Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/954 E. 2019/155 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/954 Esas
KARAR NO : 2019/155

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 21/10/2016-09/01/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 18/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE;Müvekkil şirketin davalı sigortalı …plakalı araç sürücüsünün alkolün tesiri altındayken seep olduğu trafik kazasında, hasara uğrayan ..plakalı araç için müvekkil şirkete yapılan başvuruyu takiben toplam 7.500 TL tazminat ödemesi yapıldığını, davalının maliki bulunduğu …. plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde … adına sigortalı olduğunu, sigortalı araç 28.07.2015 tarihinde alkollü sürücü …. ‘nun sevk ve idaresinde iken, sürücünün 2918 sy. Karayolları Trafik Kanununun madde 84 asli kusur sayılan haller (L Park için ayrılmış yerlerde taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak park edilmiş araçlara çarpma) bendini ihlal ettiğinden asli kusurlu olarak trafik kazasına sebebiyet verdiğini, meydana gelen kazada hasara uğrayan … plakalı araç maliki…. tarafından müvekkil şirket aleyhine hasar tazminatı talebiyle Gördes Asliye Hukuk Mahkemesi ….E. ….K. sayılı dosyası ile hak sahipleri tarafından Gördes İcra Müdürlüğü …. E. no.lu dosyası ile takibe konulması neticesinde müvekkil şirket tarafından İcra Müdürlüğü hesabına 16.08.2016 tarihinde dosya kapsamında toplam 16.524,81-TL tazminat ödendiğini, sürücü ….’nun resmi belge niteliğindeki Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda yasal sınırın üzerinde alkollü olduğu tespit edilmiş ve aynı gün (28.07.2015 ) sınır üstü alkollü araç kullanım nedeniyle ehliyetine el konulduğunu, kazanın oluş şekli, dosyada mübrez deliller,sürücünün yasal sınırın üzerinde alkollü olması kazanın sigortalıya rücu imkanı veren sürücü kusurları neticesinde meydana gelmiş olduğu, hasar tazminatını ödeyen müvekkil şirketin, yasal sınırın üzerinde olduğu ve ehliyetine el konulduğunu, alkollü araç kullanılması esnasında kusurlu olarak sebebiyet verilen zarar nedeniyle, taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesi uyarınca ödediği tazminatı davalı sigortalısına rücu etme hakkına sahip bulunduğundan iş bu davayı talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı …Ş.’nin cevap dilekçesinde ÖZETLE; Trafik kazasına karışan …. plakalı müvekkil şirket adına kayıtlı araç … tarafından trafik ve kasko sigortası ile sigortalandığını, trafik kazası sonucu meydan gelen hasarlardan davacı … sorumlu olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle davacının davasının reddinin gerektiğini, sürücü …. hakkında TCK 179/3. maddesinin yollamasıyla 179/2 maddesinden kamu davası açıldığını, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraati’ne karar verildiğini, alkol dışında başka unsurların olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığını tespiti ile dava konusu olayda trafik kazası sürücünün alkollü olması nedeniyle değil, trafik kurallarının ihlali nedeniyle sonucu meydana geldiğinden davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekilinin dava dilekçesinde ÖZETLE, müvekkili sigorta şirketinin ZMMS sigortalısı olan davalının neden olduğu maddi hasarı trafik kazasından dolayı hasarın ödendiğini ve bunun üzerine alkollü ve asli kusurlu olarak davalının maliki bulunduğu …. plakalı aracın sürücüsü …. olduğunun tespit edildiği kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan trafik sigortası genel şartlarına sigortacı sigorta sözleşmesini kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edilebileceğinden hasar tazminatı ödeyen müvekkil şirketin alkollü araç kullanımı esnasında kazanın meydana gelmesi sebebiyle ödediği tazminatı davalı sigortalısına rücu ederek 7.500,00 TL’nin 29/09/2015 tarihinden itibaren avans faizi birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE, trafik kazasına karışan…. plakalı müvekkili şirket adına kayıtlı …. Tarafından trafik ve kasgo sigortalısı ile sigortalanmış aracın kaza nedeniyle hasardan davacı … şirketinin sorumlu olduğunu sigorta şirketinin sürücünün alkollü olduğuna dair iddianın gerçek dışı olduğunun aynı kazaya ilişkin Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….esas sayılı dosyasından yargılamanın devam ettiğini dosyaların birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….Esas sayılı dosyası, Gördes Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası, … Sigorta Hasar Dosyası, kaza tutanakları, kusur bilirkişi heyetinden alınan heyet raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu esas ve birleşen dava, ZMMS Sigorta Poliçesi kapsamında dava dışı 3. Kişilere ödenen hasar bedelinin sigortalıya rücu talebine ilişkindir.
Somut olayda davacı şirket nezdinde sigortalanan davalı şirkete ait … plakalı aracın sürücü …’nun sevk ve idaresinde iken meydana gelen trafik kazasında ….plakalı aracın ve…. plakalı aracın hasara uğradığı bu hasar dolayısıyla davacı … şirketinin birleşen dosyanın konusu olan 7.500,00 TL ve esas dosyanın konusu olan 16.524,81 TL ödemede bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık sigortacının rücu hakkının doğumu için, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmesinin gerekip gerekmediği, noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK) ’nun 48. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, konu ile ilgili olan “b-2” bendinde “Alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı” kenar başlığı altında; Alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promilin üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır. Konuya ilişkin Sigorta Genel Şartlarının B.4.d maddesinde ise tazminatı gerektiren olayın, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa ödemede bulunan sigortacının sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılması veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği açıklanmıştır.
Gerek KTK’nun 48. maddesinde gerekse taraflar arasındaki akdi ilişkinin koşullarını belirleyen Genel Şartlarda, alkollü araç kullanma halinde alınan alkolün güvenli araç sürme yeteneğini engellemesi halinde, sigortacıya kendi âkidine rücu hakkı tanınmıştır.
Yukarıdaki açıklanan düzenlemelerden anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki Poliçenin Genel Şartlarına göre sigortacının rücu hakkının doğumu için kazanın salt (münhasıran) alkolün etkisiyle meydana gelmiş olması gerekmektedir; tek başına sürücünün alkollü olması sigortacıya rücu hakkı vermez. Aracı sürenin, alkolün tesiri altında olup, güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olması halinde, meydana gelen kazanın sürücünün alkollü oluşunun bir sonucu olması gerekir. Başka bir anlatımla sürücü alkollü olsa da olmasa da kaza meydana gelecektiyse bu durum sigortacının sigortalıya rücu edebilmesi için yeterli bir neden değildir.
Bu kapsamda alkollü araç kullanma sebebiyle oluşan bir rizikoda sigorta tazminatı ödeyen sigortacı kendi sigortalısına rücu ederken TTK 1481. madde uyarınca böyle bir durumun varlığını ispat ile yükümlüdür.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkol oranının her zaman doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla, olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisi ile meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağının kabulü gerekeceği ilkesi benimsenmektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında söz konusu kazanın sırf alkolün etkisi altında meydana geldiği hususunda nörolog bilirkişisinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden rapor alınmış, 05/03/2018 tarihli rapor uyarınca kazanın münhasıran sürücünün alkollü olmasından kaynaklandığı belirtilmiş davalı tarafın itirazı üzerine aynı heyetten ek rapor alınmış ve ek raporda da bilirkişi heyetinin görüşü değişmemiştir. Davalı tarafın tekrar itirazı üzerine 3 kişilik nörolog bilirkişi heyetinden rapor alınmasına dair 8 nolu celsede ara karar oluşturulmuş ancak ihtara rağmen bilirkişi ücreti yatırılmadığından bu hususta yeni bir rapor alınamamıştır.
Mahkememizce gerek kök ve gerek ek rapordaki tespitler yerinde görülmüş ve hükme esas alınmıştır. Buna göre söz konusu kazanın sırf davalı araç sürücüsünün alkollü olması nedeni ile meydana geldiği, dolayısıyla sigorta genel şartlarının 4/d maddesi uyarınca davalının ödenen hasarlardan sorumlu olduğu anlaşılmakla esas davanın kısmen kabulü ile, birleşen davanın da tam kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Esas davanın KISMEN KABULÜ İLE,
16.199,00 TL’nin ödeme tarihi olan 16/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.106,55-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 282,21-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 824,34-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ve 282,21-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 2.200,00.-TL bilirkişi ücreti ve 383,00.-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.583,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın yatırana iadesine,
7-Birleşen davanın KABULÜ İLE,
7.500,00 TL’nin ödeme tarihi olan 29/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 512,33-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 128,09-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 384,24-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ve 128,09-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
10-Davacı tarafından dosyada yapılan 700,00.-TL bilirkişi ücreti ve 106,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 806,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
11-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/02/2019

Katip …
¸E-imzalı

Hakim …
¸E-imzalı