Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/749 E. 2018/1188 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/749 Esas
KARAR NO : 2018/1188

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2016
KARAR TARİHİ : 13/12/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 19/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 09/08/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkiller …, … ve … … …. San. Tic. A.Ş’nin azınlık hisseye sahip olan ortakları olduğu, aslen bir aile şirketi konumunda olan şirketin son yıllarda hakim ortak ve hissedar kkonumunda olan davalılarca keyfi olarak yönetildiğini ve yapılan ticari, örf, adet ve teamüllere aykırı uygulamalar alınan kararlar ve bu kararlara göre yapılan eylemler nedeniyle zarara uğratıldığını, davalılarca şirketin stoklarında bulunan mallar satılarak veya başkaca yollar ile stoktan çıkartılarak ardından yeniden satın alınmış gibi gösterildiği, bu yolla şirket kayıtları ve stokları artırılmakta olduğunu, şirket stoğunda bulunan malların tedarikçisi olan firmalara … …. San. Tic. A.Ş. Tarafından fiyat farkı kesilmekte olduğunu, ardından stokta bulunan ve daha önce satın alınmış olan mallar yeniden ve tekrar satın alınmış gibi fiktif işlem oluşturduğunu, bu durum ise şirketin olmayan stoklarını artırdığını, olmayan mal alımı için kullanılan krediler ile de şirketin zarara uğratıldığını, şirket yöneticilireinini imza sirkülerinde belirtilen münferit işlem yapma likit ve yetkilerinin çok çok üzerinde işlemlere imza atmak suretiyle şirketi denetimsiz ve keyfi olarak yöneterek şirketi ve müvekkilleri zarara uğratıldığını, davalılarca şirkette çalışmakta olan müvekkiller ve diğer aile fertlerinin görevlerine haksız, hukuka aykırı biçimde son verildiğini, davacıların müvekkil şirkette bulunan oda ve çalışma mekanları bilgi, izin ve haberleri olmaksızın boşaltılmış özel eşyaları da içerde bulunan tüm malzemeleri eşyaları zayii edildiğini, davalılarca şirketin yönetim kurulu toplantıları, müvekkillere ve müvekkillerin hisselerini temsilen yönetim kurulunda yer alan üyeye haber verilmeden yapıldığını, davacıların kötü ve basiretsiz yönetimleri yüzünden şirket ortakları aleyhine ceza ve vergi davaları açıldığını belirterek Davalıların yönetimde bulundukları süre içinde kanundan, şirket ana sözleşmesinden doğan yükümlülüklerimi ihlal etmeleri sonucu … …. San. Tic. A.Ş’ye vermiş oldukları maddi zarara karşılık 30.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahisili ile … …. San. Tic. A.Ş’ye verilmesini, davalıların davacı müvekkillere maaşlarını düşük tutma, işten haksız şçıkarma vs sebepleriyle her bir müvekkil için 5.000,00 TL üzerinden verdikleri doğrudan maddi zarara karşılık fazlaya dair talep 15.000,00 TL ‘nin dava tarihi itibari ile ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillere verilmesine, her bir müvekkil için 5.000,00 TL üzerinden 15.000,00 TL manevi tazminatın daha tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahisili ile müvekkillere verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerinden özellikle …’nun şirket yönetim girdiği özellikle 2012 yılından beri şirketin dikkate değer karlılık göstererek ortaklarına yasaya uygun kar dağıtımı yaptığını, müvekkillerin de içinde bulunduğu yönetim kurulunun şirketi uzun yıllardır kimi batı hukuk düzenlerinde “….” olarak adlandırılan ve 6102 sayılı TTK. md. 369’la benimsenen “iş adamı kararı kuralı” olarak adlandırılabilecek prensibe uygun yönettiklerini, müvekkillerinin TTK. 553 md. ve ilgili mevzuat uyarınca sorumluluklarını doğurabilecek kararları bulunmadığını, davacıların dava dilekçesinde somut bir olay belirtmeksizin tamamen sübjektif genel geçer iddialarla müvekkillerden maddi ve manevi tazminat talepli ikame edilen davanın haksız ve hukuka aykırı olduğundan reddi gerektiğini, davadaki taleplerin belirlenebilir olduğundan kısmi veya belirsiz alacak davası olarak yöneltilemeyeceği, dava dilekçesinin HMK md. 119 f. 1 ’e uygun olmadığından davacının taleplerini açıkça ortaya koyması gerektiğini, her bir davacının 5.000 TL. maddi zararının oluştuğu ancak tazminat taleplerinin dayanağının anlaşılamadığını ve huzurdaki davanın hizmet akdinden kaynaklı dava olmadığını, davacıların şirket tarafından ödenmemiş maaşlarının bulunması ve bunların ödenmesi talebinin ayrı bir dava konusu olduğundan davanın husumetten reddi gerektiğini, davalılar şirketin 2009-2014 yılları faaliyet dönemlerine ilişkin tüm olağan genel kurul kararlarında yönetim kurulu üyeliği yaptıkları ilgili her bir faaliyet yılı için ibra edildiklerini, maddi tazminat taleplerinin ancak şirkete karşı ileri sürülebileceğini, şirket tüzel kişiliği ile tesis edilmiş olan iş ilişkisi gibi ilişkiler nedeniyle doğrudan yönetim kurulu üyelerine dava açarak talepte bulunamayacağını, davacılar her ne kadar manevi zararlarının olduğunu iddia etseler de bir kişinin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmeyi ifade eden manevi zarar tazminat talep şartları oluşmadığından davanın bu yönden de reddi gerektiğini, şirket ortaklarının bilgi almasının şirketin işleyişi ve işlerin düzenli olarak yürütülmesi için önem taşıdığını, ortakların usulüne uygun taleplerinin şirket yönetim kurulunca olumlu yanıtlanmış olduğunu, davacıların müvekkillerinin kötü yönetimi sonucu şirket ortak ve yöneticileri aleyhine vergi ve ceza davaları açıldığı iddialarının mesnetsiz olduğunu, 2012 yılında şirket aleyhine düzenlenen vergi cezalarına şirket tarafından zamanında ve gerekli itirazların yapıldığını, belirsiz alacak davası ikame edilemeyeceğinden taleplerin hukuki yarar yokluğundan reddine, dava dilekçesinin HMK’na uygun olmadığından davanın usulden reddine, davacıların şirket tarafından ödenmemiş maaşlarının bulunması ve bunların ayrı bir dava konusu olduğundan davanın husumetten reddine, şirketin 2009-2014 yılları faaliyet dönemlerine ilişkin tüm olağan genel kurullarında yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiğinden davanın bu yönüyle reddine, şirketin tüzel kişiliği ile tesis edilmiş olan iş ilişkisi gibi ilişkiler nedeniyle doğrudan yönetim kurulu üyelerinden maddi tazminat talep edilemeyeceğini, davanın davalı olarak gösterilmeyen yönetim kurulu üyesi …’na da TTK. 557 uyarınca ihbar edilmesine, manevi tazminat şartları oluşmadığından tazminat bedellerinin hukuka uygun yönü bulunmadığını, şirket ortaklarının bilgi alma hakkına ilişkin düzenlemeler uyarınca davacı ortaklardan her birinin buna ilişkin iddiaları işbu dava konusu dışında olduğundan davacıların tüm tazminat taleplerinin bu yönden reddi gerektiğini, dava dilekçesinde şirketin kötü yönetildiğine dair iddiaların delili olarak gösterilen davanın müvekkiller ve şirket lehine sonuçlandığından davacıların iddialarının tamamen asılsız sabit olduğundan haksız ve hukuka aykırı iddialarla ikame edilen davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER
Ticaret sicil kayıtları, sosyo ekonomik durum araştırması yazıları, bilirkişi raporu, tanık ve tüm dosya kapsamı
GEREKÇE
İş bu dava, şirket yöneticisi olan davalıların ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin ihlali iddiası ile açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Somut olayda davacıların dava dışı … …. San Tic. A.Ş’nin ortağı oldukları ve şirket yöneticisi olan davalılar tarafından şirketin kötü yönetilmesi nedeniyle zarara uğratıldığından bahisle maddi ve manevi tazminat talebinde bulundukları, davalılar ise davacı tarafın iddialarını kabul etmediği, faaliyet gösterdikleri 2009 ve 2014 yıllarına ilişkin tüm olağan genel kurullarda ibra edildiklerini bu nedenle davanın reddini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü adına dava dışı şirketin ticari kayıt ve belgeleri üzerinde teknik bilirkişiler eliyle inceleme yapıldığı hükme esas olunan 12.09.2018 tarihli rapor uyarınca; şirketin zarar uğratıldığının tespit edilemediği, şirketin kötü yönetildiğine ilişkin somut bir delile ulaşılamadığı netice olarak şirket olağan genel kurullarınca davalıların ibra edilidiği anlaşılmakla somut olayda tazminat koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Reddine,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 1.024,65-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 988,75-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 11,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.950,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
13/12/2018

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı