Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1085 E. 2020/338 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1085 Esas
KARAR NO : 2020/338

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2015
KARAR TARİHİ : 01/07/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 02/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE:Davalıların hisse, devir ve ortaklık sözleşmesine aykırı davrandıklarını, şirket çıkarlarını zedeleyen davranışlarda bulunmak sureti ile şirketin değer kaybetmesine sebep olduklarını, bunun sonucu olarak da müvekkillerine ait şirket hisselerinin değerlerinin düşmesine neden olduklarını belirterek, 20.000,00 TL kısmi maddi tazminatın faizi ile birlikte müteselsilen davalılardan alınarak müvekkillerine verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalılara yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, … ve …… vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE: Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla müvekkilleri …, … ve … aleyhine olmak üzere dava konusu edilen tüm olguların kabul edilmediğini, iftira niteliğinde haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddini, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyası ile Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyası tüm münderecatlarının işbu dava kapsamında hem beyan hem de delil bakımından nazarı itibara alınarak verilecek hükme dayanak yapılmasını, dava harç ve masrafları ile avukatlak ücretlerinin her bir vekil eden adına karşı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE:
Müvekkilinin Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasından 19/10/2013 tarihinde ….. Tesisleri İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ne yönetim kayyumu olarak atandığını, davadışı şirkette ortaklık sıfatı bulunmadığını, yönetim kayyumu sıfatı ile yapmış olduğu iş ve işlemlerden dolayı davadışı şirkete zarar vermesi veya dava dışı şirketin zarar göremesinin söz konusu olmadığını, davacıların yaptığı şikayet üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığında müvekkili hakkında takipsizlik kararı verildiğini, yine davacıların 15/02/2014 tarihinde yaptıkları şikayet üzerine müvekkili hakkında tehdit ve hakaret suçlamasıyla kamu davası açıldığını, davanın Bakırköy ….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasından devam etmekte olduğunu, müvekkilinin davadışı şirkette kayyumluk görevine başladığı 19/10/2013 tarihi öncesinde gerçekleşen iş ve işlemlerden sorumlu tutalamayacağını, müvekkilinin kayyum sıfatıyla yapmış olduğu görev esnasında, davadışı şirketin 2012 yılındaki zararının 123.100,00 TL ve 2013 yılındaki zararının 150.537,54 TL iken bu zararın 2014 yılında 57.697,54, 2015 yılında ise 28.894,48’e düşmesini sağladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı taraf dava dilekçesi ile, davalılar … ve ….., imar mezuatına göre zamanında inşaata başlamayarak şirketi zarara uğrattığını, termal kuyu ruhsatı davalı …’da olmasına rağmen faturalar şirkete kesilerek şirketi zarara uğrattığını, termal kuyu ruhsatını hisse devri sözleşmesine aykırı olarak şirkete devir ettiklerini, şirketin içini boşaltarak nakit akışını güçsüz bıraktıklarını, şirketi zarara uğrattığını, şirketten yetkisiz olarak para çekmek suretiyle şirketin içini boşalttıklarını, malların zarar görmesine göz yumduklarını, devir ve ortaklık sözleşmesi termal tesisin gelir elde etme şartına bağlı olduğunu, şart davaların davranışları yüzünden gerçekleşmemiş ve şirketi zarara uğrattığını, kayyumun şirket aleyhine iş ve işlemler yaptığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL maddi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, davayı kabul etmediklerini, kendisinin kayyum olarak görev yaptığını, husumet yöneltme gayesinin bulunduğunu, bu gayenin kayyumluğu bıraktırmaya yönelik olduğunu, kayyumluk kararının Bakırköy ….. ATM’nin ….. Esas sayılı dosyası kapsamında verildiğini, mahkemenin verdiği yetki ve görevler doğrultusunda hareket ettiğini, herhangi bir şekilde davaya konu eylemler sebebiyle sorumlu olmadığını, değer biçmenin kendileri tarafından işlem olmadığını, ehil bilirkişilerce alınan raporla yapıldığını, dosyanın Ticaret Mahkemeleri’nin birleşmesi sonucu Bakırköy ….. ATM dosyası olarak devam ettiğini, ayrıca Bakırköy …… ATM’nde şirket ortakları arasında davanın bulunduğunu belirterek kendisi yönünden açılan davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Davalılar … ve … Vekili cevap dilekçesi ile, davayı kabul etmediklerini, davalılardan … ve …’nın kurucu ortak olduklarını, ….. Tesisleri Ltd. Şti.’ni yarısını düzenleme şeklindeki 12/09/2011 tarihli hisse devir ve ortaklık sözleşmesi ile davacılara devrederek onları şirket ortağı olarak kabul ettiklerini, davacılar, sözleşme gereğince edimini yerine getirmediğini, davacılardan …’ın şirket müdürü olarak gerçekleştirdiği iş ve işlemler ile usulsüz kazanımlar elde ederek kendine maddi çıkarlar sağladığını, davacıların herhangi bir para ödemeden 1.500.000 TL değerinde şirket hissesi sahibi olduklarını, Bakırköy ….. ATM’nde benzer bir davanın bulunduğunu, Bakırköy ….. ATM’nin ….. Esas sayılı dosyasıyla da davanın bulunduğunu, dava konusu itibariyle hisse bedellerinin değerinin düşmesinden kaynaklı tazminat isteminin gerçek bir talep olmadığını, kabul etmediklerini, ticari defterlerin usulüne uygun tutulmadığını, Bakırköy …. ATM tarafından bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, raporlarda da görüldüğü üzere gerçeği yansıtmayan ….. Yapı adına düzenlenmiş faturalar bulunduğunu, belirterek davacının davasının kötü niyetli açılmasından dolayı reddini, Bakırköy ….. ATM dosyası itibariyle ve Bakırköy ….. ATM’nin ….. Esas sayılı dosyasının tüm içeriğinin aynı olmasından dolayı dikkate alınmasını talep ettiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacılar ve davalılar …, …’nın hisse devir ve ortaklık devir sözleşmesi kapsamında ortak oldukları şirketteki uygulama neticesinde şirketin zarara uğratılıp uğratılmadığı, özellikle inşaatın yapılmamasından, şirket hisselerinin değer düşmesinden zarar görmeye sebebiyet vermesinden dolayı zarar olup olmadığı, varsa bu zararın kimden kaynaklandığının belirlenmesi olduğu görülmektedir.
Dava konusu uyuşmazlığın davacılar ve davalılar … ile ……’nın hisseleri ve ortaklık devir sözleşmesi kapsamında ortak oldukları dava dışı şirketteki eylem ve işlemleri nedeniyle şirketin zarara uğratılıp uğratılmadığı, inşaat yapımından, şirket hisselerinin değerinin düşmesinden dolayı bir zarar olup olmadığı, zarar var ise davalıların bu zarardan sorumluluklarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dosyaya sunulan deliller, mahkemece celp edilen bilgi, belge ve deliller ile tarafların iddia ve savunmaları bir bütün olarak değerlendirilerek dosya, bir mali müşavir, bir sektörde uzman ve bir mimar bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bu kapsamda dosyaya sunulan 01/06/2018 tarihli rapor ile tarafların itirazları doğrultusunda düzenlenen 28/06/2019 tarihli ek rapor dosya arasına alınmış ve söz konusu raporlar tarafların iddia ve savunmalarını karşılar mahiyette olup, denetime el verişli görülmüştür.
Davacı taraf, davalı …’nın 12/02/2009 – 16/09/2011 tarihleri arasında dava dışı Ltd. Şti.’nin %25 ortağı ve münferid imzası ile tahsil ve ilzama yetkili müdürü olduğunu, bu davalının 12/02/2009 tarihi öncesinde ve 12/02/2009 – 16/09/2011 tarihleri arasındaki dönemde müdür sıfatıyla yapmış olduğu işlemler nedeniyle dava dışı şirketi zarara soktuğunu ileri sürerek sorumluluk davası açmıştır. Ancak davalı …’nın dava dışı Limited Şirketteki müdürlük görevinin 12/02/2009 tarihinde başlayıp 16/09/2011 tarihinde sona ermiş olması dikkate alındığında müdürlük görevinin 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanunun yürürlük tarihi olan 01/07/2012 öncesinde gerçekleştirilmiş olduğu, bu nedenle 6103 Sayılı Kanunun 2. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca somut olaya 6762 Sayılı Eski Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, 6762 Sayılı TTK’da 556. maddenin yollamasıyla Limited Şirketlerde şirket müdürlerinin sorumluluğu yoluna gidilecek davalarda, sorumluluğa ilişkin koşulların oluşmasının ve bu hususta ortaklar kurulu kararı bulunmasının dava şartı olarak ön görüldüğü, somut davada tarafların ortak bulunduğu dava dışı Limited Şirketin müdürü olan davalı … hakkında sorumluluk davası açılmasına dair bir ortaklar kurulu kararı bulunmadığı, bu hususun 6762 Sayılı TTK’nun 556. Maddesi yollamasıyla aynı kanunun 341. Maddesinde özel bir dava şartı olarak düzenlendiği, bu nedenle somut davada dava şartı gerçekleşmediği anlaşılmış olup, bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak bir an için somut olayda dava şartının gerçekleştiği kanaatine varılsa dahi davalıların dava dışı şirketin zararlandırıcı işlemlerle zarara uğrattıklarına yönelik iddialarının ispatlanamadığı, bu hususun teknik bilirkişi heyetince düzenlenen rapor ile de sabit olduğu, kaldı ki şirket ortağı olmayan davalı … hakkında zararın tazminine yönelik talep ve dava hakkının TTK’nun 613/1 maddesi itibariyle ancak dava dışı şirket tüzel kişiliğine ait olduğu, aynı şekilde davalı kayyım …’nun yine şirket ortağı olmaması nedeniyle TTK’nun 644. Maddesi yollamasıyla TTK’nun 555/1 maddesi uyarınca pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, davalı ……’nın hisse devir sözleşmesi ile üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmiş olması ve şirketi temsil ve ilzam yetkisinin olmaması nedeniyle somut davaya konu taleplerin kendisine yöneltilemeyeceği, diğer yandan davacıların tazminat taleplerinin kendilerine ödenmesini değil ancak şirkete ödenmesini talep edebilecekleri kanaatine ulaşılmakla davanın bu yönden de reddinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak ilgili davalıya verilmesine,

5-Bakiye gider avansının karar kesinleşince yatırana iadesine,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahisili ile davalılara verilmesine,
Dair davacı … ve … vekili Av. …. ve davalı vekilleri Av. …. Av. …’ün yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır