Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1056 E. 2018/1094 K. 19.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1056 Esas
KARAR NO : 2018/1094

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2015
KARAR TARİHİ : 19/11/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 17/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 18/11/2015 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE;müvekkileri ……. …Menajerlik İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti aleyhine davalı tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası aracılığıyla kambiyo senedine dayalı olarak icra takibi başlattıklarını, müvekkili….’ın ise icra takibi sonrasında iş yerinde yapılan fiili haciz sırasında ve baskı altında icra dosyasının borcuna kefil aldığındını, müvekkilleriinin icra dosyasına konu sende dayalı davalı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığını, davalı yanın müvekkili olan …’a baskı ve silah zoruyla boş senetler imzalatıldığını, müvekkilinin aleyhine açılan icra takibine tehdit, baskı zorlamaların etkisiyle itiraz edemediğini, müvekkilleri davaya konu olan icra taibi başlatılmadan evvel tüm cari hesap borcunu ödemiş olmalarına rağmen, davalının kötü niyetli olarak mükerrer tahsilat yapmak amacıyla müvekkili …’a baskı ve silah tehdidi altında imzalatılan boş senetlerden bir tanesini icraya konulduğunu, ve iş bu icra takibinin halen derdest olduğunu, icra takibine konu senedin hükümsüz olduğunu, iş bu konu hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının ….. soruşturma sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunduklarını ve soruşturmanın halen devam ettiğini, açıklanan nedenlerle, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile bu güne kadar icra tehdidi altında yapılan 62.400,62 TL’nin faizi ile birlikte iadesini, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasına yapılan takibin ve senedin iptalini, tüm haciz şerhlerinin fekki ile keşide ve vade tarihleri bilinmeyen ve borçlusu ….. Menajerlik İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti kefili … olan 1 adet boş senedin icra takibine konulmaması ve icra taibinin durdurulması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;müvekkilim şirketin yaklaşık 27 yıldır ….. Kiralama alanında faaliyette bulunduğunu, iş hacmi ve araç kapasitesiyle sektöründe sayılı firmalar arasın olduğunu, davacı yanın söz konusu asılsız ve ağır suçlamalar içeren iddialarını müvekkili şirketle bağdaştırmanın mümkün olmadığını, hiç bir yazılı delil içermeyen afaki iddialara dayalı açılan iş bu davanın reddi gerektiğini, davacı-borçlular dava konusu bono ve bonoya dayalı başlatılan takip sebebiyle müvekkiline borçlu olduğunu, aksini ispat etme yükü davacı tarafta olduğunu, müvekkili şirketin ve davalı şirket arasında yapılan 27.08.2014 tarihli yazılı protokol ile davalı şirketin müvekkili şirketten uçak bileti aldığını, toplam 136.581,42 TL tutarındaki işlemden müvekkil şirkete 70.786,42 TL borcunun kaldığını, diğer davacı … …. İstanbul ….. icra Müdürülüğü ….. E. sayılı takip dosyası ile 16.02.2015 tarihinde yapılan fiili haciz esnasında tüm dosya borcuna kefil yapıldığını, 28.04.2015′ te … İcra Müdürü huzurunda tüm dosya borcu toplamı 100.859,00 TL’ yi 06.05.2015’te 25.000,00 TL, 06.06.2015’te 25.000,00 TL, 06.07.2015’te 25.000,00 TL ve 06.08.2015’te 25.859,00 TL ödeyeceğini taahhüt ettiğini, …… Bankası A.Ş. ye gönderilen ……. müzekkeresi neticesinde davacı şirketin hesabına bloke konulduğunu, hesaptaki 49.950,00 TL’nin dosya borcuna mahsuben taraflarınca 25.05.2015’te tahsil edildiğini, 50.909,00 TL ve taahhüt tarihinden itibaren bugüne kadar işlemiş faiz ve sair masraflar taraflarına halen davacı-borçlular tarafından ödenmediğini, söz konusu protokol ile davacının müvekkiline 70.756,42 tl borcu olduğunu, borcun zamanında ödenmemesi halinde aylık %9 yasal faiz işletileceğini kabul ettiğini ve iş bu 27.08.2014 tarihli protokolü imzaladığını, açıklanan nedenlerle, öncelikle; icra takibini sürüncemede bırakmak için iş bu davayı açan davacı-borçlular lehine icra takibinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir taleplerinin reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın davanın reddini, kötüniyetle borcu inkar eden davacıların % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yapılacak yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı-borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
İstanbul ……. İcra Dairesinin ….. esas sayılı takip dosyası sureti, Istanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün dönem bordrosuna ilişkin cevabı yazısı, faturalar, muavin defter fotokopisi, …. ….. bank Genel Müdürlüğünün çek hakkındaki bilgiye ilişkin cevabı yazısı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava, İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti ve icra baskısı altında ödenen bedelin istirdadı talebine ilişkindir.
Somut olayda, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2013 ve 2014 yıllarında olduğu, davacı şirketin uğraşı konusu gereği, muhtelif organizasyonlar için davalı şirketten araç kiralama ve gerek personeli, gerekse organizasyonlar kapsamında davetlilerinin seyahatleri için uçak bilet rezervasyonları kapsamında uçak bilet alımı şeklindeki hizmetler sağlandığı taraf beyanları ve gerekse dosya kapsamı belgelerden anlaşılmıştır.Taraflar arasındaki ihtilafta ise; davacı tarafından, davalıdan Araç Kiralama bedeli, uçak bilet bedelleri karşılığında, davalıya yapılan ödemelerin mükerrer yapıldığı, ödemelerden dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti, işbu mükerrer ödeme dolayısıyla davalı yana imzalanarak verilen 85.000,00 TL bedelli bonodan borçlu olmadığının tespiti ve fazla ödemelerin de istirdatı talep edildiği; buna karşılık, davalı şirket ise, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, davacının araç kiralama bedelleri ile uçak bilet bedelleri karşılığında bakiye kalan borçları için 30.10.2014 vadeli 85.000,00 TL bedelli bononun imzalanarak borca mahsuben verildiği, senedin vadesinde ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığı ve bu nedenlerle davanın reddi talep edilmiştir.
Davacı yan ağırlıklı olarak dilekçe ve itirazlarında uçak biletlerine ilişkin sadece excell dökümünün sunulduğu, uçak biletlerine ilişkin faturaların sunulmadığı beyanı ile davalının 113.512,42 TL’lik uçak biletine fatura düzenlenmediği için davalı alacağı olarak kabul edilmemesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; davalı yan uçak biletlerine istinaden bilet görüntülerini 1 klasör ekinde ibraz etmiş olup, davalının uçak biletlerine fatura kesmemesi VUK hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir, ancak yanlar arasında akdedilen 27.08.2014 tarihli Protokol ve eki liste ile davacının davalıdan toplam 136.581,42 TL bedelli uçak bileti satın aldığı kabul edilmiştir, fatura kesilmemesi davacının davalıdan 136.581,42 TL’lik uçak bileti aldığı ve bu bedelde borçlu olduğu gerçeğini değiştirmemektedir, keza zaten davacı yan bu uçak bileti bedellerini kabul etmemiş olsa idi, 113.512,42 TL fatura kesilmeyen tüm kısımlara itiraz etmesi gerekmekte idi, ancak davacının itiraz ettiği, dava konusu 85.000,00 TL’ lik senet ve bu senedin icra takibine konu edilmesinden dolayı ödenen 62.400,62 TL nin istirdadır. Bu nedenle davalının bu yöndeki itirazları kabul edilmemiş ve davalının uçak bileti hizmeti verdiği kabul edilmiştir.
Davacı tarafından, dava konusu icra takip dosyasına istinaden davalıya verildiği iddia edilen ….. bank …. Şub. … nolu 30.04.2015 vadeli 10.000,00 TL’lik çekin tahsil bilgileri için muhatap bankaya yazılan müzekkere verilen 18.05.2018 tarihli cevap ve ekindeki çek görüntüsünün incelenmesinde; …… bank ….. Şub. …. nolu 30.04.2015 vadeli 10.000,00 TL, keşidecisinin …. İmal. İnş. Tic. İth. İhr. Ltd. Şti. olduğu, çekin arkasında davacı … Ajans cirosundan sonra tahsil cirosu olarak … isim imzası olduğu görülmüştür. Hal böyle olunca; ihtilaf konusu çekin arkasında gerek davacıdan sonra davalı cirosu olmaması, gerekse …’ın davalı çalışanı olup olmadığının belirlenememesi nedeniyle, 10.000,00 TL’lik çekin davacı tarafından davalıya icra dosyası borcuna istinaden verildiğinin ispata muhtaç olduğu değerlendirilmiş ve hesaplamaya esas alınmamıştır.
Davacının davalı şirkete bakiye kalan borçlarının ödenmesi için, taraflar arasında 27.08.2014 tarihli Protokol ile 11.03.2013 tarihi ile 16.06.2014 tarihleri arasındaki Uçak bilet satışlarından bakiye kalan borçlarının ödenmesi amacıyla, davacı tarafından imzalanarak davalı şirkete 85.000,00 TL bedelli Bono (Senet) verilmiş ve ayrıca davacının bakiye kalan borcun son ödeme tarihi olarak kararlaştırılan 27.09.2014 tarihinden itibaren asıl alacak için aylık % 9 yasal faiz ödcneceği taraflarca kararlaştırılmıştır. Davacı taraf her ne kadar tehdit ile protokol ve senedin imzalandığını iddia etmiş ise de delil olarak sunulan ceza dosyasındaki tehdit iddiasının senet ve protokolün düzenlenmesine ilişkin olmadığı, bu hususta başkaca da delil sunulamadığından tehdit iddiası ispatlanamamış kabul edilmiştir ve faiz hususu dışında tarafların serbest iradesi kapsamında tanzim edilen protokol ve bono geçerli kabul edilmiştir. Protokolde belirlenen asıl alacak için aylık % 9 yasal faiz ödeneceği hususu 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesinde belirlenen Ticari Temerrüt faiz oranından çok yüksek olması nedeniyle hesaplamada 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince belirlenen Ticari Temerrüt faizi dikkate alınmıştır.
Bu açıklamalar ışığında, protokole konu bono bedelinin davacı tarafından yapılan ödemelerle karşılanıp karşılanmadığı, fazla ödeme olup olmadığı hususlarında mali müşavir bilirkişiler ve teknik bilirkişiler marifetiyle incelemeler yapılmış ve kök ve ek raporlar dosyaya sunulmuş ve bu raporlardan 14.09.2018 tarihli ek rapor hükme esas alınarak değerlendirme yapılmıştır. Buna göre protokol tarihine kadar davalı tarafından 2013 ve 2014 yılı içinde araç kiralama ve trafik cezalarından kaynaklanan toplamda 54.672,00 TL’lik faturaların davacı adına düzenlendiği, davacı ticari defterlerinde de kayıtlı olan söz konusu 54.672,00 TL’lık Araç kiralama ve trafik ceza faturaları karşılığında davacıya hizmet sağlandığı, aynı şekilde protokol tarihine kadar 2013 ve 2014 yılları içerisinde davalının davacı adına 128.931,42 TL net bilet alımı yaptığı tespit edilmiştir. Protokol tarihinden sonra ise davalı tarafından sunulan hizmete karşılık 13.687,00 TL fatura düzenlendiği ve davacı kayıtlarında da yer alması sebebiyle davalı tarafından bu hizmetin yerine getirildiği kabul edilmiştir. Aynı şekilde davacı kayıtlarında da yer aldığı için 18.994,17 TL’lik vade farkı faturası da ihtilaflı olmayıp davalı alacağı olarak hesaplamaya dahil edilmiştir. Buna göre; davacının, davalıdan satın aldığı bu hizmetler toplamının vade farkı faturası ile birlikte 216.284,59 TL olduğu ve davalı şirket ticari defterlerinden tespit edildiği üzere davacının, davalı yana 2013 ve 2014 yılı içinde toplamda 139.200,00 TL ödemede bulunduğu, dolayısıyla davacının davalı tarafa bakiye borcunun 77.084,59 TL olduğu hesaplanmıştır. Bu açıklamalardan da anlaşıldığı üzere icra takip tarihi itibariyle davacının fazla ödemesinin bulunmadığı gibi davalı tarafa 77.084,59 TL borcunun olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla istirdat talebi yerinde değildir.
Somut olayda davacı taraf, davalı ile aralarındaki temel ilişkiye dayanarak İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasına konu kambiyo sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Takibe konu kambiyo senedi türü olan bono sebepten mücerret olup, kıymetli evrak niteliği taşıyan bir senedin içerdiği hakkın temel ilişkiden bağımsızlığını (soyutluğunu) ifade eder. Somut olarak, herhangi bir kıymetli evrakın düzenlenmesine; satım, ödünç, bağışlama, yayın, taşıma veya ortaklık gibi bir sözleşme sebep olur. Poliçe, bono ve çek, soyutluk ilkesinin geçerli olduğu kıymetli evrak kategorisine girer. Örneğin, bir satım sözleşmesinden doğan bedel için, alıcı satıcıya, bizzat satıcının veya onun gösterdiği üçüncü bir kişinin lehtar olduğu bir bono düzenlemiş ise, temel ilişki olan satım sözleşmesi dışında; ilaveten, bir bono ilişkisi kurulmuş olur. Bu durumda bononun içerdiği alacak hakkının temel ilişkiden bağımsız olması, bononun temel ilişkiyi teşkil eden satım sözleşmesinden soyutluğunu ifade eder. Bu ilkeye göre, senette yer alan hak ile bu hakkın oluşmasına neden olan temel borç ilişkisi arasında herhangi bir bağlılık yoktur. Kambiyo senedinin temel borç ilişkisinden bağımsız bir varlığı vardır. Kambiyo senedi bir defa düzenlendikten sonra doğumuna neden olan ilişkideki bir aksaklık veya bozukluk kambiyo senedinin geçerliliğine etkili olmaz. Kambiyo senedine dayalı bir talep ile karşılaşan borçlunun, borçlanmasına neden olan temel borç ilişkisindeki sakatlığı ileri sürememesi kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesinin sonucudur.
Mücerretlik ilkesi, senedin el değiştirmesi, tedavülü halinde söz konusu olacaktır. Senedi elinde bulunduran ve bu senede dayanarak talepte bulunan hamil aynı zamanda kambiyo senedinin doğumuna neden olan alt ilişkinin tarafı ise bu alt ilişkiden doğan def’iler ona karşı ileri sürülebilir. Soyut kıymetli evrakta senet, temel ilişkinin tarafları arasında kaldığı sürece soyutluk kuralları uygulanmaz. Bu kuralın iki istisnası vardır:
a) Zamanaşımına uğramış bir borç için, kıymetli evrak, (poliçe, bono veya çek) veren kişi, kıymetli evrakı verdiği kişiye karşı zamanaşımı defini ileri süremez. Örneğin: Beş yıl önce satın aldığı buğday bedeli için altıncı yılda bono düzenlenmiş ve satıcıya verilmişse artık bonoyu düzenleyenin temel borç ilişkisinin zamanaşımına uğradığına dair itirazı dinlenmez.
b) Kıymetli evrakın verilmesinin tecdit (borcun yenilenmesi) kabul edilebildiği hallerde temel ilişkideki defiler taraflar arasında da ileri sürülemez.(B.K.m.133)1 Örneğin; taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin sonlandırılarak borcun yenilenmesi amacıyla bono düzenlenmesi gibi.
Bu açıklamalar ışığında; takibe konu senedi elinde bulunduran ve bu senede dayanarak talepte bulunan davalı hamil aynı zamanda kambiyo senedinin doğumuna neden olan alt ilişkinin tarafı olduğu için davacı keşideci bu alt ilişkiden doğan def’iler davalıya karşı ileri sürülebilir. Bu nedenle somut olayda takip konusu bononun 85.000 TL, tarafların kayıtları uyarınca davalı alacağının da 77.084,59 TL olması sebebiyle kural olarak davacı tarafından arada ki farka ilişkin borcunun olmadığı ileri sürülebilecektir, ancak burada da karşımıza yukarıda belirtilen tecdit istisnası çıkmaktadır. Şöyle ki; tarafların protokol uyarınca söz konusu bonoyu tanzim etmeleri TBK 133 uyarınca borcun yenilenmesi niteliğinde olduğundan davacı tarafından temel ilişkideki defiler davalıya karşı ileri sürülemeyecektir. Bu sebeple senet ile asıl borç arasındaki kısma ilişkin de davacının talebi haklı görülmemiş ve davanın tümden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Dosya kapsamı itibariyle davalının kötü niyetli olduğu anlaşılamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90 TL red karar harcının mahkememiz veznesine yatırılan 1.065,65 TL’den mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.029,75 TL harcın karar kesinleşince ve talep edilmesi halinde iadesine
4-Davacı tarafın dosyada yapmış olduğu yargılama giderinin üzerine bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 3 TL’lik yargılama giderinin davacı tarafından tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesaplanan 7.214,07 TL nispi vekalet ücretinin davacı tarafından tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
19/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır