Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/696 E. 2022/864 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/696 Esas
KARAR NO : 2022/864

DAVA : ÜYELİĞİN TESPİTİ VE DAİRENİN TESLİMİ
DAVA TARİHİ : 08/02/1995
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
KARAR Y. TARİHİ :08/11/2022
DOSYA İLE BİRLEŞEN BAĞCILAR …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN …. ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA : MÜDAHALENİN MEN-İ TESCİL DAİRENİN TESLİMİ
DAVA TARİHİ : 25/07/1994
BAĞCILAR …… ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN …. ESAS SAYILI DOSYASI İLE BİRLEŞEN BAĞCILAR …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN …. ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA : MÜDAHALENİN MEN’İ TESCİL DAİRENİN TESLİMİ
DAVA TARİHİ : 22/07/1994
KARAR TARİHİ : 25/02/2010
İstanbul ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. sayılı dosyasından verilen yetkisizlik kararı gereği Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi olunarak …. sayılı esası alan ve aynı mahkemede verilen karar üzerine Yargıtay bozması sonucunda aynı mahkemenin ….. sayılı esasına kaydolunan ve 2011 yılında Ticaret Mahkemelerinin tek hakimli olarak çalışması sonucunda Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. sayılı esasına kaydolunan dava dosyasının 2014 yılında Ticaret Mahkemelerinin yeniden heyet haline dönmesi sonucu mahkememizin …. sayılı esasına kaydolunan dava dosyasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacının vekil aracılığıyla, İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesi ile davalı kooperatife 1986 yılında 18 nolu ortak olarak kayıt olduğunu, 1987 ve 1988 yıllarında davalının genel kurullara çağrıldığını ve düzenlenen hazırun cetvellerini imzaladığını, üyeliği için vekaletname verdiğini fakat kendisine daire teslim edilmediğini, kooperatif üyelerinin yapıp teslim olunan dairelerinin maliyetlerinin 17.000.000,00.-TL olduğunu ancak, davalı kooperatife proje ve mühendislik hizmetleri vermesinden ötürü alacaklı olduğunu, bu alacaklarının kooperatif ortaklık aidatına mahsup edilmesi gerektiğini ileri sürerek sadece 18 nolu ortaklığı sebebiyle davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine ve karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama devamında, dosya ile birleşen Bağcılar …… Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasında davacı …’in davalı kooperatif ve … aleyhine açtığı davada davalı kooperatif yönetiminin 15.06.1998 tarihinde kendilerine ait üyelik dosyaları olmasına rağmen, hisselerine düşen kooperatif dairelerinin tahsisinin yapılmadığını bu nedenle halen üyesi bulundukları ve haksız yere üyelikten çıkarıldıklarının tespiti ile kooperatif hisselerinin davalılar adına olan kayıtlarının iptaline, davalı işgalci olarak nitelendirilen …’ın bu yere müdahalesinin men’ine ve adına tesciline karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Yine bu kez Bağcılar ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyası içerisine birleşen Bağcılar ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasında ise davacı …… in davalı kooperatif ve … ile … aleyhine davalı kooperatif yönetiminin 15.06.1998 tarihinde 263 nolu üyelik kartıyla kooperatife üye kaydı yapılarak kendisine ortaklık senedi verdiğini, daha sonra daireler tamamlanıp teslim edilmeye başlandıktan sonra kendisine ait dairenin diğer davalılara verildiğini ve onlara teslim edildiğini beyanla, kooperatifteki dairesinin tarafına tescili ve teslimi ile müdahalelerinin önlenmesi talep ve dava olunmuştur. Dolayısıyla Bağcılar ……. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası ile birleşen bu dosyanın da Asliye Hukuk Mahkemesinin …….. Esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirilmesi sebebiyle mahkememize intikali sağlanmıştır.
Davalılara usule uygun davetiye tebliği sağlanmış, kooperatif vekilinin verdiği yazılı cevap dilekçesini tekrarla ve özetle, davacının kooperatifin ilk kuruluşu sırasında kaydolduğunu ancak hiçbir ödemede bulunmadığını ve kooperatifin yapılan genel kurullarına da katılmadığını, bu sebeplerle, davacının 1986 yılında üyelik kaydının silindiğini ve yerine üye olarak dava dışı … isimli şahsın alındığı, davacının kooperatifte mimar olarak yaptığı işler karşılığı iş bedellerini aldığı, belirtilen işler sebebiyle alacaklı olup alacağının ortaklık aidat borcuna mahsup edilmesi veya takas edilerek borcundan düşülmesi gerektiğine yönelik iddiasında iyi niyetli olmadığı ve üyelik sıfatına kazanmadığı için de çıkarma işlemi yapılmadığı savunmasıyla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl ve birleşen davalar, davacıların davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespiti, davacılar adına isabet eden dairelerin teslimi, taşınmaza vaki müdahalenin men’i ve teslimi istemlerine ilişkindir.
Yapı kooperatifi ortaklığı , taşınmaz mal edinmeye yönelik bir yatırımdır.Doğaldır ki ortak , sahip olacağı taşınmaz karşılığı bazı ödemeler yapacaktır . Genel olarak , kooperatif ortaklarının , konut ve işyeri edinmek amacı ile kooperatife yaptıkları bütün ödemeleri konut veya işyerinin maliyetini oluşturmaktadır. Uygulamada kooperatif ile ortak arasındaki anlaşmazlıklarının çoğunun ödemelere ilişkin olduğu görülmektedir. Bilindiği üzere ortaklardan tahsil edilecek miktar , zaman ve ödeme koşullarının belirlenmesi genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkileri arasında sayılmıştır.( Anasözleşme 23/6) .Ortağın kooperatife olan borcu , genel kurul kararına göre saptanmaktadır .Yukarıda ifade edildiği üzere, yapı kooperatifleri ortaklarına konut ve işyeri inşaa etmek amacıyla kurulur. Bu amaçların gerçekleşmesi doğrultusunda kooperatif ana sözleşmesinin 21,23/6 ve 61. maddesi gereği konutun veya işyerinin maliyet bedelini genel kurul kararları doğrultusunda ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Parasal yükümlülük , kooperatife karşı her türlü akçeli yükümlülüğü ifade etmektedir. Ortakların hak ve ödevleri, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun üçüncü bölümünde , 18 vd maddelerde düzenlenmiştir. Ortakların ödev ve sorumlulukları üst başlığını taşıyan 27. maddede , süre ve ortaklığın yok olmasına yer verilmiştir. Maddenin ilk fıkrasında, ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarını ana Sözleşmenin belirteceği ifade edilmiştir.31. maddede, anasözleşmenin ortakları ek ödemelerle yükümlendirebileceği belirtilmiştir.Kooperatif organlarından biri olan genel kurul bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır (K.K 42 m.) .Genel kurul kararları bütün ortaklar için hüküm ifade eder .Somut davada, davalıların ortağı olduğu davacı kooperatif genel kurulunda , hangi tutarda aidat alınacağına ilişkin kararlar tesis edilmiştir.Söz konusu genel kurul kararlarının iptali veya geçersizliğine dair bir iddia ileri sürülmediğine veya dava açılmadığına göre bütün ortaklar yönünden bağlayıcıdır.
Yargıtay yerleşik uygulamasına göre,”… kural olarak, kooperatif ortağının tapu iptali ve tescil talebinde bulunabilmesi için davalı kooperatife karşı tüm akçalı edimlerini yerine getirmiş olduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Ayrıca 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik ilkesi gereğince, kooperatif ortakları hak ve yükümlülüklerde eşit olup, kooperatif aynı durumdaki ortaklarına eşit işlem yapmak zorunda olduğundan, davacı ile aynı durumda olan ortağa borca rağmen tapularının verilmiş olması halinde de davacı tapu talep edebilecektir. (Y.23HD. 13.07.2020, 2017/1239E., 2020/2574 K)”
“1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesinde; “Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder” hümüne yer verilmiştir. Üyelikten ihraç kararı aleyhine iptal davası açan kooperatifin üyesi, ihraç kararı kesinleşinceye kadar hak ve yükümlülükleri devam edeceğinden, kendisine tahsis edilen bölüm/bölümleri dava sonunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar kullanmaya devam edebilir. (Emsal Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin ESAS NO: 2014/7770, KARAR NO: 2014/6247 ilamı)”
Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu’nun 7. maddesinde aynen “Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76’ncı, faize ilişkin 88’nci, temerrüt faizine ilişkin 120’nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138’nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. ” hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesinin “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi’nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/2. (6098 sayılı TBK’nın 117.) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK’ nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’ un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadırlar.(Yargıtay 23. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2013/3402 , KARAR NO: 2013/3823 ilamı)
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 139. maddesi gereğince, iki kişi karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise, her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Yine 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 143. maddesi hükmüne göre takas, ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesi ile gerçekleşir. Bu durumda her iki borç takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer. Takas için mutlaka karşılık dava açılması zorunlu değildir. Davalı, karşılık dava açmadan da takas savunmasında bulunmakla yetinebilir. Bununla birlikte davalının takas etmek istediği karşılık alacağın miktarı asıl davada istenen alacaktan daha fazla ise ve davalı bu fazla alacağını hüküm altına aldırmak istiyorsa karşı dava açılması gerekir.
Bu ilke, aksi yönde bir genel kurul kararı alınmadıkça veya davacı kooperatifte aksi yönde bir uygulama bulunmadıkça kooperatif alacaklarında da uygulanır. Bu maddenin uygulanması yönünde genel kurulda ayrıca bir karar alınmasına gerek yoktur.(Yargıtay 3 HD ESAS NO: 2021/282 ,KARAR NO: 2021/2334)
Dosyanın yapılan incelemesinde, davaya konu uyuşmazlığa ilişkin Bakırköy …… ATM’nin …… esas, ……. karar sayılı ilamıyla;
” Dosyaya sunulan ve kooperatif kayıtlarından rastlanan ortaklık senetlerinde bir tanesi 263 nolu üyeliği gösterir ……… adına düzenlenmiş, C blok no:17 nin kendisine tahsis edildiğine dair ortaklık senedi ile, bir diğeri de … adına düzenlenmiş 262 nolu üyeliği gösterir C Blok no:18 deki dairenin kendisine tahsis edildiğine dair ortaklık senedidir. Bunun dışında kooperatife ortaklığı gösterir başkaca bir senet yoktur. ……… ile … in kardeş oldukları, ve davacı kooperatifi mimarlık hizmeti verdikler ihtilafsızdır. Yine ihtilafsız olan bir diğer konu, mimarlık hizmet alacaklarının bulunduğu bu alacakların tahsil edilememesi sebebiyle muhtelif davalar açıldığı, davacıların haklarında hükmedilen alacakları tahsil anlamında icra takiplerine koydukları ve davalar ile icra dosyalarını delil olarak dosyaya sunduklarıdır. Davacı ısrarla bu alacakların kooperatifteki ortaklığı da devam ettiğine ve usule uygun bir ihraç prosedürü işletilmediğine göre kooperatife ödemesi gereken aidat borçlarından takas ve mahsubunu talep etmiştir. Davalı kooperatifin ileri sürdüğü 25/05/1989 tarihli ihracına ilişkin karar defterinde karar alındığı da görülmüş ise de usule uygun tebliğin yapıldığına dair, yani ihraç prosedürünün tamamlandığına dair bir tebliğ belgesine yada ibareye rastlanmadığından ayrıca çok sonraki 1997 ve 1998 tarihli genel kurullarda isminin bulunduğu da dikkate alınarak davacıların kooperatifte sonlanmamış ve devam eden ortaklıklarının bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Davalı da daha sonra ihraç ettik diyorsa zaten üyeliğin varlığını da ikrar etmektedir. Sorun, davacı … yönünden birleşen dosyalardaki taleplerde gözetilerek kooperatifte 18 ve 262 nolu iki ayrı üyelik olup olmadığıdır. Kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme, bilirkişi raporları uyarınca iki ayrı genel kurul tutanağında üyelik numarasında farklılık bulunmasının birden çok ortaklık göstermediği kanaatine ulaşılmıştır. Zira 18 nolu daire tahsisi 262 nolu ortaklığa yapılmıştır ki bu ortaklıkta, ortaklık senedine göre …’e aittir. Yine 17 nolu daire tahsisi 263 nolu ortaklığa yapılmış, ortaklık senedine göre bu hakkın sahibi de ………’dir. Yani, rakamsal karmaşa yapıldığı aslında ortaklığın tek ortaklık olduğu anlaşılmıştır. Bu kanaate ulaşılmasına sebep olan verilerden birisi de, 1995 tarihli raporda 1989 tarihli genel kurulda 18 nolu üye diye birisinin olmadığı, 262 nolu üyenin bulunduğu, buna karşın 1988 tarihli genel kurul hazırun cetvelinde 18 nolu ortak olarak yazılı bulunduğu, o halde 18 nolu ortak hiç yoksa iki tane üyeliğinde davacı … yönünden bulunmadığı, 262 nolu ortaklığın …’e, 263 nolu ortaklığın da ………’e ait olduğunun kabulü gerekmiştir.
Tahsis istemlerine gelince; kooperatifler kanuna göre tahsis edilen yerin teslim hakkının doğması ancak kooperatife karşı ödeme yükümlülüklerinin ortaklar arasındaki eşitlik kuralı da gözetilerek tam ve eksiksiz yapılması halinde mümkündür. Davacıların bu anlamda aidat ödemeleri yapmadıkları ancak mimarlık hizmeti verdikleri, bu hizmet karşılığı alacaklarının bulunduğu ve bu alacalarının da mahkeme ve icra dosyaları kanalıyla tahsilinin yapıldığı ve yapılmaya çalışıldığı açıktır. Dolayısıyla davacıların bu alacaklarının kooperatife olan borçlarından mahsubu konusunda kooperatifin bir genel kurul kararı olması gerekmektedir. Somut olayda böyle bir karara rastlanmamıştır. O halde davacılar her ortak gibi daire teslim ve tescilini istiyorlar ise ödeme yükümlülüklerini yerine getirmek durumundadırlar. O halde davacıların kooperatifte her ikisinin de birer ortaklıklarının bulunduğu, usulüne uygun sonlandırılmadığı, ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmediği, borçlarını ödemeyen ortaklara tahsis edilen yerlerin teslim ve tescilinin mümkün olmadığı, kaldı ki süreç içerisinde davacıların teslim ve tescil istedikleri dairelerin başka kooperatif ortaklarına tahsis edildiği ve bu şahısların dairelerde ikamet ettikleri, davacı … in bu sebeple halen kooperatif elinde mevcut C blok 2 nolu dairenin teslim ve tescilini talep ettiği, talebine bu şekilde düzelttiği anlaşılmış ise de teslim ve tescil talebine açıklanan gerekçelerle itibar edilmemiştir. Kaldı ki HUMK’daki takas ve mahsup def’ilerinin davalıya tanındığı açık olduğundan bunu ileri süren davacı olduğu için bu davada değerlendirilmeye alınması mümkün görülmemiştir. Alacak ve aidat borçları, ayrı hak ve borçlar olduğundan takas yönünde herhangi bir genel kurul kararı bulunmadığından ve yukarıda açıklanan sebeplerle HUMK’a göre takas ve mahsup def’ilerinin bir davada davalı tarafça ileri sürülebilecek bir husus olduğu da dikkate alınarak toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı, yapılan bilirkişi incelemeleri ve Yargıtay Bozma ilamı kapsamı ile birleşen dosyalar içeriği birlikte değerlendirilmiş, davacı …’in 28.10.2008 günlü celsedeki beyanı ile talebinin üyelik tespiti ve daire tesliminden ibaret olduğu da dikkate alınarak, son celsedeki davadaki talebini açıklar mahiyetteki talebide gözetilerek asıl dosya olan mahkememizin ……… esasındaki davacı … in davalı kooperatifte 18 nolu ortak olduğu ve bu ortaklığa tekabül eden C Blok 2 nolu dairenin teslim ve tesciline ilişkin talebin sabit olmadığında reddine, birleşen Bağcılar …… Asliye Hukuk Mahkemesini …….. esas sayılı dosyasındaki davacı … in talebinin kısmen kabulü ile davalı kooperatifte 262 nolu ortak olduğunun tespitine, bu davadaki men’i müdahale teslim ve tescil isteminin sabit olmadığından reddine, birleşen Bağcılar ……. Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyasındaki davacı … Yeğin in açtığı davanın kısmen kabulü ile davalı kooperatifte 263 nolu ortak olduğunun tespitine men’i müdahale teslim ve tescil isteminin yerinde bulunmadığında reddine karar vermek gerekmiştir. ” karar verildiği,
Bu karının temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay ……. HD’nin Esas no: …….., Karar no: ….. ilamıyla onandığı, karar düzeltme talebinin kabulü üzerine Yargıtay ….. HD’nin …… esas ,…… karar sayılı ilamıyla; “Davacılar …….. ve ……..’ın davalı kooperatifte birer hisselerinin bulunduğu sabit olup, bu hisseler nedeniyle davacılardan ……..’a C Blok 18 numaralı daire, ……..’a ise C Blok 17 numaralı daire tahsis edilmiştir.
Davacılar ile dava dışı …….. arasındaki sözleşmeye göre, davalı kooperatife verilecek mimarlık hizmeti nedeniyle doğan alacağın % 85’i davacılardan ……..’a, % 15’i dava dışı ……..’ya, davacılardan ……..’a isabet edecek olandan ise % 5’lik kısmın davacılardan ……..’a verileceği hüküm altına alınmıştır.
Davacılardan …….. ile dava dışı ……..’nın eser sözleşmesine dayalı olarak açtıkları davalar (Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. E -…… K, Bakırköy ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin …… E – …… K, Bakırköy ……. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. E – …….. K, Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. E – ……. K) sonunda verilen kararların infazına ilişkin icra dosyalarından; Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün …… E sayılı dosyasında, ödemeye dair bir kaydın olmadığı, Bağcılar …….. İcra Müdürlüğünün …… E sayılı dosyasında, ilam alacaklısı ………’in alacağını davacılardan ……..’a temlik ettiği ve ödemeye dair kaydın olmadığı, Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… E sayılı dosyasında alacaklı ………’in alacağını davacılardan ……..’a temlik ettiği, her iki davacının da davalılardan kooperatife olan ortaklık ödemeleri için haricen alındığı yönünde beyanda bulundukları, Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. E sayılı dosya alacağının ise ödendiği yazılıdır.
Davacıların davalı kooperatife verdiği mimarlık hizmeti bu davaların açılmasından önce son bulmuş olup, davacıların alacaklarının bu davadan önce doğduğu sabittir.
Öte yandan, Mali Müşavir …….. tarafından düzenlenen 02.10.2007 tarihli ek bilirkişi raporunda, daire başına ödenmesi gereken aidatın 17.500.000 eski TL olduğu, davacıların verdikleri mimarlık hizmeti nedeniyle davalı kooperatifçe toplam 56.365.00 eski TL takas mahsup işleminin yapıldığı, aynı bilirkişinin düzenlediği 17.09.2009 tarihli ek bilirkişi raporunda ise, dava tarihi itibariyle (08.02.1995) ödeme yapacak ortağın genel kurul kararı ile kararlaştırılan gecikme faizi dahil 88.246.250 eski TL ödeme yapması gerektiği, davacıların takas mahsup talep tarihi itibariyle (19.08.1995) ise, bu meblağın 93.846.250 eski TL’na çıktığı belirtilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, davacı tarafın mimarlık hizmeti alacağına dayalı olarak açtığı dava ve takipler sonucu tahsil ettikleri meblağ ve dava tarihi itibariyle davalı kooperatiften mimarlık hizmeti karşılığı doğmuş olan alacaklarının ne olduğu, davalı kooperatife yapmaları gereken ödemeler toplamının da ne kadar olduğu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, bu belirleme sonrasında davacıların davalı kooperatife aidat borçları olup olmadığı saptanmalı, bu saptamaya göre, davacı tarafın ortaklık tespiti dışındaki diğer istemleri hakkında da bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Yerel mahkeme kararının bu gerekçeler ile bozulması gerekirken, onandığı anlaşıldığından, asıl ve birleşen davalarda davacı … ile birleşen davada davacı … Yeğin vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 08.03.2012 tarih ve …… E, ….. K sayılı onama ilamı kaldırılarak, mahkeme kararının yukarıdaki gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. ” kararın bozulduğu,
Yargıtay bozma ilamına uyularak dosyaların celbi için yazılara yazıldığı , bilirkişi heyetinden rapor alındığı, davacı tarafın icra dosyasına ve ödemelere ilişkin açıklamada bulunduğu,
Davacı … Yeğin’in Davacı 20/05/2013 tarihli dilekçesindeki açıklamada; Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasında takibe konu yapıldığını, takibe itiraz üzerinde Bakırköy ……. Asliye Hukuk Mahkemesinin …… E – …… K, sayılı dosyasında verilen 858.531 TL asıl alacak 1.706.293,00 TL işlemiş faiz üzerinden toplam 2.546.806,00TL’nin ödemesine karar verildiğini, temlikname ile ………’in alacağını, ……..’dan temlik aldığını, ……… ve …’in 18 ve 262 nolu ortaklık ödemelerine eşit olarak 741.250 TL ve 263 nolu ortaklık için 1.482.500 TL mahsup işlemi yaptığını, bunun Bakırköy …… Noterliğinin 25.7.1995 tarihli ihtarıyla bildiriminin yapıldığını,
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğ’nün ……. esas sayılı dosyasının itiraza uğraması nedeniyle Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. E – ……. K, sayılı dosyasında asıl alacak bedeli 18.6000.560,00 TL olarak kesinleştiğini, bu dosyada 23.623.658,00TL işlemiş faiz ve 7.440.224 TL inkar tazminatına hükmedildiğini,42.224.218,00 TL’nin 22.05.1995 tarihinde tahsil edildiğini,
Bakırköy …….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. E – …… K sayılı dosyasının hizmet alacağı olarak 225.833.274,00 TL ve dava tarihiyle işlemiş faizin kesinleştiğini, Bağcılar …… İcra Müdürlüğünün …… E sayılı dosyasında takibin devirle Bakırköy …….. İcra Müdürlü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla derdest olduğunu , Bağcılar …….. İcra hukuk Mahkemesinin 25.06.2002 tarih …… esas ……. karar sayılı ilamıyla istenmesi gereken faizin 946.543.800,00 TL olduğuna karar verdiğini beyan ettiği,
Davacı …’in 21/05/2013 tarihli dilekçesinde diğer davacının 20.05.2013 tarihli dilekçesindeki şekilde açıklamada bulunarak üç üyeliğe ilişkin 1000TL hisse bedeli ve 3000TL ortaklık hisse senedi olarak ödeme yapıldığını ancak kooperatifin makbuz vermediğini beyan ettiği, 3 adet üyelik için 17.800.000,00TL’den 53.400.000,00TL’yi Bağcılar ……. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosya toplamı olan 2.075.410.742 TL’nin faize itiraz edilen kısmı sonucu istenmesi gereken 946.543.880,00 TL karar verildiğini, Bakırköy …….. Noterliğinin 14.10.2009 tarih …… yevmiyeihtar ile takas mahsup işleminden sonra icra dosyasından tekrar 9/10/2009 tarihinde üyelik ödemelerine sayılması için 18 nolu üye … için 181.000.000 TL, 262 nolu üyelik için 181.000.000TL’nin üyelik ödemesine, 263 nolu üye …’in üyelik ödemesine sayılması için 181.000.000TL üyelik yani toplam 543.000.000TL takas mahsup edildiğinde geçmiş ve gelecek faizler için ödeme yapılmış olduğunu, 18 nolu ve 262 nolu üyelikler için ayrı ayrı 199.545.250 TL üyelik ödemesi yapılmış olduğunu, 236 nolu üyelik için 200.286.500 TL üyelik ödemesi yapılmış olduğunu, bu üyelik ödemeleriyle ilgili Bakırköy …… Noterliği ……. yevmiye 14.10.2009 tarihli ihtarname ile dava dosyasına , kooperatif yöneticisine ve kooperatife takas mahsup işlemlerinin bildirildiğini beyan ettiği,
Davalı kooperatifin 24.10.2013 havale tarihli dilekçesinde Bakırköy ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin …… esas, ……. esas ve …… esas sayılı kesinleşmiş dosyalarındaki ilamların dilekçede belirtilen icra dosyalarına konu olduğunu ve bütün alacaklarının tahsil olunduğunu, davacının kooperatife üye olarak başvurusunun olmadığı yönetim kurulunun da üye olarak kabulüne dair kararının olmadığını beyan ettiği,
Davalı …’ın üyeliğe ilişkin ödeme evrak ve belgelerini ibraz ettiği,
Bilirkişi ……..’in 2.10.2007 tarihli ek raporunda; davacıların davalı kooperatife ödeme yaptıklarına ilişkin bir tespitin yapılmadığın, davacılar ortaklıklar ile ilgili verilen ortaklık senedinde belirtilen 1000 TL’nin ödendiğine ilişkin makbuz ya da dekont olmadığını, bu ödemenin yapılmadığını dikkate alındığını, davalı kooperatifin üyelerinin ödemeleri gereken ödemelerin toplamının 17.500.000Tl olarak hesaplandığını, davacıların vediği hizmete yönelik kesinleşen mahkeme ilamlarından Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. esas …… karar sayılı ilamında 4.707.653 TL’ye hükmedildiğini, mahkeme kararının 5/3/1994 tarihinde kesinleştiğini, …’in bu alacağını icra yoluyla tahsil ettiğinden takas ve mahsup işleminde bu alacağın dikkate alınmadığını, Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesinin …….. esas ……… esas sayılı dosyasında 858.513 TL üzerinden karar verildiğini, kararın 21.11.1994 tarihinde kesinleştiğini, icra dosyasındaki alacağının %50’sinin haricen alındığının , borçtan tenzilinin talep edildiğin, bu haricen alındığı yazılan dosya alacağının %50 ‘si olan 1.482.500TL’lik tahsilatın 18 ve 262 nolu ortaklık ödemeleri için dosyadaki tüm alacağın haricen alındığı kabul edilerek dosyaların düşürüldüğü, bu ifadenin … tarafından 18/7/1995 tarihinde yazılarak imzalandığı, aynı mahiyette ……… için icra dosyasının başka bir sayfasında 263 nolu ortaklık için ibarenin yazılıp imzalandığı, …….. ve ………’in bu dosyadan dolayı 1.482.500TL alacağının olduğunun tespit edildiği, Bakırköy ……. Asliye Hukuk Mahkemesinin …… esas, ……. esas sayılı dosyasında 18.560.560 TL alacağa ve icra inkar tazminatına hükmedildiği paranın alacaklıya icra yoluyla ödendiğinden hesaplama yapılmadığı, Bakırköy … Asliye Hukuk mahkemesinin …….. esas, …… karar sayılı dosyasında 225.833.274 TL alacağın Bağcılar ……. İcra Müdürlüğü’nün ……esas nolu dosyasında takibe konulduğu, üç üyelik ödemesi için 53.400.000 TL’nin asıl alacaktan takas ve mahsubunun yapılarak kalan kısmın icra takibine konulduğu, takipte istenmesi gereken faizin Bağcılar İcra hukuk mahkemesinin ……. esas ……. karar sayılı ilamıyla 946.543.880 TL olduğuna karar verildiği, ……..’dan hissesinin temlik alındığına ilişkin temliknamenin olduğu, kooperatif kayıtlarında takas mahsup işleminin yapılmasına ilişkin herhangi bir tespit yapılmadığı, her ne kadar davacıların davalı kooperatife ödemeleri tespit edilememiş ise de emsal ortaklar kadar kooperatife ödeme yaparak üç konut karşılığı ödeme yükümlülüğünün takas ve mahsup işlemi ile yerine getirildiğinin belirtildiği,
Bilirkişi ……..’in 17.09.2009 tarihli ek raporunda; aylık %5 faiz oranı da dikkate alınarak dava tarihi itibariyle emsal ortakların ödemesi gereken asıl alacağın 17.500.000 TL olduğunu dava tarihine (8/2/1995) kadar işlemiş faiz miktarının 70.746.250 TL olduğunu asıl alacak ile birlikte toplam 88.246.250 TL miktarın bir üyelik için hesaplandığı, 17.500.000TL’nin takas mahsup tarihine kadar (19.08.1995) itibariyle %5 faiz oranından işlemiş 76.346.250 TL faiz ile birlikte 93.846.250 TL’nin hesaplandığı,
Bozma Kararından sonra alına 03.04.2022 tarihli raporlarında bilirkişi …….. tarafından yapılan hesaplamalara katıldığının belirtildiği,
Asıl davaya konu dosyadaki istemin; davacı …’in 18 nolu ortaklığa tekabül eden 2 nolu daireye ilişkin olduğu, birleşen Bağcılar …….. AHM’nin …….. esas sayılı dosyaya konu istemin davacı …’in 262 nolu ortaklığa tekabül eden18 nolu daireye ilişkin olduğu, birleşen Bağcılar …… Asliye Hukuk Mahkemesinin …… esas sayılı dosyada konu istemin davacı ……. ‘in 263 nolu ortaklığa tekabül eden 17 nolu daireye yönelik olduğu,
Davacı tarafın kooperatif üyeliğinden kaynaklı istemde bulunabilmesi için kooperatif üyesi olması gerektiği, dosya kapsamındaki kooperatif kayıtlarından davacı … için 262 numaralı ortaklık senedinin , davacı … Yeğin adına 263 numaralı ortaklık senedinin düzenlenmiş olduğu, 262 nolu üyelik için 18 nolu daire tahsisinin, 263 nolu üyelik için 17 nolu daire tahsisinin yapıldığı, bunun dışında davacı …’e asıl davaya konu 18 nolu ortaklığa ilişkin 2 nolu daire tahsis işleminin yapılmadığı, davacılar hakkında davalı kooperatifin 25.05.1989 tarihinde ihraç kararı aldığı ancak ihraç kararına ilişkin ihraç prosedürünün tamamlanmadığı, usule uygun tebligatın yapılmadığı, davacıların 1997 ve 1998 tarihlerindeki genel kurullarda isimleri bulunduğundan kooperatif üyeliğinin sona ermediği, halen devam eden ortaklıklarının bulunduğu, bu nedenle davacılar yerine başka ortak alınmasının doğru olmadığı, kaldı ki ihraç kararı kesinleşmeden önce yeni ortak alınması durumunda hakkında ihraç kararı verilen ortağın, yeni ortağa göre öncelik hakkının olacağı, kooperatif kanuna göre tahsis edilen yerlerin teslim hakkının doğması için kooperatife karşı ödeme yükümlülüklerinin ortaklar arasındaki eşitlik kuralıda gözetilerek tam ve eksiksiz yapılması halinde mümkün olduğu,
Davacıların aidat ödemeleri yapmadığı, dosya kapsamında alınan raporlarda davacı tarafın toplam 4000TL üyelik ödemesinin ödeme belgesi dekont ile belgelendirilmediğinden dikkate alınmadığı, bununla birlikte mimarlık hizmeti vermelerinden kaynaklı taraflar arasında davalar ve icra takipleri olduğu, icra takiplerinin bir kısmı tahsil edilerek infaz edilirken Bağcılar …… İcra Müdürlüğünün …… E sayılı dosyası daha sora yenilenerek Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosya numarası almış olup bu icra takibinde üç ortaklık miktarına ilişkin 53.400.000 TL’nin icra takibine konu asıl alacak 225.033.274 TL miktarından düşülerek icra takibinin yapıldığı, bu miktarın düşülmesi ve İcra Mahkemesinin faiz miktar güncellemesi ve temlik ile davacıların 171.633.274 TL asıl alacak 22.336.396 TL mahkeme masrafı, 946.543.880 TL işlemiş faiz üzerinden derdest takibin devam ettiği, Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasında %50 alacak miktarının haricen alındığının belirtilerek borçtan tenzil edildiği, davacı ……. için 263 nolu ortaklığa ilişkin 1.482.500TL, davacı …’in 18 ve 262 nolu ortaklık ödemelerine eşit olarak 741.250 TL toplam 1.482.500 TL mahsup işlemi yaptığını, bilirkişi ……..’in dava tarihinde üç ortaklığa ilişkin faiz miktarının (70.746.250 TL*3:212.238.750TL) hesaplandığı, bu miktarın davacıların icra dosyalarında üyelik borcu nedeniyle mahsup ettiği miktarlar ve halen devam eden icra takip alacak miktarı da dikkate alındığında davacıların takas ve mahsup talebi sonucunda kooperatife ödenmemiş borçlarının kalmayacağı,
Taraflara tahsis edilen yerlerde dikkate alınarak davacı ……. asıl davaya konu 18 nolu ortaklığa isabet eden 2 nolu daireye ilişkin talebinin yerinde ilişkin talebinin yerinde olmadığı, Davacı …’in 262 ortaklığa isabet eden 18 nolu daireye ilişkin talebi ile davacı ……. ‘in 263 nolu ortaklığa isabet eden 17 nolu daireye takas mahsup şartlarının oluştuğu, aksi yönde bir genel kurul kararı alınmadıkça veya davalı kooperatifte aksi yönde bir uygulama bulunmadıkça kooperatif alacaklarında da takas mahsuba ilişkin Borçlar Kanunun ilgili maddesinin uygulanacağı, bu maddenin uygulanması yönünde genel kurulda ayrıca bir karar alınmasına gerek olmadığı, takas mahsup sonucu davacıların kooperatife borcu kalmadığından birleşen davaya konu taleplerin kabul edildiği, davacılar yerine ortak olarak alınan davalıların kooperatif borçlarını ödediğine yönelik her ne kadar belge sunmuş iselerde usule uygun ihraç prosedürü uygulanmadığından davacıların kooperatif ortaklıklarının devam ettiği, ortaklık devam ettikçe bu ortaklar yerine yeni ortak kaydının yapılamayacağı, ihraç halinde de ihraç kararı kesinleşmeden yeni alına üyelere göre tahsis edilen yerlerde öncelik hakları olacağından savunmaları yerinde görüleyerek aşağıdaki şekilde karar verildi.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A.Asıl Dava olan Mahkememizin ….. esas sayılı dosyası yönünden ;
1- davacı …’in davalı kooperatifte 18 nolu ortaklığa ve bu ortaklığa tekabül eden C blok 2 nolu daireye ilişkin taleplerinin ispatlanamadığından reddine
2- davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL red karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
B. Birleşen Dava olan Bağcılar ……. Asliye Hukuk Mahkemesinin …….. esas sayılı dosyası yönünden;
1-davacı …’in açtığı davanın kabulü ile;
a) davacının davalı Kooperatif’in 262 nolu ortağı olduğunun tespitine
b) davacının, davalı Kooperatif’in 262 nolu ortaklığı olarak bu ortaklığa isabet eden İstanbul İli …… İlçesi …… Köyü …… parsel blok/giriş : c/18 nolu bağımsız bölüm olan taşınmazın davalı Kooperatif adına kayıtlı olan tapusunun iptali ile davacı adına taşınmazın tesciline
c)davaya konu 262 nolu ortaklığa isabet eden İstanbul İli Bağcılar İlçesi ……. Köyü ….. parsel blok/giriş : c/18 nolu bağımsız bölüme mühadele eden davalı …’ın Müdahalesinin menni ile taşınmazın davacıya teslimine,
2- İİK 28 uyarınca kısa karar ve gerekçeli kararın bir suretinin Bağcılar Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 76,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
c. Birleşen Dava olan Bağcılar ……. Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyası yçnünden;
1-davacı …….’in açtığı davanın KISMEN kabulü ile;
a) davacının davalı Kooperatif’in 263 nolu ortağı olduğunun tespitine
b) davacının, davalı Kooperatif’in 263 nolu ortaklığı olarak bu ortaklığa isabet eden İstanbul İli …… İlçesi ….. Köyü …… parsel blok/giriş : c/17 nolu bağımsız bölüm olan taşınmazın davalı Kooperatif adına kayıtlı olan tapusunun iptali ile davacı adına taşınmazın tesciline
c)davaya konu 263 nolu ortaklığa isabet eden İstanbul İli Bağcılar İlçesi ….. Köyü …… parsel blok/giriş : c/17 nolu bağımsız bölüme mühadele eden davalı …’ın Müdahalesinin menni ile taşınmazın davacıya iadesine
– davali …….. ‘a ilişkin müdahale men talebinin reddine
2-İİK 28 uyarınca kısa karar ve gerekçeli kararın bir suretinin Bağcılar Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 37,50.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 18,75TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin ve asillerin yüzüne karşı verilen kararın, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede Yargıtay ilgili Hukuk dairesine Temyiz Yasa Yolu olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır