Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/229 E. 2018/95 K. 12.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/229 Esas
KARAR NO : 2018/95

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2016
KARAR TARİHİ : 12/02/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 09/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 08/03/2016 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE;davalı borçlu tarafın ticari ilişki ve takip konusu 19.10.2015 tarihli 22.102,55 TL’lik seri no … ve sıra no … fatura ile 19.10.2015 tarihli … sıra nolu sevk irsaliyesine konu önce İstanbul .., İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasına yapılan takibin yetki itirazı nedeniyle sonrasında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün.. esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, müvekkilin edimini harfiyen ifa ettiğini, bahse konu edilen ve kesinlekle kabul etmedikleri ayıplı hizmet olmadığı gibi usulüne uygun bir ayıp ihbarı yapılmadığını ve taraflarına herhangi bir reklamasyon faturası keşide edilip teslim ve ihtar edilmediğini, kaldı ki bahse konu reklamasyon faturası ve içeriğini de kabul etmediklerini, davalıdan alacak konusu faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıt altına alındığını belirterek, haksız ve mesnetsiz itirazın iptalini, takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;müvekkil takip borçlusu şirket ile takip alacaklısı şirket arasında yazılı olmayan ütü paket işlerinin yapılmasına dair sözleşme bulunduğunu, ithalatçı … Tekstil tarafından davalı şirkete …Giyim firması üzerinden verilen siparişlerin üretimi aşamasında davacının da bu ürünlerin ütü paket işlemini üstlendiğini, davacının bu hizmet ifasını hatalı ve özensiz yapması sebebiyle ithalatçı(…) … firmasına ve davalı şirket hatalı bildirim yaparak reklamasyon yaptığını ve bu geri dönüş müvekkile de yansıdığı için davalı müvekkilin de haklı olarak hizmet edimini kötü ifa eden davacıya reklamasyon faturasını tebliğ ettiğini, davacının yaptığı işin davalı tarafından muayene edilmesinin söz konusu olmadığını, davacının ütü ve paket işini tamamladıktan sonra davalıya paketlenmiş ürün teslim ettiğini, işin ayıplı yapılması konusunda tespitin müvekkilin müşterisinden geri dönüşe söz konusu olduğunu, söz konusu ayıpların adi ayıp değil, gizli ayıp kapsamında olduğunu, davacı takip alacaklısının üstlendiği ütü paket işinde edimini kötü ifa etmesininin reklamasyona sebebiyle verdiğini, davalı şirketin bu reklamasyonu davacıya yansıtmış olmasında hukuki hakkı ve meşru menfaati bulunduğunu belirterek davanın reddini, davacı takip alacaklısının takip miktarının %20’si oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesinin talep etmiştir.
DELİLLER :
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün… A.Ş.’nin ticaret sicil kaydı, Yenibosna vergi dairesinin cevabı yazısı,… A.Ş.’nin e defter beraatı, davacı ve davalı tanıkları beyanları, faturalar, sevk irsaliyesi, ticari defter ve belgeler, bilirkişi incelemesi ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VEGEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesine konu iş bedeline ilişkin tanzim edilen faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67 )
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı … tarafından borçlu … Yönelik 13.102,55 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Somut olayda davacı taraf ile davalı taraf arasında sözlü eser sözleşmesinin akdedildiği, bu sözleşme kapsamında davacı tarafın ütü paket işlemini üstlendiği ve karşılığında söz konusu faturayı düzenleyerek davalı tarafa teslim ettiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacı tarafın yerine getirdiği işin ayıplı olup olmadığı bu kapsamda reklamasyon faturasının düzenlenip düzenlenmediği noktasında toplamaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 470. maddesine göre eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Buna göre yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. TBK’nın 475. maddesine göre, yapılan şeyin, iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet kurallarına göre kabule zorlanamayacağı oranda kusurlu veya sözleşme şartlarına aykırı olması halinde eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibi, o şeyi kabulden kaçınabilir veya yükleniciden zarar ve ziyanının tazmin edilmesini isteyebilir. Eserdeki ayıp, yukarıda açıklandığı gibi önemli değilse iş sahibi, işin kıymetinin noksanı oranında fiyatı tenzil edebilir veya aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını da isteyebilir.
Kural olarak, eser sözleşmelerinde işin yapıldığını ve teslim edildiğini kanıtlamak yükleniciye, eserin ayıplı olduğunu kanıtlama külfeti ise iş sahibine aittir. İş bedelinin ödenmesi için açılmış olan bir davada, iş sahibi kendisini ancak ayıpları ispatla kurtarabilir; eserin sözleşmeye uygunluğuna sadece itiraz yeterli değildir. Ayıp, eser sahibine teslim edilen eserin niteliklerinde, sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına göre teslim edilmesi gereken eserin özellikleriyle karşılaştırıldığında, ortaya çıkan sapmadır. Kısaca ayıp, teslim edilenle, teslim edilmesi gereken arasındaki farktır (YAVUZ, Nihat: Ayıplı İfa, Seçkin Yayınevi, 2. Baskı, Ankara 2010, sh. 437-438-447). Buna göre, ayıbın ortaya çıkarılması için iş sahibi tarafından teslim edilen ile sözleşmede kararlaştırılanın karşılaştırılması ve eksiklikler bulunması halinde teslim edilen eserin ayıplı olduğunun kabulü gereklidir.
Eserin ayıplı olduğu her türlü delil ile ispatlanabilirse de, tanık delili, zayıf ve çürük bir delildir. Tanığın bir vakıayı tamamen hatırında tutması ve gerçeği olduğu gibi anlatması zordur. Bundan başka, ahlak, din, şeref ve namus gibi manevi yönleri zayıf olan kişilerin, bilerek gerçeğe aykırı tanıklık yapmaları mümkündür. Bundan dolayı, tanık delili ancak küçük tutarlar ve senede bağlanması imkansız olan hukuki işlemler ve hukuki fiiller için caizdir (KURU, Baki; ARSLAN, Ramazan; YILMAZ, Ejder: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, 22. Baskı, Ankara 2011, sh431-432).
Somut olay bu ilke ve kavramlar ışığında değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki sözlü eser sözleşmesi uyarınca davalının İngiltere’ye ihraç ettiği ürünlerin ütü ve paketleme işlemlerinin davacı tarafından yapıldığı ve ürünlerin ihraç edildiği, davacı iddiasına göre ürünlerin ihraç edildiği dava dışı firmanın ürünlerin ayıplı olduğunu bildirdiği ve bunun üzerine davacı tarafa reklamasyon faturası kesildiği, ürünlerin getirilmesinin maliyetli olması nedeni ile ürünlerin hazır edilemediği anlaşılmıştır. Bu nedenle bilirkişi marifeti ile ürünlerin gerçekte ayıplı olup olmadığı tespit edilememiştir.
Kural olarak eserin sövzleşmeye uygun olarak yapıldığının ispat etmek davacı yükleniciye aittir ancak söz konusu eser teslim edildikten sonra ayıp iddiası davalı iş sahibi tarafından ispat edilmesi gerekir. Somut olayda davalı iş sahibi tarafından ayıp savunmasında bulunulmuş ise de ayıbın varlığı konusunda bir delil tespiti yaptırılmadığı, ürünlerin bilirkişi marifeti ile üzerinde inceleme yapılmasına olanak sağlamadığı gibi ayıbı kanıtlayan tanık delili gibi zayıf bir delilin dışında başkaca kuvvetli bir delil de sunulamamıştır. Bu nedenle, ispat yükü üzerinde olan davalı iş sahibince ayıbın varlığı yöntemince kanıtlanamamıştır.
Bu açıklamalar ışığında davacı tarafın alacağının varlığı sabit olmakla davanın kabulü ile itirazın tamamen iptaline ve İİK nun 67/2 maddesi gereğince alacağın likit olması itirazın haksız olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına
2-Alacağın likit olması ve itirazın haksız olması nedeni ile asıl alacağın %20 sine denk gelen 2.620,51 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 895,03-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 158,25-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 65,51-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 671,27-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ve 158,25-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan 667,60-TL toplam yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/02/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.