Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/714 E. 2018/100 K. 12.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/714 Esas
KARAR NO : 2018/100

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2015
KARAR TARİHİ : 12/02/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 14/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 28/07/2015 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE;Davalının 2003-2014 yılları arasında davacı şirkette çalışırken, diğer çalışan … ve … ile kumpas kurup, birlikte müvekkil şirket aleyhine hareket ederek kendi adlarına müvekkilin iştigal konusu olan Ulusal ve Uluslararası nakliye, Gümrüklü Antrepo ve Gümrükleme alanlarında Ticari faaliyette bulunmaya başlamasını takiben davacı şirketten ayrıldıktan sonra 09.09.2013 tarihli îş Akdinde belirlenen rekabet yasağına aykırı olarak, müvekkil şirketle aynı iştigal alanında faaliyet gösteren bir başka şirketin dolaylı veva doğrudan ortağı olmak suretiyle, müvekkilin müşterilerini ve müşteri çevresini kullanarak. REKABET YASAĞINA aykırı hareket etmesi ve bu eylemi ile BK 348 ve 351 maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşmiş olması sebebi ile İş Sözleşmesi ile belirlenen cezai şart tutarı olan 250.000 TL’nin davalıdan tahsili ile BK 348/3 uyarınca davalının söz konusu davranışlarına son verilmesine ilişkin talebimizi havi dava dilekçesi sunduğu görülmektedir. Davalı …, ın 26.03.2003-01.01.2005 tarihleri arasında müvekkil şirkette öncelikle pazarlama elemanı, sonra 01.01.2005- 01.10.2013 tarihleri arasında antrepo müdürü en son 01.10.2013 – 25.08.2014 tarihleri arasında pazarlama müdürü olarak görev yaptığını, Davalı ile 09.09.2013 tarihinde imzalanan Belirli Süreli îş Akdi ile bu tarihten sonra pazarlama müdürü olarak hizmet verecek olması sebebi ile çalışma esaslarının yeniden belirlendiğini, ayrıca REKABET YASAĞI’ nın şartlarının da belirlendiğini, Rekabet Yasağı Taahhütnamesi imza edildiğini, Davalının, 2003 yılından itibaren haksız bir takım gerekçeler ileri sürerek Bakırköy …. Noterliğinin 21.08.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iş akdini feshederek ayrıldığını, akabinde müvekkil firma ile aynı iş kolunda tamamen aynı işi yapacak şekilde … A.Ş ile … A.Ş.’de dolaylı olarak çalışmış ve müvekkil şirketin müşterilerini söz konusu şirketlere … ortağı sıfatı ile veya komisyon karşılığında yönlendirerek çalıştırmaya başladığını, davalının, iş akdinin devam ettiği sırada 6098 sayılı Borçlar Kanununun 396. maddesinde tanımlanan sadakat yükümlüğüne aykırı olarak ve TTK 56. maddede düzenlenen “Haksız Rekabet” teşkil eden eylemlerde bulunduğunu,davalı, iş akdinin devam ettiği süre içinde müvekkil şirketin müşterilerini rakip firmalara yönlendirerek, maddi menfaat temin ettiği, çalıştığı pozisyon sebebi ile müşteri bilgilerine doğrudan vakıf olması sebebi ile müvekkilin müşterileri ile müvekkilin bilgisi olmadan haricen ulusal nakliye, uluslararası nakliye, gümrüklü antrepo ve gümrükleme gibi farklı alanlarda 3. şahıs şirket ya da şahıslar üzerinden ticari faaliyette bulunarak, haksız kazanç elde ettiğini, davalının gerçekleştirdiği söz konusu haksız ticari faaliyetler sebebi ile müvekkilin ticari itibarının zarar gördüğünü, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket eden davalı tarafça müvekkil şirketin ayrıca zarara uğradığını, Davalının söz konusu eylemleri, şirket e-mail adresinden yapılan yazışma içeriklerinden ve müşterilerle yapılan görüşmelerden anlaşıldığını, davalının, müvekkil şirket bünyesinde 26.03.2003 tarihinden 25.08.2014 tarihine kadar her kademede çalışmış ve son olarak pazarlama müdürü seviyesinde görev yapmış olduğunu, davalı antrepo ve depolama hizmeti veren müvekkil şirket bünyesinde çalıştığı 11 yıl boyunca ve özellikle Antrepo müdürü ile son olarak pazarlama müdürü olarak görev yaptığı takriben 9 yıllık süreç içinde müvekkil şirketin müşteri bilgilerine, hangi müşteriye ne şekilde teklif verildiğine, depolama ve antrepo hizmet bedellerinin ne şekilde belirlendiğine, davalı ile imzalanan 09.09.2013 imza tarihli Belirli Süreli Hizmet Akdinin ayrılmaz parçası olarak imzalanan Rekabet Yasağı ve 3. Kişiler Lehine İş Yapmama Taahhütnamesi uyarınca; davalı pazarlama müdürü olarak görev yaptığı davacı şirketle iş akdi devam ederken ya da herhangi bir sebeple sona erdikten sonra, Borçlar Kanunu 444 ve devamı maddelerinde düzenlenen rekabet yasağına aykırı hareket etmeyeceğini ve bu yasağın Yasada belirlenen 2 yıllık süre boyunca devam edeceğini” kabul ettiğini beyan ettiğini, davalının çalıştığı pozisyon itibari ile müvekkil şirketin faaliyetinin temelini oluşturan bütün ticari sırlara vakıf olması, müvekkil şirket bakımından gerek 40 yıldır devam eden ticari itibarlarının korunması gerek ticari sırlara vakıf olunması sebebi ile uğranabilecek ekonomik zarar tehlikesi olması sebebi ile müvekkil lehine 250.000 TL tutarında bir cezai şarta karar verilmiş olduğunu, açıklanan nedenlerle, BK’nın 444-446 maddelerinde belirlenen ve 09.09.2013 tarihli sözleşme içeriği ile sabit rekabet yasağına aykırı fiillerinin tespii ve bk’nın 446/3maddesi uyarınca önlenmesi ile davalının söz konusu eylemleri sebebi ile sözleşme ile belirlenen 205.000 TL tutarındaki cezai şart miktarının davalıdan alınarak müvekkiline tevdi edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;Davacı tarafın müvekkil davalı ile imzaladıkları 09.09.2013 tarihli Belirli Süreli Iş Akdi ve eki Sözleşmeler ile Müvekkilin yüklendiği rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini, şirket sırlarını ifşa ettiğini, kendileri ile aynı işkolunda çalışan firmalar ile işbirliğine girdiğini beyanla, sözleşmede belirtilen cezai şart tutarı olan 250.000-TL. nin kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep etmekte olgunu, davacının dilekçesinde belirttiği hususların tamamı hilafı hakikat olduğu hususu ile reddettiklerini, öncelikle Müvekkilin diğer çalışanlar ile KUMPAS KURDUĞU iddiasını da şiddetle reddettikleri, Müvekkil çalıştığı süre içerisinde verilen görevlerini hakkıyla yerine getirmiş, şirketine ve yasalara karşı hiçbir aykırı davranışı olmamış, şirket işçilik sadakatine ve hakkaniyete aykırı hiçbir iş ve eylem içerisine girmediğini, davacının müvekkile iftira attığını, müvekkilin kendisi aleyhine açtığı iş davası belli bir aşamaya geldiği bahisle, lehine sonuçlanma durumu göründüğü için davacı taraf Müvekkili haksız ve başka şekillerde sıkıştırabilmek için huzurdaki davayı uydurmuş olduğunu, kendisi hakkında cumhuriyet savcılığına şikayette bulunulduğunu, Müvekkile zorla imzalatılan 09.09.2013 günlü Belirli Süreli îş akdi ile eki diğer sözleşmelerin geçersiz olduğunu, Müvekkil davacı şirkette pazarlamacı olarak işe başlamış ve tüm çalışması pazarlama biriminde devam ettiğini, işe başlamazdan önce de aynı sektörde ve aynı işi yapmakta olduğunu, bu konularda bilgi ve birikimli olduğunu, bundan dolayı da şirket cirosunun büyük kısmı Müvekkilin portföyünde bulunan şirketlerden oluştuğunu, işten ayrıldıktan sonra da bu şirket ve kişilerle Müvekkilin konuşması ve bir araya gelmesinin temel hak olduğunu, Müvekkil Davacı Şirketteki çalışmasının tamamında pazarlama elemanı olarak çalıştığını, bir dönem (2005-2013 yıllarında) kendisinin Antrepo Müdürü olarak, bir dönem de (01.10.2013 sonrası) Pazarlama Müdürü olarak gösterilmesi de, sadece görüntü olduğunu, bu unvanların sadece görünüşte ve kayıtlarda olduğunu, ancak davacının talimatı ve zorlamaları ile kanuni mecburiyetten dolayı kendisine dava konusu rekabet yasağı şartlarını da taşıyan bu sözleşmeleri zorla imzalattırılmış olduğunu, Müvekkil Davacı yanın talebine uzun süre karşı çıkmış ise de, sonunda çalışma hayatının zorlukları ve çalışmaya devam etmek zorunda olması nedeni ile karşı gelememiş, gerçek beyan ve iradesini yansıtmasa da zorunlu olarak Sözleşmeleri imzalamak zorunda kaldığını, Sözleşmeyi imzaladıktan sonra bu sözleşmenin bütün doldurulması gereken yerlerini müvekkile kendi el yazısı ile doldurtmuş olup, müvekkilimin sözleşmedeki maaş kısmına almış olduğu gerçek maaşı ve primlerin de yazılması gerektiğini ifade etmesi üzerine davalı şirket sahibi …, ek vergi ödemek zorunda kalırım diye yazdırmamış ve sözleşmenin rakam kısmını boş bırakmış olduğunu, Söz konusu belirli süreli iş sözleşmesine ve eklerine müvekkilin rızası olmayarak 250.000 TL cezai şart koyup İş arkadaşı … kefil olarak gösterip, …’dan 250.000 TL tutarında senet yerine boş senet imzalatarak aldığını, Müvekkilin davacı firmada çalıştığı dönemde ve sonrasında davacının ticari sır niteliğindeki hiçbir bilgisini hiçbir kimse ile paylaşmadığını, Sırnak müşterisini kimseye yönlendirmediğini kazanç sağlamadığını, Rekabet yasağına ilişkin hükümlerinin geçerli olduğunu, kabul etmek anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın rekabet yasağının ihlal edildiğine ilişkin beyanlarının tamamının gerçeğe aykırı olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen mail, üçüncü kişilerin beyanları ve sair şekilde delil olarak gösterilen hususların hiçbirisi müvekkilin Davacı şirketin aleyhine olacak şekilde ticari sır paylaştığı, müşterileri başkalarına yönlendirdiği ve rekabet yasağına aykırı davrandığını göstermeyeceğini, davacının somut ve ticari hayat ve gerçeklere uygun hiçbir delili bulunmadığını, bu yüzden müvekkiline isnat ettiği iş ve eylemlerden dolayı hiçbir zararının bulunmadığını, Müvekkilin rekabet yasağına aykırı hiçbir davranışı ve davacının da hiçbir Varan bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini, Ayrıntılı olarak anlatı’iaaı hususlar ile, Müvekkil Davacı Şirket aleyhine olacak şekilde bir çalışma içine girmemiş, rekabet yasağına aykırı davranmamış, Davacı Şirket Müvekkilin kendisi aleyhine açtığı iş davasında müvekkili sıkıştırabilmek ve kendi istediği rakamlarda anlaşabilmek için gerçek olmayan evrak ve bilgilerle huzurdaki davayı açmış ve hakkında şikayette bulunmuş olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki gerekçelerden yoksun davanın reddi ile masraf ve ücreti vekaletin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER
Taraf beyanları, Bakırköy …. İş Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasına tanzim edilen bilirkişi kurul raporu, tanık beyanları, belirli süreli hizmet sözleşmesinin fotokopi suretileri, ilgili noterlik evrakları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesine aykırı davranan davalıdan, sözleşme gereğince talep edilen cezai şartın tahsili talebine ilişkindir.
Dosyada mübrez bulunan hizmet sözleşmelerine göre davalının davacı şirketle hizmet akdi çerçevesinde çalışmıştığı ve dosyada mübrez 09.09.2013 tarihli “Rekabet Yasağı ve 3. Kişiler lehine iş yapmama taahhütnamesinin *B. Taahhütnamesinin konusu” başlıklı maddesine göre davalı 09.09.2013 tarihli iş akdi çerçevesinde iş akdi devam ederken ve/veya hizmet akdi herhangi bir nedenle sona erdikten sonra, BK 444 vd. da düzenlenen rekabet yasağına ilişkin taahhüt altına girdiği, taahhütnameye göre; davalı pazarlama müdürü görevini üstlendiğini, işverenle rakip olabilecek herhangi bir işle iştigal etmemeyi, gerek kendi nam ve hesabına ve gerekse 3. Şahıslar aracılığı ile dolaylı olarak fiili ve organik bir ilişkisi olan rakip işletmeler oluşturmamayı, aracılık, komisyonculuk ve benzeri işler yapmamayı, işverenin faaliyet alanında kurulmuş işi etmelerde ortak, sorumlu müdür, işçi danışman vs. sıfatlar adı altında görev almamayı taahhüt ettiği gibi iş akdi sona erdikten sonra da; 2 yıllık süre içerisinde işverenin faaliyet gösterdiği gümrüklü antrepo ve serbest depolama faaliyetleri alanında işvereni Türkiye’deki işyerlerinde ve/veya işyerlerinin bağlı bulunduğu illerde ve/veya ülkelerde işverenin bilgisayar kayıtlarında mümessil olarak tanımlanan çalışan müşterilere rekabet teşkil edecek direkt veya endirekt hiçbir faaliyette bulunmayacağını, rakip olabilecek işletmelerde başka türden menfaat ilişkisine girmeyeceği ve çalışmayacağı, müşterileri ayartmamayı, kendine, dost ve akrabalarına kazandırmayacağını, ticari ilişki tesis etmeyeceğini, işverenin müşterilerinin mevcut ticari ilişkilerini sona erdirmeleri konusunda herhangi bir telkinde bulunmamaya avantaj sağlamamayı ve sair haksız rekabette bulunmamayı taahhüt etmiştir.
Bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı bünyesinde çalışan davalının davacı ile imzaladığı rekabet yasağı taahhütnamesinin geçerli olup olmadığı ve davalının çalışma ilişkisinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin rekabet yasağını ihlal edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Rekabet etmeme borcu, iş akdinin sonuçlarından olan; işçinin, işverene sadakat borcunun olumsuz yönünü ifade eder. TBK madde 444’te düzenlenen rekabet yasağı asli yükümlülük doğuran bir sözleşme değildir, iş akdine bağlı olarak fer’i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. Bu yasak taraflar arasındaki hizmet ilişkisi sona erdikten sonra hükümlerini doğuran bir borçtur. İş ilişkilerinden doğan rekabet yasağının düzenlenmesinin dayanağı iş ilişkisidir. Rekabet yasağı sözleşmesi, işçinin iş sözleşmesi devam ederken işverenin müşterilerini tanıması ya da iş sırlarını öğrenmesi sebebiyle, iş ilişkisi sona erdikten sonra belirli bir faaliyet alanında, belirli bir coğrafi alanda ve belirli bir zaman diliminde işverenle rekabet teşkil edebilecek herhangi bir faaliyette bulunmaması hususunu içeren sözleşmedir. TBK m,444/l’e göre, “fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir”. TBK m.444/2’ye göre, “rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırtarı ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
Bu kanuni düzenlemeler uyarınca; rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, bir iş sözleşmesinin bulunması, işçinin fiil ehliyetine sahip olması, iş sahibinin menfaatinin bulunması, yasağın sınırlı olması, sözleşmenin yazılı olması ve rekabet yasağının zaman, yer ve konu bakımından sınırlandırılması gerekir. Tüm bu koşulların hepsinin gerçekleşmiş olması şarttır ve bu koşullar emredici nitelikte olduklarından bu koşullardan herhangi birisinin bulunmaması halinde sözleşme batıl olacaktır. Bu açıklamalar ışığında somut olayda taraflar arasında imzalanan rekabet yasağına ilişkin taahhütnamenin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalının geçerli olan taahhütnamedeki rekabet yasağını ihlal edip etmediği hususuna gelince; bilirkişi marifetiyle davacının ticari kayıt ve belgeleri üzerinde, mailler üzerinde incelemelerin yapıldığı, tanık beyanlarına başvurulduğu, buna göre; davalının davacı şirketle aynı iştigal alanında faaliyet gösteren bir başka şirkette rekabet yasağı süresi içerisinde faaliyette bulunduğu, davacı yanında çalıştığı süre içerisinde edindiği müşteri bilgisini kullanarak rekabet yasağına aykırı davrandığı, zira bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere, davalının işten ayrılmasından sonra davacının müşterisi olan şirketlerin satış rakamlarında ciddi düşüşlerin yaşandığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davalının yukarıda anlatıldığı şekilde rekabet yasağını ihlal ettiği, dolayısıyla davacının cezai şart bedeli talebinin yerinde olduğu, ancak rekabet yasağına ilişkin taahhütnamede rekabet yasağına aykırı davranış halinde davalının 250.000-TL cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmış ise de cezai şartın miktarı ile öngörülen rekabet yasağı arasındaki denge, davalının menfaati ve davacının maddi zararının tespit edilememiş olması göz önünde bulundurularak BK 161/son maddesi uyarıca hakkaniyet uyarınca 25.000 TL cezai şarta hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
25.000 TL tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.707,75.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 4.269,38.-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,63 TL harcın davacıya tarafa iadesine.
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70.-TL başvurma harcı ile 1.707,75.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.613,40.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından tarafından yapılan 1.282,50.-TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.000,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı taraf her ne kadar vekil ile temsil etmiş ve dava kısmen reddolunmuş ise de; sözleşmedeki cezai şart nedeniyle davalının ekonomik olarak mahfına yol açacağından cezai şarttan hakkaniyet indirimi yapılarak hüküm kurulduğundan TBK m. 51, 52 maddesi uyarınca haklılığı ortaya çıkan (hakkaniyet indirimi yapılan) davacı taraf aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
9-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca talep edene iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/02/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.