Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/305 E. 2018/1042 K. 05.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/305 Esas
KARAR NO : 2018/1042

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/03/2016
KARAR TARİHİ : 05/11/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 29/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkillerinin lisanslı arma rozet ve benzeri eşyaların üretimini yaptığını, müvekkilleri şirket tarafından yapılan işe ilişkin davalı …’ye eğitim verildiğini, davalının işten ayrıldıktan sonra edindiği bilgileri yeni kurduğu şirkette kullanmaya başladığını, davalı ile müvekkileri arasında buna ilişkin sözleşme olduğunu, sözleşmeye göre davalının 15.300 TL cezai şart ödemesi gerektiğini, davalının kurduğu şirketin haksız rekabet yaptığını belirterek 15.300,00 TL cezai şart ile 34.700,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini maddi tazminatın sadece davalı şirketten tahsilini talep etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; görev itirazı olduğunu, müvekkilerinin bahse konu işte bilgili ve deneyimli olduğunu, müvekkilerinin davacıdan öğrenmiş olduğu bir bilgi olmadığını, davacı iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilini davacının işten çıkardığını, müvekkileri şirket bakımındanda iddiaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmişitr.
DELİLLER
Dava, cevap,tanık beyanları, keşif, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesine aykırı davranan davalıdan, sözleşme gereğince talep edilen cezai şartın ve haksız rekabete ilişkin maddi tazminatın tahsili talebine ilişkindir.
Somut olayda; davacının işyerinde 12/11/2012 yılından 16/11/2015 yılına kadar çalışan davalı …’nin davacı işyerinden ayrıldıktan sonra davacı şirketin özelliği ve gizliliği bulunan ve İtalya’dan …. teknolojisi ile bedel ödeyerek satın alınmış lisanslı iş tekniğini ve uygulamalarını, müşteri potansiyelini, hammadde alım şirketlerini, işyerinde aldığı eğitime istinaden öğrendiği bilgi ve tecrübelerini 05.01.2016 tarihinde kurmuş olduğu ….. TEKNOLOJİLERİ VE TEKSTİL LTD. ŞTİ isimli işyerinde kullandığından bahisle iş bu davayı açtığı, davalı taraf ise bahse konu işte bilgili ve deneyimli olduğunu, davacıdan öğrenmiş olduğu bir bilgi olmadığını, davacı iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilini davacının işten çıkardığını, müvekkileri şirket bakımındanda iddiaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez bulunan Belirsiz Süreli İş Sözleşmesine göre davalının davacı şirkette hizmet akdi çerçevesinde çalıştığı, bu sözleşmenin 6.1. Maddesi uyarınca; “Çalışan, şirkette veya grup şirketlerinde yaptığı çalışma nedeniyle doğrudan ya da dolaylı olarak öğrendiği her türlü bilgiyi saklamayı ve bu bilgilerin gizli olduğunu kabul eder. Üçüncü bir kişinin bu gizli bilgilere ulaşmasını ilgili yasa emretmemişse yahut mahkemelerce beyanına ilişkin karar verilmemişse veya bir taraf, böyle bir gizli bilginin halihazırda kendi tasarrufunda bulunduğunu, kanun ulaşabileceği bir bilgi olduğunu, bu sözleşmenin gizlilik yükümlülüğü ihlal edilmeden üçüncü kişilerce elde edilmiş olduğu, veya bu bilgiyi diğer tarafın bağımsız olarak geliştirmiş olduğunu yasal olarak gösteremez ve ispat edemezse, izin vermez. Bu yükümlülük sözleşmenin sona ermesinden itibaren beş (3) yıl süre için geçerlidir.” şeklinde olduğu görülmüştür.
Bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı … arasında imzalanan rekabet yasağını öngören sözleşme hükmünün geçerli olup olmadığı ve davalının çalışma ilişkisinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin rekabet yasağını ihlal edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Rekabet etmeme borcu, iş akdinin sonuçlarından olan; işçinin, işverene sadakat borcunun olumsuz yönünü ifade eder. TBK madde 444’te düzenlenen rekabet yasağı asli yükümlülük doğuran bir sözleşme değildir, iş akdine bağlı olarak fer’i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. Bu yasak taraflar arasındaki hizmet ilişkisi sona erdikten sonra hükümlerini doğuran bir borçtur. İş ilişkilerinden doğan rekabet yasağının düzenlenmesinin dayanağı iş ilişkisidir. Rekabet yasağı sözleşmesi, işçinin iş sözleşmesi devam ederken işverenin müşterilerini tanıması ya da iş sırlarını öğrenmesi sebebiyle, iş ilişkisi sona erdikten sonra belirli bir faaliyet alanında, belirli bir coğrafi alanda ve belirli bir zaman diliminde işverenle rekabet teşkil edebilecek herhangi bir faaliyette bulunmaması hususunu içeren sözleşmedir. TBK m,444/l’e göre, “fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir”. TBK m.444/2’ye göre, “rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
Bu kanuni düzenlemeler uyarınca; rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, bir iş sözleşmesinin bulunması, işçinin fiil ehliyetine sahip olması, iş sahibinin menfaatinin bulunması, yasağın sınırlı olması, sözleşmenin yazılı olması ve rekabet yasağının zaman, yer ve konu bakımından sınırlandırılması gerekir. Tüm bu koşulların hepsinin gerçekleşmiş olması şarttır ve bu koşullar emredici nitelikte olduklarından bu koşullardan herhangi birisinin bulunmaması halinde sözleşme batıl olacaktır. Bu açıklamalar ışığında somut olayda taraflar arasında imzalanan rekabet yasağına ilişkin taahhütnamenin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalının geçerli olan taahhütnamedeki rekabet yasağını ihlal edip etmediği hususuna gelince; bilirkişi marifetiyle davacının ticari kayıt ve belgeleri üzerinde, bahsi geçen teknik, baskı teknolojileri üzerinde teknik incelemeler yapıldığı ve buna göre; davacının işyerinde 12/11/2012 yılından 16/11/2015 yılına kadar çalışan davalı …’nin iş yerinden ayrıldıktan sonra kullandığı baskı türü ve baskı tekniğinin piyasada mevcut frekans baskı teknolojisi içinde yer aldığı ve bu baskı teknolojisinin firmadan firmaya, kullanılan makinelere göre farklılıklar gösterdiği, yapılan araştırmalar sonucunda bahsi geçen tekniğin hali hazırdaki bilinen durumu itibariyle davacıya ait baskı türünde veya ona yakın türde basım işlemi yapan çeşitli firmaların piyasada çok sayıda mevcut olduğu tespit edilmiştir. Dinlenen tanık beyanlarının da bilirkişiler tarafından yapılan tespitler ile uyumlu olduğu, tanık beyanlarına göre davalı …’nin söz konusu teknolojiyi davalı şirkette öğrenmediği, Japonya’dan alınan teknoloji ile …..’in uyguladığı teknolojinin tamamen birbirinden farklı olduğu ve ……’in Japonya’dan alınan teknolojiye ilişkin olarak eğitim görmediği, yeni kurduğu davalı şirkette bu teknolojiyi kullanmadığı beyan edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 55 inci maddesinin 1 inci fıkrasında haksız rekabet halleri; a- Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar, b- Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek c- Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma d- Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; e- îş şartlarına uymamak f- Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak, kötülemek olmak üzere 6 ana başlıkta sayılmış olup, somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde davalıların 6 başlıkta yer alan haksız rekabet fiilini işlediği tespit ve sonucuna varılamadığından davacı tarafın davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 853,88.-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 817,98.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada yapılan toplam 48,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.850,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır