Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/576 E. 2018/254 K. 19.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/576 Esas
KARAR NO : 2018/254

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2016
KARAR TARİHİ : 19/03/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 10/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; davalı tarafından müvekkilleri aleyhine cari hesap ilişkisine dayalı olarak icra takibi yapıldığını, karışıklık ve yoğunluk sebebi ile itiraz süresinin kaçırıldığını, sonraki yapılan incelemede davalının gönderdiği ödeme emrindeki tutarın gerçek bedelin çok üzerinde olduğunun farkedildiğini, gerçek borç bedelinin davalının hesabına yatırıldığını belirterek icra dosyası için tedbir uygulanmasını ve borçlu olmadıklarının tespitini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; takip tarihinden sonra icra dosyasına mahsuben yapılan ödemenin müvekkilerinin hesabına değil icra dosyasına yapılması gerektğini, taraflar arasındaki ticari ilişki olduğunu, davacının iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın reddini icra dosyasındaki paranın müvekkilerine ödenmesini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmilini talep etmiştir.vvv
DELİLLER
Bakırköy 8.İcra Dairesinin 2016/6420 esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu,ticari kayıtlar, Hesap hareketleri dökümü, bs ba formları ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava Bakırköy ….icra müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası uyarınca davalı alacaklı …A.Ş. Nin davacı borçlu … A.Ş. Ye yönelik 95.061,05 TL asıl alacak ve 8.121,86 TL işlemiş faiz ollmak üzere toplam 103.182,91 TL tutar üzerinden takip başlattığı ,takibin taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine dayandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı itibari ile taraflar arasında ticari ilişki ve bu kapsamda cari hesap ilişkisi olduğuna ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı taraf iş bu davası ile icra takibinrden sonra yapılan 35.768,32 TL lik ödeme neticesinde borcunun kalmadığını ayrıca takip öncesi temerrüde düşürülmemesi nedeni ile talep edilen işlemiş faizinde talep edilemeyeceğini beyanla söz konusu takip dosyası dolayısıyla borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü adına tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapıldığı , buna göre davacı ticari defterleri uyarınca 01.09.2015 tarihi itibari ile davacının davalı tarafa 35.768,32 TL borcunun bulunduğu ve bu borcun takip tarihinden sonra … Bankası dekontu uyarınca 01.06.2016 tarihinde davalı tarafa ödendiği dolayısı ile davacı ticari defterleri uyarınca davacının davalıya borcunun bulunmadığı ;davalı ticari defterleri uyarınca takip tarihi itibari ile davalının davacıdan alacağının 95.061,05 TL olduğu, takipten sonra davacı tarafından yapılan ödeme düştükten sonra 01.06.2016 tarihi itibari ile davalının davacı taraftan 59.292,73 TL alacağı bulunduğu tespit edilmiştir. Buna göre davacı ve davalı ticari defterleri arasında toplam 59.292,73 TL lik fark oluştuğu, bu farkın davacı tarafından düzenlenen ve davalı kayıtlarında yer almayan 21.03.2014 tarihli 48.179,40 TL lik iade faturası, 03.11.2014 tarihli 295 TL ,1.168,20 TL ve 873,20 TL ile 17.12.2014 tarihli 472 TL lik toplam 2.808,40 TL lik 4 adet satış faturasından ve davalı tarafından düzenlenen davacı kayıtlarında yer almayan 14.03.2014 tarihli 129,80 TL bedelli ve 02.04.2014 tarihli 305,62 TL olmak üzere toplam 435,42 TL lik satış faturası ve 04.02.2015 tarihli 7.869,49 TL lik satış iade faturasından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Hesap farklılığına sebep olan faturaların yapılan inceleme ve değerlelndirilmesi neticesinde ; 21.03.2014 tarihli 48.179,40 TL lik iade faturasının davacı tarafından düzenlendiği ve bu faturanın altında SGK kaydı uyarınca davalı çalışanı olduğu sabit olan … imzasının bulunduğu, ancak davalı taraf bu faturaya iade ettiğini buna ilişkin olduğunu iddia ettiği posta dökümünü dosyaya sunduğu anlaşılmıştır. Söz konusu posta evrakının yapılan incelemesinde evrak üzerine herhangi bir şerh düşülmediği posta evrakından davacıya gönderilenin iade faturası olduğu anlaşılamadığı ,dolayısı ile davacı tarafın iade faturasını davacıya gönderdiğini ispat edemediği bu konuda yazılı belgede dosyaya sunamadığı anlaşıldığından mahkememizce davacı tarafınan düzenlenen davalı kayıtlarında yer almayan bu iade faturası geçerli kabul edilmiştir. Davalı taraf bu konuda açıkca yemin deliline dayanmadığından bu faturaya ilişkin davalı tarafa yemin teklifi yapılmamıştır.
Yine davacı yanca düzenlenen 03.11.2014 tarihli 295 TL bedelli, 1.168,20 TL bedelli, 873,20 TL bedelli ve 17.12.2014 tarihli 472 TL bedelli toplam 2.808,40 TL lik 4 adet satış faturalarının davalı kayıtlarında yer almadığı faturaların teslim alan kısmının imzasız bulunduğu dolayısı ile teslim hususunun davacı yanca ispatının gerektiği ancak davacı tarafın bu konuda yazılı belge dosyaya sunamadığı gibi bu hususta açıkca yemin deliline dayanmadığından yemin teklifininde yapılamadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda söz konusu toplam 2.808,40 TL lik 4 adet satış faturasının davalı tarafa teslimi hususu ispatlanamadığından 4 adet fatura mahkememizce kabul edilmemiştir.
Davalı yanca düzenlenen 14.03.2014 tarihli 129,80 TL bedelli ve 02.04.2014 tarihli 305,62 TL olmak üzere toplam 435,42 TL lik satış faturalarının davacı kayıtlarında yer almadığı, 129,80 TL lik faturanın altında… isminin yazılı olduğu ve imza atıldığı ancak SGK kayıtları uyarınca davacının böyle bir çalışanının bulunmadığı ,bu konuda davacı şirket temsilcisinin beyanına başvurulduğu, isticvap beyanında …isminde bir çalışanlarının olmadığını beyan ettiği dolayısı ile bu faturanın davacı tarafa teslimi hususunun ispata muhtaç olduğu ispat külfeti kendisinde olan davalı tarafın bu konuda yazılı belge dosyaya sunamadığı anlaşılmıştır. 305,62 TL lik faturanın ise altında imza bulunmadığı ,irsaliyesininde bulunmadığı ve davalı tarafın teslimine ilişkin başkaca yazılı belgede dosyaya sunamadığı anlaşılmıştır. Bu iki faturaya ilişkin ispat külfeti kendisinde olan davalı tarafın açıkca yemin deliline dayanmadığından yemin teklifininde yapılamadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla mahkememizce davalı tarafınan düzenlenen bu faturalar geçerli kabul edilmemiştir.
Davalı tarafından düzenlenen 04.02.2015 tarihli 7.869,49 TL ‘nin satış iade faturasının davacı kayıtlarında yer almadığı ,bu faturaların irsaliyesinin altında… ve… imzalarının bulunduğu SGK kayıtları uyarınca …’ın davacı çalışanı olduğu ve davacı şirket temsilcisi isticvap beyanında … isminde çalışanları olduğunu doğruladığı ,buna göre davalı tarafın bu faturaya ilişkin teslim hususunun ispat ettiği, davacı tarafın ise bu faturayı iade ettiğine ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunamadığı anlaşılmakla mahkememizce davalı tarafından düzenlenen iş bu fatura geçerli kabul edilmiş ve hesaplamada dikkate alınmıştır.
Bu açıklamalar ışığında her ne kadar uyuşmazlığın çözümü adına bilirkişi marifeti ile hesaplama yapılmış ise de bilirkişi hesaplamada hataya düştüğünden mahkememizce yukarıda yapılan değerlendirmeler uyarınca resen hesaplama yapmıştır. Buna göre taraflar arasındaki hesap farklılığının 59.292,73 TL olduğu , mahkememizce geçerli kabul edilen davacı tarafından düzenlenen 48.179,40 TL lik iade faturasının bu miktardan düşümü neticesinde geriye 11.113,33 TL lik fark kaldığı, davalı yanca düzenlenen toplam 435,42 TL lik ispatlanamayan 2 adet faturanın bu miktardan düşümü neticesinde geriye 10.677,91 TL kaldığı anlaşılmıştır. Davalı yanca düzenlenen ve davacıya teslimi ispat edilen 7.769,49 TL lik fatura davalı tarafından düzenlendiğinden ve 10.677,91 TL içinde kaldığından ayrıca hesaba katılmamıştır. 2.808,40 TL lik 4 adet fatura ise mahkememizce geçerli kabul edilmediğinden 10.677,91 TL den düşülmemiştir. Neticeten davacı kayıtlarından farklı olarak davalının davacıdan 10.677,91 TL daha alacağının bulunduğu anlaşılmış yapılan ödemede eklendiğinde (10.677,91 + 35.768,32) takih tarihi itibari ile davalının davacıdan cari hesap alacağının 46.446,21 TL olduğu hesaplanmıştır.
Dolayısıyla davacının takihp talebinde talep edilen toplam 95.061,05 TL lik asıl alacağın 48.414,84 TL sinden borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Davalı taraf her ne kadar takip talebinde işlemiş faiz talep etmiş ise de takip öncesinde davacı taraf temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı dolayısıyla davacı tarafın takihp talebinde talep edilen 8.121,86 TL lik işlemiş faiz yönündende borçlu olmadığının tespitine dair karar vermek gerekmiştir.
Buna göre söz konusu takibe 46.446,1 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren talep gereği yasal faiz uygulanmak suretiyle devam edilmesi, söz konusu 35.768,32 TL lik ödemenin takipten sonra yapılmış olması nedeni ile bu ödemenin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına konu 95.061,05 TL asıl alacak ve 8.121,86 TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 103.182,91 TL’nin takip tarihi itibariyle 48.614,84 TL asıl alacak ve 8.121,86 TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 56.736,70 TL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine,
Takip tarihi itibariyle menfi tespitten hükmedileceğinden takip tarihinden sonra ödenen 35.768,32 TL’nin infazda değerlendirilmesine,
Fazlaya ilişkin 46.446,21 TL’lik talebin REDDİNE,(bahse konu icra takibinin bu miktar üzerinden devamına),
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.875,68.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.762,11.-TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 2.113,57.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ve 1.762,11.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 222,80.-TL posta gideri ve 750,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 972,80.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 534,91.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 28,00.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 12,60.-TL’sının davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.591,04.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.459,08.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
. 19/03/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır