Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/862 E. 2021/990 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/862
KARAR NO : 2021/990

DAVA : Tazminat (Haksız Fiil Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/06/2016
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE:Davacı müvekkilinin 10/06/2014 tarihinde merter’de bulunan işyerinden çıktığını ve evine gitmek üzere otobüs durağına gittiğini, ancak otobüs durağına gittiği esnada ……… numaralı otobüsün kalkış yaptığını gördüğü ve şoföre durmasını rica ettiğini ancak şoförün adeta restleşerek müvekkilini ezme içgüdüsü ile hareket ettiğini, davalı sürücü ……….’un sevk ve idaresindeki …….. plakalı …….. otobüsünün kasıtlı manevra yaparak sadece bir sonraki otobüsü beklememek için araca binmek isteyen müvekkilini tekerleğin altına alarak ayağını ezdiğini, kaza tutanağının hatalı düzenlendiğini ve gerçekleri yansıtmadığını, davalı sürücünün kazada haksız olduğunu ve yalan beyanlarda bulunduğunu, müvekkili davalı sürücünün ayağını ezmesi sebebi ile ciddi bir ameliyat olduğunu, dört ay boyunca ayağına takılan çivilerle yaşadığını, şu anda da müvekkilinin ayağında platin bulunduğunu, kaza sebebi ile ayağındaki sorun düzelmeyen müvekkilinin psikolojik olarak zor günler yaşadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ve alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlendiği aşamada HMK 107 hükmü gereğince taleplerini artırmak ve kesinleştirmek üzere şimdilik müvekkilinin kaza sebebi ile çalışma gücündeki kayıp sebebi ile 50.000,00 TL maddi tazminatın, müvekkilinin iş gücünden yoksun kalması nedeni ile 10.000,00 TL kazanç kaybının, müvekkilin kazadan dolayı yaşamış olduğu acı ve elemin bir nebze olsun giderilmesi bakımından davalılar …….. Müdürlüğü ve ……….’un 75.000,00 TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 10.06.2014’den itibaren bankaların mevduata uyguladıkları en yüksek reeskont faizi ile davalılardan tahsilini ayrıca davacı müvekkilin 10/06/2014-02/03/2015 tarihleri arasında çalışamaması sebebiyle sigorta primleri de yatırılmadığından bu yönüyle de zarara uğradığını ve bu eksik aylara ilişkin sigorta primlerinden şimdilik 3.000,00 TL’nin dönem sonlarından itibaren bankaların mevduata uyguladıkları en yüksek reeskont faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …….. Sigorta A.Ş. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE:Davaya konu …….. plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ………. poliçe numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirket ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği taktirde maddi zarardan sorumluluğunun poliçe azami teminat limitiyle sınırlı olarak söz konusu olabileceğini, kusurun tespitini takiben bu davadaki taleplerle ilgili sigorta konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve taleplerin sigorta poliçesi teminatına girip girmediğinin araştırılması gerektiğini, savcılık dosyasında davacı tarafın %100 kusurlu bulunduğunu, sürekli maluliyet var ise Adli Tıp Kurumu ………. İhtisas Dairesinden rapor alınarak maluliyet olup olmadığı var ise oranının tespitinin gerektiği, çalışma gücü kaybının ve davacının durumunun, tedavi ile giderilecek boyutta olup olmmadığı, sosyo ekonomik durumu, gelir durumu gibi hususların aktüerya raporu alınarak tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin tedavi harcamalarına ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan davacıya rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, maaş bağlanıp bağlanmadığı hususlarının sorulması gerektiğini, davacı yanın temerrüt tarihinden faize hak kazanabileceğini, davacı tarafın reeskont faizi talebinde haksız olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı …….. tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE:İdareleri şoförünün üzücü olayda kusurunun bulunmadığını, davaya konu kaza olayında davacı tarafın hatalı olduğunu ve idareleri şoförünün kazada kusurunun bulunmadığını, trafik kazalarında sosyal güvenlik kurumunun direk sorumluluğu olduğundan tazminatın müvekkili idareden talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı ………. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE:03/11/2014 tarihli Bakırköy CBS’ye sunulan bilirkişi raporunda müvekkiline yönelik olarak kazada kusursuz olduğunun tespit edildiğini, dava konusu kazanın davacının tam kusuru ile durak harici bir noktada …….. otobüsüne binmek istemesinden kaynaklandığını, müvekkilinin kasten ayak ezme düşüncesi ile hareket ettiği iddiasının tamamen asılsız olduğunu, müvekkilinin kusursuzluğunun olay anını gösterir kamera kayıtlarında açıkça ortada olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; 10.06.2014 tarihinde …….. otobüsünün, durak noktası bulunmayan yolda araca binmek isteyen davacıya çarpması üzerine gerçekleşen kaza nedeniyle, davacının geçiçi iş göremezlik, sürekli iş göremezlik kalemlerine ilişkin maddi ve ayrıca manevi tazminat talebine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 49/1. Maddesi ile “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. İşbu maddede belirtildiği üzere, bir haksız fiil sonucu zarara uğrayan kimse, uğradığı zararın tazminini bu haksız fiilden sorumlu olan kimseden veya kimselerden talep edebilir.
Davamız konusu da, haksız fiil neticesinde bedensel zarara uğrayan davacının zararının tazmini talebine ilişkindir. Davalı sürücü ……….’un sevk ve idaresindeki otobüs ile ve kusuruyla davacıyı zarara uğrattığının ispatı halinde, yukarıda belirttiğimiz madde kapsamında ………., davacının zararını gidermekle yükümlü olacaktır.
Diğer davalılar, ……… ile otobüsün Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı ………… Sigorta A.Ş’dir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 85/1 maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bir teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmü ile trafik kazalarından doğan zararlara ilişkin sorumluların kimler olacağı belirlenmiştir. Aynı kanunun 3.maddesinde işleten “İşleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin alan kişidir.” olarak, sürücü ise “Karayolunda motorlu veya motorsuz bir aracı veya taşıtı sevk ve idare eden kişidir.” olarak tanımlanmıştır.
Yukarıdaki maddeler çerçevesinde, ……… işleten sıfatına, ………. ise sürücü sıfatına sahip olmakla, bu maddenin son fıkrasında yer alan “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmü gereğince, ………, davalı sürücü ……….’un kusuru miktarında, davacının zararının tazmininden sorumlu olacaktır.
Motorlu araç işletenler, motorlu araç kazalarında doğabilecek zararların giderilmesini sağlamak amacıyla KTK.nın 91.maddesi uyarınca Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) yaptırmakla yükümlüdür. Davalı ………… Sigorta A.Ş de söz konusu aracın ZMSS sigortacısıdır. Bu kapsamda ………… Sigorta A.Ş, sigorta poliçesinde ve KTK’da belirlenen sorumluluk kalemleri ve poliçedeki maddi limit ile sınırlı olmak üzere, ……….’un kusuru oranında, davacının zararının tazmininden sorumlu olacaktır.
Bu kapsamda uyuşmazlık; söz konusu kazanın gerçekleşmesinde davacı ile davalı araç sürücüsü ……….’un kusur oranlarının ne olduğu, davalı ……… ve ………… Sigortanın söz konusu tazminat taleplerinden sorumlu olup olmadığı ile sorumluluk miktarları, davacının maluliyet oranının ne olduğu, geçiçi ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı ile tazminat taleplerinin yerinde olması halinde hükmedilecek maddi ve manevi tazminat miktarlarının ne olduğu hususlarına ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözüme ulaştırılması kapsamında; davalı sigorta şirketine ait ZMSS poliçesi, hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, davacının SGK kayıtları, davacının ücret bordrosu, davacının geçirdiği tedaviye ilişkin tüm kayıtlar, gerçek kişi tarafların sosyal ve ekonomik durum tespit tutanakları, davacıya ilişkin emsal ücret araştırmasına dair müzekkere cevapları, trafik kazasına ilişkin açılan ceza davası dosyası dosyamız arasına alınmış ve kusur, maluliyet ve tazminat hesapları yönünden bilirkişi raporları alınmıştır.
Bakırköy ……… Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.04.2017 tarihinde kesinleşen gerekçeli kararında, davamız konusu kazanın gerçekleşmesine ilişkin olaylar; sürücünün otobüse binmek için hamle yapan yayayı gördüğünde dikkatli seyretmediği, manevra yapmadan evvel sol tarafı kontrol etmekle birlikte sağ tarafta dönemeç içinde ve yolda bulunan yayanın pozisyonunu dikkate alarak tedbir almadığı, yayanın ise otobüse binmek için yola girdiği sırada aracın seyir durumunu ve manevra yapacağı alanı yeterince kontrol etmediği, toplu taşıma durağı olmayan alanda kontrolsüz şekilde otobüse yaklaşarak otobüse binmek için ısrar ettiği, dönemeç içindeki aracın manevra istikametini ve yakınlık durumunu dikkate almadan hareket ettiği şeklinde kabul edilmiştir.
TBK’nın 50.maddesi uyarınca “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” 52.madde uyarınca ise “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” Bu nedenle, dava konusu olayda öncelikle davalı sürücünün kusurunun mevcut olup olmadığının tespiti ile varsa tarafların kusur oranlarının ne olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkememizce kusur yönünden inceleme yapılmış; alınan 25.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda, kazanın oluşumunda, davalı sürücü ……….’un %25 oranında, davacının ise %75 oranında kusurlu bulunduğu saptanmış, taraf itirazları neticesinde ATK Trafik İhtisas Dairesinden ve uzman heyetten 10/12/2018 tarihli rapor alınmış, söz konusu raporda taraf kusur oranlarının aynı şekilde takdir edildiği ve ceza dosyasında mevcut bilirkişi raporu ve mahkeme kabulü ile ATK raporundaki değerlendirmenin aynı olduğu, olayın gerçekleşmesine ilişkin görüntü kayıtlarının da raporlarla uyumlu olduğu görülmüştür.
Mahkememizce kazanın meydana geliş şeklinin alınan bilirkişi raporları ile birlikte irdelenmesinde; davacı yayayın otobüs durağı bulunmayan kısımda yola inerek, dönemeçte bulunan otobüse binmek istediği, bunda ısrarcı davrandığı, davalı sürücü ……….’un ise aracın yakınında ve yolda bulunan yayayı düşünerek yeterli dikkati göstermeden manevra yaptığı kabul edilmiş ve raporlarda belirlenen kusur oranlarına itibar edilmiştir.
TBK’nın 54.maddesinde haksız fiil neticesinde doğabilecek zararlar; “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri, 2. Kazanç kaybı. 3,Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” olarak belirtilmiştir. Davacı, kaza nedeniyle bedensel zarara uğradığını iddia etmekle, geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik için maddi tazminat talep etmiştir. Bu nedenle davacının zararının doğup doğmadığı ve zararın niteliğinin tespiti, geçici iş göremezlik süresi ile varsa sürekli iş göremezlik (maluliyet) oranının tespiti için bilirkişi raporu alınması gerekmiştir.
Bedensel zararların tespitinin sağlanması kapsamında; davacının geçici ve sürekli işgöremezlik (maluliyet) durumuna ilişkin ATK …….. İhtisas Kurulundan rapor alınmış, sunulan 27/06/2019 tarihli raporda “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri kapsamında davacının %12,2 oranında sürekli maluliyetinin bulunduğu, iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Kaza tarihi 10.06.2014 olduğundan, maluliyet hesaplamalarının kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliklere göre hesaplanması gerektiği yönündeki Yargıtay kararları dikkate alınarak dosya resen ATK ilgili ihtisas dairesine gönderilmiş ve maluliyet hesaplamasının kaza tarihinde yürürlükte olan “Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne göre hesaplanması istenmiştir. ATK’nın 30.12.2020 tarihli raporunda ise Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin yalnızca beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybeden kişiler için ve bu kişilerin malulen emeklilik kriterlerini sağlayıp sağlamadığının tespiti için kullanılabildiği, bu yönetmelik kapsamına göre mahkememizce istenen meslekte kazanma gücü kaybı oranının tespit edilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, 27.06.2019 tarihli rapordaki tespitlere eklenecek bir hususunun mevcut olmadığı belirtilmiştir.
Davalı ………. vekili tarafından, her ne kadar davacıdaki maluliyetin kazadan değil daha önce geçirmiş olduğu sağlık sorunlarından kaynaklandığı ileri sürülmüş ise de, davalının bu yöndeki savunmasını doğrular mahiyette herhangi bir delil gösterilmediği, ATK raporunun da bu yönde bir tespit içermediği görüldüğünden, bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiş ve mahkememizce dosya kapsamına ve mevzuata uygun olarak düzenlenmiş bu rapor hükme esas alınmıştır.
TBK’nın 55.maddesinin “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” hükümleri çerçevesinde, maluliyet oranının ve geçici iş göremezlik süresinin tespiti sonrasında tazminat hesaplamalarını yapmakta uzman aktüerya bilirkişisinden rapor alınması gerekmiştir.
Tazminat hesabı yönünden; dosya aktüerya bilirkişisine gönderilmiş, 26.02.2020 tarihinde alınan bilirkişi raporunun, Anayasa Mahkemesinin …….. E. …….. K. Sayılı ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesinde yer alan ve trafik kazalarındaki tazminat hesaplamasının genel şartlarda belirtilen şekillerde yapılacağına dair hükmün iptali kararı ile Yargıtay ……….. Hukuk Dairesinin tazminat hesaplamalarında dikkate alınacak formüle ilişkin kararlarında değişikliğe gitmesi sebebiyle, yeniden hesaplama yapılması gerektiğinden, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile güncel Yargıtay içtihatları dikkate alınarak düzenlenen 28.05.2021 tarihli rapor alınmıştır.
Davacı vekilince, davacı için emsal ücret araştırmasının usulüne uygun yapılmadığı, davacının tazminat hesabının asgari ücret üzerinden yapılmasının, deneyimi ve halihazırda bildiği diller dikkate alındığında hakkaniyete ve gerçeğe uygun olmayacağı yönündeki itirazları yerinde görüldüğünden, davacı için emsal ücret araştırması yapılmış, gelen müzekkere cevabı kapsamında dosya tekrar aktüerya bilirkişisine gönderilmiş ve 30.09.2021 tarihli rapor alınmıştır.
Sonuç olarak; davacının 10.06.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazası neticesinde % 12,2 oranında malul kalacak şekilde yaralandığı, iyileşme süresinin 6 ay olduğu, davalı ………… Sigorta A.Ş’nin sigorta poliçesi kapsamında, davalı ………’nin işleten ve davalı ……….’un ise sürücü sıfatları ile TBK, TTK ve KTK hükümleri çerçevesinde maddi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları, kazanın oluşumunda davacının % 75, davalı sürücünün ise % 25 oranında kusurlu bulunduğu, alınan aktüer bilirkişi raporuna göre davacının geçici işgöremezlik zararının 406,43 TL, sürekli işgöremezlik (maluliyet) zararının 53.164,44 TL olduğu, tazminat miktarının davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri içerisinde kaldığı anlaşılmış ve davacının maddi tazminat isteminin kabulüne ve davalılardan müştereken ve müteselsilen (ortaklaşa ve birlikte) tahsiline karar verilmiştir.
Davacı, kaza sebebiyle 10.06.2014-02.03.2015 tarihleri arasında çalışamadığını, dolayısıyla bu dönemde sigorta primlerinin yatırılmadığını belirterek, yatırılmayan 3.000-TL eksik prim bedelinin tazminini talep etmiş ve hesaplamalarda bu talebinin dikkate alınmadığını iddia etmiştir. Raporlu olduğu dönemde çalışamayan işçinin SGK primlerinin yatırılması mümkün olmamakla, bu döneme ilişkin olarak SGK tarafından iş göremezlik ödeneği sağlanmakta olup; mevcut bu ödeme TBK.nın 55.maddesi uyarınca mahkememizce hesaplanan geçici iş göremezlik maddi tazminat kaleminden taraf kusuru oranında mahsup edilmektedir. Bu kapsamda, davacının bu talebi, geçici iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat hesabı kapsamında dikkate alınmıştır.
Maddi tazminata işletilecek faiz yönünden; davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvurulduğuna dair dosyada belge mevcut olmadığından, temerrüt tarihi görevsiz mahkemede işbu davanın açıldığı tarih olan 09.06.2016 tarihi olarak kabul edilmiş, diğer davalılar yönünden ise haksız fiile ilişkin genel hükümler doğrultusunda faiz başlangıç tarihi kaza tarihi olan 10.06.2014 olarak belirlenmiştir. Davalı ……… ve ………… Sigorta A.Ş’nin tacir sıfatına haiz olması ile ticari iş karinesi uyarınca, avans faizine hükmedilmesi mümkün olmakla, davacı talebi ile bağlı kalınarak reeskont faizine hükmedilmiştir.
Manevi tazminat yönünden; 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ile haksız fiil sonucu meydana gelen ölüm halinde ölenin yakınlarının da manevi tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir.
Yargıtay kararları kapsamında; hükmedilecek manevi tazminatın, zarara uğrayanda bir huzur hissi, tatmin duygusu yaratması, sadaka niteliği taşımaması, aynı zamanda zarara sebep olan kişiyi daha dikkatli ve özenli davranmaya sevk etmesi yani caydırma etkisine de sahip olması gerekmektedir. Bununla birlikte mahkemenin manevi tazminata ilişkin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşullarını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, paranın satın alma gücünü, tarafların kusur durumunu, olayın ağırlığını, olay tarihini ve bunlara benzer hususları birlikte değerlendirmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen ilkeler, olayın oluş şekli, davalı sürücü ve davacı yayanın kusur durumları, paranın alım gücü, kaza neticesinde ve sonrasında davacının yaşadığı, yaşayacağı üzüntü ve zorluklar, dosyada tedaviye ilişkin fotoğraflarda da görüldüğü üzere yaralanmanın mahiyeti ve tedavinin niteliği ile geçirilen iyileşme sürecinin uzunluğu, bunların yanında davacının mesleğinin uzun süre ayakta durmasını gerektiren tezgahtarlık oluşu ve maluliyetinin ayağında bulunması dikkate alınarak, davacının manevi tazminat talebinin 40.000-TL üzerinden kısmen kabulüne ve manevi tazminatın talep edildiği ……… ve ……….’tan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının MADDİ TAZMİNAT TALEBİNİN KISMEN KABULÜ İLE,
406,43-TL geçici iş göremezlik, 53.164,44-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 53.570,87-TL maddi zararın; davalılar ……… ve ………. yönünden kaza tarihinden itibaren (10.06.2014) ve davalı ……… yönünden reeskont faizi, davalı ………. yönünden ise yasal faizi ile birlikte, davalı ………… Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihinden itibaren (09.06.2016) işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN KISMEN KABULÜ ile,
40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren (15.05.2017) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ……… ve ……….’tan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,

3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.391,82 TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 120,00 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 6.271,82 TL karar harcının 3.590,61 TL’sinin davalılar ……. (………), ………. ve ………… Sigorta A.Ş.’nden, 2.681,20 TL’sinin davalılar …….. ve ……….’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 120,00 TL peşin harcın davalılar …….. , ………. ve ………… Sigorta A.Ş.’nden tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.632,78 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.107,02 TL’sinin davalılar …… , ………. ve ………… Sigorta A.Ş.’nden tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ………. tarafından dosyada yapılan toplam 150,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 48,30 TL’sinin davacıdan alınarak davalı ……… verilmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre MADDİ TAZMİNAT yönünden hesaplanan 7.764,21 TL vekalet ücretinin davalılar ………. ………. ve ………… Sigorta A.Ş.’nden tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen MADDİ TAZMİNAT yönünden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
9-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre MANEVİ TAZMİNAT yönünden hesaplanan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar …….’tan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
10-Davalılar …….. ile ………. kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen MANEVİ TAZMİNAT yönünden hesaplanan 5.250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-Bakiye kalan gider avansının karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalı ………. vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/11/2021
Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ………
¸e-imzalıdır

TASHİH ŞERHİ: Davacı vekilinin 11.11.2021 tarihli dilekçesi ile tashih talebinde bulunduğu, gerekçeli kararın henüz taraflara tebliğ edilmediği ve hükmün ikinci maddesinde yer alan “40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren (15.05.2017) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ……… ve ……….’tan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklindeki kararın, kaza tarihi olarak belirtilen “(15.05.2017)” bölümünde maddi hata yapıldığı anlaşılmakla, bu kısmın “(10.06.2014)” olarak düzeltilmesine ve hükmün bu maddesinin “40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren (10.06.2014) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ……… ve ……….’tan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde TASHİHİNE karar verilmiştir.26.11.2021

Katip …….. Hakim ………
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır