Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/394 E. 2020/200 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/394 Esas
KARAR NO : 2020/200

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/04/2016
KARAR TARİHİ : 25/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalılar …, … ve …, müvekkilin ortağı bulunduğu İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sayısında kayıtlı “… Tekstil Örme Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” ortağı ve yetkilisi olduğunu, bahsi geçen şirketinin bir aile şirketi olmasına rağmen azınlık paylan bulunan müvekkiller şirketten dışlanarak kayıtları inceleme, denetleme ve bilgi alma haklan engellendiğini, hatta 2009’dan beri yapılmış olması gereken Genel Kurul dahil hiçbir toplantılardan haber verilmediğini, şirket hakkında hiçbir bilgi de verilmediğini, bahsi geçen davalı şirket 2009 yılından beri de kar dağıtmadığını, davalı tarafın yönettiği şirketin kötü yönetilip yönetilmediği, suistimal yapılıp yapılmadığı, kredilerin yerinde kullanılıp kullanılmadığı, kredi kullanımın gerekli olup olmadığı, kasada kayıtlarda gözüken paranın var olup olmadığı, dolayısıyla zarar ve suistimaller varsa miktarının , sorumluların ve verilen zarafın tespitinin talep edildiğini, Davanın kabulüne, davalıların yönettiği şirket sebebiyle zarara sebebiyet verip vermediğinin tespiti ile sorumlular ve sorumluluk oranlarının tespitine ve verilen zararın tespitine, sorumluların verdiği zarardan itibaren ticari faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 12.05.2016 havale tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE;Öncelikle davacının dilekçesinde belirttiği şekilde …. Tekstil Örme San ve Tic A.Ş.’nn kötü yönetilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacının da dilekçesinde kendisiyle çelişerek, hem şirketin kötü yönetildiğini, hem de şirketin krediye ihtiyacı olmadığını ve uzun süredir karlı gözüktüğünü ve kar dağıtımı yapılması gerektiğinden bahsetmesinin ayrı bir çelişki olması, bu husus dahi, işbu davanın tamamen kötü niyetli olarak açıldığının göstergesi olduğunu, şirketin kötü yönetilmesinde gerçekte, davacının eşi ….’ün daha evvel işbu şirketi 2008 yılma kadar şirket ortağı ve yetkilisi olarak yönetirken, şirketi ciddi zarara uğratması, elde edilen gelirleri kendi yararına kullanması, şirketin paraların ile şahsına lehine menfaatler temin etmesi ve yaptığı olumsuz tasarruflar nedeni ile şirketi o dönemde gerçekten de enkaza çevirmesiyle alakalı olduğunu, bu sebeplerde dolayı çok sayıda davalar açıldığını ve şirketi kötü yöneten …’ün şirketten uzaklaştırıldığını, şirket ortaklan aile fertlerinden oluştuğu için de , diğer ortaklar, işbu davacıya manevide olsa zarar gelmemesi açısından dikkatli davrandığını, ancak davacı ve eşi sürekli olarak müvekkilleri zor durumda bırakmaya çalıştığını, hatta davacının da annesinin de oturduğu evle ilgili izalei şuyu davası açarak, annelerini de derdinden çöküntüye uğrattıklannı, bu arada, şirket ve diğer şirket ortaklannca açılan davalar da, İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E.Sayılı dosya ile kazanıldığını, davacının eşi ….’ün şirket fesih için açtığı dava ise , İstanbul … Ticaret … E.Sayılı dosyanın reddedildiğini, davacının eşi …., şirket ortaklıklanndan …’ı şirkete gelerek yaralamaktan dolayı da Bakırköy …. Asliye Ceza …. E.Sayılı dosyadan ceza aldığını, gerçekte olmadığını düşünülen bir borç ihdas etmek suretiyle alacaklı …’ya icra takibi yaptırarak İstanbul …. İcra …. E.Sayılı takip açıldığını ve bu dosyadan … ve hisse hacizleri göndererek şirketi zorlamaya çalıştığını, bu takibe karşı İstanbul …. İcra Ceza …. E.Sayılı dosyadan İİK. 331 gereğince ceza davası açıldığını ve halen derbest olduğunu, son olarak da işbu davanın açılmasından hemen önce müvekkillerin aleyhine aynı davacı ve eşi …. tarafından Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi …. E.Sayılı dosyalanyla şirketin kötü yönetildiği iddiasıyla ve dava dışı …. Tekstil Örme San ve Tic A.Ş.’nin feshi davası ve İstanbul …. Ticaret Mahkemesi … E.Sayılı dava ile de yine müvekkillerin yetkilisi oldukları …. Çorap ve Tekstil Örme San Tic Ltd Şti’nin feshi davası açtıklarını, şirketin kreditesini de, bankalar açısından sorunlu ve kuşkulu hale getirmeye de çalıştığını, işbu davalar her ne kadar ticari bir dava gibi gözükmekte ise de, sadece kin duygusu ile açıldığını, kötü niyetli bir dava olduğunu, şirketi asıl zor durumda bırakan ise davacının eşi …. olduğunu, … 2008 yılına kadar yaptığı yöneticilik sırasında, yaptığı zarar verici işlemlerle şirketi zarara soktuğunu, bu sebeplerle de söz konusu dönemde şirket zararda olduğundan kar dağıtımı yapılamadığını, davacının eşi ….’ün şirket ortağı olduğu dönemde yapılan sermaye artışı sebebiyle şirkete borcu mevcut olup, söz konusu borcun da halen ödenmediğini, davacının eşi dışındaki şirket yöneticileri de genel kurulda ibra edildiğini, bu nedenle haksız ve şirket menfaatine aykın işlem yapan davacının, aslında taraf sıfatı dahi olmadığını haksızlığı nedeni ile işbu davanın reddi gerektiğini, davacının Genel Kurul Toplantıları yapılmadığı ve çağnlann yapılmadığı iddiası gerçekleri yansıtmadığını, şirketçe genel kurul yapıldığını, davacıya usulüne uygun çağrılar çıkartıldığını, işbu hususların tamamı ticari sicil kayıtları ile de sabit olduğunu, davacı tarafın bu yoldaki iddialannın tarafça kabulünün mümkün olmadığını, işbu haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
İstanbul Ticaret Odası sicil kayıtları, İstanbul Bahçelievler Belediye Başkanlığı yazı cevabı, ….bank Banka kayıtları, ….Bankası kayıtları, …. bank kayıtları, … Bankası kayıtları, …. kayıtları, …. vergi dairesi yazı cevabı, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, Bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, TTK 553 uyarınca şirket yöneticisinin sorumluluğunun tespiti ve tazminat talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davacının ortağı olduğu …. Tekstil Örme Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin yönetim kurulu üyeleri olan davalıların kötü yönetiminden kaynaklı zarara sebebiyet verip vermediği, genel kurul toplantılarına çağrının usulsüz olup olmadığı ve kar dağıtımı yapılıp yapılmadığının tespiti ile sorumlular ve sorumluluk oranlarının tespiti ile verilen zararın sorumlulardan tazmini talebinden ibarettir.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü adına tarafların göstermiş olduğu tanıkların beyanına başvurulmuş ve tarafların sunmuşu olduğu kayıtlar ve dava dışı şirketin ticari kayıt ve belgeleri üzerinde teknik bilirkişiler eliyle incelemeler yaptırılmış ve bu konuda hazırlanan kök ve ek raporlar dosya arasına alınmıştır.
Dava dışı …. Tekstil Örme Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin ticaret sicil kayıtları uyarınca; davacı …’ün şirketin kurucu ortaklarından olduğu, şirketin ana sözleşme tescil tarihinin 02/08/1978 olduğu, sermayesinin 500.000,00-TL olduğu, şirketin mevcut yönetim kurulu üyelerinin davalılar … (YK başkanı), … (YK Bşk Yrd) ve … (YK Üye) olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafından hükmedilecek tazminatın şirkete ödenmesi talebi açık olarak ifade edilmese de hukuki niteliği itibarıyla pay sahiplerinin dolayısıyla zararına istinaden açılmış bir sorumluluk davasıdır. Zira davacı, doğrudan zarara uğradığına dair bir iddia ileri sürmeyip kötü yönetime dayalı olarak şirketin zararının tespitini talep etmektedirler. Şirketin doğrudan zararı ortaklar tarafından da talep edilebilir, ancak bu durumda hükmedilecek tazminatın davacı ortağa değil dava dışı şirkete ödenmesine hükmedilir. Dolayısıyla davacının zarar gören ortak sıfatıyla şirketin uğradığı zararın tazminini talep etmek üzere dava açma ehliyetleri bulunmaktadır.
TTK yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna tabi olacak kimseleri belirlediği 553. maddesinde “kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları” ifadesini kullanmıştır. Limited şirketlerde müdürler şirketin idare ve temsile yetkili organı sıfatıyla sorumluluk hükümlerine tabidirler. Somut olayda iddia edilen sorumluluk dönemine ilişkin olarak dava dışı …. Tekstil Örme Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin genel kurul kararları gereği yönetim kurulu üyeleri olarak davalılar tayin edilmiş olduğundan, kendilerine pasif husumet yöneltilmesi mümkündür.
Bu açıklamlar ışığında, iş bu davada TTK md. 553 vd. hükümleri uyarınca aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Esas yönünden yapılan inceleme değerlendirme uyarınca; BK md. 49 ve 114/2 uyarınca davalı yöneticilerin hukuki sorumluluğunun doğması için dört şartın gerçekleşmesi gerekir. Bunlar, zarar, hukuka aykırılık, kusur ve illiyet bağıdır. Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ile amaçlanan, zarar verene isnat edilebilecek ve onun hukuk düzenince onaylanmayan bir davranışından kaynaklanan zararın giderilmesidir. Sorumluluğu düzenleyen TTK’mn 553. maddesine göre yönetim kurulu üyeleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Bu hüküm uyarınca yönetim kurulu üyelerinin TTK’na istinaden hukuki sorumluluklarına hükmedilebilmesi için zarar, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılık, kusur ve illiyet bağı koşullannın gerçekleşmiş olması gerekir.
Bu tespitler ışığında davacı tarafın iddiaları göz önünde bulundurularak somut olayda dava dışı …. Tekstil Örme Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin 2012-2016 yılları arasındaki ticari defterlerinin lehine delil niteliği bulunduğu, şirketin gerek 2005-2008 yılları arasındaki dönemde gerekse 2009-2016 yılları arasındaki dönemde finansal anlamda sıkıntılı durumda olduğu, şirketin 2008 yılında büyük zararla sonuçlandırdığı faaliyet dönemi sonrasında sermayesini tamamen kaybettiği kaydi olarak borca batık konuma geldiği, 2008 yılından sonrada sıkıntılı durumun devam ettiği, şirketin 2005 yılından itibaren özellikle faaliyet giderleri yüksek olup, bu durum faaliyetlerinden dahi kar edemez olduğunu gösterdiği, davacı … tarafından sermaye taahhüdünün bir kısmının yerine getirilmediği de tespit edilmiştir. Bu tespitler ışığında şirketin 2005 yılından itibaren zararda olması nedeniyle davalı şirket yetkililerinin kusurundan kaynaklanan bir zarara ilişkin teknik bilirkişiler eliyle bir tespitin yapılamadığı, şirketin finansal anlamda sıkıntılarının davalıların yönetimde olduğu döneme özgü olmayıp daha önceki yıllardan kaynaklandığı, davalılara söz konusu zarar dolayısıyla atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, bu durumda şirket zarar etmiş olmakla birlikte, söz konusu zarardan davalıların kanuna veya esas sözleşmeye aykırı davranışlarına ve kusuruna rastlanmadığı tespit edilmiştir.
Usulüne uygun olarak genel kurullara davet edilmediği iddiasına ilişkin yapılan değerlendirme de; şirketin 2003-2014 yılları olağan genel kurul toplantılarının yapıldığı, toplantı çağrı usullerinden Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan yayınlandığı, aynca TTGS kayıtlanna göre toplantıyı bazı ortaklara elden yazı ile bazı ortaklara ise taahütlü mektupla bildirim yapıldığı belirtilmiş olduğu, davacı …’e taahhütlü mektupla gönderilmek istendiği, ancak adres değişikliğinden dolayı teslim edilemeyip, göndericiye geri iade edildiği, dolayısıyla genel kurula çağrıda da bir usulsüzlük tespit edilememiştir.
Bu açıklamlar ışığında davalı yöneticilerin 6102 sayılı TTK.m.553 hükmü yönünden sorumlu tutulabilmeleri için gerekli kanuni ve akdi şartların oluşmadığı takdir ve sonucuna varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan harçtan mahsubu ile fazla yatan harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/02/2020

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı