Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/341 E. 2019/1070 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/341 Esas
KARAR NO : 2019/1070

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2016
KARAR TARİHİ : 14/11/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ: 21/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE;Müvekkilin, medikal tıbbi cihaz ve aletler konusunda faaliyet gösteren bir şirket olup ….. ürünleri alanında da 2014 yılına kadar farklı firmaların yanı sıra davalı şirketin bayiliğini yaptığını, davalının Denizli’de bulunan …… Hastanesi’ nin ….. ihale numaralı Cerrahi El Aletleri Alımı ihalesine katılacak olmasından ötürü, Ege bölgesi ve Denizli hastaneleri nezdinde referans ve ticari itibarı çok yüksek olan davacı şirketin ihaleye hazırlık süreci içinde kendisine danışmanlık, tanıtım ve ihale hazırlık sürecinin takibi konularında hizmet vermesini talep ettiğini, davalının davacı şirketin verdiği hizmetin katkısı ile söz konusu ihaleyi kazandığını, davacı ile davalı arasındaki bu ticari ilişki süreci sonunda, davacı tarafından 03.12.2015 tarihli …. no.lu KDV dahil 472.000,00 TL bedelli, içeriği hizmet bedelinden oluşan bir adet e-faturanın davalıya keşide edildiğini, davalının bu faturaya herhangi bir itirazda bulunmadan kayıtlarına intikal ettirdiğini, faturayı kabul ettiğini, davalının davacı nezdindeki cari hesap kaydında bu fatura öncesinde 13.892,27 TL alacağının bulunduğunu, davalının bu alacağını söz konusu fatura bedelinden mahsup edildiğinde, 03.12.2015 tarihli itibari ile davalının davacıya 458.107,73 TL borcu kaldığını, davacı tarafından bu alacağın tahsiline yönelik olarak Küçükçekmece …cra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine de itiraz ederek takibin durduğunu, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacının iddia ve taleplerini kabul etmediğini, davacı ile müvekkil arasında davaya konu hiçbir hukuki ilişkinin bulunmadığım, davalının davacıdan davaya konu bir iş veya hizmet istemediğini, müvekkile teslim edilmiş bir iş veya hizmet olmadığını, yüksek tutarlı bir komisyon faturasının hiçbir izahı ve hukuki dayanağının olmadığını, alacak iddiasında bulunan davacı tarafın öncelikle, yazılı bir sözleşme ibraz etmek suretiyle akdi ilişkinin varlığını, faturaların müvekkil şirkete tebliğ edildiğinin ve en önemlisi faturaya konu mal ya da hizmetin müvekkil şirkete sunulduğunun ispatının gerektiğini, davanın reddini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …. İcra Dosyası, İstanbul Vergi Dairesi Müdürlüğü yazı cevabı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün şirket kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sözleşmeye dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67 )
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. İcra sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı ……Turizm Petrol San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından borçlu ….. San. Ve Tic. A.Ş.’ye yönelik 458.107,73-TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık, iddia edilen sözlü danışmanlık sözleşmesi kapsamında davacı tarafın davalıya söz konusu ihaleye hazırlık konusunda danışmanlık yapıp yapmadığı, bu sebeple takibe konu fatura bedelinden davalı tarafın sorumluluğun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 21. Maddesinde fatura tanımlanmıştır. Anılan Yasanın 21. maddesinde “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedelini ödemiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Bu yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gereklidir. Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil, taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Başka bir deyişle fatura, akdin şartlarını belirleyen değil, belirlenmiş olan şartların bir kısmını gösteren belgedir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir. Bu nedenle faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Somut olayda davacı, icra takibine konu faturanın konusunu teşkil eden ihale işlemlerindeki danışmanlık hizmetinin yerine getirildiğini ileri sürmüş, Davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiş, davacı taraftan danışmanlık hizmetini almadığını iddia etmiştir.
Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığının, hizmetin yerine getirildiğinin ve faturanın davalıya teslim edildiğinin ispat yükü davacı taraftadır.
Somut olayda davacı ve davalı ticari defterlerine dayanmıştır. Ticari defterlerin delil olması, eski TTK’nın aksine, Ticaret Kanunu’nda değil, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiştir (HMK md. 222). Bu hükme göre, ticari defterler, belirtilen şartların varlığı halinde, ticari uyuşmazlıklarda, ispat aracı (delil) olarak kullanılabilir. Bu, defterler sahibinin lehine olabileceği gibi aleyhine de olabilir.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü adına tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde teknik bilirkişiler eliyle inceleme yaptırılmış, kök ve ek raporlar alınarak dosya içerisine konulmuştur. Buna göre; tarafların incelenen 2015- 2016 yılı ticari defterlerinin lehe delil niteliğinde olduğu, davacının ticari defter kayıtları uyarınca davacının davalı taraftan 458.107,73TL’sı alacaklı olduğu; davalı tarafa ait ticari defter kayıtlarına göre davalının davacıya 458.107,70 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Bu miktarın icra takibi ile talep edilen miktar ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu takibin dayanağı olan davacı tarafından davalı adına 03.12.2015 tarihinde düzenlenen e-faturaya davalı taraf 07.03.2016 tarihinde yani 94 gün sonra iade faturası düzenlemiştir. Söz konusu iade faturası davacı tarafından kabul edilmemiştir. Davacının düzenlemiş olduğu 03.12.2015 tarih ve 472.000.-TL tutarındaki temel fatura, davalı tarafından yasal defterlerine kaydedilmiş ve bu fatura davacı ve davalı tarafından ilgili vergi dairelerine Bs-Ba formu ile hizmet satışı ve hizmet alışı olarak beyan edilmiştir.
03.03.2019 tarihinde davacı şirket, davalı şirkete göndermiş olduğu Mutakabat Mektubunda, 03.03.2016 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesi alacağının (davacı borcunun) 458.107,74 TL. olduğunu, mutabık olup olmadıklarının bildirilmesini talep etmiştir. Davalı şirket ise, cari hesap bakiyesinde yani 458.107,74 TL. tutarında mutabık olduklarıma ilişkin mutabakat mektubuna kaşe ve imza konulmuş olup, mutabakat mektubu şirket adına ….. tarafından imzalanarak 03.03.2016 tarihinde ….. no.lu faks numarasından saat 14.41’de davacıya gönderilmiş olduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf …. şirket çalışanı olmadığını beyan etmiş, ancak davacı tarafından dava dosyasına sunulan Profesyonel …. de; ….’ın davalı şirkette Muhasebe şefi olarak Mart 2015-Mart 2016 tarihlerinde 1 yıl 1 ay çalıştığı, daha sonra davalı şirketin kardeş şirketi Olan …… şirketinde çalıştığını beyan etmiş olduğu görülmüştür.
Dosyaya sunulu olan ihale evraklarında davacının danışmanlık yaptığına ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında; her ne kadar ihale evraklarında davacının danışmanlık yaptığına ilişkin bir kayıt bulunmamakta ise de, dava konusu faturanın davalı tarafından yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi, davalı defterlerine kaydedilmesi, vergi dairesine bildirilmiş olması fatura içeriğinin kabul edilmiş olduğu ve hizmetin davacı tarafından yerine getirildiği sonucunu doğurmaktadır. Kaldı ki yetkili kişi olmasa da mutabakat belgesinin davalı adına hareket ettiği anlaşılan kişi tarafından imzalanması da mahkememizce varılan sonucu desteklemektedir. Açıklanan nedenlerle davacı tarafın açmış olduğu davanın kabulü ile Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına ve İİK nun 67/2 maddesi gereğince alacağın likit olması itirazın haksız olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE,
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile TAKİBİN AYNEN DEVAMINA,
Alacak likit olduğundan ve itiraz haksız olduğundan asıl alacak üzerinden hesaplanan 91.621,54-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 458.107,73-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 7.823,34-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 2.290,54-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21.179,45-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ve 7.823,34-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan 1.500,00.-TL bilirkişi ücreti ve 100,00.-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.600,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 32.274,31 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/11/2019

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı