Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/65 E. 2019/1258 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/65 Esas
KARAR NO : 2019/1258

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARŞI DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/01/2015
KARŞI DAVA TARİHİ : 03/07/2015
KARAR TARİHİ : 30/12/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 26/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı-karşı davalı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin çocuk bezi imalatı ve satış işiyle iştigal ettiğini, bu kapsamda da borçlu şahısa, faaliyeti kapsamında birkaç yıldan beri çocuk bezi satışı yaptığını, faturaya dayalı çocuk bezi ürünlerini satıp teslim etmiş olmasına rağmen borçlu şahıs tarafından hiçbir hukuki ve geçerli sebep gösterilmeksizin alınan ürünlerin bedeli ödenmediğini, buna ilişkin olarak davalı şahıs hakkında 30/12/2014 tarihinde Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayısı ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şahsın itirazı neticesinde takibin durduğunu, davalı adına kayıtlı olduğu ….., ….., …. plakalı araçlar ile İstanbul ili , ….. ilçesi, ….. Mah ….. ada, ….. parsel de kayıtlı taşınmaz üzerine ihtiyati haciz niteliğinde olmak üzere teminatsız veya mahkemenin uygun göreceği teminat karşılığında tedbir kararı verilmesini, mahkemece bunun uygun görülmemesi durumundaysa bu taşınmaz ve araçların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla iş bu davanın yargılama sonucuna kadar kayıtlarına tedbir konulmasına karar verilmesini vekaleten talep ettiğini, açıklanan nedenlerle borçlunun yukarıda bilgileri verilen taşınmaz ve araçların kaydına teminatsız veya da sayın mahkemenin takdir edeceği teminat karşılığında ihtiyati haciz niteliğinde olmak üzere tedbir konulmasını, bunun mahkemece kabul edilememesi durumundaysa söz konusu malvarlığının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla iş bu yargılamanın neticesinde kadar kayıtlarına HMK 390 vd gereğince tedbir konulmasını, borçlu davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptalini, takibin devamını, davalıya %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödetilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili tarafından sunulan cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasındaki ticari faaliyetin 2010 yılında başladığını, davacı biriken fazla malı almadığı gibi usulsüz iş ve işlemlere tevessül ederek tamamen asılsız ve geçersiz isnatlarla müvekkili borçlu göstermeye çalışıp haksız takip ve dava yoluna giriştiklerini, müvekkilinin teslim aldığı ürünlerin parasını verdiğini, müvekkilinin hiç borcunun olmadığını, takibe ve davaya konu faturalar incelenirse 02.05.2014 tarihli 6.927,75 TLlik, 01.11.2014 tarihli 5.634 TLlik, 14.11.2014 tarihli 7.147 TLlik, 21.11.2014 tarihli 13.013,63 TLlik, 27.11.2014 tarihli 11.475,75 TLlik, 28.11.2014 tarihli 5.286,38 TLlik faturaların müvekkille hiçbir ilgisinin olmadığının anlaşılabileceğini, davacının müvekkille hiçbir ilgisi olmayan bu faturalara dayanarak müvekkili sorumlu tutmaya kalkışması haksız ve yersiz olduğunu, müvekkilinin bu faturalara konu ürünleri teslim almadığını, güvene dayalı ilişki sebebiyle davacıya ödemeler yapılmakta mallar teslim edildikçe ödemeler mahsup edilmekte ve yine belirli aralıklarla ödemeler yapıldığını, kayıtlar incelendiğinde davacının müvekkilden değil müvekkilin davacıdan alacaklı olduğu hemen anlaşılabileceğini, müvekkil aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilmesinin haksız olduğunu, davacıya yapılan ödemeler üzerinde inceleme yapılarak ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle, müvekkilinin davacıya hiçbir borcu olmadığından, davacının müvekkile borçlu olduğundan, ihtiyati tedbir kararı tatbik edilen taşınmaz dava konusu bedeli fazlasıyla karşıladığından, haksız ve yersiz itirazın iptali davasının reddini, karşı belirsiz alacak davanın kabulünü, öncelikle davalı-karşı davacıdan olan tüm alacaklarının tespitiyle şimdilik 10.000 TL’sinin ticari avans faiziyle birlikte tahsilini, haksız ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını,ya da bu talebin kabul edilmemesi durumunda fahiş ihtiyati tedbir talebinin en azından taşınmaz üzerindeki kısım baki kalmak üzere en azından araçlar üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, yargılama gideri ile vekâlet ücretlerinin davacı ve karşı davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı (davacı-karşı davalı) … tarafından borçlu (davalı-karşı davacı) … Şirketine yönelik 99.286,38 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, davacı şirketin davalı tarafla aralarındaki ticari ilişki çerçevesinde davalı tarafa satım teslim ettiği mallar nedeni ile alacağının tahsili istemi ile başlattığı icra takibine itiraz edilmesi sonucunda İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Karşı dava ise, karşı davacının karşı davalıdan sadece irsaliyede imzası bulunan ürünleri teslim aldığı, bir kısım faturalardaki ürünleri teslim almadığı, teslim aldığı ürünlerin bedelinin çok fazlasını karşı davalıya ödediğinden bahisle borcunun değil alacağının olduğundan bahisle açtığı alacak davasıdır.
Gerek asıl davanın gerekse karşı davanın aynı ticari ilişki çerçevesinde cereyan eden alışverişlerden kaynaklanan iddialar olması nedeni ile asıl dava ve karşı dava aynı başlık altında birlikte değerlendirilecektir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının davalıya ne kadar ürün sattığı ve teslim ettiği, ürünlerin bedellerinin ödenip ödenmediği ve ödenmişse ne kadar ödendiği, bu kapsamda davacının sattığı ürünlerden dolayı bakiye alacağının mı bulunduğu yoksa davalının avans ödemesi/fazla ödeme nedeni ile davalı-karşı davacının alacağının mı bulunduğu noktalarında toplanmakta olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin uzun bir sürece yayıldığı, çok sayıda mal alım-satımı, ödeme ve işlem bulunduğu anlaşılmaktadır.

Tarafların her ikisinin de tacir olması nedeni ile tutmakla yükümlü bulundukları ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişinin teknik incelemesine başvurulmuştur.
SMMM bilirkişisi ….. imzalı 24/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından ibraz edilen 2010-2011 yılı ticari defterlerinin davacı lehine delil vasfı taşımadığı, 2012-2013-2014 yılı ticari defterlerinin ise davacı lehine delil vasfı taşıdığı; davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin davalı lehine delil vasfı taşıdığı, davacı ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 93.993,86 TL alacaklı gözüktüğü, davalı ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacıdan 189.081,65 TL alacaklı gözüktüğü, yanlar arasında 283.075,50 TL ihtilaf olduğu, bu mutabakatsızlığın nedeninin davalının davacıya verdiği iddia edilen 212.881,00 TL lik çek, davalının davacı borcuna 2 defa işlediği 10.000 TL lik çek, davacının …..’a düzenlediği 64.300,01 TL lik fatura, davacı tarafından davalıya tanzim edilen ancak davalının kayıtlarında olmayan 60.994,52 TL lik faturalar ile davacı tarafından davalıya yapılan 63.500,00 TL lik havaleden kaynaklandığı, davalının davacı borcuna kaydettiği 212.881,00 TL lik çekin dayanağının sunulmadığı, işbu nedenle davalı iddialarının ispata muhtaç olduğu, davalının davacı borcuna 2 defa işlediği 10.000,0 TL lik çekin davacı alacağı olarak değerlendirildiği, davacının …..’a düzenlediği 64.300,01 TL lik faturaların davalı alacağı olarak değerlendirildiği, davacının davalıya tanzim ettiği 60.994,52 TL lik faturalardan teslim alan imzası bulunan toplam 18.436,50 TL lik faturanın davacı alacağı olarak değerlendirildiği, sadece teslim alan imzası bulunan 42.558,02 TL lik faturanın davalıya teslim edildiği ve davacı alacağı olarak kabulünün sunulu deliller kapsamında takdirinin mahkemede olduğu, davacı tarafından davalıya yapılan 63.500,00 TL lik havalenin banka kaşe imzalı dekontlarının ibraz edildiği, 63.500,00 TL’nin davacı alacağı olarak değerlendirildiği, icra takip tarihi itibariyle davacının (asıl dava davacısı) davalıdan (asıl dava davalısı) 51.435,84 TL alacaklı olduğu, ancak davacının ibraz ettiği sadece teslim alan imzası olan 5 adet 42.558,02 TL lik faturanın davacı alacağı olarak kabulü halinde 42.558,02 + 51.435,84 = 93.993,86 TL davacı alacağı olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, görülen lüzum üzerine ve davacı/karşı davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi doğrultusunda ….. Bankası’na müzekkere yazılarak itiraz dilekçesinde belirtilen çeklerin suretleri ile tahsilat bilgileri ve 04/01/2013 vade tarihli 10.000 TL tutarlı çek ile ilgili 20.000 TL ödeme yapılıp yapılmadığı ve banka kayıtlarında bu çekle ilgili neden iki kayıt bulunduğu husunda bilgi verilmesi istenilmiş, banka tarafından gönderilen cevabi yazıda söz konusu çekin 1 kere ödenmiş göründüğü bildirilerek çek sureti yazı ekinde gönderilmiş, ancak diğer çeklerle ilgili cevap verilmediğinin anlaşılması ve davalı/karşı davacı vekilince talep edilmesi sonucunda bankaya yeniden müzekkere yazılmış, bu kez gönderilen cevabi yazıda bir kısım çeklerin önlü arkalı fotokopileri gönderilmiş ve bir kısım çeklerin temin edilemediği bildirilmiştir.
…… Bankasına yazılan müzekkereye verilen cevapta, …… adına tanımlı çeklerin takas sistemi aracılığıyla bankaya ibraz edilerek tahsilinin gerçekleştiği bildirmiştir.
Mahkememizce bilirkişiden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bankalara yazılan müzekkerelere cevaplar tamamlanmadan alınan SMMM bilirkişisi …..’nın 04/04/2016 tarihli 1.ek raporunda özetle; davalı tarafından davacıya verildiği iddia edilen 212.881,00 TL bedelli çeklerin davacıya verildiğine dair herhangi bir dayanak olmadığı, davalı iddialarının ispata muhtaç olduğu, ….. Bankası tarafından celp edilen toplam 110.436,00 TL bedelli çek görüntülerinden toplam 82.024,00 TL lik çekin davacıya verildiği ve davacı tarafından tahsil edildiğinin tespit edildiği, yine 28.412,00 TL lik çeklerin ise dava dışı şahıs ve şirketlere verildiğinin görüldüğü, 212.881,00 TL – 110.436,00 TL = 102.445,00 TL lik çek açısından herhangi bir bilginin olmadığının anlaşıldığı, davalı kayıtlarında davacı borcuna kaydedilip davacı kayıtlarında olmayan toplam 212.881,00 TL lik çekten toplam 110.436,00 TL bedelli çeklerden toplam 82.024,00 TL bedelli çeklerin davacıya verildiğinin çek fotokopilerinden tespit edildiği, her ne kadar davacının 21/05/2011 vade 6.750,00 TL lik çekin hamiline düzenlendiği ve 3.kişiden alındığını iddia etmiş ise de çekin arkasında davacıdan önce herhangi başka bir cironun olmadığının görüldüğü, yine davacı tarafından 82.024,00 TL bedelli çeklerin dava dışı ….. adına davalıdan alındığı iddia edilmiş ise iddialarına dayanak herhangi bir ispat vasıtası sunulmadığı, davacının anılı çekleri ….. borcuna mahsuben aldı ise ….. cari hesabına alacak olarak kaydedildiğinin gözükmesi gerektiği halde davacının bu yönde herhangi bir delil sunmadığı, davalı tarafından ….. nolu 10.000 TL bedelli çekin davacıya 2 defa ödendiğinin iddia edildiği ancak banka cevabi yazısında çekin 1 defa ödendiği bilgisi verildiği, sunulan celp edilen belgeler doğrultusunda seçenekli hesaplama yapıldığı ve davacı tarafından davalının vermiş olduğu çeklerden 64.300,01 TL lik kısmının ….. adına alındığının ispatlanamaması halinde davalının davacıdan 30.588,16 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından davalının vermiş olduğu çeklerden 64.300,01 TL lik kısmının ….. adına alındığının ispatlanması halinde ise davacının davalıdan 33.711,85 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
04/04/2016 tarihli 1.ek raporun bankalara yazılan müzekkereler tamamlanmadan alınmış olduğunun anlaşılması neticesinde, bankalara yazılan müzekkereler tamamlandıktan sonra yeniden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, SMMM bilirkişisi …..’nın 29/06/2016 tarihli 2.ek raporunda özetle; 212.881,00 TL lik çeklerden 33.357,00 TL lik çeklerin davalı tarafından davacıya değil dava dışı şirketlere verilmiş olduğu, 54.500,00 TL lik çeklerin …. tarafından davacıya verilmiş olduğu, 125.024,00 TL lik çeklerin de davalı tarafından davacıya verilmiş olduğunun tespit edildiği, davalı tarafından davacıya verildiği iddia edilen çeklerden 54.500,00 TL lik kısmının, yanlar arasındaki ihtilaftan biri olan …’a düzenlenen faturalar karşılığında … tarafında davacıya verildiğinin sabit olduğu, diğer bir ifade ile davalının, …..’a düzenlenen faturaları kendi borcu gibi değerlendirmiş, yine …..’ın verdiği çekleri de kendi alacağı gibi değerlendirmiş olduğu, davalının alacaklı olduğunu iddia ettiği 189.081,65 TL nin içinde zaten …..’a düzenlenen faturaların davacı alacağına kaydedildiğine göre yine davacıya verilen çeklerde bu faturaların ödemesi olarak davacı borcuna kaydedildiğine göre yanlar arasında artık bu hususta ihtilaf kalmadığı ve davacının artık …..’la ilgili fatura ve çekleri ispatı gibi bir hususun söz konusu olmadığı, bundan sonraki hesaplamalarda …..’a düzenlenen faturaları davalı borcu, verilen çekler de davalı alacağı olarak değerlendirileceği, …..’a 64.300,00 TL lik fatura düzenlenmekle beraber …..’dan tahsil edilen çeklerin 54.500,00 TL olarak tespit edildiği, ancak dava konusu somut olayın tümden değerlendirilmesinde, gerek yanlar arasındaki organik bağ bulunması, gerekse davalının ….. faturalarını ve çeklerini kendi borç/alacağı gibi değerlendirmiş olması nedeniyle aradaki fark olan 9.800,00 TL lik fatura bedelinde, davacıya verilen 125.024,00 TL lik çeklerin içinde olduğuna kanaat edildiği, sonuç olarak davacı/karşı davalının davalı/karşı davacıdan alacağı bulunmadığı, davalı/karşı davacının davacı/karşı davalıdan 21.230,14 TL alacaklı olduğu, ancak davacı/karşı davalı tarafından davalı adına düzenlenen 42.558,02 TL lik fatura muhteviyatının davalıya tesliminin ispatlanamaması halinde ise davalı/karşı davacının davacı/karşı davalıdan 3.788,16 TL alacaklı olacağı bildirilmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili tarafından sunulan 18/07/2016 tarihli dilekçe ile karşı davasını 29/06/2016 tarihli 2.ek rapor doğrultusunda ıslah ederek talebini 77.558,16 TL’ye çıkardığı görülmüştür.
Mahkememizce görülen lüzum üzerine taraf itirazları da dikkate alınarak yeni bir bilirkişi tayin edilerek yeniden bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiş, bunun üzerine SMMM bilirkişisi …… tarafından sunulan 24/04/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının ciro etmiş olduğu ve tahsil etmiş olduğu çekleri kayıtlarında ne şekilde aldığı hususunda ya da almadığı hususunda tespit yapılabilecek veri bulunmadığı, diğer bir ifade ile davacının 125.024 TL’lik çeki davacıdan almış ve tahsil etmiş olduğunu ancak kayıtlarına ne şekilde yansıttığının belli olmadığını, dolayısıyla çek üzerindeki ciro silsilesinin aksini gösterir belge kayıt delil sunulmamış olmakla davacının tahsil ettiği çeklerin davalı borcundan düşülmeme sebebi hususunda delillerin dosyada bulunmadığı sonucuna varıldığını, diğer yandan 33.357,00 TL tutarında davacının cirosu olmayan çeklerin ise davalı tarafından davacıya olan borca ilişkin verildiği hususunda çek üzerinde tespit yapılabilecek şekilde davacının cirosu olmadığı, davacının kayıtlarında kendi aleyhine davalı ödemesi olarak yer aldığı yönünde tespit bulunmadığı ve yine aynı mahiyette davacı tarafın çekleri davalı borcuna ilişkin aldığı hususunda yazılı davacıdan sadır belge tahsilatı makbuz vs. Bulunmamakla davalının 33.357 TL lik ödeme iddiasının delillerinin dosyada bulunmadığı, davalının kayıtlarında olmadığı bildirilen davacı ödemelerinin banka gelen yazıları ile tevsik edildiği, davalı tarafın mahkemeye konu ticari ilişki dışında borç alacak ilişkisi olduğuna dair delil sunmadığı davalıda olmayan davacı ödemelerinin dayanakları kapsamında davalı borcu olarak değerlendirildiği…4.666,50 TL dışındaki kalan 56.328,02 TL tutarındaki faturalar sebebiyle davacının alacaklandığının kevcut tespit edilenler kapsamında dayanaklandırılmadığının belirlendiği, davalı/karşı davacı … tarafından rapora itirazlarında 63.500 TL tutarındaki havalenin huzurdaki dava ile ilişkisi olmadığını, ihracat izni olmayan müvekkiline ait malların Suriye’de sattığından ödemeni bu mallar ile ilgili olduğunu…bildirdiği, tarafların dışındaki dosyada taraf olmayan 3.şahıslar ile ilgili bildirilenlerin davacı ve davalı taraf defterlerinde birlikte belirlemesi yapılmadan 3.şahısla ilişkinin öncesi olup olmadığı belirlenmeden salt davalının 3.şahsa tanzim edilen faturaları çizmek suretiyle ve davacı ile mutabakat oluşturmadan salt davalı tarafın tasarrufu ile ortaya çıktığı anlaşılan kısmın hesaplamada esas alınmadığı, yapılan hesaplamalar neticesinde davalı/karşı davacının davacı/karşı davalıdan 87.358,14 TL alacaklı olduğu ancak davacının 13.770 TL tutarındaki faturasının davalı tarafça ilk cevap dilekçesinde kabul edildiği, 13.770 TL lik iki adet …-….. teslim alan imzalarına havi faturalardan davalının sorumlu olacağı değerlendirildiğinde bu meblağın mahsubu neticesinde 73.558,16 TL alacaklı olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Davalı/karşı davacı vekili tarafından sunulan 08/05/2017 tarihli dilekçe ile, daha önce ıslah yoluyla 77.558,16 TL’ye çıkartılan taleplerinin eksik harç tamamlanarak 87.358,16 TL’ye çıkartıldığını beyan ettikleri görülmüştür.
Davacı vekilinin 10/07/2017 tarihli celsedeki talebi üzerine ve görülen lüzum üzerine mahkememizin 09/10/2017 tarihli celsesinde verilen ara kararlar üzerine Ticaret Sicil Müdürlüğünden ve ilgili vergi dairesinden davalının işyerinin 2010-2013 yılları sicil kayıtları ile vergi kayıtları celp edilmiş, SGK’ya müzekkere yazılarak davalının işyerinin 2010/2013 yıllarına ait tüm çalışanları gösterir dönem bordroları celp edilmiş, davalı tarafın işletme yetkilisi olan …’ın uyuşmazlık konusu faturaların teslimi ve fatura altındaki imzalara ilişkin isticvabına karar verilmiş, yine gelecek SGK kayıtlarında ….. ve …….’in davalı çalışanları olduğunun tespit edilmesi halinde bu kişiler hakkında da aynı doğrultuda isticvap davetiyesi çıkartılmasına karar verilmiştir.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden BS-BA formları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu faturalardan 5 adet faturada adına atfen imza bulunan …’ın imzalarının bulunduğu belge asıllarının ilgili yerlerden celp edilerek imza incelemesi yaptırılmasına ve bir kısım faturalar altında teslim alan kısmında adları bulunan … ve …..’in isticvabına karar verilmiştir.
… ilgili kişi sıfatıyla duruşmada alınan beyanında: “Ben oğlum …… ile beraber ….. Pazarlama isimli işyerini işletmekteyim. Kayıtlarda bu yer oğlumun üzerine görünmüktedir ancak beraber işletmekteyiz.Bu işyerinde temizlik malzemeleri , çocuk bezi vs. Perakende satışı yapmaktayız bu kapsamda davacı şirket ile aramızda ticari ilişki vardır bu ticari ilişki kapsamında çocuk bezi alımı yaptığımız doğrudur biz alımını yaptığımız tüm fatura bedellerini ödedik ürünleri davacı işyerinde çorluda alıyorduk ve irsaliyeleri imzalıyorduk dava konusu olan faturaları ise biz teslim almadık isticvaba konu toplam 56000 TL lik 5 adet faturaların altındaki imzalar bana ve oğluma ait değildir bu faturalara konu ürünleri teslim almadık. Ayrıca dava konusu olan bu faturalar dışındaki diğer iki fatura altında imzası bulunan ….. ve … isimli kişileri tanımıyorum bizim bu isimde çalışanımız olmamıştır.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
… davacı tanığı sıfatıyla duruşmada alınan beyanında: “Ben nakliye işi ile uğraşırım, tarafları tanımam, ancak bana göstermiş olduğunuz 08/07/2014 tarihi …… nolu 6.840,00 TL bedelli fatura ve fatura konusu irsaliyenin altındaki imza bana aittir, ben fatura konusu malları davacı … Dış Ticaretin Çorlu’daki fabrikasından aldım ve Bağcılar Göztepe civarında depo gibi bir yere teslim ettim, teslim ettiğim kişinin ismini hatırlamıyorum, taşıdığım malzeme bebek bezi ıskartası idi. Ben davacının çalışanı değilim, serbest çalışırım, bizim çalışma sistemimizde malları yükler alıcıya teslim ederiz, malların irsaliyelerini de teslim ettiğimiz kişiye imzalatıp bir nüshasını biz alırız, bu nüshayı yaklaşık bir kaç ay yanımızda tutarız, sorun çıkmazsa yırtar atarız, bu şekilde söz konusu malların irsaliyesini de düzenledim ve teslimden birkaç ay sonra yırtıp attım. Faturanın ait olduğu döneme ilişkin telefon kayıtları çıkartılır ise kiminle görüştüğüm malı kime teslim ettiğim ortaya çıkacaktır, ben malı teslim etmeden önce teslim edeceğim kişi ile telefonda görüştüm, benim telefon numaram …….’dir” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
… davacı tanığı sıfatıyla talimat yoluyla alınan beyanında: “Ben nakliye işi ile uğraşmaktayım. Bana sormuş olduğnuz faturadaki ….. Limited Şirketi ile ….. Pazarlamayı tanımam. Ancak bu firmalar akrabaymış bildiğim kadarı ile. Ben …….. Nakliyat isimli firmadan hurda niteliğinde olan çocuk bezlerini yük olarak Çorlu’dan aldım. Sonrasında İstanbul Bağcılar’da bir inşaatın altındaki depoya yükü teslim ettim. Çocuk bezleri çöp poşetine doldurulmuş haldeydi. Hurda olarak geçtiği için irsaliye de düzenlenmemişti. Yanlış hatırlamıyorsam bu olay 4-5 yıl kadar önce oldu” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davaya konu faturalardan 5 adet faturada (01/11/2014 tarih ….. nolu 5.634,38 TL bedelli, 14/11/2014 tarih …… nolu 7.147,88 TL bedelli, 21/11/2014 tarih ….. nolu 13.043,63 TL bedelli, 27/11/2014 tarih …. nolu 11.475,75 TL bedelli ve 28/11/2014 tarih …. nolu 5.286,38 TL bedelli faturalar) teslim alan sıfatıyla adına atfen imzaların …’ın eli ürünü olup olmadığına ilişkin mahkememizce aldırılan 02/05/2018 tarihli grafolojik bilirkişi raporunda imzaların …’ın eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce 25/06/2018 tarihli celsede davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış, yemin metnini hazırlayıp sunması üzerine davalıya meşruhatlı davetiye çıkartılmış ve bunun üzerine 08/10/2018 tarihli celsede davalı duruşmaya katılarak yemini eda etmiştir.
Son alınan bilirkişi raporundan sonra toplanan deliller ve eda edilen yemin dikkate alınarak ayrıca raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeniden bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine SMMM bilirkişisi ….., SMMM bilirkişisi ….. ve öğretim üyesi bilirkişi Dr. ….. tarafından sunulan 11/07/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacının ispat yüküne muhtaç toplam 42.558,02 TL meblağlı 5 adet faturanın ispatlanamaması nedeniyle hesaplama dışı tutulduğu, davacı tarafından ….. adına düzenlenen faturaların … adına düzenlenmediği, dava dosyasına davalı tarafından sunulan ve kendi kayıtlarına alınan kadar olup olmadığı hususunda veri olmadığı, davacının 125.024,00 TL tutarındaki çeki bankadan tahsil ettiğinin dosyaya gelen yazı cevaplarında mevcut olduğu ancak davacının bu borcu davalıdan neden düşmediğinin tespit edilemediği, 33.357,00 TL tutarındaki çekin davacıya teslim edildiğine ya da verildiğine dair dosya muhteviyatında herhangi bir belgeye rastlanılmadığı, davalının ödeme iddiasının delillerinin de dosyada olmadığı, 54.500,00 TL tutarındaki çekin ….. tarafından davacıya verildiği, dosyaya sunulan sicil kayıtlarında ….. ve …’ın farklı sicil numaraları ile iki ayrı firma olduğu, davalının bu çeklerde cirosunun olmadığı, davalının ….. nolu 10.000,00 TL tutarlı çeki davacıya 2 kere çıkış yaptığının tespit edildiği, davacı tarafından davalıya bankadan yapılan 63.500,00 TL tutarındaki havale ödemelerinin incelenmesinde; davacı kayıtlarında olan, davalı kayıtlarında olmayan davacı ödemelerinin dosyaya mübrez bankadan gelen ödeme yazıları ile tevsik edildiği davalı borcu olarak tespit edildiği, davalının vermiş olduğu çeklerin avans çeki olarak verilmiş olduğunun yazılı delille ispat edilmesi gerektiğinin değerlendirilmesi gerektiği, sonuç olarak davalı tarafından verilen çeklerin avans çeki olarak verildiğinin kabul edilmesi halinde davacının herhangi bir alacağı olmayıp davalının 73.588,16 TL alacağının olduğu, davalı tarafından verilen çeklerin avans çeki olmadığının kabul edilmesi halinde ise davacının davalıdan 51.435,84 TL alacağının olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce her ne kadar davacı tarafa yemin delili hatırlatılarak yemin metninin sunulması sonucunda davalı tarafa yemin eda ettirilmiş ise de, mahkememizce son olarak aldırılan bilirkişi heyet raporu sonucunda davalı/karşı davacı tarafça avans olarak verildiği iddia edilen çeklerin mal teslimi olmaksızın avans olarak verildiği iddiasının bunu idida eden davalı/karşı davacı tarafça ispat edilmesi gerektiği, bu konuda ispat yükünün davalı/karşı davacı tarafta olduğunun anlaşılması nedeniyle mahkememizce yemin delilinin hatırlatılması üzerine bu kez davalı tarafa yemin delili hatırlatılmış ve bunun sonucunda davacı/karşı davalı şirket yetkilisi hüküm celsesinde duruşmaya katılarak teklif olunan yemini eda etmiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; taraflar arasında uzun bir süreye yayılan mal alım satımı konusunda ticari ilişki bulunduğu, düzenlenen irsaliyeli faturalar, karşılıklı ödemeler ve davalı/karşı davacı tarafça davacı/karşı davalıya verilen çekler bulunduğu, davacı/karşı davalı tarafça davalı/karşı davalıya teslim edildiği iddia olunan bir kısım faturalarda teslim alan sıfatı ile adına atfen imza bulunan …’ın mukayeseli imzaları ile yaptırılan grafolojik bilikişi incelemesi sonucunda bu imzaların bu şahsın eli ürünü olmadığının saptandığı, bu nedenle bu irsaliyeleri faturalardaki malların davalı/karşı davacıya teslimi ispatlanamadığından bu faturalardaki alacağın davacı alacağına dahil edilmemesi gerektiği, davalı/karşı davacı kayıtlarında davcı borcuna 10.000 TL’nin iki kere işlenmiş olması nedeni ile mükerrer olarak işlenen 10.000 TL nin davacı/karşı davalı alacağına dahil edilmesi gerektiği, ….. tarafından davacı/karşı davalıya verilen 54.500,00 TL tutarındaki çeklerin bu şahıs ile davalının farklı sicil numaralarında ayrı işletme sahipleri olmaları ve çeklerde davalı/karşı davacının cirosu bulunmaması nedeni ile bu çeklerin davalı/karşı davacı tarafından veya onun adına yapılan ödeme olarak kabul edilemeyeceği, davalı/karşı davacı tarafça davacı/karşı davalıya verilen çeklerin avans olarak verilip malların teslim edilmemesi nedeni ile bedelsiz kalan çekler olduğu yönündeki davalı savunmasının çeklerin kural olarak bir ödeme vasıtası olması nedeni ile davalı/karşı davacı tarafça yazılı delillerle ispat edilmesi gerektiği, sonuç olarak toplanan tüm delil ve kayıtlar ile yaptırılan bilirkişi incelemeleri ve ispat edilemeyen konularda karşılıklı olarak eda edilen yeminler sonucunda davacı/karşı davalı tarafın ispat edebilen 51.435,84 TL asıl alacak açısından davanın kabulüne, karşı dava açısından ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği, asıl davada devamına karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizi talebinin yerinde olduğu, devamına karar verilen asıl alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak asıl davanın kısmen kabulü ile asıl dava açısından fazlaya ilişkin talebin reddine ve karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalı-karşı davacının Bakırköy …… İcra dairesinin …. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 51.435,84 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Devamına karar verilen asıl alacağı takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun uyarınca ticari avans faizin uygulanmasına,
Alacak likit olduğundan devamına karar verilen asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak İcra inkar tazminatının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalı tarafa verilmesine,
2-Karşı davanın REDDİNE
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.513,58.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.199,14.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 2.314,44.-TL karar harcının davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı karşı davalı tarafından yatırılan 27,70.-TL başvurma harcı ve 1.199,14.-TL peşin harcın davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı karşı davalı tarafından dosyada yapılan toplam 2.444,40.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.246,64 TL ‘sinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı/karşı davalı tarafa verilmesine, harcanan bakiye gider avansının davacı/karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı/karşı davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.007,94.-TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı/karşı davalı tarafa verilmesine,
7-Davalı karşı davacı taraf kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.613,56.-TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN
8-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.-TL karar harcından mahkememiz veznesine davalı karşı davacı tarafından yatırılan peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın karar kesinleşince ve talep edilmesi halinde iadesine,
9-Davacı/karşı davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.738,65.-TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacıdan tahsili ile davacı/karşı davalı tarafa verilmesine,
10-Dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır