vd)
Kusursuz sorumlulukta tazminat belirlenirken aksi öngörülmemişse (TBK 49 vd) kusura dayanan sorumluluk hükümlerinin uygulanacağı doktrinde ve yargısal içtihatlarda benimsenmektedir. Tazminatta indirime sebep olan TKB 51, 52 madde hükümleri, kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi teşkil edecektir. (…..- T.Öz Borçlar Hukuk Genel Hükümler S:131, F.Eren Borçlar Hukuku Genel Hükümler S:7, 728, H.Nomer Haksız Fiil Sorumluluğundan maddi tazminatın belirlenmesi S:77),
Sorumluluğun tehlike esasına dayanmasında da müterafik kusurun indirime engel teşkil etmeyeceği, zarar görenin müterafik kusurunun dikkate alınacağı 2918 sayılı yasanın 86/2 maddesinde de açıkça vurgulanmıştır. TBK 52. Maddesinde öngörülen müterafik kusur zarar görenin zararın doğmasına veya artmasına yaptığı katkı olup mağdur, zarar veren şahsın hal ve mevkini ağırlaştırdığı için hakim tazminatı indirmekte veya kaldırmaktadır.
Nitekim, Federal Mahkemede sigorta şirketinin, ölen desteğin kazanın oluşumundaki kusur oranında ödemesi gereken tazminat tutarında indirimi uygulamıştır. Bu noktada destekten yoksunluk tazminatının bağımsız hak niteliğinin, müterafik kusur uygulamasına etkisinin ne olduğu önem kazanmaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatının, destekten intikal eden bir hak olmaması, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin bir davada müterafik kusur nedeniyle tazminatın indirilmesi veya kaldırlmasına engel değildir. Bu açıdan bağımsızlık bulunmamaktadır. BİZZAT ÖLENİN TAZMİNAT TALEP ETMİŞ OLMASI HALİNDE ORTAYA ÇIKACAK HUKUKİ SONUÇTAN DAHA FARKLI BİR DURUM YARATILAMAZ. Desteğin fiil ve davranışları TBK 51, 52 maddesi gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından gözönünde tutulur. (…..S.46)
Destekten yoksun kalma tazminatında müterafik kusurun dikkate alınmasında şu ölçütten hareket edilmelidir. Zarar gören, destek kendisi tazminat talep etme imkanına sahip olsaydı kusuru sebebiyle tazminatta indirim yapılacak idi ise, destek görenler lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılmalıdır. Nasıl ki, desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yolu ile destek görenleri etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıtılması kabul edilmelidir.(Gökyayla S 252)
Diğer taraftan, zarar görenin kusurlu davranışı ile zararın ortaya çıkmasına veya artmasına sebebiyet vermesi halinde tazminat miktarının indirimine sebep olmasının temelinde dürüstlük kuralı bulunmaktadır. Bir kimsenin hem uğradığı zarara veya uğradığı zararın artmasına sebep olması, hem de bunun tamamını bir başkasından istemesi hukuki açıdan doğru değildir. KİŞİNİN KENDİ KUSURUNUN SONUÇLARI BAŞKASININ SIRTINA YÜKLENEMEZ.(Gökyayla S.252 Nomer S.87) Aksinin düşünülmesi dürüstlükle bağdaşmayacağı gibi çelişkili davranış yasağınada girmektedir.
Alman hukukunda BGB 846 hükmü gereği, tehlike sorumluluğundan doğan bir haksız fiil sonucu yaralanan veya ölenin desteğinden yoksun kalan 3.kişilerin, tehlike sorumluluğu esaslarına göre sorumlu olan kişiye karşı yöneltikleri tazminat taleplerinde yaralanan veya ölenin birlikte kusuru dikkate alınmaktadır.
İsviçre Hukukunda desteğin kusurunun, destek görenlerin tazminat alacaklarını olumsuz yönde etkileyebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte, doktrinde tazminat miktarının belirlenmesinde mağdur-desteğin müterafik kusurunun mutlaka dikkate alınacağı kabul edilmektedir.(Oser, Schönenberger, Das Obligationenrecht.Art 1-183)
İsviçre Fedaral Mahkemeside, sigorta şirketinin mevcudiyeti halinde ölen desteğin kusurunun davacı tarafın tazminat miktarında evleviyetle dikkate alınacağını vurgulayarak sigorta yoluyla korumanın söz konusu olduğu hallerde sigorta şirketini genel hukuk normları üzerinde sorumlu tutmanın söz konusu olamayacağını, davalı … şirketinin ölen desteğin müterafik kusuru oranında tazminat talebinden indirim isteyebileceğine hükmetmiştir. (BGE 113 11 328, Prof Dr ….. – Hukuki Müteala)
Desteğin ölümü nedeniyle meydana gelen zararın yansıma yolu ile destek görenleride etkilediği nasıl kabul ediliyorsa desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışlarında aynı şekilde destek görenlere yansıyacağı (Gökyayla S.252, Tekinay-Akman- Burcuoğlu-Altop S.650) Türk Hukukunda genelde kabul görmektedir.
Konunun ZMSS yönünden incelenmesinde de, 2918 sayılı KTK 85/1, 91/1 ve ZMSS Genel Şartlarının A.1 maddesi hükümlerinden de anlaşıldığı üzere sigortacının (ZMSS) sorumluluğuna gidilebilmesi için;
A-Bir sigorta sözleşmesi bulunması,
B-Bir zararın gerçekleşmesi,
C-İşletenin 2918 sayılı KTK 85/1 maddesine göre sorumlu olması gerekmektedir.
Zorunlu trafik sigortasında sigortacının sigorta sözleşmesinin gereği olarak zarar görene karşı sorumluluğundan söz edebilmek için işleten, motorlu aracın işletilmesinden KTK.85/1 maddesine göre (tehlike sorumluluğu) sorumlu olmalıdır. İŞLETENİN SORUMLULUĞUNUN BULUNMADIĞI DURUMDA SİGORTACININ SORUMLULUĞU DA SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. (….- Trafik Kazasından Doğan Hukuk ve Ceza Sorumlulukları 2008 baskı Sayfa 134)
Sorumluluk sigortası türlerinden biri olan Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS.de sigorta ettiren durumunda olan işleten ve onun gibilerin, motorlu araçların neden oldukları zararlardan dolayı kendilerine düşen hukuki sorumluluğu sigortacı belirli limite kadar karşılamakla yükümlü olup, sigortacının sorumluluğu işletenin hukuki sorumluluğu ile eş değerdir. Sigortacı ondan fazlasından sorumlu değildir. Zira bir meblağ sigortası olmayan sorumluluk sigortası sadece olaydan zarar görenlerin gerçek zararlarını giderme ve zarardan sorumlu olan işleten ve onun gibilerin mal varlığındaki bu tazminat ödemesi nedeniyle oluşacak eksilmeyi önleme amacına yönelik bir pasif sigorta türüdür.
Bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlığa dönüldüğünde; davacıların desteğinin meydana gelen trafik kazasında tam kusurlu bulunduğu, yukarıda da açıklandığı üzere tehlike sorumluluğunda tazminatın tayini kusur sorumluluğundaki kuralllara bağlı bulunduğundan TBK 52/1 maddesi uyarınca kusursuz olan davalıların ve ZMMS şirketi olan Euro sigortanın meydana gelen zarardan sorumlu tutulması mümkün olmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.720,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
15/10/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır