Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/896 E. 2019/642 K. 01.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/896 Esas
KARAR NO : 2019/642

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 21/09/2015
KARAR TARİHİ : 01/07/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 25/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi olan …..’in 07.08.2014 tarihinde vefat etmesi üzerine halen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ….. sicil numarasında kayıtlı bulunan davalı şirketin ortağı konumuna geldiği; muris ……’in davalı şirketteki sermaye payının mirasçılık belgesine uygun olarak davacılara intikal ettiği, müvekkillerinin söz konusu davalı şirkette ortaklıklarını artık devam ettirmek istemedikleri ve ortaklıktan ayrılacak haklı nedenlerinin de bulunduğu; zira şirketin işleyişi ve mali durumu konusunda müvekkillerine bilgi verilmediğini, hisse devrine müsaade edilmediğini, uzun zamandır kar dağıtımının gerçekleştirilmediğini, davalı firma için, İnternet Vergi Dairesinde e-vergi levhası sorgulaması yapıldığında yılı için tahakkuk eden vergi bölümünde “matrahsız” ibaresinin yer aldığını, davalı şirketin zarar ettirildiğini, şirketin özensiz ve öngörüsüz yönetildiğinin anlaşıldığını bu durumun şirket kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemeci ile açıklığa kavuşacağını,
6102 Sayılı TTK md 638/2 hükmünün; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” şeklinde olduğunu yine aynı kanunun 641 maddesinde ; “1. Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine üyen ayrılma akçesini istem hakkını haizdir. “2. Şirket sözleşmesinde öngörülen ayrılma hakkı dolayısıyla, şirket sözleşmeleri ayrılma akçesini farklı bir şekilde düzenleyebilirler. ” dendiğini,
Şirket ana sözleşmesinde ayrılma akçesine ilişkin bir düzenleme yapılmadığını bu nedenle davacıların şirketten ayrılmaları kararı ile birlikte bilirkişi incelemesi yaptırılıp tespit ettirilecek esas sermaye paylarının rayiç piyasa değerlerine uygun ayrilma akçelerinin de davalıdan tahsili ile müvekkillere ödenmesine karar verilmesinin talep edildiğini, şirket sermayesinin %50’sine sahipken ……’in vefatından sonra davalı şirkette, davacılardan ……’in %12,50, …’in %18,75 ve …’nin %18,75 sermaye payı oranına sahip olduğunu bu oranlara göre müvekkillere ödenmesi gereken ayrılma iratlarının ayrı ayrı tespit edilerek ortaklıktan ayrılma karar verilmesi ile müvekkillere ödenmesine hükmedilmesi gerektiğini müvekkillerinin davalı şirket ortaklığından ayrılmalarına izin verilmesini, davacıların her birinin payına düşen ayrılma iradı tutarının tespit edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın toplam hisse bedelinin %50 olduğunu davacı yanın, şirketin mali durıjmu hakkında bilgi almak için girişimde bulunmadığını ortaklıktan kaynaklı haklarını kullanmadığını, bu konuda huzurdaki davayı açmak dışında herhangi bir talepte bulunmadığını,
TTK m.614 hükmü gereğince, her ortağın bilgi alma ve inceleme hakkı bulunduğunu Kanun metninde aynen, “her ortak, müdüderden şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir… Genel Kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere inceler ise ortağın istemi üzetine Mahkeme bu hususta karar verir, Mahkeme kararı kesindir” hükmünün yer aldığını,
%50 pay sahibi olan davacıların bilgi alma ve inceleme hakkının mevcut olduğunu ancak davacının bu hakkını kullanmak için bu güne kadar tek bir adım atmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için davacının bu konuda talepte bulunduğu düşünülecek olsa dahi, bir yıldır belge incelemek isteyen ve bunun karşılığında istediği bilgi ve belge kendisine verilmeyen %50 pay sahibi kişilerin şirketi uyarmadığını veya noterden ihtarname dahi göndermediğini, müdür değişikliği yapmak için genel kurul çağırısı yapmadığını, davacıların kusuru ile şirketin bu gün itibari ile faaliyetsiz bıraktığı, ticari hayatının fiilen sona erdirildiği, adeta adım atamaz hale getirildiğini,
Davacı yanın murisinin vefat etmesi akabinde genel kurulun en çabuk ve hızlı şekilde toplanarak hisse devrini gerçekleştirmiş olduğunu, müvekkili şirketin bu konuda oldukça büyük bir titizlikle ve ivedilikle hareket ettiğini, hisse devrinin gerceklestirilmesi konusunda bu denli titiz olarak hareket eden müvekkili şirketin sonradan davacılara belge ve bilgi sunmadığı yönündeki beyanların abesle iştigal olduğunu, Zira davacıların murisinin 07.08.2014 tarihinde vefat ettiğini, bu günden sonra bu konuda veyahut başka herhangi bir konuda davacıların müvekkili şirketten para istemek dışında hiçbir talebi olmadığını, davacının dava dilekçesindeki iddialarını ispat etmesi gerektiğini,
Kar dağıtımı yapılabilmesi için öncelikle şirketin kar etrftesi gerektiğini, şirketin son 1 yıllık süreçte fiilen adım atamaz hale geldiğinden kar edemediğini, dolayısıyla kar dağıtımı da yapamadığını, Müvekkili şirketin, 2014 yılı içerisinde vergi beyanında bulunmamasından da net olarak anlaşılabileceği ğibi, dağıtılacak bir kar elde edilemediğinden dağıtılması mümkün olmadığını, kaldı ki, kar dağıtımının şirket ortaklarının alacağı karar ile gerçekleşebileceğini, fiilen şirketin yönetimine hiçbir katkıda bulunmadığını, davacıların yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacıların ve murisinin şirkete katkısının bulunmadığını,

T.T.K.’ nun Kanunu’nun 641. Maddesinde limited şirketlere ilişkin ayrılma akçesinin düzenlendiği; anılan Kanun metninde aynen ‘ortak, şirketten ayrıldığı taktirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir’ denildiğini,
Şirketin aktif- pasif tespiti yapılırken, şirket müdürü …… tarafından, şahsi olarak şirket hesabına aktarıla tutarlar ile yine davacılar adına ……’in şahsi hesaplarından yapılan ödemelerin ve son olarak da davacılara müteveffanın ölümü akabinde toplu olarak yapılan ödemelerin de dikkate alınmasının talep edildiğini, Şirket müdürü ……’in 01.06.2007 tarihinde kendi adına ……. Bank-……. şubesinden 20.000-TL kredi kullandığını 15.06.2007 tarihinde şahsı adına kullandığı kredinin 19.500-TL’sini müvekkili şirkete aktardığını, Şirket müdürü ……’in 13.06.2005 tarihinde kendi adına ……. Bank-……. şubesinden 17.250-TL kredi kullandığını şahsı adına kullandığı kredinin 1.900-TL’sini 16.06.2005 tarihinde, 7.400-TL’ sini 17.06.2005 tarihinde, 6.500-TL’sini 20.06.2005 tarihinde. 1.500-TL’sini 18.10.2005 tarihinde müvekkil şirkete aktardığını, ayrıca kapanması nedeni ile tedarik edilip mahkemeye ibraz edilemeyen fakat …..bank -……. Şubesi’nin müvekkilleri şirkete ait kayıtlarının celbi halinde şirket ortağı/müdürü …… tarafından şirket kasasına aktarılan diğer tutarlarında görüleceğini ve bu tutarların da şirket pasifinde yer alması gerektiğini belirterek davanın usulden reddini mümkün olmazsa ayrılma akçesinin davacıya ödenmesini talep etmiştir.

Mahkememizce şirketin ticaret sicil kayıtları celbedilmiş, deliller toplanmış ve ayrılma akçesinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılarak kök ve ek raporlar alınmıştır.

Bilirkişi mali müşavir ……., Makine Yüksek Mühendisi ……. ve Yrd. Doç.Dr …… tarafından düzenlenen 11/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;

Davacı yanın ortaklıktan ayrılma talebi bakımından TTK 638/2 anlamında haklı sebeplerin somut olayda gerçekleşmiş olduğunu,
Ayrılma akçesi yönünden ortakların payının gerçek değerinin;
…… payının %50 çıkma çıkarılma payının 168.163,40 TL olduğu
…… payının 18,75 çıkma çıkarılma payının 63.061,27
… payının 18,75 çıkma çıkarılma payının 63.061,27
… payının 12,50 çıkma çıkarılma payının 42.040,86
TOPLAM çıkma çıkarılma payının 336.326,79 şeklinde olduğu;
Davacı asil … yeminli beyanının, murisi ……’in vefatından sonra şirkete ait olan aracın satılarak kendisine 26.750,00TL bedelinin nakden verildiği davacıların davasının kabulü ile ortaklıktan çıkmalarına ve çıkma paylarının ödenmesine karar verilmesi halinde yukarıdaki tabloda … adına hesaplanan 42.040,86 ayrılma akçesi bedelinden 26.750,00TL bedelin mahsubu ile 15.290,86TL ayrılma akçesi talep edebileceği mütalaa olunmuştur.

Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, hükme esas alınan 11/05/2019 tarihli bilirkişi raporu tüm dosya içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacı 6102 Sayılı TTK md 638/2 hükmü; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” gereğince haklı sebeple ortaklıktan çıkma davası açtığını belirterek ayrılma akçesinin ödenmesini talep etmiş davalı ise öncelikle davanın usulden reddini bu mümkün olmazsa ayrılma akçesi bedelinin hesaplanarak davacılara ödenmesini talep etmiştir. 6102 Sayılı TTK md 641 maddesi ; “1. Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine düşen ayrılma akçesini istem hakkını haizdir. “2. Şirket sözleşmesinde öngörülen ayrılma hakkı dolayısıyla, şirket sözleşmeleri ayrılma akçesini farklı bir şekilde düzenleyebilirler. ” hükmüne uygun olarak yargıtay denetimine elverişli hükme esas alınan 11/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda …… %18,75 çıkma çıkarılma payının 63.061,27, … %18,75 çıkma çıkarılma payının 63.061,27, … % 12,50 çıkma çıkarılma payının 15.290,86 olduğu tespit edilmiştir. Şirketin gayri faal durumda olduğu, davacı ve davalının kusuru birbirine attığı ve davacı ve davalının ayrılmaya yönelik isteklerini dile getirdiği nazara alındığında sürekli borç ilişkisine devam etmeyi dürüstlük kuralı gereği çekilmez hale getirdiği kabul edilebilecek hukuki olgu olan haklı sebep gerçekleşmiştir.

Davacının asli kusurlu olması durumunda ortaklıktan çıkma davası açma hakkının bulunmadığı Yargıtay kararlarında vurgulanmıştır. Hernekadar tarafların hangisinin asli kusurlu olduğu tespit edilememişse de , şirketin mevcut durumuyla devamının mümkün olmadığı, gayri faal olması dolayısıyla mevcut yapı ile ortakların ayrılması kabul edilmez ise son çözüm olarak görünen feshe gidilebileceği görüldüğünden davacı ortağın payının gerçek değeri karşılğında ortaklıktan çıkmasına karar verilmesi gerektiği kanaati mahkememizde hasıl olmuştur.

Tüm bu nedenlerle; Davacıların şirket ortaklığından çıkmasına,15.290,86 TL ayrılma akçesi bedelinin davalıdan alınarak davacı ……’e ödenmesine,63.061,27 TL ayrılma akçesi bedelinin davalıdan alınarak davacı …’e ödenmesine, 63.061,27 TL ayrılma akçesi bedelinin davalıdan alınarak davacı … …’e ödenmesine,davacıların fazlaya ilişkin talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacıların şirket ortaklığından çıkmasına,
a)15.290,86 TL ayrılma akçesi bedelinin davalıdan alınarak davacı ……’e ödenmesine,
b)63.061,27 TL ayrılma akçesi bedelinin davalıdan alınarak davacı …’e ödenmesine,
c)63.061,27 TL ayrılma akçesi bedelinin davalıdan alınarak davacı … …’e ödenmesine,
2-Davacıların fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 3.958,82-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye harcın karar kesinleşince ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacılar tarafından yatırılan 27,70-TL başvurma harcı ile 3.958,82-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan toplam 2.653,10-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.618,39 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye 1.034,71 TL giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 715,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 278,85 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, bakiye 436,15 TL yargılama giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul ve red oranına göre hesaplanan 14.063,07-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.852,24-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/07/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır