Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/516 E. 2019/1231 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/516 Esas
KARAR NO : 2019/1231

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/10/2010
KARAR TARİHİ : 24/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE;Taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca davacının aldığı ihalelerle tedariki üstlenilen ve davalılarca üretim ve pazarlaması yapılan malları ihale koşullarına yönetmeliğe ve tebliğlere uygun olarak vermeyi taahhüt ettiklerini, davalı limited şirketin tanzim ettiği bu taahhütnamelerin ihale dosyası içinde yazılı olarak bulunduğunu, ancak tedarik edilen malların davalıların kusurlu olması nedeni ile ihalelerin feshedildiğini davalıların taahhütlerini yerine getirmediğini bu nedenle davacı tarafın zarar gördüğünü belirterek 50.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın davalılarından tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı…… ve Süt Ürünleri Pazarlama Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacının dava dilekçesinde sözünü ettiği belgelerin hiçbirini kendilerine tebliğ etmediğini, olayda davacının muayene ve ihbar etme külfetini yerine getirmediğini, bu nedenle ayıba karşı tekeffülden doğan haklarını kullanma imkanının kalmadığını, alıcı olan davacının yasada öngörülen azami 8 gün içinde satılanı muayene edip/ettirip satıcıya derhal bildirmediğini, zamanaşımı süresi 6 ay olup, açılan davanın zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu, davalı …… ve Süt Ürünleri Pazarlama Ticaret Ltd.Şti. nin ……. markalı, diğer davalı …… Mamulleri San. ve Tic. A.Ş. tarafından üretilen gıda mamullerinin alımı, satımı, dağıtımı ve pazarlaması konusunda faaliyet gösteren bir firma olduğunu, …… markalı ürünlerin yurt çapında satış ve tüketiminin yapıldığını, davacının ileri sürdüğü iddiaların daha önce eşine veya benzerine rastlanılmadığını, kötü niyetli iftira ve karalama olduğunu, davalının, davacının belirtmiş olduğu ihalelerin tarafı ya da garantörü olmadığını, davalı şirketin bu ihalelerle ilgili olarak herhangi bir hak veya menfaat sahibi olmadığı gibi, bu ihalelere ilişkin olarak davalı şirket tarafından verilmiş bir taahhüt ya da üstlenilmiş bir sorumluluğun da bulunmadığını, taraflar arasında ürün tedariki veya başka bir konuda davalı şirketi borç ve taahhüt altına sokacak herhangi bir anlaşmanın da olmadığını belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER
Çanakkale ….. Piyade Komutanlığı yazı cevabı, İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, Susurluk Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliği …. Talimat cevabı, Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin …. Esas, …. Karar sayılı ilamı, Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin …. Esas, ….. Karar sayılı ilamı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki satım ilişkisinden dolayı, davacının davalının taahhüdü gereğince 3. kişilerden aldığı ihalelerin davalıdan alıp teslim ettiği malların kusurlu, ayıplı ve taahhütlere aykırı olması nedeniyle feshinden dolayı uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin …… Esas ve ….. Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda verilen ilk kararda, davacının dava açtığı diğer şirketin yetki itirazında bulunduğu ve bu itirazın yerinde olduğu, her iki davalı yönünden davaların birlikte görülmesinin usul ekonomisi yönünden faydalı olacağı gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, mahkememizin yetkisizliğine, başvuru halinde dosyanın Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 21.10.2013 tarihli …. E. – ….. K. sayılı bozma ilamı ile “….davalılardan sadece …… Anonim Şirketi yetki itirazında bulunmuş, diğer davalı yetki itirazı ileri sürmemiştir. Somut olayda zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gibi kesin yetki durumu da söz konusu değildir. Bu durumda mahkemece yetki itirazında bulunmayan davalı … Limited Şirketi hakkındaki davanın tefriki ile bu davalı yönünden işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denilerek hükmün bozulduğu, bozmaya uyularak diğer davalı şirket …… Gıda Mamülleri A.Ş bakımından dosyanın tefrik edilip iş bu dosyadan ayrılmıştır.
Mahkememizce bozma sonrasında yapılan yargılama sonucunda, ….. Esas ve ….. Karar sayılı ilam ile; “…davacının değişik illerde bulunan askeri birimlerin açtığı ihalelere girdiği, bu ihaleler kapsamında davalıdan satın alınan malları askeri birimlere verdiği, davacının askeri birimlere sattığı bu ürünlerin bir kısmının ihale şartlarına uygun olmadığı belirlenerek ihalelerin feshedildiği, 2009 yılı Nisan-Mayıs ve Haziran aylarında davalı tarafça davacıya satış yapıldığı, satışın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan TTK 25/4. maddesi gereğince tacirler arası ticari satımlarda zamanaşımı süresinin 6 ay olduğu, malların tesliminden itibaren işbu dava açılıncaya kadar zamanaşımının fazlası ile dolduğu, satışların 2009 yılı Haziran ayına kadar yapıldığı, her ne kadar davacı 04/01/2010 tarihli ihtarnameyi davalıya gönderdiklerini belirterek zamanaşımı içinde bu davayı açtıklarını belirtmişse de, ihtarname tarihi dikkate alındığında dahi 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçeleriyle, davalı tarafın zamanaşımı def’inin yerinde bulunduğu gerekçeleriyle, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine” dair karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin 21.10.2013 tarihli ….. E.- …. K. sayılı bozma ilamı ile “… dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 25/4. maddesi uyarınca ticari satışlarda zamanaşımı süresi malın tesliminden itibaren 6 aylık süreye tabi ise de, 818 sayılı BK’nun 207/son fıkrası gereğince satıcı alıcıyı iğfal etmiş ise TTK’nun 25/4. maddesinde belirtilen 6 aylık zamanaşımı süresinde faydalanılamaz. Bu durumda 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Mahkemece olayda iğfal halinin bulunup bulunmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. ” denilerek hükmün bozulduğu ve mahkememizce bozmaya uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Yargılama kapsamında söz konusu ihale evrakları celp edilmiş ve teknik bilirkişilerden kök ve ek raporlar alınmıştır.
Somut olayda davacı taraf davalının üretip teslim ettiği, ürünlerin ihale koşullarının ilgili yönetmeliklere ve tebliğlere uygun olmadığının tespit edilmesi üzerine, ihalelerin iptal edildiğini ve bu yüzden maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürdüğü; davalı taraf ise söz konusu ihale sözleşmelerinin garantörü olmadığını ürün tedariki anlamında bir anlaşma ve taahhüdün bulunmadığını, ihale makamlarına hitaben düzenlenen belgelerin taahhüt anlamına gelmeyeceğinden bahisle davanın reddini savunmuştur.
Taraf iddia ve savunmaları, dosyaya celbedilen ihale evrakları uyarınca davacı ile davalı arasında varılan anlaşma uyarınca davalı tarafın davacının aldığı söz konusu ihalelerdeki ürünlerin teminini üstlendiği ve ürünlerin ihale koşullarına, ilgili yönetmeliklere ve tebliğlere uygun vermeyi taahhüt ettiği, nitekim davalı tarafından ihale komisyonuna sunulan belgelerin bu taahhüdü kanıtlar nitelikte olduğu, dolayısıyla davalının bu yöndeki savunmalarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda ihaleye konu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ürünlerdeki bozulmalar ile davalı eylemleri arasında illiyet bağı olup olmadığı noktasında teknik bilirkişiler eliyle inceleme yaptırılmış ve mahkememizce dosya kapsamına uygun olan … Tarihli bilirkişi heyet raporuna itibar edilmiştir.
Buna göre; davalı tarafından tedarik edilen ürünlerin mikrobiyolojik analizler bakımından analizi dış laboratuvar sonuçları temiz olduğundan ürünlerde bu hususta bir hata bulunmadığı, bu durumunda ürünlerde ki bozulmaya küf maya ve depolama koşullarının sebep olduğunu ortaya koyduğu, bu hatanın da üretici firmada mı yoksa alıcı kurumdan mı kaynaklandığının sunulan deliller ve celp edilen belgelerden anlaşılamamıştır.
Etiket bilgileri bakımından davalı üretici firmanın ürettiği ürünlerin, koli üzerinde tarih olmaması, süt yağı oranının isim ile aynı puntoda olması, üründe tuz olmasına rağmen tuzsuz olarak etiketlenmesi nedeniyle mevzuata göre hatalı olduğu, ayrıca ….. sayısı bakımından da ürünlerin uygun bir ürün olmadığı tespit edilmiştir.
Birim ağırlıkları bakımından ise ürünlerin yönetmelik limitleri içinde kaldığından uygun bir ürün olduğu tespit edilmiştir.
Bu tespitler ışığında davacının …… Piyade Tugay Komutanlığı, …… Okulu ve ….. Komutanlığı ile olan hukuki ilişkilerinin bozulması nedeniyle uğradığı zararlardan davalının kusurunun ve nedensellik bağının tespit edilememesi nedenleriyle sorumlu olmadığı yönündeki 26.04.2019 Tarihli bilirkişi kök raporuna ve bu heyetin 10.12.2019 tarihli ek raporuna itibar edilmiştir.
Davacının …… Kolordu Komutanlığı ile kurduğu sözleşme bakımından yapılan değerlendirme uyarınca; davacı 1. ve 2. taksit için toplam 100.000 adet tereyağı teslimi karşılığında …. Kolordu Komutanlığı ile 14.400 TL üzerinden anlaştığı, davacının davalıya herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı ve hangi seçimlik hakkını kullandığını belirtmemiştir. Davacı bu hakkını kullansaydı davalının ayıplı malı yenisiyle değiştirip davacının zarara uğramasına engel olabilirdi. Ayrıca davacı 22.10.2009 tarihli laboratuvar sonuçlarına da itiraz etmemiştir. Dolayısıyla davacının zararın meydana gelmesinde üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğinden müterafik kusurlu kabul edilmiştir. Davacı ile davalı arasında 200.100 adet tereyağının bedeli 31.185,87 TL olarak kararlaştırılmıştır. Şu halde 100.000 adet tereyağının bedeli 15.585,14 TL’dir. Davalının %10 brüt kârından yaklaşık % 2 tasarruf ettiği giderler düşüldüğünde % 8 net kâr üzerinden 100.000 adet tereyağının davalıya maliyeti 14.338,33 TL’dir. Müterafik kusur bedeli üzerinden yarı oranında indirim neticesinde davacının bu ihaleden dolayı zararının 7.363,16 TL olduğu hesaplanmıştır.
Kolordu Komutanlığının sözleşmeyi fesih sebebinin ise bahsedilen 1. Ve 2. Taksit ürünlerdeki ayıplardan değil, ….. Kolordu Komutanlığının 19 Ocak 2010 tarihli sözleşmenin feshi başlıklı yazısından anlaşıldığı üzere davacının 3. ve 4. taksitleri yerine getiremeyeceğini bildirmesi üzerine alındığı açıktır. Bu nedenle davacı ihale sözleşme giderleri başlığı altında talep ettiği zararların tazminini isteyemeyeceği gibi ihalelerden yasaklanması sebebiyle mahrum kaldığı kârını talep etmesi de mümkün değildir.
…….. Tedarik Bölge Başkanlığı’nın davacı ile aralarındaki sözleşmeyi fesih sebebine bakıldığında ise, 450.000 adet poşet tereyağının ilk taksiti olan 150.000 adet poşet tereyağı tesliminin normal muayenesinde reddedildiği, bu sonuca itiraz edilmediği ve verilen 20 günlük sürede de sözleşmeye uygun teslimat yapılmadığı için sözleşmenin feshedildiği görülmektedir (MSB ihale dosyasındaki 24 Eylül 2009 tarih ve poşet tereyağ (15 gr.lık) sözleşmesinin feshi konulu yazı). Bu ürünlerde ki ayıp yukarıda bahsedildiği üzere mevzuata göre etiket bilgilerindeki hatadan kaynaklanmaktadır.
150.000 adet poşet tereyağının normal muayenesinde reddedildiğine ve yenisiyle değiştirilmesine ilişkin davalıya gönderilen 20.07.2009 tarihli faks mesajının davalıya ulaşıp ulaşmadığı dosya kapsamından anlaşılamamıştır. Davalıya uygun bir bildirim yapılsaydı, davalı malı yenisiyle değiştirerek zararı engelleme imkânına sahip olabilirdi. Davacının ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı ve hangi seçimlik hakkını kullandığının belirlenemediği ikircikli durumdan davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle davalının davranışlarının ihale sözleşme giderleri ve teslime arz olunan ürünlere ilişkin giderler kapsamında talep edilen zararlarla uygun illiyet bağı içinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Keza davacı aynı sebeple ihalelerden yasaklı kalması sebebiyle uğradığı zararın tazmin edilmesini de isteyemez. Diğer yandan davalı kendisine uygun bildirim yapılsaydı ve malı yenisiyle değiştirerek bazı zararlara engel olsaydı bile, 150.000 adet poşet tereyağının kendisine maliyeti oranında malvarlığında eksiklik meydana gelecekti. Bu nedenle davacı 150.000 adet tereyağının davalıya maliyeti tutarında davalıdan zararının giderilmesini isteyebilir. Davacı ile davalı arasında 150.750 adet tereyağının bedeli 24.221,25 TL olarak kararlaştırılmış. Şu halde 150.000 adet tereyağının bedeli 24.100,74 TL’dir. Davalının %10 brüt kârından yaklaşık % 2 tasarruf ettiği giderler düşüldüğünde % 8 net kâr üzerinden 150.000 adet tereyağının davalıya maliyetinin 22.172,69 TL olduğu sonucuna varılmıştır. Bu ürünlerde ki aykırılığın etiket bilgilerindeki hatadan kaynaklanması nedeniyle tazminat hesaplanırken davalı lehine indirim yapılmamıştır.
Bu açıklamalar ışığında davacının talep edebileceği maddi zarar miktarının toplam 29.535,85 TL(7363,16+22172,69 ) olduğu kanaatine varılarak, maddi tazminat talebinin bu miktar üzerinden kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın manevi tazminat talebine ilişkin yapılan değerlendirme uyarınca;
Somut olayda davacı taraf, davalının eylemleri neticesinde ihale sözleşmelerinin fesih edildiğini, bir daha ihale almasının zora girdiğini, bu sebeple ticari itibarının zedelendiğinden bahisle manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde, bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Anayasa’nın 5,12,17,20,26. maddelerinde kişilik değerlerini ihlal edenlere karşı kişinin korunması garanti altına alınmıştır. Kanun koyucu, manevi tazminat davası açılabilecek halleri MK’un 24,25,85,143,126,305,BK’nun 47 ve 49.maddelerinde ayrı ayrı düzenlemiştir. Manevi tazminat hakkı, zarar görenin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür. Amacı, kişinin hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoymasıdır. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Manevi tazminatın belirlenmesinde, her olayın kendine özgü özel hal ve şartları değerlendirilmelidir. Olayın oluş şekli, eylemin haksız fiil niteliği taşıyıp taşımadığı, tarafların kusur oranları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın sadaka niteliğinde olamayacağı gibi, davacının zenginleşmesine de sebep olmaması gibi olgular her davada, o davaya özgü olarak değerlendirilmelidir. Gerçek kişilerin yanında, tüzel kişilerin de manevi tazminat talep edibileceği ve şartları oluşmuşsa, manevi tazminata hükmedileceği Yargıtay tarafından ve öğretide kabul edilmektedir.
Buna göre, manevi tazminata hükmedilebilmesinin temel şartları, haksız bir fiilin varlığı, bu haksız fiilin davalı tarafından meydana getirilmesi veya davalının kusururun bulunması ve bu haksız fiil sonucu davacı tarafın zarar görmesidir. Somut olayda davacı taraf söz konusu ihalelerin davalı eylemi neticesinde fesih edildiğini iddia etmiş ise de, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; davacının ….. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı, …… Okulu ve ….. Komutanlığı ile olan hukuki ilişkilerinin bozulmasında davalının kusurunun ve nedensellik bağının tespit edilemediği, …… Kolordu Komutanlığının sözleşmeyi fesih sebebinin ise bahsedilen 1. Ve 2. Taksit ürünlerdeki ayıplardan değil, …… Kolordu Komutanlığının 19 Ocak 2010 tarihli sözleşmenin feshi başlıklı yazısından anlaşıldığı üzere davacının 3. ve 4. taksitleri yerine getiremeyeceğini bildirmesi üzerine alındığı açıktır …… Bölge Başkanlığı’nın davacı ile aralarındaki sözleşmenin fesih sebebi her ne kadar etiketlerdeki hatalardan kaynaklanmakta ise de davacı tarafından davalının bu hatasının düzeltilmesine fırsat tanınmamıştır. Dolayısıyla söz konusu ihalelerden …. Piyade Tugay Komutanlığı, …… Okulu, ….. Komutanlığı ve …… Kolordu Komutanlığına ait ihalelerin feshinde davalının kusuru bulunmamakta, ….. Bölge Başkanlığı’na ait ihale de ise davacı … davalının müştereken kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca her ne kadar davacı taraf söz konusu olay dolayısıyla ticari itibarının zedelendiğini, zarara uğradığını ileri sürmüş ise de bu konuda somut delil dosyaya sunamadığından zarar koşulunu ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenle, davacı tarafın manevi tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
29.535,85 TL’nin temerrüt tarihi olan 04/01/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin ve manevi tazminat talebinin reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.017,59-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.039,50-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 978,09-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça dosyada yapılan 5.500,00.-TL bilirkişi ücreti ve 454,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 5.954,00-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 3.752,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.544,30-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/12/2019

Katip …
¸E-imzalı

Hakim …
¸E-imzalı