Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/498 E. 2020/412 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/498 Esas
KARAR NO : 2020/412

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/05/2016
KARAR TARİHİ : 17/07/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 30/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilerinin özel hava yolu şirketi olduğunu, davalı tarafın müvekkilerine ait uçaklarla uçuş yaptığını, bu uçuşta Dışişleri Bakanı ile heyetinin uçuş yaptığını, davalıya fatura kesildiğini, davalının borcunu ödemediğini açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Yetkiye itiraz ettiklerini, dava konusu uçuşun gecikmeli yapıldığını, Dışişleri Bakanlığınca şirketlerine ceza kesildiğini, ayrıca bir daha Dışişleri Bakanlığına bu aksamadan dolayı hizmet veremediklerini, ticari itibarlarının zedelendiğini ve kazanç kaybı yaşadıklarını, davacının hatasını kabul edip ödeme almayacağını belirttiğini, belirterek davanın reddini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşıma sözleşmesi uyarınca davacının davalıdan alacaklı olduğundan bahisle başlattığı icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalının davacı şirkete ait uçakla Dışişleri Bakanlığı için 27/07/2015 tarihinde havayolu yolcu taşıma işini yaptığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalı cevabında, söz konusu uçuşta gecikme yaşandığını, bu nedenle Dışişleri Bakanlığı tarafından kendilerine 10.000,00 Euro ceza kesildiğini, bu gecikme nedeniyle ticari itibarlarının zedelendiğini ve Dışişleri Bakanlığının kendilerinden bir daha uçuş hizmeti almadığını, bu uçuşla ilgili olarak 55.000 Euronun fahiş olduğunu ve bu bedelle anlaşma yapıldığını davacının ispat etmek zorunda olduğunu savunmuştur.
Davacı şirketin OHAL tedbirleri kapsamında İstanbul Defterdarlığına devredildiği, TMSF’nin şirkete kayyım olarak atandığı ancak davacı şirketin fondan bağımsız tüzel kişiliğinin devam ettiği, dava takibinden davacı şirketin sorumlu olduğu mahkememizce İstanbul Defterdarlığına ve TMSF’ye yazılan müzekkereler neticesinde anlaşılmış, davacı vekilinin de vekillikten istifasının akabinde TMSF tarafından yetkilendirilmiş bulunan …..’nin şirket yetkisi sıfatı ile vekaletname verdiği avukat tarafından dosyanın takip edildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bu surette öncelikle davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından talimat yoluyla aldırılan 04/04/2018 tarihli SMMM bilirkişisi raporunda özetle; davalının ticari defterlerinde davacının takip konusu yapmış olduğu 31/07/2015 tarihli …. numaralı 164.813,00 TL tutarındaki faturanın kayıtlı olduğu, davalının davacıya takip tarihi itibariyle 155.671,61 TL borçlu olduğu, takipten ve dava tarihinden sonra 27/05/2016 tarihinde …. numaralı fatura ile 32.966,00 TL yurtdışı satış geliri olarak fatura düzenlendiği, neticeten davalının davacıya 122.705,61 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Akabinde davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenerek davalı tarafın kayıtları ile karşılaştırılması için davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya sunulan 12/12/2018 tarihli SMMM bilirkişisinin raporunda özetle; davacı taraf ticari defter kayıtlarında takip ve dava tarihi itibariyle davalı taraftan 170.001,60 TL karşılığı 53.500,00 Euro alacaklı görüldüğü, taraflar arasındaki cari hesap farkının Euro üzerinden değerlendirildiğinde, 30/05/2016 tarih …. nolu 32.966,00 TL miktarlı faturadan kaynaklandığı, söz konusu faturanın davacı tarafa teslimi hususunda dava dosyasında herhangi bir belgenin yer almadığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz üzerine ve görülen lüzum üzerine mahkememizce bir SMMM ve bir nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş, dosyaya sunulan iki kişilik bilirkişi heyetinin 07/04/2019 tarihli raporunda özetle; takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinde davacının 53.500 Euro alacaklı, davalının 53.500 Euro borçlu olduğunun görüldüğü bildirilmiştir.
Aynı bilirkişi heyetinden faize hesabına ilişkin 02/03/2020 havale tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davalının davacı taraftan aldığı hizmet nedeni ile düzenlenen ve icra takibine konu yapılan faturayı kendi ticari defterlerine kaydettiği, dolayısıyla davacının verilen hizmetin bedelini kabul ettiği, faturaya itirazda bulunmaksızın kendi defterlerine kaydeden davalının “faturaya yer alan bedelin fahiş olduğu ve bu bedelle anlaşma yapıldığını davacının ispat etmek zorunda olduğu” yönündeki savunmasına itibar edilmeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafça dava tarihinden sonra 27/05/2016 tarihinde …. numaralı fatura ile 32.966,00 TL yurtdışı satış geliri olarak fatura düzenlendiği, bu faturanın sadece davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup davacı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı ve faturanın davacı yana tebliğ edildiğine dair bir delil sunulmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki taşıma hizmetinin görülmesinde gecikme yaşandığı ve bundan dolayı Dışişleri Bakanlığı tarafından davalı tarafa 10.000 Euro ceza kesildiği, davalı tarafın bu gecikmenin davacıdan kaynaklandığını ileri sürerek söz konusu 10.000 Euroluk cezayı davacıya yansıtarak 32.966,00 TL’lik faturayı düzenleyerek kendi defterine kaydettiği anlaşılmıştır. Söz konusu bu fatura davacı taraf defterlerinde kayıtlı değildir. Bu minvalde, söz konusu cezanın davacı tarafa yansıtılmasının gerekip gerekmediğinin tartışılması gerekmektedir. Davalı tarafça, söz konusu gecikmede davacı şirketin kusur ve sorumluluğunun bulunduğu yönünde dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı gibi, dava dilekçesi ekinde sunulan ve davalının Dışişleri Bakanlığına hitaben yazdığı 29/07/2015 tarihli yazıda “… meydanı bizim veya Tarkim firmasının müdahale etmesine imkan vermeyecek şekilde daha geç bir kalkış saati tahsis etmesinde İrka olarak herhangi bir suçumuz veya müdahalemiz maalesef söz konusu değildir…” şeklinde yazıldığı, bu yazıda da davalı tarafın söz konusu gecikmede kendi kusurları bulunmadığı gibi davacı tarafın da kusurunun bulunmadığını kabul ettiği görülmüştür. Kaldı ki, davalı tarafça düzenlenen bu faturanın takipten önce düzenlenmeyip icra takibinden ve hatta dava tarihinden sonra düzenlenmiş olması da hayatın olağan akışına aykırı düşmüştür. Dolayısıyla davalı tarafın söz konusu 10.000 Euro cezayı davacı tarafa yansıtması doğru olmayıp, söz konusu gecikmede davacı tarafın kusurlu bulunduğu ispatlanamadığından davalı tarafın söz konusu gecikme nedeni ile ticari itibarlarının zedelendiğinden ve Dışişleri Bakanlığının kendilerinden bir daha uçuş hizmeti almadığından bahisle borçları bulunmadığı yönündeki savunmalarına da itibar edilmemiş, netice itibariyle her iki tarafın da ticari defterlerinde yer alan 53.500,00 Euro’luk faturadan dolayı davacının davalıdan alacağı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
İcra takibi ile istenilen faiz yönünden yapılan değerlendirmede; 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık Euro hesaplarına uyguladıkları en yüksek faizin uygulanması gerekeceği, faiz başlangıcının temerrüt tarihi olması gerektiği, davacı tarafça davalı tarafa ihtarname keşide edilerek borcun ödemesi konusunda 3 günlük süre verildiği, ihtarnamenin 11/09/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmakla temerrüt tarihi 14/09/2015 tarihi olarak kabul edilmiştir. Mahkememizce iki ayrı devlet bankasına müzekkere yazılarak temerrüt tarihi ile takip tarihi arasındaki 1 yıllık Euro hesaplarına uygulanan en yüksek faiz oranı sorulmuş, verilen cevaplara göre Ziraat Bankası tarafından yüksek faiz uygulandığı anlaşılmış ve işlemiş faizler dönem dönem mahkememizce şu şekilde hesap edilmiştir:
Dönem: En yüksek faiz: İşleyen faiz meblağı:
14/09/2015-14/10/2015 % 2,7 91,02 Euro
14/10/2015-14/11/2015 % 2,10 95,42 Euro
14/11/2015-14/01/2016 % 2,00 178,82 Euro
14/01/2016-04/02/2016 % 1,95 60,02 Euro
+_______
425,28 Euro
Bu şekilde yapılan hesaplamaya göre davacının davalıdan 425,28 Euro işlemiş faiz alacağı bulunduğu anlaşılmakla faiz yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının itirazında haksız çıkması ve alacağı likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmiş ve netice itibariyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile
Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 53.500 Euro asıl alacak ve 425,28 Euro işlemiş faiz üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
53.500,00 asıl alacağa takipten itibaren 3095 sayılı kanun 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık Euro hesaplarına uyguladıkları en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin davalının itirazında haksız çıkması ve alacağının likit olması nedeni ile kabulü ile 53.500 euro asıl alacağın takip tarihindeki TCMB satış kuru üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminhatı olan 34.917,31 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 12.409,80.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 2.330,36.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 922,52.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 9.156,92.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ve 2.330,36.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 4.509,40.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 4.300,86 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 21.166,82.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
17/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır